AYET
a. (ar. âyef).
1. Kuranı kerim cümlesi: Ayet-i tergib (cennetin güzelliğini ve sevinçlerini anlatan ayet). Ayet-i terhib (cehennemin ıstıraplarını anlatan ayet).
2. Bir kutsal kitabın her bir bölümünü oluşturan, numaralandırılmış kısa paragraf.
3. iz, alamet.
4. Ayetullah, Tanrı sözü: "Kaşundur vahy-i aynun ayetullah" (Mecmuat ün-nezair, XV. yy ).
- Ayetülhıfz, kötülüklere karşı korunmak için muskalara yazılan ayet.
- Ayet-ül-kûrsi, Kuran’ın Bakara suresinin 255. ayeti.
- Ayet-ül -mevaris, 4. suresinin 255. ayeti.
- Ayet -Cın-nur, 24. surenin ilk ayeti.
—Ed. Bir metnin, tam bir anlam ve belli bir ritmik birlik ortaya koyan kısa bir cümleden ibaret bölümü. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Din. Kuran da gerçek ya da farazi bir başlangıcı ve bitişi olan ve Kuran' ın surelerini oluşturan bölüm, cümle ya da cümlecikler. Her biri tam bir cümle olan ayetlerin yanı sıra, birkaç cümleden oluşan ya da birkaçı bir cümle meydana getiren ayetler de vardır. Ayrıca, bazı surelerin başlarında bulunan ve görünüşte anlamlı bir sözcük olmayan "ha-mim", "ya-sin" gibi harfler (hurufu mukaffa’) da birer ayettir. Birbiri ardı sıra gelen ayetlerin son sözcükleri çoğu kez tam ya da yarım kafiyelidir ve bu sözcüklere "fasıla" (ayırıcı) denir. Ayetler, indikleri yerlere göre "Mekki" (Mekke’de inenler) ve "Medeni' (Medine’de inenler) diye iki bölüme ayrılır. Mekki ayetler daha çok inanç ve ahlak, medeni ayetler ise ibadet ve hukuk konularını içerir Ne anlama geldikleri açıkça anlaşılan ayetlere "muhkem”, çeşitli anlamlarda yorumlanmaya elverişli ayetlere de “müteşabih" denir. Sureler gibi ayetler de, kronolojik sıraya göre değil, Peygamberin uygun gördüğü ve "vahiy kâtipleri"ne buyurduğu sıraya göre yazılmıştır.
—Ed. Ayetler halinde bölme, başlangıçta noktalamanın yerini tutmak üzere düşünülmüştü. Yunanlılar ve Latinler, cümlenin parçalarını ve altparçalarını birbirinden bu biçinjde ayırıyorlardı. Her ayet bir satır (stikhos) oluşturmaktaydı. Ayetleri sayarak bir kitabın satır sayısı bulunabilirdi. Aziz Hieronymus (Eusebius), sıradan müminlerce kolay okunup anlaşılabilmesi için Kutsal kitabı böyle ayetlere ayırdı. Matbaanın icadından sonra, ilkönce Ouintuplex psalterium'daki mezmurlar ayetlere bölündü (1509). 1520’de, Pagninus Santes, hazırladığı latince Tevrat’ta, musevi tevratlarını taklitle, ayetlerin kenarına rakamlar koydu, ama bunları birbirinden satırbaşıyla ayırmadı.
Divan şiirinde sık sık ayetlerden alıntılar yapılır. Sevgilinin güzelliğini tanımlarken belirli ayetler anılır: "Ey mihr, yüzün vedduha, velleyl imiş saçın karala'lin bana dârüşşitâ oldur ki rencûr olmuşum" (Ey güneş gibi sevgili, yüzün vedduha (Duha suresinin)
1. ayeti: Kuşluk vaktine ant olsun], kara saçın velleyl (Leyi suresinin )
1. ayeti: Geceye ant olsun imiş; hastayım, dudağınla bana şifa ver.)
—Nesimi. Sevgilinin yüzü Kuran'a benzetilir, yüzdeki ayva tüyleri ayet olarak düşünülür; "ayet" sözcüğünün nişan, iz, belirti gibi anlamlarına işaret edilerek tevriye yapılır.
AYETLİK
a. (ar. âyet ve türkç. Tik’ten âyettik). Halı seccadelerde, mihrap nişinin üstünde bulunan, içine ayet işlenmiş bir büyük ya da iki küçük dikdörtgen çerçeve
Kaynak: Büyük Larousse