KERBELA
Irak'ta kent, il yönetim merkezi, Bağdat’ın G.-B.’sında; 107 500 nuf. Şiilerin kutsal kentlerinden biridir (Hüseyin bin Ali'nin mezarı, el Abbas camisi).
—Kerbela ili, 469 282 nüf. (1987).
—Tar. Eski Babil kenti yakınlarında kurulmuş olan Kerbela'nın tarihsel belgelere geçişi, Hz. Ali’nin oğlu Hüseyin’in öldürüldüğü (680) Kerbela olayı ile başlar. Bu tarihten sonra Hüseyin'in mezarı uzun yıllar şiilerin kutsal ziyaret yeri oldu. Halife Mütevekkil, IX. yy.’ın ortalarında Hüseyin’in mezarını ve çevresindeki tüm binaları yıktırttı, hiçbir iz kalmaması için de burasını tarım alanı haline getirdi, ayrıca ziyaret ve tavaf amacıyla yöreye gelecek olanların ağır şekilde cezalandırılacaklarını duyurdu. ibni Havkal’ın X. yy.’ın ikinci yarısında burada bulunduğunu yazdığı kubbeli meşhed de bir süre sonra Debbe bin Muhammet el-Esadi tarafından yıktırıldıysa da (yaklş. 979-980), aynı yıl Adududdevle Hz. Ali’nin Necef’teki kabrine olduğu gibi Hz. Hüseyin’in kabrine de ayrıcalık tanıdı, ibni Battuta 1326 ya da 1327’de Kerbela’yı ziyaret ettiğinde, orta yerinde Hz. Hüseyin'in türbesinin bulunduğu, hurmalıklar içinde küçük bir kentle karşılaştığını yazar.
XVI. yy.’ın ilk yarısında safevi şahı İsmail l'den sonra Kanuni Sultan Süleyman da her iki türbeyi birden ziyaret etmiş, Meşhed ül-Hüseyin’in çevresindeki alanı temizleterek güzel bir bahçe halinde yeniden düzenlettirmiştir. Murat lll’ün Bağdat valisi Ali Paşa zamanında, Hüseyin’in mezarı üstünde bulunan cami de onarılmıştır (1583). 1801 'de şeyh Suud’un yönettiği, 12 000 vahhabi, kenti basıp evleri ve çarşıyı yıktı, camiyi ve türbeyi yağmaladı, kent halkından 2 000 kişiyi öldürdü. 1843' te Necip Paşa tarafından alınan Kerbela, bir kez daha OsmanlI imparatorluğu sınırları içine katıldı. Bağdat valisi bulunduğu sırada Mithat Paşa burada bir hükümet konağı inşaatını başlattı ve bitişiğindeki çarşı alanını genişletti (1871).
XX. yy.'ın başlarında, 50 000 dolayında bir nüfusun yaşadığı kent, ekonomik bakımdan, Irak’ın ilk sırada yer alan kentlerinden biri olduğu gibi, gerek ticaret yolları üzerinde bulunması, gerekse Necef’e ve Mekke'ye giden hacıların toplanma merkezi olmasıyla da önem kazandı. 1970'te nüfusu 100 000'in üstüne çıktı ve kent batıya doğru gelişti. Nitekim bugün Kerbela adıyla anılan kesim, el-Meşhed ya da Meşhed ül-Hüseyin adını taşıyan asıl kenti yarım daire biçiminde çevreleyen hurmalıkların doğusunda kalan eski çekirdektir.
Kaynak: Büyük Larousse