Olympos
, bugün çirali, Güneybatı Anadolu’daki Likya bölgesinde antik kent. Antalya Körfezinin güneybatı kıyısında, Kumluca ilçesine bağlı Çavuşköy’ün (eskiden Adrasan) kuzeydoğusunda yer alır. Helenistik dönemde kuruldu. İÖ 100’lerde Likya Birliği’nin altı kentinden biri oldu.
İÖ 1. yüzyılda bir süre korsan yatağı durumuna geldi, daha sonra Roma topraklarına katıldı. Bu dönemde yöredeki doğal gaz püskürmeleri nedeniyle Ateş Tanrısı Hephaistos kültüyle ün kazandı. İS 2. yüzyılda yeniden inşa edildi ve en parlak dönemini yaşadı. 3. yüzyılda korsanlık, saldırı ve yağmalar nedeniyle bir kez daha fakirleşti ve önemini gittikçe yitirdi. Uzun süre küçük bir yerleşme olarak kaldıktan sonra, Venedik ve Cenevizlerle Hospitalier tarikatı şövalyelerinin etkin olduğu dönemde yeniden canlandı.
Osmanlı donanmasının Akdeniz’de kesin üstünlüğü ele geçirdiği 15. yüzyıldan sonra tümüyle terk edildi ve unutuldu. Olympos kenti küçük bir çayın iki yanında kurulmuştur. Çayın ağzında, kuzeydeki kayalıkta bir ortaçağ kalesi yer alır. Kalenin batısındaki bataklığın hemen üzerinde bir tapmağın kalıntıları vardır. Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde (161-180) inşa edilmiş olan tapmak İon düzenindedir. Tapınağın karşısında, derenin güney yakasındaki yükseltinin kuzey eteğinde tiyatro bulunur. Roma dönemi özellikleri taşıyan bu tiyatro ile deniz arasında bir Bizans bazilikası ve hamam kalıntıları görülür. Tiyatronun batısında, derenin karşı yakasında, ikinci kat hizasına kadar sağlam kalmış bir Bizans yapısı vardır. Daha geride kent nekropolü başlar.
Kaynak: MsXLabs.org & Ana Britannica