Arama


_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
17 Kasım 2016       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

BAKTERİ

Ad:  Bakteri-4.jpg
Gösterim: 3734
Boyut:  25.5 KB

Bakteriler ancak güçlü bir mikros­kopla görülebilen çok küçük canlılardır. Bu tekhücreli canlıları ilk kez 1680'de Antonie van Leeuvvenhoek gözlemlemiştir. Hollandalı bir kumaş tüccarı olan Leeuvvenhoek'un en büyük merakı, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük nesneleri kendi yaptığı mercek­lerle incelemekti (bak. mikroskop). Bazıları bir topluiğne başı büyüklüğünde olan bu küçük, ama güçlü mercekler nesneleri 200 kez büyütebiliyordu. Leeuvvenhoek bu mercek­lerle önce durgun bir sudaki küçük hayvan­cıkları, ardından daha da küçük olan bakteri­leri görmeyi başardı. Daha sonra kendi tükü-rüğündeki bakterileri gözlemleyerek şekilleri­ni çizen Leeuvvenhoek, böylece yepyeni bir âlemi, gözle görülemeyen canlıların dünyasını keşfetmiş oldu.

Bakteriler ne bitki, ne de hayvandır. Mik­roskobun bulunmasından önce yeryüzündeki bütün canlılar bitkiler ve hayvanlar âlemi olarak iki büyük gruba ayrılırdı. Bu grupların her ikisiyle de ortak özellikleri olmayan yeni canlıların varlığı anlaşılınca, bütün bu mikro­organizmalar, yani mikroskopik canlılar ayrı bir âlemde toplandı. Ama hücrenin içyapısını inceleme olanağı veren çok daha güçlü mik­roskopların geliştirilmesinden sonra bütün tekhücreli canlıların aynı yapıda olmadığı anlaşıldı ve yeni bir sınıflandırma gerekti. Bu sınıflandırmaya göre bakteriler, bütün çok-hücreli hayvanların, bitkilerin ve mantarların yanı sıra hayvanlara, bitkilere ve mantarlara benzeyen tekhücrelilerin toplandığı ökaryot (Eukaryotae) üstâleminden ayrı bir prokaryot (Prokaryotae) üstâleminin üyeleri sayılır. Çok daha basit olan prokaryotik bir hücrede, ökaryotlardaki gibi zatla çevrelenmiş gerçek bir çekirdek ve "organel" denen özel işlevli organcıklar yoktur. Böylesine basit tek bir prokaryotik hürceden oluşan bakteriler, bazı bilim adamlarına göre yaşamın başlangıcında yeryüzünde beliren ilk canlılardır.

Bütün bakteriler son derece küçüktür. 10 bin tanesi yan yana dizildiğinde uzunlukları yaklaşık 2,5 santimetreyi bulur. Gene de bu bakteri dizisini kolay kolay göremezsiniz, çünkü bu minik canlıların çoğu renksizdir. Bu yüzden bakterileri mikroskopta inceleyebil­mek için, ortama özel boyalar katarak renk­lendirmek gerekir. Bakteriler mikroskop al­tında genellikle küre, çomak ya da spiral biçiminde görünür. Küresel olanlara kok ya da koküs, çomak ya da silindir biçiminde olanlara basil, tirbuşonu andıranlara da spiril denir. Son yıllarda bu üç gruptan başka kare biçiminde bakteriler de bulunmuştur. Aynı biçimdeki birçok bakteri bazen bir zincir gibi arka arkaya dizilir, bazen de bir üzüm salkımı biçiminde kümelenir. Bazı bakterilerde kamçı denen incecik kıllar vardır; tekhücreli canlı bu kılları bir kamçı gibi sağa sola sallayarak istediği yöne hareket eder. Spiriller ise tıpkı bir tirbuşon gibi döne döne ilerler.

Bakteriler ikiye bölünerek çoğalır. Eğer ortamda yeterince besin varsa ve bütün koşul­lar uygunsa, bir tek bakteriden 15 saat içinde 1 milyon bakteri üreyebilir. Ama bu bölünme hep aynı hızla sürmez. Çünkü hem ortamdaki besin bu kadar büyük bir koloniye yetmeme-ye başlar, hem de bölünme sırasında açığa çıkan asitler bakterilerin üremesini durdurur.

Yararlı ve Zararlı Bakteriler

Ad:  Bakteriler-5.jpg
Gösterim: 3417
Boyut:  12.5 KB

Yeryüzünde bakterilerin bulunmadığı bir tek nokta bile yoktur denebilir. Bu küçük canlılar topraktan okyanusların derinliklerine ve ha­vaya kadar her ortamda yaşayabilir. Yiyecek­lerin bozulmasının nedeni genellikle bakteri­lerdir. Daha da önemlisi insan ve hayvan hastalıklarının büyük bölümü ile bazı bitki hastalıkları bakterilerden ileri gelir. Buna karşılık bazıları, özellikle ölmüş bitki ve hayvanların çürümesini sağlayan bakteriler çok yararlıdır. Bunlar ölü dokuları parçalaya­rak canlıların yapısındaki temel maddelerin ayrılmasına yardımcı olur. Bu maddeler de yeniden toprağa, havaya ya da suya karışarak öbür canlıların beslenmesinde rol oynar. Eğer bu bakteriler olmasaydı bütün yeryüzü ölü bitki artıkları ve hayvan leşleriyle kaplanırdı.

Bakterilerin sanayi ve tarımda da çeşitli yararları vardır. Hayvan postlarının sepilene­rek (tabaklanarak) ayakkabı ya da buna benzer deri eşya yapımına elverişli duruma getirilmesinde, bu postlardaki kılların gevşe­mesini ve kolayca temizlenmesini sağlayan bakterilere iş düşer. Keten dokumaların yapı­mında da, keten liflerini saran yapışkan mad­deyi çözerek lifleri ayırmak için bu lifler suya bastırılır ve bakterilerin yardımıyla üstündeki yapışkan sıvıdan temizlenir. Hoş kokulu ve lezzetli peynirlerin çoğu da bu özelliklerini bakterilere borçludur. Bazı bakteriler ise çay yapraklarının olgunlaşarak kararmasını sağlar.

Genetik mühendisleri bakterileri özel iş­lemlerden geçirip değişime uğratarak aşı, ilaç, hormon ve öbür kimyasal maddelerin yapı­mında kullanırlar (bak. genetik mühendis­liği).

Soluduğumuz havanın beşte dördünü oluş­turan azot gazı bitkilerin büyümesi için gerek­li olan bir maddedir. Ama bitkiler bu elemen­ti gaz halindeyken dokularına alıp yararlana­mazlar. Azotu nitrat denen tuzlarına dönüştü­rerek bitkilerin kullanabileceği duruma geti­ren de gene bazı bakterilerdir (bak. azot).

İnsanlarda ve hayvanlarda çeşitli hastalıkla­ra yol açan bakteriler, hasta bir insana dokun­makla, aynı havayı solumakla ya da bakterile­rin üremiş olduğu yiyecek ve içeceklerle sağlıklı insanlara da bulaşır. Tifo, kolera, verem, zatürree ve cüzam bakterilerden kay­naklanan hastalıkların yalnızca birkaçıdır. Açık yaralardan vücuda giren bazı bakteriler de kangrene yol açar.

Buna karşılık vücutta bazı bakterilerin bu­lunması sağlık açısından zorunludur. Örneğin kalınbağırsakta yaşayan yararlı bakteriler be­sinlerin sindirilmesine yardımcı olur ve yiye­ceklerin çok az bir bölümüyle kendileri yeti­nip geri kalanının bağırsaklardan emilmesini sağlar. Antibiyotikler bu bağırsak bakterileri­nin çoğunu öldürdüğünden, bilinçsiz ve ge­reksiz antibiyotik kullanımı ishale ve buna benzer hafif sindirim bozukluklarına yol aça­bilir.

Leeuvvenhoek'un 1683'te İngiltere'deki Kraliyet Derneği'ne bakterilerin çizimlerini göndermiş olmasına karşılık, bilim adamları­nın bu buluştan yararlanmaları için 100 yıl geçmesi gerekti. 18. yüzyılda bazı bilim adam­ları bu mikroskobik canlıların hastalıkların etkeni olabileceğini öne sürdü. Ama birçoğu da bu canlıların çürümenin nedeni değil sonu­cu olduğuna inanıyordu. Sonunda 1860'ta Fransız mikrobiyoloji bilgini Louis Pasteur (bak. Pasteur, Louis) bakterilerin bir çürüme ürünü değil, ikiye bölünerek çoğalan canlılar olduğunu kanıtladı. Pasteur'den kısa bir süre sonra Alman bilgin Robert Koch da laboratu-varındaki bir besi yerinde bakterilerin üreme­sini sağladı. Bakterilerin hastalık yapıcı etkisi bulunduktan sonra, vücudun zararlı bakteri­lere karşı savaşabilmesi için aşı ve serum gibi koruyucu yöntemler bulundu (bak. Aşi; bağı­şıklık). Günümüzde, vücudun iç dokularına yerleşmiş olan bakterileri öldürmek için peni­silin ve streptomisin gibi antibiyotikler, deri üzerindeki ve açık yaralardaki bakterileri öldürmek için de antiseptikler kullanılır (bak. antibiyotikler; antiseptik).

MsXLabs.org & TemelBritannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.