Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Kudüs Tapınağı

Ad:  Kudüs Tapınağı1.jpg
Gösterim: 1806
Boyut:  61.3 KB

eski İsrail’de Yahudi ibadetinin merkezi ve Yahudi kimliğinin simgesi olarak ilki Hz. Süleyman döneminde yapılan, İÖ 586’da tümüyle yıkıldıktan sonra IÖ 515’te yeniden inşa edilen tapınak.

İsrail Krallığı’nm ilk yıllarında Ahit Sandığı başta Şekem (bugün Nablus) ve Şilo olmak üzere birkaç ibadet yeri arasında dolaştırıldı. Hz. Davud Kudüs’ü alınca sandık bu kente taşındı. Böylece İsrail’in en önemli dinsel nesnesiyle krallık yönetimini bir araya getiren kent, İsrail kabilelerinin birliğinin simgesi haline geldi. Hz. Davud, kurulacak tapınağın yeri olarak, Hz. İbrahim’in, oğlu İshak’ı kurban etmek için sunak olarak seçtiğine inanılan kayanın bulunduğu Moriya ya da Tapınak Dağını belirledi.

Birinci Tapınak


Hz. Davud’un oğlu Hz. Süleyman’ın hükümdarlığı sırasında inşa edilerek İÖ 957’de tamamlandı. Bununla birlikte öbür ibadet yerleri de Yoşiya (hd İÖ y. 640 - y. 609) tarafından kapatılana değin dinsel işlevlerini sürdürdü; Yoşiya, Kudüs Tapınağı’nı Yahuda Krallığındaki tek kurban yeri olarak belirledi.

İlk Tapınak, Ahit Sandığı’nın barınağı ve halkın toplantı yeri olarak yapıldı. Bu yüzden de yapının kendisi küçük, ama avlusu çok genişti. Doğuya bakan dikdörtgen biçimli yapının eşit genişlikte üç odası vardı: Giriş sundurması (ulam), dinsel tören odası ya da Kutsal Yer (hehal) ve sandığın bulunduğu Kudüsülakdes (devir). Tapınağın ön (doğu) yüzü dışında çevresi bir mahzenle (yazia) çevriliydi.

Birinci Tapınak’ta beş sunak vardı; bunlardan biri Kudüsülakdes bölümü girişinde, ikisi yapının içinde, bronzdan yapılmış bir tanesi sundurmanın önünde ve basamaklı olanı avludaydı. Avluda duran büyük tunç tas ya da “deniz” rahiplerin arınmasına yarıyordu. Kudüsülakdes’te Ahit Sandığı’nın yanında zeytin ağacından oyulmuş iki melek figürü duruyordu. İlahi Varlık’m (Şehina) barındığı yer olarak kabul edilen bu iç bölmeye yalnızca kohen gadol (yüksek rahip) Kefaret Günü’nde (Yom Kippur) girebiliyordu.

Babil kralı II. Nabukadnezar, İÖ 604 ve İÖ 597’de tapmak hâzinelerine el koydu ve İÖ 586’da Yahudi takviminin Av ayının 9’unda yapıyı tümüyle yıktırdı. Bu yıkım ve Yahudilerin İÖ 586 ve İÖ 582’de Babil’e sürülmeleri, kehanetlerin doğrulanması olarak yorumlandı ve Yahudilerin dinsel inançlarını güçlendirerek bağımsız bir Yahudi devletinin yeniden kurulması umudunu canlandırdı.

Pers hanedanı Ahamenişlerin kurucusu ve Babil fatihi II. Kyros (Büyük), İÖ 538’de yayımladığı bir emirle sürgündeki Yahudilerin Kudüs’e dönmelerine ve tapmağı yeniden inşa etmelerine izin verdi. Çalışmalar İÖ 515’te tamamlandı. Özgün yapının gösterişsiz bir benzeri olarak yapılan İkinci Tapınak’ın ayrıntılı planı günümüze ulaşamadı. Bu yapı iki avluyla çevriliydi; avlularda odalar, kapılar ve bir de toplanma alanı bulunuyordu.

İkinci Tapınak


Birinci Tapınaktaki kutsal eşyadan yoksundu; özellikle de Ahit Sandığı yitirilmişti. Ama ayinler görkemliydi ve iyi örgütlenmiş Kohen (rahip) ve Levi aileleri tarafından yönetiliyordu.

Persler zamanında ve Helenistik dönemde (İÖ 4-3. yy) Yahuda’nın yabancı hükümdarları tapmağa genellikle saygı gösterdiler ve maddi destek sağladılar. Ama Antiokhos IV. Epiphanes’in ıO 167’de sunakta Zeus’a kurban keserek tapınağın kutsallığını ihlal etmesi, Hasmon Ayaklanmasına yol açtı. Ayaklanma sırasında Yeuda Makabi tapınağı temizleyerek yeniden kutsadı. Bu olay her yıl kutlanan Hanukka’nın başlangıcını oluşturdu.

Romalıların Kudüs’ü fethi sırasında Pompeius, Kudüsülakdes bölmesine girdi (İÖ 63), ama tapınağa zarar vermedi. İÖ 54’te ise Crassus tapınak hâzinesini yağma etti. İkinci Tapınak Yahuda kralı I. Herodes (Büyük) (İÖ 37-4) tarafından onarılmaya başladı.

Onanın İÖ 20’de başladı ve 46 yıl sürdü. Tapınak Dağının alanı iki kat genişletildi ve üzerinde kapılar bulunan bir duvarla çevrildi. Tapınak yapısı yükseltildi, genişletildi ve cephesi beyaz taşla kaplandı. Yeni Tapınak alanı, halkın toplanma yeri oldu. Alanı çevreleyen revakların altını tüccar ve sarraflar işyeri olarak kullanıyordu. Yahudi olmayanların girmesi yasak olan kutsal alan, bir taş perde (soreg) ve set (hel) ile çevrildi. Tapınağın kendisi, doğuda, Kadınlar Avlusu’yla başlıyordu. Her yönde bir kapısı ve her köşesinde bir oda bulunan bu avluya bu adın verilmesinin nedeni, kadınların her yıl Sukkot (Hayme Bayramı) kutlamalarını avluyu çevreleyen balkondan izlemeleriydi. Avlunun, yarım daire biçimindeki merdivenlerle ulaşılan batı kapısından İsrailliler Avlusu’na geçiliyordu; burası Kohenler Avlusu’nun bütün Yahudi erkeklere açık olan bölümüydü. İç ibadet yerini çevreleyen Kohenler Avlusu’nda kurban sunağı ile rahiplerin arınması için bakır bir leğen vardı. Avlu, kapılarla ve odalarla bölünen bir duvarla çevriliydi. Tapınağın ibadete ayrılan bölümünün ön tarafı arka tarafından genişti. Doğu cephesinde giriş salonuna açılan kapının her iki yanında bir sütun bulunuyordu. Salonun içinde büyük bir kapı, batı ucunda Kudüsülakdes bölmesinin bulunduğu ibadet yerine açılıyordu.

Herodes’in onarttığı tapınak bir kez daha İsrail yaşamının merkezi haline geldi. Yalnız dinsel ayin yeri olmakla kalmadı; kutsal metinlerin ve başka edebiyat örneklerinin saklandığı yer, ayrıca Roma döneminde Yahudilerin en yüksek mahkemesi olan Sanedrin’in toplanma yeri olarak kullanıldı. IS 66’da Roma’ya karşı çıkan ayaklanma kısa sürede tapınak üzerinde odaklaştı ve İS 70’te Av ayının 9’u ve 10’unda Romalıların tapınağı yıkmasıyla sonuçlandı.

İkinci Tapınak’tan geriye yalnızca batı duvarının bir parçası, bugün Ağlama Duvarı diye anılan bölüm kaldı. Burası günümüzde de Yuhudilerin yüce emellerinin simgesi ve kutsal bir ziyaret yeridir. 7. yüzyılın sonlarında Müslümanların Kubbetü’s-Sahra’yı ve Mescid-i Aksa’yı yapmalarından sonra bu yapıların bulunduğu Haremü’ş-Şerif i çevreleyen duvarın bir parçası haline getirilen Ağlama Duvarı, 1967’de yeniden Yahudilerin egemenliğine geçti.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 8 Aralık 2016 02:35