Arama

Fransa ve Fransa Tarihi - Tek Mesaj #14

Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
7 Kasım 2016       Mesaj #14
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  Fransız Medeni Kanunu.jpg
Gösterim: 340
Boyut:  27.0 KB

Fransız Medeni Kanunu

, Napolyon yasası olarak da bilinir, Fransızca Code Napoleon, Fransa’da, 1804’ten günümüze değin bazı değişikliklerle yürürlükte kalan ve medeni hukuk ilişkilerini düzenleyen yasa. Çoğu kara Avrupa’sı ve Latin Amerika ülkelerinde 19. yüzyılda kabul edilen medeni kanunların başlıca kaynağı olmuştur. Fransa’da medeni hukuka ilişkin kuralların bir yasa altında toplanması gereksinimi ve bu yolda yürütülen çalışmaların geçmişi Napoleon öncesi döneme değin iner. Devrim öncesindeki hukuk düzeninin en belirgin özelliği, çeşitli hukuk sistemlerini içermesiydi. Güney Fransa’da Roma hukuku uygulanırken, Paris’i de içine alan kuzey illerinde büyük ölçüde feodal Frank ve Germen kurumlarına dayanan bir gelenek hukuku gelişmiş bulunuyordu. Katolik Kilisesi’nin sıkı denetimi altında olan evlilik ve aile yaşantısıyla ilgili konular kilise hukukunun alanına giriyordu. Bütün bunlara ek olarak 16. yüzyıldan sonra krallık kararnameleri ile buyruklarına ve Parlemenfların (yüksek mahkeme) geliştirdiği içtihat hukukuna göre düzenlenen hukuksal konuların kapsamı da giderek genişliyordu. Her bölgenin kendine özgü gelenekleri vardı. 16. ve 17. yüzyıllarda ayrı ayrı bölgelerde yerel gelenek hukuklarını düzenleyerek yasalaştırma yolunda gösterilen çabalara karşın, ülke düzeyinde birlik sağlama yönünde atılan adımlar sınırlıydı. Çıkar çevreleri, reformun ayrıcalıklarına son vereceği kaygısıyla, yasa derleme çalışmalarına engel oluyordu.

Devrim sonrasında ortaya çıkan koşullar hukuksal kuralları tek bir yasada toplamayı olanaklı, hatta kaçınılmaz hale getirdi. Feodal mülk sahipleri ve loncalar gibi güçlü denetim grupları ortadan kaldırılmış, kilisenin dindışı konulardaki yetkilerine son verilmiş ve başına buyruk iller yeni ulusal devletin alt birimlerine dönüştürülmüş bulunuyordu. Bu bakımdan Fransız Medeni Kanunu’nun hazırlanmasında, tarihte ilk kez, bütün eski önyargılardan arınmış, kaynağını “saf sağduyu”dan alan ve bütünüyle akla dayanan bir yasa oluşturma ana ilkesinden yola çıkıldı. Kanunun ahlaki dayanakları eski gelenekler ya da monarşik koruyuculuk değil, aklın ilkelerine uygunluk olacaktı. Fransız Medeni Kanunu bütün yurttaşların eşit olduğunu, büyük evlat olma hakkı, soyluluk ve sınıf ayrıcalıklarının ortadan kaldırıldığını, sivil kurumlarm kilisenin denetiminden kurtarıldığını ve kişi özgürlüğü, sözleşme özgürlüğü ile özel mülkiyetin dokunulmazlığının temel ilkeler olduğunu belirtir.
Kanunun kişi hukukunu düzenleyen birinci kitabı medeni haklardan yararlanma, kişiliğin korunması, ikamet, vesayet, velayet, ana baba ile çocuklar arasındaki ilişkiler, evlilik, eşler arasındaki kişisel ilişkiler ve evliliğin iptal ya da boşanma yoluyla sona erdirilmesi gibi konuları kapsar. Eşya hukukuyla ilgili olan ikinci kitap mülkiyet, intifa ve irtifak haklarıyla ilgili düzenlemeleri içerir. Üçüncü kitap veraset, bağışlama, evlilik sözleşmesi ve yükümlülükler yoluyla mülk edinme haklarını, son bölümlerde de çeşitli vekâlet sözleşmelerini, yasal ve göreneğe dayalı ipotek işlemlerini, fiillere getirilen sınırlamaları ve hakların sınırlandırılmasını düzenler.
Kanun yükümlülükler açısından sözleşme, sözleşme benzeri, suç ve suç benzeri gibi geleneksel Roma hukuku kavramlarına yer verir. Sözleşme özgürlüğü, açıkça belirtilmemekle birlikte, birçok hükmün temelini oluşturan bir ilke olarak kabul edilmiştir.

1804’te Belçika, Lüksemburg, Almanya’ nın bir bölümü, Kuzeybatı İtalya, Cenova ve Monako gibi Fransız denetimi altında olan bölgelerde de yürürlüğe giren Fransız Medeni Kanunu, sonraki yıllarda Napoleon’un fethettiği İtalya, Felemenk, Hansa Birliği toprakları, Almanya’nın öteki kesimleri ve İsviçre gibi yerlerde de uygulanmaya başladı. Belçika, Lüksemburg ve Monako’da kanun günümüzde de yürürlüktedir. 19. yüzyılda bir dizi Avrupa ve Latin Amerika ülkesi, gönüllü olarak ve doğrudan çeviri ya da bazı değişiklikler yoluyla Fransız Medeni Kanunu’nu benimsedi. İtalya’nın birliğinin saklanmasından sonra çıkarılan 1865 tarihli Italyan Medeni Kanunu’ nun dolaylı da olsa Fransız Medeni Kanunu’yla yakın bir bağı vardı. 1942’de kabul edilen yeni İtalyan Medeni Kanunu’nda ise bu geleneksel bağdan büyük ölçüde uzaklaşıldı. Latin Amerika’da 19. yüzyıl başlarında Haiti ve Dominik’te Fransız Medeni Kanunu doğrultusunda çıkarılan yasalar bugün de yürürlüktedir. Bolivya ve Şili, kanunun düzenleniş biçimini sıkı sıkıya izlemenin yanı sıra esasından da önemli ölçüde yararlandı. Ekvador ve Kolombiya, Şili Medeni Kanunu’nu aynen benimserken, Uruguay ve Arjantin de bunu temel alan medeni kanunlar çıkardı, yüzyıl başlarında, Alman Medeni Kanunu’nun (1900) ve İsviçre Medeni Kanunu’nun (1912) çıkarılmasıyla Fransız Medeni Kanunu’nun etkisi giderek azalmaya başladı. Japonya Alman örneğini, Türkiye ise İsviçre örneğini izledi. 20. yüzyılda Brezilya, Meksika, Yunanistan ve Peru gibi ülkeler medeni kanunlarını hazırlarken karşılaştırma yöntemiyle Alman, Fransız ve İsviçre örneklerinden değişik yönlerde yararlanma yoluna gittiler.

Kaynak: MsXLabs.org & Ana Britannica
🌘 🚀