Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Kasım 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ZAMİR (ADIL)


Zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı eklere zamir denir.
  • Ahmet’ten öğrendim › ondan öğrendim
  • Kitabı gördün mü? › bunu gördün mü?
  • Öğrenciler dışarı çıktı› hepsi/herkes dışarı çıktı.
Zamirlerin Özellikleri
  1. İsim soyludur.
  2. Bir ya da birden fazla ismin yerini tutarlar. Onları öğrenmek için de kullanılırlar.
  3. Anlamdan çok görev yönü ağır basar.
  4. İsimlerin yerini geçici olarak tutarlar.
  5. İsim çekim eklerini (hâl, iyelik, çoğul ekleri) –genellikle– alabilirler.
  6. Tekil ve çoğul şekilleri vardır.
  7. Dolayısıyla cümlede isim gibi kullanılabilirler.
  8. Cümlede tek başlarına görev üstlenebilirler.
  9. Birçok sıfat, zamir olarak da kullanılabilir.
Zamir Çeşitleri
Zamirler, isimlerin yerini tutma şekillerine ve yerini tuttukları isimlere göre çeşitlere ayrılırlar:
1. Şahıs zamirleri
2. Dönüşlülük zamiri
3. İşaret zamirleri
4. Belgisiz zamirler
5. Soru zamirleri
6. İlgi zamiri
7. İyelik zamiri

1.Şahıs Zamirleri
Şahıs isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir: “ben, sen, o, biz, siz, onlar, bizler, sizler.”
-Tamlayan eki (ilgi hâl eki)ni alabilirler; iyelik eklerini almazlar.
Bu durumda şahıs zamirleri tamlamalarda ancak tamlayan olarak kullanılabilirler.
Bu tamlamalarda sonradan tamlayan düşebilir. Çünkü tamlanandaki iyelik ekleri zaten şahıs anlamı taşımaktadır:
Benim kalemim, senin defterin, onun çantası, bizim okulumuz, sizin sınıfınız, onların bahçeleri, bizlerin kaygısı, sizlerin iyiliği...
kalemim, defterini al, çantası, okulumuz, sınıfınız, bahçelerine bak...
Bu tür tamlamalarda tamlayan vurgulanmak istenirse düşürülmez:
Çocuklar yalnız sizin sözünüze inanırlar. (Başkasının değil, senin. Burada “sizin” kelimesi atılırsa cümle başka türlü anlaşılır.)
Biz bugün senin misafiriniz. (Başkasının değil, senin.)
Tamlayan atıldığında yanlış anlaşılma olacaksa atılmaz:
Çocuklar yalnız sizin sözünüze inanırlar. (Burada “sizin” kelimesi atılırsa cümle başka türlü anlaşılır.)
Onun eşyalarını bize getir. › Eşyalarını bize getir
Senin doğum tarihini bilen yok mu? ›Doğum tarihini bilen yok mu
Onun yarışmada birinci olduğuna sevindim.
“ben” ve “sen” zamirleri yönelme hâl eki aldıklarında ses değişikliği meydana gelir:
Ben › bana
Sen › sana
“sen” yerine saygı ve incelik olsun diye “siz” de kullanılır. Tabi bu durumda yüklem de çoğul olmalıdır.
Siz bu olayı görmediniz mi?
Böbürlenmek amacıyla “ben” yerine “biz” kullanılabilir:
Böylelerinin hakkından gelmesini biliriz biz.

2. Dönüşlülük zamiri
Şahısları pekiştirerek bildiren ve fiildeki işin, özne tarafından bizzat yapıldığını ya da yapana dönüşünü bildiren zamirdir. Şahıs zamiri olarak da bilinir:
Dönüşlülük zamiri “kendi”dir.
Bu zamir diğer zamirlerden farklı olarak bütün iyelik eklerini alabilir. İyelik eklerini üzerine hâl ekleri getirilebilir.
Kendi-m-de
Kendi-n-den
Kendi-si-n-i
Kendi-miz-in
Kendi-niz-le
Kendi-leri-n-ce
İyelik eki almadan tamlayan olabilir. Bu durumda belirtili isim tamlaması sayılır:
Kendi elim
Kendi arkadaşın
Kendi babası
Kendi evimiz
Kendi okulunuz
Kendi fikirleri
Özneyle (isim veya zamir) birlikte, pekiştirme görevinde (bizzat anlamında) kullanılır:
“Saide Hanım, bir kitap okuyordu. Başını kaldırdı, kocasını süzdükten sonra:
-Siz kendiniz de inanmıyorsunuz ya! dedi.
-Ama, inanılır şeyler mi? (Memduh Şevket Esendal; Saide)
Ben kendim de yaparım.
Vali Bey, kendisi emir vermiş.
O kendisi okusun.
Evi siz, kendiniz görmelisiniz.
Fiilin özneye dönüşünü bildirir:Çocuk kendisi yıkanmış.
Tamlama hâlinde ve tek başına yapılan bir işi anlatmak için kullanılabilir:
“Yüzlerce defa kendi kendime sorduğum bu suale içimizdeki yanık, hicranlı sesten ayni cevabı alıyordum...”
“Tabiatın pek nafile yere bana verdiği bu gençlik hazinesinin kendi kendine tükenip gittiğine sızladım...”

3. İşaret zamirleri
İsimlerin yerini işaret yoluyla tutan zamirlerdir.
İyelik eki almazlar; diğer isim hâl eklerini alabilirler. Dolayısıyla isim tamlamalarında ancak tamlayan olabilirler.
bundaki, burada, onlarla, şundan, ötekiler...
bunun rengi, buranın havası, onların evi, ötekinin bahçesi...
Başlıca işaret zamirleri şunlardır:“bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, öteki, beriki, bura, şura, ora, burası, şurası, orası, böylesi, şöylesi, öylesi...”
Bunu kim yaptı?
Şunda ne var?
Benim kitabım o değil.
Bunlar size ait.
Şunlar da sizin olsun.
Onlar kime kaldı?
Ötekini bana ver.
Beriki sende kalsın.
Bura bana pek yabancı gelmedi.
Şura nasıl?
Ora daha iyi.
Burası da fena değil.
Şurası yakın sayılır.
Orası çok uzak.
Böylesi, insanı rahatsız eder.
Şöylesi de doğru olmaz ki.
Öylelerinden her zaman kaçarım.
“bu, şu, o, öteki, beriki, böylesi, şöylesi, öylesi” kelimeleri çeşitli görevlerde kullanılır:
bu: işaret zamiri › Bunu biliyor musun?
işaret sıfatı › Bu bilgiyi nereden aldın?
şu: işaret zamiri › Şunu görmüştüm.
işaret sıfatı › Şu eşyaları taşıyalım.
o: şahıs zamiri › O bu akşam geç gelecek.
işaret zamiri › O benim elmam.
işaret sıfatı › O elma benim.

Aşağıdaki kelimeler de hem işaret zamiri hem de sıfat olarak kullanılabilir.
Öteki Ötekini bana ver. Öteki kitabı ver.
Beriki Beriki sende kalsın. Beriki kaset sende kalsın
Böylesi Böylesi, insanı rahatsız eder. Böylesi davranışlar.
Şöylesi Şöylesi de doğru olmaz ki. Şöylesi bir tarzla yapmak.
Öylesi Öylesinden her zaman kaçarım. Öylesi insanlardan.
Bu kelimelerin sıfat mı zamir mi olduklarını anlamak için şu soruları sorarız:
  • İsmin yerini mi tutuyorlar, yoksa ismi niteliyor ya da belirtiyorlar mı?
  • Zamirler ismin yerini tutar; sıfatlar isimle birlikte kullanılır.
  • Tekilleri ve çoğulları var mı?
  • Sıfatların çoğulları yoktur; zamirlerinse vardır.
  • Hâl eklerini alıyorlar mı?
  • Sıfatlar hâl ekleri almaz, zamirler alır.
4. Belgisiz zamirler
Birden fazla simin yerini tutan ya da hangi ismin yerini tuttuğu açıkça belli olmayan zamirlerdir. Bunların çoğu, belgisiz sıfatlara çekim eki (3. şahıs iyelik ekleri) getirilerek yapılır. Sıfatla ilgisi olmayanlar da vardır.
“biri, birisi, hepsi, kimi, kimisi, hepsi, tamamı, herkes, kimse, hiç kimse, çoğu, bazısı, birkaçı, birazı, birçoğu, başkası, her biri, öteberi, şey...”
Belgisiz sıfattan yapılanlar: “birkaç-ı, bazı-ları, bir-i, pek çoğ-u, pek az-ı, bazı-sı, tüm-ü, bütün-ü, bir kısm-ı, her bir-i, başka-sı, hiçbir-i...”
“filân” kelimesi de olduğu gibi hem sıfat hem zamir olarak kullanılır.
Hepsini tekrar çağırdılar.
Kimi de gelmeyi hiç düşünmedi.
Buraya hepsinin gelmesi gerekiyordu.
Tamamından sen sorumlusun.
Herkes böyle düşünmez.
Kimse senin gibi olamaz zaten.
Çarşıdan ne kadar öteberi aldın?
Birkaçı dün de gelmişti.
Bazıları bu sabah gelmeyi düşündüler.

DEVAMI Zamir (Adıl)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM