Arama

Dünya Kentleri: Berlin - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Kasım 2006       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  Berlin4.jpg
Gösterim: 462
Boyut:  36.2 KB
BERLİN

Almanya’nın başkenti ve on altı eyaletinden biri, Spree ırmağı kıyısında; 883 km2; 3 410 000 nüf. (1991).

COĞRAFYA.
Berlin 1920’de yapılan bir düzenlemeyle 20 yönetim çevresine ayrıldı. İkinci Dünya savaşı’ndan sonra kent iki işgal bölgesine bölününce, bunların on ikisi (480 km2) batıda, sekizi (403 km2) doğuda kaldı. İki bölge 1961'de Berlin duvarı'ya birbirinden ayrıldı ve o zamanki iki alman devleti arasında bölüşüldü. Doğu Berlin Alman Demokratik Cumhuriyeti’nin merkeziydi. Batı Berlin’se Almanya Federal Cumhuriyeti’ne bağlıydı. Ekim 1990’da iki Almanya birleşince Berlin duvarı yıkıldı ve Berlin gene tek bir şehir ve eskiden olduğu gibi gene Almanya'nın başkenti ve bir eyaleti oldu.

Berlin’in nüfusu 1950-1980 arasında her iki kesimde sürekli azaldı, sonra yeniden artmaya başladı. Batı kesimi yabancı işçi kabul ettiği için birleşmeden önce bu kesimde nüfusun yaklaşık % 10’u yabancıydı (200 000 kişi) ve onların da yarısı türktü. Berlin’de doğum oranı %o 90 dolayındadır. 20 yaşından küçük olanlar toplam nüfusun % 25’ini, 65 yaşını aşmış olanlarsa yaklş. % 15’ini oluşturmaktadır.

Berlin XIX. yy.'da sanayi merkezi oldu. Krallık yetkilileri 1848’den sonra, ordu için telgraf aygıtları yapan Siemens şirketini kente getirince ünlü "Siemensstadt" semti kuruldu. Elektroteknik sanayisi o zamandan beri Berlin’in temel sanayisi olmuştur, bütün sanayi kollarındaki iş hacminin % 30’unu bünyesinde toplar. Onu % 20’ye yaklaşan oranlarla besin ve makine sanayileri izler. Kimya sanasiyisi dördüncü sırayı alır. Faal nüfusun yaklş. % 60’ı sanayi sektöründe çalışır.
Berlin İkinci Dünya savaşı'ndan önceki dönemde olduğu gibi Almanya’nın en önemli kültür merkezidir. Kentte çok sayıda kültür kuruluşu (tiyatrolar, müzeler, orkestralar, sanat galerileri, müzik okulları, radyo-televizyon istasyonları) bulunmaktadır. Bunlardan biri olan Berlin filarmoni orkestrası Berlin’e dünyanın büyük kentleri arasında hatırı sayılır bir yer kazandırır. Berlin Film festivali de aynı şekilde Berlin’e dünya çapında itibar sağlayan etkinliklerden biridir. Bunların yanısıra kente çekicilik kazandıran doğal ve yapay güzelliklerin sayısı pek çoktur: yapay göller, ormanlar, spor tesisleri, kültürel etkinlikler, eğlence tesisleri, vb. Berlin aynı zamanda önemli bir basımcılık merkezidir.

Savaştan sonra Berlin, özellikle bölünmüşlük yüzünden büyük güçlüklerle karşılaştı, eskiden çok canlı olan ticaret yaşamı daraldı. Buna karşılık bazı devlet dairelerinin Batı Berlin’e taşınması, metroyu eksen alan yeni semtlerin kurulması, kent içinin şerit halinde (Berlin duvarı boyunca) genişletilmesi, tarihi semtlerin açıklığa kavuşturulması, bunların yanısıra doğu kesiminde yapılan televizyon kulesi, cumhuriyet sarayı, çeşitli hükümet binaları gibi yeni yapılar, kente biraz da yeni bir çehre kazandırdı. Berlin tarihi yapıları, ünlü müzeleri, büyük caddeleri, büyük mahalleler daha görkemli bir kent oldu.

TARİH.
Bir slav balıkçı topluluğunun kurduğu Berlin’in kent olarak adı, ilk kez 1230’dan kalma metinlerde geçer. XV. yy.’a kadar hemen hemen bağımsız, küçük bir yerleşim merkeziydi, Hohenzol- lern’lerin Brandenburg seçiciprensi olmaları (1415) ve XV. yy. sonunda burasını kendilerine merkez yapmaları sonucunda gelişti. Otuz Yıl savaşları nda büyük zarar gören ve nüfusu 6 OOO'e düşen Berlin, önce seçiciprens, sonra kral olan hükümdarlarının girişimleriyle, XVII. yy. sonunda ve XVIII. yy.'da kalkındı ve bir yapım merkezi (şayak, kumaş, eldiven, mücevher) haline geldi. Nantes fermanı'nın yürürlükten kaldırılmasının ardından (1685) buraya göçen transız göçmenleri, kentin iktisadi gelişmesine katkıda bulundular. Berlin büyüyerek, çevredeki birçok küçük kent ve köyü sınırları içine aldı. XVIII. yy. sonunda, Avrupa'nın en güzel başkentlerinden biriydi. Unter den Linden o dönemde açıldı ve Brandenburg kapısı yapıldı (1788). Napolyon döneminde Berlin, alman yurtseverliğinin başlıca düşünce ve siyaset merkezi haline geldi, 1810’da, üniversite kuruldu ve kent 1871'de imparatorluğun başkenti oldu; düşünce yaşamı çok yüksek bir düzeye ulaştı ve geleneksel alman tutumundan çok farklı, gerçekçi, alaycı bir berlinli anlayışı gelişti. Nüfusu 1871’den 1939’a dört kat artan Berlin, 1918’den sonra, dönemin tiyatro, sinema, sanat ve edebiyatında oynadığı birinci derecede rolle, Avrupa’nın en çok ziyaret edilen kentlerinden biriydi.

İkinci Dünya savaşı sırasında anglo- sakson hava bombardımanlarından büyük ölçüde zarar gören kentte, 23 nisandan 2 mayıs 1945'e dek, sovyet ve alman kuvvetleri arasında son ve kanlı bir çarpışma oldu. Jukov ve Konyev ordularının kuşattıkları (24 nisanda Berlin'in G.- D.’da birleştiler) ve yoğun biçimde topa tutulan (20 000 top) garnizon (80 Volkssturm taburunu kapsayan 300 000 asker). IV. Panzerarmee tarafından kurtarılmadı. Çarpışmalar kentin merkezine kadar sürdürüldü. Hitler, 30 nisanda bunkerinde intihar etti, 2 mayıs günü saat 15'te general VVeidling, ateşkes emri verdi, 8 mayısta Berlin’de, Alman silahlı kuvvetlerimin teslim anlaşması imzalandı. Savaşı kazanan ülkelerin ortak kararıyla sovyet işgal bölgesinde kalan Berlin, dörtlü (Ingiltere, ABD, SSCB ve Fransa) bir denetim komisyonunun yönettiği dört kesime ayrıldı. Sovyetler, 20 mart 1948’de anglo-sakson işgal bölgelerinin birleştirilmesi kararını protesto etmek için, dörttü komisyondan çekildiler. 24 haziranda kent ile Batı arasında her türlü ulaşımı yasakladılar. Sovyet ablukası bir yıl kadar sürdü, ama ABD yetkililerinin kararıyla kurulan dev boyutlu hava köprüsü sayesinde başarısızlıkla sonuçlandı.

12 mayıs 1949’da Sovyetler, Berlin ve Batı arasında kara ulaşımına yeniden izin verdiler. Batı ve doğu kesimleri arasında serbest dolaşım, Doğu Berlin yetkililerinin sertlikle bastırdıkları 17 haziran 1953 işçi ayaklanmasına karşın on iki yıl boyunca sürdü. 1958 kasımında SSCB, Berlin’in dörtlü yönetim statüsünü tek taraflı bozdu, Batı Berlin’in BM örgütü denetimi altında özgür bir kent olması önerisi, Batı ülkeleri tarafından reddedildi. Doğu’dan Batı’ya göçün sürekli artması üzerine, Doğu Almanya yetkilileri 13 ağustos 1961’de, o tarihten sonra Doğu Berlin ile Batı Berlin’i ayıran duvarı yapmaya başladılar Berlin yıllarca Avrupa’nın ideolojik bölünmüşlüğünün simgesi oldu. Kentin yeniden bütünleşmesini ancak iki alman devletinin birleşmesi sağladı. Ocak 1990’da Doğu Almanya parlamentosunda komünist rejime son vermek üzere serbest seçimler yapılması ve iki Almanya’nın birleştirilmesi kararı alındı. Bu başlangıçtan sonra, önce para ve ekonomi birliği yürürlüğe girdi (1 temmuz 1990). Bunu siyasal birleşme anlaşması izledi (31 ağustos 1990). Doğuya yapılan 140 milyar marklık yardımdan Berlin de payını aldı. Ne var ki birleşmeden sonra ortaya çıkan ekonomik bunalım Berlin’de de bir ölçüde karamsarlığa yol açmıştı. Devlet merkezinin bir an önce Berlin’e taşınması için Federal Meclis’ce alınan karar bu karamsarlığı ortadan kaldırdı (20 haziran 1991).
Ad:  Berlin5.jpg
Gösterim: 455
Boyut:  47.9 KB

GÜZEL SANATLAR.
Berlin’de sayısız tarihsel yapıt vardır: gotik Marienkirche kilisesi (XIV. yy. sonu, ünlü Ölüler Dansı freski); Hohenzollernler döneminde yapılmış, XVIII. ve XIX. yy.’lardan kalma anıtlar; Jan de Bodt ve A. Schlüter’in yaptıkları, yaklaşık 1700’den kalma silah deposu (can çekişen savaşçı maskları), Brandenburg kapısı (Langhans’ın yapıtı, 1788); daire planlı kubbeli Sankt Hedvvige kilisesi; Schinkel’in yaptığı yeniklasik üslupta Altesmuseum ve muhafız alayı binası, Hohenzollernler’in günümüze dek dayanan tek şatosu Charlottenburg, 1945’ten sonra kentin yeniden kurulması sırasında, yeni mimarlık örnekleri gerçekleştirilmiştir. Sharoun kitaplığı ve filarmoni orkestrası binası, Hansaviertel semti; Batı Berlin’de Mies van der Rohe’nin yaptığı Nationalgalerie; Doğu Berlin’de televizyon kulesi ve Alexanderplatz.

Müzeler.
Spree adasında, düzenli bir müze bütününün modern ilk örneği (1830-1930) yer alır. Pergamonmuseum, Nationalgalerie. Bode müzesi. Bunlardan birincisinde, özellikle eşsiz hellen sanatı (büyük Bergama tapınağı) ve İslam, Ortadoğu sanatı (Babil’den getirilen Iştar kapısı) örnekleri yer alır. Charlottenburg şatosu, Tarih müzesini, Mısır müzesini (Nefertiti’nin büstü), Friedrich ll’nin koleksiyonundan tabloları kapsar. Dahlem müzesinde birçok önemli koleksiyon yer alır: resim galerisi (Van Eyck’in Kilisede Meryem'i. Rembrandt’ın Altın başlıklı adam'ı, Vermeer’in inci gerdanlıktı kadın'ı, Watte- au’nun Dans'ı, İtalyan ve alman resim okullarından başyapıtlar); heykel müzesi, taşbaskı salonu; etnografya müzesi; Asya sanatı müzesi, Nationalgalerie. XIX. ve XX. yy. sanatına; Brücke-Museum’sa Alman anlatımcılarına ayrılmıştır.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 7 Kasım 2016 01:31
SİLENTİUM EST AURUM