Arama


perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
18 Kasım 2016       Mesaj #12
perlina - avatarı
Ziyaretçi

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ,

Doğu sınırlarımızdan B.'ya, Küçük Asya yarımadasının kıstağı hizasına kadar daralarak uzanan, kabaca üçgen biçiminde bölge. K.'de Karadeniz dağlarının iç sıralarının G. yamaçlarına kadar uzanır; G.’de, G.-D. Toros dağlarının dış eteklerine kadar taşar. Coğrafi bölgelerimizin en büyüğü, en seyrek nüfuslanmış ve ekonomik bakımdan en az gelişmiş olanı; yaklaşık 155 575 km2 (Türkiye yüzölçümünün % 20 kadarı), 5 milyonu aşkın nüfus (Türkiye nüfusunun yaklaşık % 9’u), Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Hakkâri, İğdır,, Kars, Malatya, Muş. Tunceli, Van illerini, Erzurum ve Şırnak'ın büyük kısmı ile başta Siirt olmak üzere komşu illerin bir kısım topraklarını kapsar.

Ad:  erzurum.jpg
Gösterim: 1455
Boyut:  46.2 KB
Jeolojik yapısı bakımından D. Anadolu, ülkemizi oluşturan tektonik birimlerin G.'den ilerleyen Arabistan levhasının yanal basına altında sıkışarak birbirine yaklaştıkları, kenetlendikleri ve bunun sonucunda yerkabuğunun kalınlaştığı bir alandır. Son olarak Alp orojenezi ile kıvrılmaya uğramıştır. Üçüncü Zaman'ın ilk yarısı sonunda uzun bir aşınma dönemi geçiren bölge, Üçüncü Zaman sonlarında ve Dördüncü Zaman başlarında bir yandan sıkışarak bugünkü yükseltisine ulaşırken, bir yandan da derin faylarla parçalanmış, bu kırıklardan çıkan genç lavlar geniş örtüler ve birçok volkan konisi meydana getirmiştir. Bu fayların en önemlileri K. Anadolu ve D. Anadolu faylarıdır. Gene kırık hatları boyunca dizilmiş volkan yapılarının başlıcaları Nemrut (2 801 m), Süphan (4 058 m) ve Tendürek (3 533 m) ile Ağrı (5 122 m)'dır. D. Anadolu'nun ortalama yükseltisi fazladır (yaklaşık 2 000 m) Bazı ovaların bile 2 000 m'ye yaklaştığı ya da aştığı (Erzurum ovası 1 950 m, Başkale ovası 2 400 m) ve Türkiye’nin en yüksek üç doruğunun (Ağrı 5 122 m, Buzul dağı 4 135 m, Süphan 4 058 m) yer aldığı D. Anadolu adeta Türkiye'nin damı gibidir. Bölgede dağlar belirli sıralar oluşturur. Bölgenin belkemiğini Munzur dağları (Mercan dağlarında 3 462 m) ile Karasu -Araş sıradağları (Palandöken dağlarında 3 176 m) meydana getirir. Bölgeyi K.'de Allahüekber dağı (3 120 m), Dumludağ (3 169) ve Esence (eski Keşiş, 3 459) dağı gibi engebeler sınırlar; G.’de geniş bir yay çizen ve D.'ya gittikçe yükselerek 3 000 m'yi aşan G.-D. Toroslar ile çevrilir. Bölgenin 3 000 m’den yüksek dağlarında Dördüncü Zaman buzul aşındırma izleri yaygındır; Ağrı, Süphan ve Buzul dağı gibi büyük yükseltilere erişen dorukları bugün de buzullarla kaplıdır. D. Anadolu, Atlas okyanusu, Hint okyanusu ve Hazar kapalı havzası arasında subölümü oluşturur; bu üç havzaya yönelen ve çevredeki ülkelere de bereket sağlayan akarsuların kaynak alanını meydana getirir.

Kışın uzun süren don nedeniyle suları azalan, ilkbaharda yağmurlar ve kar suları ile kabaran bu akarsuların başlıcaları; Hazar havzasına yönelen Kura ve Araş; Karadeniz’e yönelen Çoruh; Basra körfezine yönelen Fırat ve Dicle’dir. Türkiye'nin en çok su geçiren bu akarsuları, baraj yapımına ve hidroelektrik üretimine çok elverişlidir. Türkiye' nin hidroelektrik enerji potansiyelinin 1/3 kadarı bu bölgenin payına düşer. D. Anadolu göl bakımından da zengindir. Başlıcaları, Türkiye’nin en büyük ve en derin gölü olan Van gölü ile onun gibi birer lav seti gölü olan Çıldır ve Nazik gölleri, Nemrut üzerindeki krater gölü, tektonik birer çukuru kaplayan Hazar ve Erçek gölleridir.

Şiddeti yükseltinin etkisiyle daha da artan karasal bir iklim D. Anadolu'nun coğrafi özelliklerini doğrudan ve dolaylı olarak belirleyen başlıca doğal etkendir. Kışlar, uzun ve çok soğuktur. Ocak ayı ortalaması bütün bölgede 0°C'ın altındadır. (Kars -11,8°C, Erzurum -8,6°C, Malat ya -1,1°C). Yurdumuzda en düşük sıcaklıklar da bu bölgede ölçülmüştür (Karaköse -43,2°C). Yazlar kısa, ama oldukça sıcaktır (en sıcak ay ortalaması Kars 17,3°C, Erzurum 19,0°C, Malatya 27,2°C). Kışların uzun olması, aylarca süren kar örtüsü ve don, tarım yapılabilecek süreyi kısıtlar; ulaştırma, (ısınma, hayvanların beslenmesi konularında önemli güçlüklere yol açar.
Ad:  oltu taşı.jpg
Gösterim: 1386
Boyut:  51.0 KB
Nüfusun ve tarım etkinliklerinin daha kuytu alanlarda toplanmış olması, tarım ürünlerinin nispeten az çeşitli oluşu, yarı yarıya toprağa gömülmüş kırsal meskenlerin yaygınlığı şiddetli kış şartlarının sonuçlarıdır. Yağışların 1 000 mm’yi aştığı yüksek dağlık kesimler bir yana bırakılırsa, bölgede yağışlar genellikle 400 mm’nin üzerindedir. Bazı çukur havzalar çok daha az yağış alır ve bu durum sıcak yaz aylarında tarımda sulamayı gerektirir. Daha soğuk olan K. kesimi belirgin yaz yağışları ile tipik kara ikliminin etkisinde olduğu halde daha sıcak olan G. kesiminde akdeniz ikliminin bazı özellikleri gözlenir. Bitki örtüsü de bu iklim koşullarına bağlı olarak yöreden yöreye değişir. Bölgenin yarıkurak havzaları bozkırla kaplıdır. Genel olarak ormanlar az yer tutar (bölgenin °/c 8 kadarı) ve daha çok K. -D.'da toplanmıştır. Bu kesimde sarıçam güzel ve geniş korular oluşturur Bölgenin öteki kesimlerinde seyrek topluluklar meydana getiren meşeler başlıca orman ağaçlarıdır.

Geniş alanına oranla çok az nüfuslanmıştır. Yurdumuzun 1/5'ini oluşturan bu bölgede yaşayanların toplam sayısı. İstanbul anakentinde yaşayanlardan azdır. Nüfus, ulaşıma, tarıma elverişli ve iklim bakımından da daha kuytu havzalarda kümelenmiştir. Ortalama nüfus sıklığı azdır km2'ye 32 kişi düşer (Türkiye ortalamasının yarısından az). Bu oran bazı dağlık yörelerde km2'de 10'un da altına iner. Halkın % 64 kadarı kırsal yerleşmelerde yaşar; hayvancılığa bağlı olarak kurulmuş kom'lar ve mezraa’lar gibi çoğu geçici olarak kullanılan yerleşmeler yaygındır. Kentleşme oranı çok düşüktür Kentsel nüfusun büyük çoğunluğu da D Anadolu bölümlerinin birer ana kenti durumunda olan Malatya(281 776 nüf.), Erzurum (242 391 nüf.), Elazığ (204 603 nüf. ), Van'da (153 111 nüf.) toplanmıştır. Yıllık nüfus artış oranı yörelere göre büyük ölçüde değişir (% 6 ile 32 arasında); bazı yöreler öteki bölgelerimize önemli ölçüde göç kaynağıdır; bu yüzden buralarda nüfus az artmış(Ağrı%o7), hatta azalmış (Kars -%° 16) görünür.

Genel olarak bölge ekonomisinde en önemli uğraşı, hayvancılıktır. Hayvan ürünlerinin bölgesel toplam tarımsal üretim değerindeki payı % 70 kadardır. Bu bakımdan Türkiye genel üretimindeki payı % 24’ü geçer ve genel et üretiminin % 25,4'ünü, sütün % 27,9’unu, yapağının % 24’ünü sağlar. Toprak ürünlerindeki payı, Türkiye genel üretiminin ancak %6'sı kadardır. Bölge düzeyinde en geniş yeri tahıllar kaplar; onları bazı sanayi bitkileri (şekerpancarı, pamuk, tütün) ve baklagiller ile meyveler izler. Ürün çeşidi bölgenin daha soğuk K. kesimlerinden daha sıcak G. kesimlerine ve çukur ovalara gidildikçe artar; buralarda pamuk, pirinç, tütün meyveler yetiştirilir.

Bölge sanayileşmede geri kalmıştır. Başlıca sanayi kuruluşları Malatya (pamuklu dokuma, şeker, sigara, besin), Elazığ (şeker, çimento), Erzincan (şeker, iplik, besin), Bitlis (sigara), Muş (şeker), Erzurum (çimento, şeker, sütlü maddeler, yem, et) ve Kars'ta (süttozu, yağ, besin, çimento) toplanmıştır. Bölge zengin maden kaynaklarına sahiptir ve bu bakımdan yurt ekonomisinde çok önemli bir yer tutar. Bütün yurtta çıkarılan bakırın yarıya yakını (Maden, Şirvan çevresi), kurşun ve çinkonun en büyük kısmı (Keban, İmranlı, Bitlis çevresi), demirin 2/3'ten çoğu (Divriği, Hekimhan-Deveci) manganezin 1/3'ü, baritin 3/4 kadarı, linyitin 1/10'u (Afşin, Pasinler, Narman, Karlıova, Başkale, Erciş), kayatuzunun (Erzincan, Tercan) büyük kısmı bu bölgede üretilir. Ayrıca önemli perlit yatakları (Van gölünün B. kıyıları, Sarıkamış, Pasinler) vardır. Yüzyıllar boyunca sosyal, ekonomik, kültürel bakımdan sapa ve geri kalmış bir bölge olan D. Anadolu, zengin ve çeşitli maden yatakları, büyük hidroelektrik potansiyeli, hayvancılığa elverişli geniş olanakları ve günümüzde giderek iyileşen ulaşım koşulları, çoğalan, çeşitlenen sanayi kolları ve eğitim kurumlan (Atatürk, İnönü, Fırat, 100. yıl üniversiteleri) ile yakın bir gelecekte Türkiye ekonomisinde bugünkünden çok daha önemli bir rol oynamaya hazırlanmaktadır.

Doğu Anadolu fayı, Anadolu'nun jeolojik yapısındaki başlıca faylardan biri. D. Afrika, Kızıldeniz, Lut gölü, Bekaa vadisini izleyen büyük kırık sisteminin uzantısıdır. Yurdumuza Amik ovasından girer; Gölbaşı ve Hazar gölü depresyonlarından geçerek K.-D. doğrultusunda uzanır ve Karlıova yakınlarında K. Anadolu fayına kavuşur. Sol atımlı bir yırtılma fayı olan bu kırık boyunca, depremsellik oranı çok yüksektir.

Doğu Anadolu kırmızısı, Doğu Anadolu bölgesinde yetiştirilen genellikle kırmızı renkli yerli sığır ırkı, (ineklerinde canlı ağırlık ortalama 340 kg, bir mevsimde süt verimi ortalama 1 250 kg dolayındadır. Esas yetiştirildiği bölge başta Kars olmak üzere Ağrı, Van, Muş ve Erzurum illeridir.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen perlina; 25 Kasım 2016 16:38