Madencilik, İmalat, Finans Hizmetleri ve Dış Ticaret
Madencilik sektöründe 1960’lardan beri sürekli bir üretim düşüşü görülmektedir. Maden ocaklarında devlet desteğinde geniş bir modernleştirmeye gidilmiştir. Belçika sınırında toplanmış olan kömür ocakları demir-çelik sanayisini beslemekten uzaktır. Başta Lorraine olmak üzere Normandiya, Anjou Havzası ve Pirene- ler’den çıkarılan demir cevheri düşük derecelidir. Son yıllarda önemli miktarda demir ithalatı yapılmıştır. Öteki madenler iç gereksinimin ancak küçük bir bölümünü karşılar. Fransa Avrupa’nın önde gelen altın üreticilerinden biri olmakla birlikte dünya üretiminin ancak yüzde 1’ini elinde tutmaktadır. Tuz, potas ye kükürt üretimi önemli miktarları bulur. İthal hammaddeye dayanan petrol arıtma sanayisi oldukça gelişmiştir. Fransa, ABD, Japonya ve Almanya’dan sonra dördüncü büyük sanayi ülkesidir. Madencilik ve imalat sektörleri topluca GSYİH’nın yüzde 18,8’ini oluşturur ve işgücünün yaklaşık yüzde 16,3’ü bu sektörde çalışır, imalat sektörünün başlıca sorunu şirketlerin genelde küçük ölçekli olmasıdır. Büyük şirketlerin çoğu ya devlet yönetimindedir ya da uluslararası sermaye gruplarına bağlıdır. Bununla birlikte hükümet birçok alanda şirket birleşmelerini destekleyici etkin bir politika izlemektedir. Seçilmiş belirli sanayilerin dünya piyasalarında rekabet edebilmesi için geniş sübvansiyonlar da uygulanmaktadır. Son yıllarda yatırım için gerekli sermaye miktarının artması ve kaynak bulma güçlükleri sanayinin büyüme hızını yavaşlattığı gibi, araştırma ve geliştirme çalışmalarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Başlıca sanayi dalları çelik, motorlu araç, uçak, makine, elektrikli alet ve kimyasal madde üretimi ile dokumacılık ve gıda işlemedir. Devlet denetiminde olan elektrik üretimi (1989) 406,8 milyar kW-sa düzeyindedir. İthal petrole bağımlılığı azaltmak amacıyla termik ve nükleer enerji üretimini artırmaya ağırlık verilmiştir. Kömür üretimi ve petrole dayalı sanayiler de devletin elindedir. Büyük bankalar ve bazı finans kuruluşları devletleştirilmiştir. Toplam aktif ve pasiflerin yarısı az sayıdaki devlet bankalarının elindedir. Ticari bankaların yanı sıra uzmanlaşmış kredi kurumlan, tasarruf ve yatırım bankaları da etkinlik gösterir. Son yıllarda bankacılık sisteminde yapılan reformlar rekabeti geliştirerek modern uygulamalara geçilmesini sağlamıştır. Paris Borsası’nın gelişmesiyle hisse senedi piyasası bir ölçüde canlanmıştır. İthalat ihracattan daha büyük bir hızla gelişmektedir. İthalat içinde en önemli kalemleri yakıtlar, makineler ve kimyasal maddeler oluşturur. Başlıca ihracat ürünleri taşıt araçları ve donanımı, mamul mallar ve gıda ürünleridir. Dış ticaretin yarısından fazlası AET üyeleri ve Afrika ülkeleriyle yapılır. ABD, Irak, Suudi Arabistan ve eski Sovyet cumhuriyetleri ile ticari ilişkiler de gelişmektedir.
Ekonominin Yönetimi
Özel sektörün sınırlı bir ağırlığının olduğu ekonomide devletin hazırladığı beş yıllık planlar önemli bir rol oynar. Geniş bir katılımla hazırlanan planlar yatırım, kredi, fiyat ve vergi kolaylığı gibi araçlarla ekonomiye yön verir ve oldukça uyumlu bir gelişmeyi sağlar. Yürürlüğe girmeden altı ay önce ana hatları saptanan bütçe, ekonominin işleyişini belirlemede önemli bir işlev görmez. Bu durum görünüşte yüksek bir bütçe açığına yol açarsa da, gerçek bütçe açığının GSYİH içindeki oranı öteki sanayi ülkelerine göre oldukça düşüktür. Artan oranlı gelir vergisi sisteminde çeşitli etkenler göz önüne alınır. Vergi gelirlerinin üçte ikisinden fazlası dolaylı vergilerden sağlanır. 1980’lerin başında yüksek gelir gruplarını kapsayan ek vergiler getirilmiştir. Kamu harcamalarında sosyal hizmetler büyük bir yer tutar. İşkolu yerine bölgesel birimler temelinde örgütlenmiş olan sendikalar çeşitli siyasal eğilimleri yansıtır. Fransız İşverenleri Ulusal Konseyi ise işkolu birimlerinin de yer aldığı bölgesel bir örgütlenmeyi benimsemiştir. Toplu pazarlık görüşmeleri kamu ve özel kesimi kapsayacak biçimde yürütülür.

Ulaşım
Fransa’da üretim ve tüketim merkezlerinin dağınıklığı, ulaşım sistemini karmaşıklaştıran ve maliyetleri artıran bir etken olmuştur. Yüzey şekilleri nedeniyle anayollar genellikle ırmak vadilerini izler. Ekonomik etkinliklerin yoğunlaştığı Paris, doğal olarak ulaşım sisteminin odağını oluşturur. Temeli 19. yüzyıla dayanan ulaşım ağına hızla gelişen sanayiye uygun bir yapı kazandırma gereği, önemli güçlükler yaratmıştır. Yük taşımacılığında sevk edilen malın hacmine göre boru hattı, tren, kamyon ve gemi gibi değişik araçlar kullanılır. Konteyner kullanımı hızla gelişmektedir. Bu amaçla limanlarda modern tesisler kurulmuştur. Yolcu taşımacılığının büyük bölümü özel araçlara dayanır. Toplu kara ve demir yolu taşımacılığı sınırlıdır. Fransa’nın yaygın ve gelişkin karayolu ağının uzunluğu (1989) 800.000 km’yi geçer. Karayoluyla yük taşımacılığı 1950’lerden beri sürekli bir artış göstermektedir. Toplam uzunluğu (1989) 35.000 km’yi bulan demiryolu ağının en belirgin özelliği coğrafik bir merkezilik göstermesidir; hatların kesiştiği başlıca kavşak Paris’tir. 1938’de kurulan Fransa Ulusal Demiryolları Şirketi (SNCF) bütün demiryollarını işleten bir devlet kuruluşudur. Hatların dörtte birinde elektrikli trenler işler. Yüksek hızlı trenlerin devreye girmesi demiryolu taşımacılığını önemli ölçüde canlandırmıştır. Eski bir geçmişe dayanan suyollanndan özellikle sanayi bölgelerinde yararlanılır. Pek geniş olmayan kanallar küçük kapasiteli gemilerin ulaşımına elverişlidir. 1940’lardan sonra Rhöne ve Sen ırmaklarıyla bağlantılı kanallar geliştirilmiştir. Havayollarının iç taşımacılıktaki payı küçük olmakla birlikte, dış hat seferleri son derece işlektir. Dünyanın en büyük havayolu şirketlerinden biri olan Air France’ın yaygın bir sefer ağı vardır. Paris’in başlıca havaalanları Charles de Gaulle, Orly ve Le Bourget’dir.

Yönetsel ve Toplumsal Koşullar Devlet Yapısı
Anayasal çerçeve. Fransa’nın parlamenter cumhuriyet yönetimi, yürütme gücünün ağırlıkta olduğu çok partili bir demokrasiye dayanır. 1958’de kabul edilen ve 1962’de bazı değişiklikler yapılan Beşinci Cumhuriyet Anayasası uyarınca yürütme gücünün başında yedi yıllık bir dönem için genel oyla seçilen cumhurbaşkanı bulunur. Bakanlar Kurulu’nu, yüksek kamu görevlilerini ve yargıçları atayan cumhurbaşkanının yönetimle ve yasalarla ilgili konularda halkoylamasına başvurma ve Ulusal Meclis’i dağıtma yetkisi vardır. Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık ederek önemli kararları imzalar. Ayrıca olağanüstü durumlarda bütün yasama ve yürütme yetkilerini elinde toplayabilir. Yasama yetkisi Ulusal Meclis ve Senato’ dan oluşan parlamento tarafından kullanılır. 577 üyeli Ulusal Meclis beş yılda bir genel seçimle belirlenir. Dar bölge sistemine dayanan seçimler iki tur üzerinden yapılır; birinci turda hiçbir adayın salt çoğunluğu elde edememesi durumunda en yüksek oyu alan iki adayın katılmasıyla ikinci tura geçilir. Senato’nun 321 üyesi dokuz yıllık bir dönem için her ilde ve ayrı bir seçmenler kurulunca seçilir; bu kurullar temelde belediye meclisi üyelerinden oluşur. Seçmen yaşı 1974’te 18’e indirilmiştir. Ülkenin başlıca partileri, ılımlı sol eğilimli Sosyalist Parti (PS), de Gaulle’cü Cumhuriyet İçin Birlik (RPR), merkezci bir eğilimi temsil eden Fransız Demokrasisi için Birlik (UDF), aşırı sağcı Ulusal Cephe ve solcu Fransız Komünist Partisi’dir (PCF). Yasama çalışmalarında Senato’nun sınırlı bir ağırlığı vardır; Ulusal Meclis daha üstün bir konumdadır. Parlamentonun ulusal savunma, eğitim ve maliye konuları ile toplumsal ve ekonomik programlarla ilgili yasama yetkisine belirli sınırlamalar getirilmiştir. Hükümet parlamentodan belirli bir süre için kanun gücünde kararname çıkarma yetkisi alabilir. Parlamento hükümet üzerindeki denetimini soru, soruşturma ve güvensizlik önergeleri aracılığıyla uygular. Hükümet hem cumhurbaşkanına, hem parlamentoya karşı sorumludur. Anayasa ülke yönetimiyle ilgili politikaları “belirleme ve yürütme” görevini hükümete vermiştir. Bununla birlikte kurumsal yapılar, dış politika ve savunma gibi konularla ilgili önemli kararlarda cumhurbaşkanlarının belirgin bir ağırlığı vardır. Cumhurbaşkanı, Ulusal Meclis ve Senato’ nun dokuz yıllık bir süre için atadığı dokuz üyeden oluşan Anayasa Konseyi, seçimleri denetlemenin yanı sıra devlet yapısını ve parlamentonun işleyişini ilgilendiren yasa ve tüzüklerin anayasaya uygunluğunu inceler ve uluslararası anlaşmalar, hükümet ile parlamento arasındaki uyuşmazlıklar gibi konularda görüş bildirir. Iş dünyası ile meslek gruplarının temsilcilerinden oluşan Ekonomik ve Sosyal Konsey, uzun vadeli program ve planların hazırlanmasında bir danışma organı işlevini görür.
Yerel yönetim. Fransa yönetsel bakımdan 22 planlama bölgesine (region de program- me), bu bölgeler 96’sı Fransa’da, 4’ü denizaşırı topraklarda olmak üzere 100 ile (departement), iller de bucaklara (commu- ne) ayrılmıştır. Dört denizaşırı ili de (Guadeloupe, Martinik, Fransız Guyanası, Reunion) kapsamak üzere bütün illerde en önemli yönetim organı, altı yılda bir seçilen canton temsilcilerinin oluşturduğu Genel Meclis’tir. Merkezi hükümetin temsilcisi olan vali (prefet) aynı zamanda Genel Meclis’in yürütme görevlisidir. İllerin bölündüğü ilçelerin (arrondissement) başında vali yardımcıları (sous-prefet) bulunur. En küçük yönetim birimi olan bucaklar altı yılda bir seçilen, en az dokuz üyeli belediye meclislerince yönetilir. Meclisin seçtiği belediye başkanı merkezi hükümete karşı da sorumludur. 1972’de bölgesel düzeyde eşgüdümü sağlamak amacıyla birkaç ili içine alan planlama bölgeleri oluşturulmuştur. Fransız Polinezyası ve Yeni Kaledonya gibi denizaşırı toprakların özerk bir yönetim yapısı vardır.
Yargı sistemi. Medeni hukuk davalarına alt mahkemeler (tribunal d’instance) ve üst mahkemeler (grande instance) bakar. Ceza mahkemeleri hafif ve ağır suçlara göre çeşitli kademelere ayrılır. Aynca iş mahkemesi, askeri mahkeme gibi uzmanlık mahkemeleri de vardır. Bütün bu mahkemelerin kararları Cour de Cassation denen temyiz mahkemesince denetlenir. Devlete yönelik suçlara bakan Cour de surete de l’Ütat (Devlet Güvenlik Mahkemesi) 1981’de kaldırılmıştır. Bağımsızlıktan anayasayla güvence altına alınmış olan yargıçların atama ve disiplin işleriyle Conseil Superieur de la Magistrature (Yargı Yüksek Kurulu) görevlidir. Kamu savcıları ise Adalet Bakanlığı’na bağlıdır. İdare hukuku alanındaki uyuşmazlıklara bakan Conseil d’Etat (Devlet Şürası), aynı zamanda yasa tasarıları ve kararnameler konusunda görüş bildirmeye yetkilidir. Silahlı kuvvetler. Ulusal savunma, anayasa uyarınca başkomutan konumunda olan cumhurbaşkanının sorumluluğu altındadır. Silahlı kuvvetler yönetsel açıdan Savunma Bakanlığı’na bağlıdır. Bağımsız bir savunma politikası izlemeye özen gösteren Fransa, NATO üyesi olmakla birlikte örgütün askeri kanadında yer almaz. Bu çerçevede nükleer silah yapımına ağırlık verilerek çeşitli stratejik ve taktik füzeler geliştirilmiştir. Kara, deniz ve hava kuvvetleri ayrımı yerine çeşitli işlevleri temel alan ve bu kuvvetlere ait birlikleri barındıran bir örgütlenme oluşturulmuştur. Zorunlu askerlik sisteminin uygulandığı Fransa’da askere alma yaşı 19, hizmet süresi 12 aydır.

Eğitim
Eğitim 6-16 yaş arasında zorunlu ve parasızdır. Beş yıllık ilköğrenimin ardından öğrenciler ortaöğrenimin birinci basamağını oluşturan okullara devam ederler. Bu okullardan 15 yaşında mezun olan öğrenciler, iki yıllık teknik okullardan brevet d’etudes professionelles (mesleki eğitim diploması) alarak doğrudan meslek yaşamına atılabilecekleri gibi, daha sonra yükseköğrenimi sürdürmek üzere üç yıllık liselere de girebilirler. Yüksekokullara yalnızca baccalaureat (bakalorya) sınavını veren lise mezunları alınır. Fransa’da en tanınmışı Sorbonne olmak üzere çok sayıda büyük ve köklü üniversitenin yanı sıra Siyasal Bilimler Enstitüsü gibi saygın meslek yüksekokulları da (grandes ecoles) vardır. Büyük bölümü Katolik Kilisesi’ne bağlı olan özel öğretim kuruluşları üzerinde devlet belirli bir denetim uygular. 1968’deki öğrenci olayları sonrasında Fransız üniversitelerinin merkeziyetçi ve disiplinli yapısı önemli ölçüde yumuşatılmıştır. Öğretmenler ve öğrenciler geniş bir örgütlenme özgürlüğünden yararlanmaktadır.
Sağlık ve Sosyal Yardım Hizmetleri
Sağlık koşulları öteki gelişmiş Avrupa ülkelerinin düzeyindedir. Bulaşıcı hastalıklara tutulma oranı oldukça düşüktür. Sağlık personeli ve hastaneler yeterli bir hizmet sunar. Hastaneler ile tıp fakülteleri arasında yakın bir işbirliği vardır. Bebek ölüm oranı (1990) binde 7,4’tür. Hemen hemen bütün, çalışanları kapsayan sosyal sigorta sistemi, işçi ve işveren payları dışında devletten de önemli bir destek görür. Yaşlı, sakat, emekli, dul ve yetim aylığı dışında sağlanan sosyal hizmetler, iş kazası, işsizlik ve annelik gibi durumlarda verilen yardımları içerir. Sağlık giderlerinin bir bölümü de sigortadan ödenir. Kentleşme ve sürekli göçler konut açığına neden olmuştur. Konutların önemli bir bölümünün eski oluşu, bu sorunu daha da ağırlaştırmaktadır. Son yıllarda kent planlaması düzen altına alınmıştır.
Kültürel Yaşam
Fransa’nın Kelt, Yunan-Roma ve Germen öğelerini uyumlu bir biçimde kaynaştıran köklü bir kültürel mirası vardır. Manastır ve üniversitelerin geliştirdiği zengin ortaçağ kültürü, 15. yüzyıl sonlarında bilimsel ve teknik gelişmenin önünü açan güçlü bir hümanizm geleneğine kaynaklık etmiştir. Bununla birlikte uzun yıllar dar bir çevre içinde kalan Fransız kültürünün geniş kitlelere açılması II. Dünya Savaşı sonlarına rastlar. Bu dönemde eğitim olanaklarının genişlemesi ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması kültür kaynaklarına ilgiyi de canlandırmıştır. Bu sürece Fransız halkının güncel olayları ve dünyadaki gelişmeleri daha yakından izlemesi de eşlik etmiştir. Çağdaş Fransız kültürünün en önemli öğelerinden biri olan edebiyat alanında, geçmişin düşünsel ve hümanist mirası etkisini yitirmemiştir. Deneme türünün babası Montaigne, 17. yüzyıl oyun yazarları P. Corneille, Moliere, J. Racine, fabl şairi La Fontaine, Voltaire, D. Diderot, V. Hugo, C. Baudelaire, G. Flaubert ve E. Zola gibi dünya çapında ün yapmış ustaların etkisi günümüz yazarları üzerinde bile sürmektedir. Bunlara P. Valery, S.-J. Perse, Colette, A. Gide, F. Mauriac, H. de Montherlant ve M. Proust gibi yakın dönemin parlak adları da eklenebilir. II. Dünya Savaşı sonrasında da birçok etkili edebiyatçı ortaya çıkmıştır.
Resim alanında Fransa’yı temsil eden seçkin sanatçıların başında J.-L. David, E. Delacroix, G. Courbet, P.-A. Renoir, C. Monet, E. Manet, E. Degas, P. Cezanne, H. Matisse, M. Duchamp, Y. Tanguy ve G. Braque gelir. Bu arada J. Duvivieur, J. Renoir, J. Delanoy, F. Truffaut, J.-L. Godard, E. Rohmer ve C. Lelouch gibi yönetmenlerle sayısız oyuncu sinemanın bir sanat olarak gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. Fransa’da güzel sanatlar eğitimi devletten geniş bir destek görmektedir. Paris ressam, heykelci ve müzikçilerin çalışma ve gelişme olanağı bulduğu bir merkezdir. Büyük özen gösterilen müzeler çok sayıda değerli yapıtı barındırmaktadır. Tarihsel anıtların çoğu onarılarak koruma altına alınmıştır. Son yıllarda yerel halk geleneklerini canlandırmaya yönelik çabalar artmıştır. Kültürel etkinlik gösteren kurumlar çeşitli bakanlıklara bağlıdır. Bütün önemli kentlerde bulunan kültür merkezlerinde değişik gösteriler ve etkinlikler yürütülür. Başka ülkelerle kültürel alışverişe büyük önem veren Fransa, başta Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) olmak üzere birçok uluslararası kültür kuruluşunun da merkezidir. Basın ve yayın dünyası kültürel zenginliği yansıtan canlı bir yapı gösterir. Sosyalist hükümet 1989’da radyo ve televizyon yayımlarını denetlemek üzere bir yüksek kurul oluşturmuştur. Kamu ve özel radyo ve televizyon istasyonları vardır. Gazete yayımcılığının eski ve köklü bir geçmişi vardır. Başlıca gazeteler arasında Le Monde, Le Figaro ve France-Soir sayılabilir.
Kaynak: MsXLabs.org & Ana Britannica