Arama


perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
18 Kasım 2016       Mesaj #10
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  gap_gezisi.jpg
Gösterim: 14761
Boyut:  62.0 KB

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

,Türkiye’deki coğrafi bölgelerin en küçüğü ve en az nüfuslusu; 58 600 km2; yaklaşık 4,5 milyon nüf.
Bir yay çizen G.-D. Toroslar’ın eteklerinden G.’de Suriye ve Irak ile sınırımıza kadar uzanan, "Verimli Hilal" adı ile anılan ve çok eski tarihöncesi kültürlerin gelişme alanı olan bölge, aynı zamanda Yukarı Mezopotamya olarak da bilinir. Yer şekilleri bakımından G.-D. Anadolu, Arabistan platformu ile K.'deki kıvrımlı ve şaryajlı dağlar arasında platoların en geniş yeri kapladığı bir geçiş alanıdır. K.'de 1 000 m dolayında olan plato yükseltisi, G.’de 500-600 m dolayına iner. K.’de plato üzerinde, Arabistan platformunun örtü tabakalarından oluşan ve Türkiye’nin başlıca petrol yataklarını içeren kenar kıvrımlar Toros yayına kabaca paralel olarak uzanır. Bölgenin D. yarısında kenar kıvrımlarla G.'deki Mardin eşiği kabartısı ve B.’daçok genç bir bazaltik volkan yapısı olan Karacadağ (1 919 m) arasında bir çanaklaşma ve çökelme alanı olan Diyarbakır havzası yer alır. Bölgenin B. bölümü ise, çoğunlukla kireçtaşlarından yapılmış Şanlıurfa ve Gaziantep platoları ile kaplıdır.

Mezopotamya’nın 2 büyük akarsuyu Fırat ve Dicle ile kollan bu platolar içine gömülmüştür. Bölge D.’ya gidildikçe şiddetlenen ve G.'e gidildikçe kuraklaşan, ama genel olarak Akdenizsel özellikler gösteren karasal bir iklimin etkisindedir. Yazlar kurak ve çok sıcak geçer (temmuz ort. sıcaklığı B.’da Gaziantep'te 27,1°C, ortada Şanlıurfa’da 31,5°C, D.'da Diyarbakır’da 31°C); Türkiye'de en yüksek sıcaklıkların ölçüldüğü yerler buradadır (Şanlıurfa 46,5°C, Diyarbakır 46,2°C). Kışlar yağışlı ve bulunulan enleme göre oldukça soğuktur. (Ocakort., Gaziantep 2,3°C, Şanlıurfa 4,9°C, Diyarbakır 1,5°C); sıcaklık - 20°C dolayına düşebilir. Yağışlar K.’den G.'e ve B.’dan D.'ya azalır (yıllık ortalama yağış tutarı Siirt 737 mm, Diyarbakır 497 mm, Gaziantep 574 mm). G.’de yer alan bazı yüksek yerler, daha yağışlıdır. (Mardin 688 mm)

G.-D. Anadolu yurdumuzun orman bakımından en fakir bölgelerinden biridir. K.'deki dağlık kesimde ve Mardin eşiği üzerinde görülen çoğu bozuk meşe ormanları, bölgenin ancak % 3 kadarını kaplar. Bunun dışındaki alanlar G.’e gidildikçe fakirleşen bozkırlar halindedir.
Güneydoğu Anadolu bölgesi, Türkiye ortalamasının üstünde nüfuslanmış bir bölgemizdir. Ama bu bakımdan iklim şartlarına, su ve tarım olanaklarına bağlı olarak çeşitli yöreleri arasında büyük farklar vardır. Bu nedenle nüfus, özellikle, bölgenin daha elverişli olan B. kesimi ile Toros eteklerinde ve Mardin eşiği alanında toplanmıştır. Elverişli topraklarına karşın, susuz ve kurak bazı platolar çok tenhadır. Başlıca kentler de (Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin ve Siirt) doğal koşulların belirlediği yörelerde, tarihi yollar üzerinde kurulmuştur. Kentleşme ve nüfus yoğunluğu üzerinde rol oynayan yeni bir etken de petrol ve petrol sanayisidir (Batman). G.-D. Anadolu’nun bir başka özelliği de, yıllık nüfus artış oranının Türkiye ortalamasının üstünde oluşudur. Tarım bakımından dünyanın en eski kültür odakları arasındadır.

Zamanımızdan 9-10 bin yıl kadar önce birçok yabani bitki ve hayvan burada evcilleştirilmiştir. Günümüzde de tarım bölge ekonomisinde en önemli yeri tutar. Bu bakımdan tarla ürünleri başta gelir ve bölge tarımsal gelirinin °/o 70 kadarını sağlar. Türkiye yüzölçümünün ancak °/o 7 kadarına eşit yer kaplayan bu bölge alanına ve nüfusuna (Türkiye nüfusunun % 8,5’i kadar) oranla tarımsal üretim fazlalığı ile dikkati çeker. Türkiye'de üretilen baklagiller ve sebzelerin % 28,7'si, üzümün %33,7'si, buğdayın % 12,2’si, zeytinin % 13,2'si, antepfıstığının % 94,7’si, mercimeğin yarıdan fazlası bu bölgenin payına düşer. Makineli tarıma elverişli geniş ve verimli topraklarına karşın, tarımı kısıtlayan başlıca etken, uzun yaz aylarındaki kuraklık ve su kıtlığıdır. GAP’ın tamamlanmasıyla bölgenin Türkiye ekonomisinde zaten önemli olan bu payı çok büyük ölçüde artacak ve bu gelişme dolaylı etkileriyle bölgenin yapısını ve görünümünü değiştirecektir.

Tarla tarımının yanında, hayvancılık ve hayvan ürünleri de bölgenin geleneksel ve hatta bazı yörelerde başta gelen gelir kaynağıdır. En çok koyun ve keçi gibi yarı kurak koşullara uyan küçükbaş hayvan beslenir. Türkiye'de beslenen koyunların % 10 kadarı bölgenin payına düşer. Bir kısım halk göçebe hayvancılıkla uğraşır. Canlı hayvan satışı ve hayvan ürünleri tarımsal üretim değerinin %30 kadarını sağlar. G.-D. Anadolu'nun en büyük yeraltı zenginliği, çoğu Diyarbakır ve Siirt çevresinde yer alan petrol yataklarıdır. Ayrıca, Irak’ta Kerkük petrol bölgesinden başlayan, her biri yaklaşık 900 km uzunlukta iki boru hattı Irak petrolünü bölgeden geçerek Yumurtalık limanına taşır.

Bu bakımlardan bölgenin Türkiye ekonomisinde özel bir yeri vardır. Krom, manganez, demir, asfaltit, perlit ve fosfat öteki önemli yeraltı kaynaklarıdır. Geleneksel sanayi kolları son zamanlarda yeni dalların katılmasıyla büyük ölçüde çeşitlenmiştir (çimento, dokuma, besin, kimya, madeni eşya ve tarım aletleri, yem). Başlıca sanayi merkezleri Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin ile petrol sanayisi sayesinde büyük kent durumuna gelen Batmandır. Bölgenin Verimli Hilal'in alanında, Anadolu’yu arap âlemine bağlayan kara ve demiryolları üzerindeki konumu, bütün tarih boyunca olduğu gibi, bugün de önemini korumaktadır. Havayolu ile de yurdun öteki bölgelerine bağlı olan G.-D. Anadolu, aynı zamanda türk kültür tarihinin birçok ünlü bilim adamını yetiştirmiş geleneksel odaklarını kapsar.

Güneydoğu Anadolu projesi


(GAP), Dicle ve Fırat ırmaklarının aşağı kesimleriyle bunlar arasında kalan alanı kapsayan ve barajlar, hidroelektrik santralları, sulama tesisleri, her çeşit altyapı, tarımsal tesisler, ulaştırma, eğitim, sağlık vb. alanlardaki hizmetleri içeren projeler demeti.
Güneydoğu Anadolu projesi, 1960'ların başında başlayan Fırat havzası çalışmalarının tamamlanmasıyla hazırlanan Fırat havzası istikraz raporu'na, 1971'de, Dicle havzası projelerinin de eklenmesiyle bölgesel bir nitelik kazandırılarak oluşturuldu. Bölgedeki ekonomik ve sosyal yaşamı büyük ölçüde etkileyici bir özellik taşıyan ve uygulamaya geçildiğinde bütün kesimler için itici bir güç oluşturacak olan GAP yedisi Fırat havzasında, altısı da Dicle havzasında yer alan 13 büyük projenin birleşmesinden oluşmaktadır. Fırat havzası için hazırlanan projeler şunlardır:

Aşağı Fırat projesi:


7 ayrı birimden oluşmaktadır:
Atatürk barajı ve hidroelektrik santralı (HES), GAP'ın en önemli ve kilit tesisidir. Türkiye’nin en büyük barajıdır. Baraj 1990 sonunda tamamlanarak 1991 yılı başından itibaren su tutulmaya başladı. Yılda 8,9 milyar kWh elektrik enerjisi üretecek olan 8 ünitelik türbinjeneratör grubunun 2 ünitesi, temmuz 1992 yılında barajın açılışıyla birlikte üretime geçti. Dev su ulaştırma tünelleri tamamlandığında 880 000 ha'lık alan sulanabilecektir.

Şanlıurfa tünelleri.


Atatürk barajından alacağı suları sulama alanlarına aktaracak olan bu tünel sistemi, yan yana iki ana tünel ile bağlantı tünellerinden oluşmaktadır. Toplam uzunluğu 57,8 km olacak; 327 bin 725 ha’ı cazibeyle, 148 649 ha’ı da pompajla olmak üzere toplam 476 374 ha alanı sulayacaktır. Şanlıurfa tünelleri çalışmaya başladıktan sonra, saniyede akıtacağı 328 m3 suyla Türkiye’nin Dicle ve Fırat’tan sonra üçüncü büyük ırmağı olma özelliğini de kazanacaktır.

Şanlıurfa hidroelektrik santralı.


Şanlıurfa tüneli çıkışından sonra akan suyu değerlendirecek olan bu santralda yılda 124 milyon kWh elektrik enerjisi üretilecektir. Şanlıurfa-Harran sulaması. Bu proje, kanal sistemiyle Şanlıurfa ve Harran ovalarında 147 866 ha alanın sulanmasını sağlayacaktır.

Mardin-Ceylanpınar sulaması.


Mardin ve Ceylanpınar ovalarının yeraltı kaynaklarından yararlanarak sulanmasını içeren bu projede, 328 608 ha alanın sulu tarıma açılacağı öngörülmektedir Siverek-Hilvan pompaj sulaması. Bu proje kapsamında, Atatürk barajı rezervuarından alınacak suyun kullanılmasıyla 100 bin ha alan sulanacaktır

Dicle havzası projesi:


altı ana projeden oluşmaktadır.

Kralkızı-Dicle projesi.


Dicle havzası projelerinin ilki olan bu proje, Kralkızı barajı ve HES ile Dicle barajı ve HES olmak üzere iki birimden oluşmaktadır. Projeyle Dicle HES'den yılda 298 milyon kWh, Kralkızı HES’den de yılda 146 milyon kWh enerji üretilmesi amaçlanmakta, ayrıca her iki barajdan toplam 126 bin ha alanın sulanması öngörülmektedir.

Batman projesi.


Bu proje ile Batman barajı ve HES’nin üretime geçmesiyle 185 MW kurulu güç ile yılda 483 milyon kWh elektrik enerjisi üretilecek, 30 bin ha tarım alanı sulanacaktır.

Batman-Silvan projesi.


GAP kapsamındaki 10., Dicle havzası projesi kapsamındaki 3. sırada olan enerji ve sulama amaçlı bu proje ile Dicle sol sahil ovalarında toplam 257 bin ha alan sulanacak, 240 MW kurulu güç ile 963 milyon kWh enerji üretilecek.

Garzan projesi.


Garzan barajı ve HES’yi içeren bu proje ile 60 bin ha’lık alanın sulanması öngörülmektedir.

Iftsu projesi.


Bu projede yer alan llısu barajı ve HES'nin kurulmasıyla, kurulu gücü 1 200 MW olan HES’nin yılda 3 830 milyon kWh elektrik üreteceği hesaplanmaktadır.

Cizre projesi.


GAP’ın son birimi olan bu proje ise, Cizre barajı ve HES’yi kapsamaktadır. Proje gerçekleştirildiğinde, 140 MW kurulu gücündeki HES’den yılda 1 208 milyon kWh enerji üretilecek, baraj sularından ise Nusaybin-Cizre-idil ovalarında toplam 89 ha alanın sulanmasında yararlanılacaktır.
Karakaya barajı ve HES. Atatürk barajından sonra Türkiye’nin üretim açısından en büyük barajıdır (7,354 milyon kWh). 1987 yılında hizmete girmiştir.

Sınır Fırat projesi.


Tümüyle enerji üretimine yönelik olan bu proje iki birimden oluşmaktadır. ilk birimi Birecik barajı ve HES’ nin kurulu gücü 672 MW, yıllık enerji üretim kapasitesi ise 2 518 milyon kVVh’tır. ikinci birim olan Karkamış barajı ve HES' nin ise kurulu gücü 180 MW, yıllık enerji üretimi 652 milyon kWh olacaktır. Sınır Fırat projesi GAP’ın 3 numaralı projesini oluşturmaktadır.

Suruç & aziki projesi.


GAP’ın dördüncü projesi olan bu proje yalnızca sulamaya yöneliktir. Atatürk barajından alınacak sularla Suruç ve Baziki ovalarında toplam 146 500 ha alanın sulanması sağlanacaktır.

Adıyaman-Kâhta projesi

.
GAP’ın beşinci ayağını oluşturan bu proje, 5 hidroelektrik santral, 4 baraj yapımını öngörmektedir. Kurulu gücü 196 MW ve yıllık elektrik enerjisi üretimi toplam 509 milyon kWh olan bu projeyle, Halya de
Bozova pompaj sulaması.
Bu proje kapsamında da Atatürk barajından sağlanacak suyla 55 300 ha alanın sulanması yer almaktadır.
Fırat havzası için hazırlanan bu projelerin uygulanmaya konmasıyla, Fırat ırmağından akan su, sırasıyla Keban, Karaka- ya ve Atatürk baraj ve hidroelektrik sandallarını çalıştıracak ve buradan Urfa tünelleri ile Şanlıurfa hidroelektrik santralına da enerji sağladıktan sonra sulama alanlarına akıtılacaktır.

Gaziantep projesi.


Toplam 89 000 ha alanın sulanmasını öngören bu proje kapsamında Hancağız barajı, Kayacık, Kemlim, Birecik barajları bulunmaktadır.
74 000 km2,lik bir alanı kapsayan GAP sınırları içinde, Şanlıurfa, Mardin, Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır, Batman ve Siirt illeri tümüyle ya da bir bölümüyle yer almaktadır. 1976'da uygulanmasına başlanan proje 30 yılda tamamlanabilecektir. Projede yer alan tesislerden Atatürk, Karakaya, Kralkızı baraj ve HES gibi yapımları süren tesislerin yanında, henüz proje aşamasında olan tesisler de bulunmaktadır.

GAP'ın tamamlanmasıyla yılda 23 milyar kWh hidroelektrik enerji elde edilecektir. Bu enerji Türkiye'de üretilen toplam elektrik enerjisinin % 80’ine eşittir. Bunun yanında, günümüzde devlet eliyle sulanması gerçekleştirilen tarım alanları miktarı kadar bir alan (1 milyon 800 bin ha) sulu tarıma açılacak, nadas tümüyle ortadan kalkacak ve bölgenin ürün deseni değişecektir.
Yılda 600 bin ton pamuk, 66 bin 458 ton antepfıstığı üretilebilecek; meyve üretimi 660 bin ton, sebze üretimi 3 milyon 513 bin ton artacaktır. Bugün GAP alanlarındaki sebze üretimi 14 milyon t, meyve üretimi 1 milyon 400 bin tondur.
Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 19 Kasım 2016 14:56