Arama


perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
22 Kasım 2016       Mesaj #7
perlina - avatarı
Ziyaretçi

İç Anadolu Bölgesi'nin Tarihi ve Turistik Yerleri

Ad:  tuz gölü.jpg
Gösterim: 11583
Boyut:  112.3 KB


Yüzölçümü bakımından Türkiye'nin ikinci büyük bölgesi olan İç Anadolu'nun denize kıyısı yoktur. Bu nedenle İç Anadolu'da yaz turizmi yapılamamaktadır. Yazların sıcak ve kurak, kışların ise soğuk geçtiği bölgede kış turizmi ve kültür-tarih turizmi ön plana çıkmaktadır. İç Anadolu gezilecek yerler listesi genellik kültür-tarih turizmi ve kış turizmi üzerine yoğunlaşır.

Tuz Gölü

;tam bir flamingo yurdu , mutlaka terlik bulundurun , gün doğumunda fotoğraf çekmek için ideal , müthiş bir doğa .Tuz gölü uçsuz bucaksız bir beyazlık. İlk bakışta kara çok benziyor. Muhteşem bir atmosferi var. Giriş ücretsizdir. Herkes gidebilir. Gün batımına kadar açık. Ayrıca oraya gitiğinizde girişte hediyelik eşyalar, tuz çeşitleri, kremler vb bulabilirsiniz.Çıplak ayakla gezin, faydası olduğu söyleniyor.

Başkent Ankara

'da bulunan Anıtkabir, bölgenin en çok turist çeken yerlerinden biridir. Yine Ankara'da bulunan Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı yerler, kültür-tarih turizmi açısından önemlidir. Konya'da bulunan Mevlana Türbesi, Sivas Divriği Ulu Camii ve Nevşehir Ihlara Vadisi bölgenin önemli turizm noktalarıdır. Tarih boyunca bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış Anadolu'nun ortasında bulunan İç Anadolu, bu açından farklı kültürel değerlere sahip eserleri bünyesinde barındırmaktadır.

Erciyes

Kayak Merkezi, Kartalkaya Kayak Merkezi, Ilgaz Kayak Merkezi ve Elmadağ Kayak Merkezi İç Anadolu'nun önemli kayak merkezleridir. Kış sezonunda bol kar yağışı alan İç Anadolu Bölgesi, bu özelliği nedeniyle kış turizminin önemli noktaları arasında sayılmaktadır. Özellikle Erciyes Kayak Merkezi, Türkiye'nin en iyi kayak merkezlerinden bir tanesidir.

Göreme

Açık Hava Müzesi, sadece Nevşehir'de gezilecek yerlerden biri olarak değil aynı zamanda Türkiye'nin önemli turizm merkezi olarak da turistlerin ilgisini çekmektedir. Yaklaşık beş bin yıllık tarihi geçmişi olan Nevşehir ilimizin, ilk sahibi olarak Hititler bilinmektedir. O dönemlerde bölgenin sahibi olarak Hititler bölgeye “Nissa” ismini vermişlerdir. Büyüleyici manzaraları ve doğa harikalarıyla sizleri kendisine hayran bırakacak bu şehir, tarihimize de önemli ölçüde ışık tutmaktadır.

Eskişehir

'de Porsuk çayı, Sakarya nehrinin bir uzantısıdır. Çoğu şehirde atık göleti gibi görünen akar suların aksine Porsuk çayı belediye tarafından temizlenmiş ve şehrin modern havasına katkıda bulunmuştur. Özellikle belediye bölgesinden başlayan Adalar bölgesinden Tülomsaş bölümüne kadar devam eden bölüm gerek üzerine yapılan köprülür, gerekse bot gezilerinin yapılması ile turistlik bir amaca hizmet etmektedir. Turistlerin günü birlik gezilerde ziyaret ettiği Eskişehir de porsuk çayı üzerinde bot, gondol gezintisi yapması bir gelenek haline dönüşmüştür. Adalar olarak anılan bölge ise trafiğe kapalı olan porsuk çayının iki yakaya böldüğü, cafelerin ve barların yer aldığı örneği az bulunur bir bölgedir. Her yaş gurubuna hitap eden, öğrenci şehri olarak bilinen Eskişehir’in en cıvıl cıvıl noktalarından biri olan Adalara ulaşım için tranvay ile Çarşı durağında inerek ulaşabilirsiniz

Yozgat Çamlığı

Milli Parkı, Aladağlar Milli Parkı, Göreme Tarihi Milli Parkı, Beyşehir Gölü Milli Parkı ve Alacahöyük Tarihi Milli Parkı ile beraber İç Anadolu'da toplam 5 adet milli park bulunmaktadır. Türkiye'de ormanlık alanların en az olduğu 2. bölge olan İç Anadolu'da doğa turizminin geliştiği söylenemez.

Tarihi yapıları ve yerler


Aizonai Antik Kenti
Aizanoi’nin adı Zeus’un Su Perisi Erato ile efsanevi kral Arkas’ın birleşmesinden meydana gelen Frigyalılar’ın öncüsü Azan isimli mitoloji kahramanından kaynaklanıyor. Aizanoi antik kenti Frigya’ya bağlı yaşayan Aizanitislerin ana yerleşmeleriydi. Zeus Tapınağının çevresinde yapılan kazılarda M.Ö. 3000 yıllarına ait yerleşme tabakaları çıkmış. Ancak kesin kentleşme bulgularına 1. yüzyılın sonlarına doğru rastlanılmakta.

Kent, Roma İmparatorluğu döneminde, tahıl, şarap ve yün üretimi sayesinde zenginleşmiş. Erken Bizans döneminde (M.S. 395) piskoposluk merkezi iken 7.yüzyıldan itibaren önemini yitirmiş. Selçuklu döneminde Çavdar Tatarları tarafından üs olarak kullanılmış (13. yüzyıl), bu yüzden Çavdarhisar adını almış. Kütahya’ya 57 km. uzaklıktaki Çavdarhisar ilçesinde.

Zeus Tapınağı
Tapınağın olduğu yer şehrin ana kutsal alanı ve dünyadaki Zeus adına yapılmış tapınakların en sağlam örneği. Tapınağın İmparator Hadrian döneminde yapıldığı duvardaki kitabeden anlaşılıyor. Tapınak 53 x 35 m. ölçülerindeki podyum üzerine yapılmış olup, kısa yanların her birinde 8, uzun yanlarında 15’er İyon Sütunu var.

Gordion
Yassıhöyük (Gordion) Frigya'nın başkenti ve Büyük İskender'in Asya'nın anahtarını elde etmek için Kör Düğümü kestiği yer. Burada Kral Midas'ın tümülüsünü ziyaret edebilirsiniz. Civarda, hala kazı çalışmaları devam eden Gordion antik kentinin kalıntıları ve küçük müze görülmeye değer.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Mahmut Paşa Bedesteni ile Kurşunlu Han; Atatürk'ün bir "Eti Müzesi" kurulması isteği üzerine, Ankara Arkeoloji Müzesi olarak ziyarete açılmış. Müzede, Anadolu Arkeolojisi, Paleolitik çağdan başlayarak, Neolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Urartu dönemlerine ait, Karain, Çatalhöyük, Hacılar, Canhasan, Beyce Sultan, Alacahöyük, Kültepe, Acemhöyük, Boğazköy Gordion, Pazarlı, Altıntepe, Adilcevaz, Patnos kazılarından gelme çeşitli koleksiyonlar ve çeşitli dönemlere ait örnekler sergileniyor. Sikke koleksiyonları, mutlaka görülmeli.
Merkez. (Ankara) Müze Tel : (+90-312) 324 31 60 - 312 62 48 Ziyarete saatleri : 08.30 - 17.30 Ziyarete günleri : Pazartesi hariç her gün.

Boğazköy-Hattuşaş
Ad:  iç anadolu tarih.jpg
Gösterim: 27747
Boyut:  45.1 KB

Anadolu'da ilk organize devleti kuran Hititlerin başkenti olan Hattuşaş'ın Anadolu arkeolojisinde önemli bir yeri var. Bugün Tarihi Milli Park olarak ilan edilen Boğazköy'de görülecek başlıca yerler; Aşağı Sevir'deki Büyük Mabed, şehir surları ve üzerindeki anıtsal kapılar,Yukarı Sevir'de sayıları 31'e ulaşan tapınak, Krallık sarayı ve Büyük Kale. Frig Çağı'na ait en önemli yapılar ise Bastion ile Güney Kale. Ayrıca, Boğazköy'deki yerel müzede ören yerinin önemli buluntuları sergileniyor. Çorum, Boğazkale ilçesinde yer alan Boğazköy (Hattuşaş) Ankara'ya 208 km. Çorum'a ise 82 km. uzaklıkta.

Yazılıkaya
Hitit İmparatorluk Dönemi'nin benzersiz bir kalıntısı olan Yazılıkaya Açıkhava Mabedi Boğazköy'ün 2 km. kuzeydoğusunda yer alıyor. Kayaların doğal durumlarına uygun olarak düzenlenmiş olan büyük ve küçük galeri iki mekandan oluşmakta. Büyük galerinin sağ duvarında tanrıçalar, sol duvarında ise tanrı kabartmaları yer alıyor. Galerinin en büyük kabartması olan Kral IV. Tuthaliya'nın kabartması doğu duvarında yer alıyor. Bu odada bahar bayramlarının kutlanışı tasvir ediliyor. Küçük galeriye giriş dar bir koridorla sağlanmakta. Burada sağa doğru ilerleyen 12 Tanrı, Meç Tanrısı ve IV. Tuthaliya kabartmaları bulunuyor.

Alacahöyük
Çorum'a 45 km. uzaklıkta, Alaca İlçesi Höyük Köyü yerleşim alanı içerisinde yer alan Alacahöyük; görkemli sfenksli kapısı, ilginç mimarlık eserleri ve mahalli müzesiyle, Boğazköy ve Yazılıkaya'yı ziyaret edenler için aynı gün gezilebilecek önemli bir arkeolojik ören yeri.

Gök Medrese
Yapıya taç kapı üzerinde yükselen tuğla örgülü iki minaresindeki mavi çinilerinden dolayı Gök Medrese deniliyor. Anadolu Selçuklu Beyliği baş veziri ve "Hayrat Babası" (Ebu'l Hayrat) Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1271 yılında devrin astronomi ilminin okutulduğu medrese olarak yapılmış. Plastik sanatın şaheserlerinden olan taç kapıdaki mermer malzeme nedeniyle ışık gölge sistemi belirgin. Ön cephede yer alan çeşme, pencere, berkitme kuleleri ve iki minaresi taç kapıya daha da önem kazandırıyor.

Çift Minareli Medrese
Dikdörtgen planlı medresenin günümüzde sadece ön yüzü ve minareleri ayakta. İlhanlı veziri Sahip Şemseddin Mehmet Cüveyni tarafından 1271 yılında yaptırılmış. Anadolu'daki medreseler içinde en büyük portale sahip.

Kültepe
Kültepe ören yeri, yüksekliği 22 m. çapı 500 m.yi bulan bir höyük tepe ile onun etrafını çeviren Karum adı verilen aşağı şehirden ibaret. Yapılan kazılarda Kültepe'de, Asur, Genç Hitit, Roma-Pers ve Tabal dönemlerine ait eserler ve bulgular elde edilmiş. Bu eserlerin en önemlileri Asur dilinde yazılmış çivi yazılı tabletler. Tabletler Anadolu'nun en eski yazılı belgeleri.

Döner Kümbet
Selçuklu eserlerinin Kayseri'deki en güzel örneklerinden. Prenses Şah Cihan Hatun adına yapılmış olan bu kümbet, kendisine has özellikleriyle dikkati çeken bir eser. Çokgen şeklindeki kümbetin, her bir yüzüne çeşitli geometrik şekiller, efsanevi yaratıklar kabartma olarak yapılmış.

Çatalhöyük
Çatalhöyük, Çumra ovasını sulayan Çarşamba Çayı’nın kıyısına kurulmuş, yaklaşık 450x275 m. boyutlarında büyük bir höyük. Bugüne kadar yapılan kazılarda 14 yapı katı/tabaka ortaya çıkarılmış. Çatalhöyük’ün öyküsü yaklaşık 9000 yıl öncesine kadar gidiyor. Duvar resimlerinden bu bölgede Neolitik çağ boyunca aralıksız 800 yıl süren bir yerleşimin var olduğu tahmin ediliyor. İlk yerleşmelerden birisi olması nedeniyle, insanlık tarihi açısından büyük önem taşıyan Çatalhöyük’te yıllar süren kazılar sonunda ortaya insanlığın ilk barınma biçimleri, ev mimarisi ve toplumsal ritüellerine dair bir hazine çıkıyor. Ortaya çıkarılan ve genellikle 2 oda, depo, mutfak ve kilerden oluşan Çatalhöyük evleri bugün hala kullanılan evlere benzemekle kalmıyor, kullanılan kerpiç malzeme de aradan geçen binlerce yıla karşın neredeyse hala aynı.
Çatalhöyük, Konya’nın 52 km. güneydoğusunda, Çumra ilçesinin 11 km. kuzeyinde.

Mevlana Türbesi ve Dergahı
Türbenin temeli 1230 yılında, Mevlana'nın babası Sultan-ul Ulema Bahaeddin Veled’in vasiyeti üzerine buraya gömülüp, üzerine basit bir türbe yapılmasıyla oluşmuş. Mevlana'nın ölümünden sonra ise Pervane Muiniddin ve karısı Gürcü Hatun tarafından buraya bir türbe yaptırılmış. Türbe daha sonra dini ve sosyal işlevli mimari eklemeler yapılarak günümüzdeki şekliyle bir Mevlevi dergahı haline getirilmiş. Müzede Mevlana ve diğer Mevlevilere ait ya da çeşitli yollarla dergaha gelmiş değerli yazmalar, hat ve tezhip örnekleri, maden, cam ve ahşap eserler ile Mevlevi musikisi enstrümanları, halı ve kilimler sergilenmekte. Mevlana'nın ölüm yıldönümlerinde, Şeb-i Aruz (Düğün Günü) olarak adlandırılan günlerde havuz etrafında sema töreni yapılıyor.

Derlemedir
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 22 Kasım 2016 14:10