Arama

Karadeniz - Tek Mesaj #5

perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
17 Kasım 2016       Mesaj #5
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Karadeniz

; doğuda Gürcistan ve batıda Romanya ve Bulgaristan, güneyde de Türkiye’nin kuşattığı Karadeniz, Rusya Federasyonu, kuzeyde Ukrayna, içdeniz. Poti ile Burgaz arasında, doğukıyıları arasındaki genişliği Odessa ile batı doğrultusundaki uzunluğu 1.200 km’ye yaklaşır. Kuzey ve güney Ereğli arasında en çok 600 km’ye ayrı yaştaki üç koninin kaynaşmasıyla oluşmuştur. Üç koniden en yükseği krater vardır. Yörede Uluçukur adıyla anılan kraterin uzun ekseni yaklaşık kuzeyinde de Baştepe konisi yer alır. Üç koniden en eskisi Mahlaç, en yenisi ise Baştepe’dir. 150 m çapında küçük bir krateri bulunan Baştepe konisi,Karadağ, Iç Anadolu’da güney-batı kuzey- doğu doğrultusunda Erciyes Dağına kadar uzanan yanardağlar dizisinin güneybatı ucundadır. Bu anlamına gelen maarlann ilginç Acıgöl, güneydeki ise Meke Tuzlası Ereğli- Karapınar karayolu, deniz kuzeydoğusunda, Azerbaycan sınırının hemen güneyindeki Karadağ bölgesinde
Mahlaç konisini kısmen parçalayarak oluşmuştur.Karadağ’ın kuzeydoğusunda yer alan basık sırtlı örneklerinden olan volkanik kökenli iki göl vardır. Bunlardan kuzeydeki düzeyinden 981 m yükseklikteki bu göllerin arasından geçer. Mahlaç konisinin doğusunda Kızıltepe konisi ulaşır. Genelde batıdan doğuya doğru giderek daralır. Samsun ile Kerç oluşturduğu orta kesimin genişliği,arasında 480 km olan genişliği Giresun ile Tuapse arasında 350 km’ye, Rize ile Suhumi (Sohumkale) arasında ise 225 km’ye düşer. Anadolu ile Kırım yarımadalarının karşılıklı birer çıkıntı
inebolu ile Kırım arasında 270 km’dir. Karadeniz, güneybatısındaki İstanbul
Boğazı üzerinden Marmara, Çanakkale Boğazı ve Ege aracılığıyla Akdeniz’e bağlanır. Kuzeyindeki sığ Karacadağ’dır (2.007 m). Karadağ ile Karacadağ arasında patlama kraterleri Gölü olarak da bilinen Tuzla Gölüdür. Tuzla Gölünün ortasında 1.120‘ m’ye yükselen bir yanardağ konisi vardır.
Ad:  karadeniz.gif
Gösterim: 3769
Boyut:  245.1 KB
Azak Deniziyle bağlantısını Kerç Boğazı sağlar. Tek başına 422.000 km2 olan yüzölçümü Azak Deniziyle birlikte 460.000 km2’ye yaklaşır.
Varna körfezleri Karadeniz’in batısındaki başlıca girintilerdir.Özelliği, girinti ve çıkıntılarının çok az olmasıdır. Bu nedenle korunaklı doğal Karadeniz kıyılarının en önemli limanları çok azdır. Odessa, Burgaz ve Anadolu kıyılarında doğal liman Karadeniz’in bir başka özelliği de da bakımından son derece fakir oluşudur.İrili ufaklı koylardan başlıcalan Ereğli, Sinop ve Vona’dır.Karadeniz’deki adalar Giresun, Amasra ve Kefken adaları gibi küçük kaya parçacıkları ve Tuna Deltasının önündeki Yılan Adası (bugün Zmeini, Ukrayna) gibi kil ve Karadeniz, doğuda Hazar Denizi büyük bir denizin kalıntısıdır. Bu üzerinden Aral Gölüne, batıda da Viyana Havzasına kadar uzanan kum oluşumlu alçak kara yüzeyleriyle aşamalarından sonra kazanan sınırlıdır.

Bugünkü görünümünü uzun gelişim büyük denizin Pliyosen Bölüm (y. 7-2,5 milyon yıl önce)başlarında parçalanmaya başlayarak küçülmesiyle oluşan içdeniz, daha sonra Karadeniz ve Hazar biçiminde ikiye ayrılmıştır. Bu arada Karadeniz’le Akdeniz arasında ortaya çıkan bağlantı birkaç kez kesildikten sonra bugünkü biçimini almıştır. Karadeniz’in derinlik haritasında yapılan gözlemler, bu denizde derinlik bakımından üç ayrı kesimin bulunduğunu gösterir. Bunların ilki olan ve 90-100 m derinliğe kadar izlenen sığ alanlar, bütün deniz yüzeyinin dörtte birini kaplar. Kıta sahanlığı (şelf) olarak anılan bu sığ alanlar, Anadolu kıyıları önünde dar, Odessa Körfezi kıyıları ile Azak Denizinde geniştir.

Tümü kıta sahanlığı içinde yer alan Azak Denizinin en derin yeri 14 m’yi geçmez. Karadeniz’deki sığ alanların yüzeyi az eğimli ve hafif dalgalıdır. Bazı kesimlerin yüzeyinde derin biçimde yarılmış vadiler vardır. Bunun en tipik örneği Sakarya ağzında,ortalama derinliği 1.272 m olan Karadeniz’in su miktarı 547.000 km3’ü bulur. Bu büyük su kütlesi çevredeki iklimi yumuşattığından, Karadeniz kıyılarında kış ayları iç kesimlere göre daha ılık geçer.

Karadeniz’in suları genelde az kuzeye doğru ilerleyen suların bir bölümünün Kırım Yarımadasına doğru tuzludur. Orta ve doğu kesiminde yüzey sularının tuzluluğu binde 1819’dur. Akarsu ağızlarına yaklaşıldıkça ırmakların taşıdığı su miktarına bağlı olarak azalan tuzluluk oranı Tuna Irmağı ağzında binde 12, Sakarya Irmağı ağzında binde 17, Kızılırmak ve Yeşilırmak deltaları açıklarında binde 15- 16’dır. Odessa Körfezinin kuzey kesimleri, ancak binde 10’u bulan tuzluluk oranıyla Karadeniz’in sulan en az tuzlu köşesidir. Yüzey suları, daha tuzlu ve ağır olan alttaki sulann üstünde ince bir tabaka oluşturur. 100 m’den sonra artan tuzluluk, 200 m derinlikte binde 22’ye yükselir ve dibe kadar çok az bir artma göstererek binde 22,4’e ulaşır. Tuzluluk oranındaki değişmeden kaynaklanan yoğunluk farkı nedeniyle yüzey suları ile derin sular birbirine karışmadan iki ayrı tabaka halinde üst üste durur. Bu durum, derindeki su kütlesine oksijen karışmasını önler. Oksijenin karışamadığı derin sularda yüksek oranda kükürtlü hidrojen gazı birikmiştir. Bu zehirli kesimde yalnızca ortama uyan bakteriler yaşar. Yüzey sularındaki oksijen litrede en çok 7 cm3’ken, derin sulardaki kükürtlü hidrojen gazının miktarı litrede 12 cm3’e kadar çıkar.

Karadeniz sularının yüzey kesimlerinde sıcaklık yaz mevsiminde 20°C-26°C arasındadır. En sıcak sular güneydoğu kesiminde, en serin sular ise kuzeybatı kesimindedir. Kış mevsiminde sıcaklık farkları daha belirgindir. Güneydoğu kesimindeki suların sıcaklığı 13°C dolayında kalırken, kuzeybatıdaki suların sıcaklığı 2°C’ye kadar inebilir.

Tuzluluk oranının çok düşük olması, Odessa Körfezi yakınlan ile Azak Denizi sularının donmasını kolaylaştırır. Azak Denizi her yıl üçdört ay donar. Şiddetli geçen bazı kış mevsimlerinde, Kırım kıyılarından Burgaz önlerine kadar bütün kıyı kuzeyden güneye doğru daralan bir şerit biçiminde buz tutar. Bu donma olayları Türkiye kıyılannda görülmez. Ama Tuna Irmağının donmasıyla oluşan ve daha sonra parçalanarak akıntıyla sürüklenen buz kütleleri, 1929 ve 1954 kışlarında olduğu gibi bazen İstanbul Boğazına kadar ulaşabilir. Karadeniz sularının sıcaklığı 50 m derinlikte 8°C, 90 m derinlikte 9°C’dir; bu derinlikten dibe kadar sıcaklık yaz kış değişmez. Karadeniz’de önemli düzey değişiklikleri görülmez. Gelgit olayı sonucunda 5-8 cm arasında düzey değişikliği olur.Mevsimler arasında 15 yönünün tersine bir akıntı sistemi vardır. Sular, Anadolu kıyıları boyunca doğuya doğru hareket eder. Bu dolaşım halkası, bütün kuzey ye batı kıyıları boyunca ilerleyen suların İstanbul Boğazına yönelmesiyle kapanır. Büyük bir halka oluşturan bu dolaşım sistemi içinde iki küçük dolaşım halkası bulunur. Doğudan -30 cm’lik düzey farkları görülür. Sular genellikle kışın alçak, ilkbahar ve yaz başında yüksektir.

Karadeniz’in yüzey sularında, saat yönünün tersine bir akıntı sistemi vardır. Sular, Anadolu kıyıları boyunca doğuya doğru hareket eder. Bu dolaşım halkası, bütün kuzey ye batı kıyıları boyunca ilerleyen suların İstanbul Boğazına yönelmesiyle kapanır. Büyük bir halka oluşturan bu dolaşım sistemi içinde iki küçük dolaşım halkası bulunur. Doğudan kuzeye doğru ilerleyen suların bir bölümünün Kırım Yarımadasına
135 Karadeniz çarparak güneye dönmesi, Karadeniz’in doğu kesiminde küçük bir akıntı halkası oluşturur. Kırım Yarımadasının batısında da buna benzer bir başka halka vardır. Azak Denizinin içinde Karadeniz’deki dolaşım sistemiyle aynı yönde hareket eden akıntılar vardır. Karadeniz’deki akıntıların hızı genel olarak kışın saniyede 8-9 cm, yazın saniyede 15-18 cm kadardır. Karadeniz’in yüzey suları, oksijen ve besin tuzları bakımından zengin olması nedeniyle balıkçılık bakımından verimli bir ortam oluşturur.Karadeniz’de, kapalı havza olması, bu verimli ortama karşın balık türü azdır.

Kaynak:Ana Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 17 Kasım 2016 01:11