Arama

Çerkes (Çerkez) Ethem - Tek Mesaj #5

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Aralık 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ÇERKEZ ETHEM

Ad:  Çerkes (Çerkez) Ethem3.jpg
Gösterim: 4099
Boyut:  25.6 KB

Ethem Bey de denir, Türk kurtuluş savaşı'nın başlangıcında Kuvayı seyyare komutanı
(Emreköy, Bandırma, 1885/1886 - Amman, Ürdün, 1948).

Kafkasya'dan göç etmiş ve Marmara yöresine yerleştirilmiş çerkez soylularından Ali Bey'in beş oğlundan en küçüğü. Düzensiz bir eğitim gördü. Harbiye'yi bitirerek subay olan iki ağabeyine (Reşit ve Tevfik beyler) öykünerek subay olmak isterdi. Askerliğini süvari başçavuşu olarak yaptı Balkan savaşı patlar patlamaz İstanbul'a gidip Süvari küçük zabit mektebi'ne kaydoldu; zabit vekili (astsubay) olarak, Çürüksulu Mahmut Paşa kolordusu karargâhında görev aldı, Bulgarlar ile Çatalca’da yapılan savaşlara katıldı. Ağabeyleri gibi Teşkilatı mahsusa'ya alındı. Birinci Dünya savaşı başladığında İran içlerinden ve Afganistan üzerinden Orta Asya’ya ulaşma amacını taşıyan gerilla seferinde (1916), aramdan gene aynı örgütün düzenlediği Uceymi Paşa Sadun komutasındaki Irak harekâtında görev aldı, yaralandı (1918 başları).

Mondros mütarekesi imzalandığında Bandırma’daydı. Burada, çerkez gençlerinden oluşturduğu bir çete ile, maceracı ruhuna uygun biçimde, çevrede eşkıyalık yapmaya başladı, ittihat ve Terakki'nin ünlü İzmir valisi Rahmi Bey'in ingilizler'ce tutuklanmasının hemen ardından, fidye için oğlunu dağa kaldırdı (Şubat 1919). Çocuğu elli üç bin altın fidye aldıktan sonra salıverdi. Balıkesir ve Bursa köylerini talan etmeye başladı.

İzmir'in Yunanlılar'ca işgali üzerine İstanbul'dan ayrılan Rauf Bey, Bandırma üstünden Anadolu'ya geçtiğinde ağabeyleri Reşit ve Tevfik beylerle görüştü. Ethem'in, Teşkilatı mahsusa'nın bir tür gizli gerilla üssü olarak hazırlanmış Salihli'deki Kuşçubaşı Eşref Bey’in çiftliğine gidip burada bir direniş örgütü kurması kararlaştırıldı. Salihli'ye Kuşçubaşı'nın çiftliğine giden Ethem Gönen, Kirmasti, Balıkesir ve Bandırma’dan tanıdığı kimi çerkez- leri de yanına çağırarak kuvvetini büyüttü, çiftlikteki silah, cephane ve para ile, yöredeki en güçlü Kuvayı milliye birliği durumuna geldi. Gönen yöresinde Anzavur ayaklanması başlayınca Ethem, üzerine gönderildiği Anzavur kuvvetlerini sıkıştırdı ve kaçırdı. Ethem, yarbay Rahmi Bey komutasındaki kuvvetlerle birlikte Anza- vur'u Gönen'de ikinci kez sıkıştırdıysa da, Anzavur gene kaçtı Anzavur, ikinci kez bir ayaklanma başlattığında (16 şubat 1920), XXVIII.

Tümen komutanı Kâzım Bey (Özalp), Ethem Bey'den yardım istedi. Salihli cephesinden yıldırım hızı ile gelen Ethem Bey, yöredeki ayaklanmayı Susurluk'ta bastırdı (16 nisan 1920), ancak Anzavur yine kaçmayı başardı. Hendek ile Düzce'de patlak veren yeni bir ayaklanma üzerine bu kez de Kuvayı milliye umum komutanı Ali Fuat Paşa (Cebesoy), bu isyanı bastırmak için de Ethem Bey'i yardıma çağırdı. Bursa üzerinden Sapanca ve Adapazarı'na doğru sarkıp önce Hendek, ertesi gün de Düzce'ye giren (26 mayıs 1920) Ethem Bey. iki gün içinde ayaklanmanın elebaşıları sayılan 52 kişiyi astırdı ve böylece Düzce-Bolu ayaklanması da son buldu. Bu arada, Adapazarı yönünden ilerlemek isteyen Kuvayı inzibatiye kuvvetlerini dağıttı. Yozgat’ta başlayan yeni bir ayaklanmanın bastırılması ile görevlendirildi. Ankara üzerinden Yozgat'a geçerek (23 haziran 1920) şehri Çapanoğulları'ndan kurtardı ve ele geçirdiği 50'den fazla ayaklanmacıyı astırdı. Ardından Yozgat'ta oluşturulan bir askeri mahkemede ayrıca 12 ayaklanmacıyı daha idam ettirdi.

Batı cephesinde ileri harekâta girişen yunan ordusunun Balıkesir'i ele geçirmesi üzerine yemden bu cepheye çağrıldı. Bursa’nın da yunan işgaline girmes'nin (9 temmuz) ertesi günü Yozgat'tan ayrıldı ve Ankara'ya geldiğinde büyük bir törenle karşılandı. Balıkesir ve Bursa'nın düşmesi üzerine, düzenli ordu birlikleriyle sonuç alınamayacağı görüşlerinin yaygınlaştığı bu günlerde ayaklanmaları bastırmakta gösterdiği başarılardan ötürü bir kurtarıcı gibi gözüktü. Çok kişi de Ethem'i bu yolda kışkırttı. Simav cephesine giden Ethem, Demirci'de zaten durmuş olan yunan saldırısını geri püskürttüğünde ve bu zaferini bir telgrafla TBMM’ye bildirdiğinde, telgraf alkışlar arasında okundu.

TBMM, düzenli ordunun güçlendirilmesi ve Kuvayı milliye birliklerinin de düzenli orduya katılması yolunda karar alıp, Batı cephesine ismet Beyi (İnönü), Cenup cephesine de Refet Beyi (Bele) komutan atayınca, başına buyruk hareket etmeye alışmış Kuvayı seyyare ve Kuvayı tedibiye umum kumandanı Ethem Bey ile bu komutanlar arasında çekişmeler başladı. Eskişehir'i üs edinen Ethem Bey, bu arada Ankara Meclisi bünyesinde filizlenmiş Yeşilordu ve Halk iştirakiyun fırkası ile de ilişkilere girdi. Cephe komutanlığı ve Meclis başkanlığının her konuda yasalara uymak zorunda olduğu yolundaki uyarılarını kulak ardı etti.

Bu durumda Batı cephesi komutanı ismet Bey, yunan ordusu karşısındaki bazı birliklerini geri çekme pahasına izzettin (Çalışlar) komutasında düzenlendiği birliklerini Kuvayı seyyare üzerine gönderdi (29 aralık 1920). Yer yer çatışmalar oldu. 5 ocak 1921 de düzenli ordu birlikleri Gediz'e girdi, Kuvayı seyyare’den kimi birlikler bu orduya katıldı. Ancak bu sırada yunan ordusu yeniden harekete geçti. Ethem, Yunanlılar la anlaşmıştı, ilerleyen Yunanlılar Bozüyük ve Bilecik’e girdi, Eskişehir'e doğru ilerledi Ethem kuvvetleri de çekildikleri Kütahya' ya yeniden saldırdılar. Birinci İnönü savaşı'nda (10/11 ocak) yunan saldırısı durduruldu, ama Kütahya yöresinde Kuvayı seyyare ile düzenli ordu arasındaki çatışmalar sürdü. Güney'den Refet Bey’in süvari birliklerinin de yetişmesi üzerine Ethem Bey kuvvetleri dağıtıldı, Ethem Yunanlılara sığındı ve İzmir'e gitti. Bir süre sonra Atina üzerinden Almanya'ya geçti, tedavi gördü. Mısır'a, Mısır’dan da Ürdün'e ağabeylerinin yanına gitti TBMM, kendisini ve ağabeyleri Reşit ve Tevfik beyleri "hain" ilan etmişti Barış tan sonra kabul edilen yüzellilikler listesine alınarak vatandaşlıktan da çıkarıldı.

1938’de 150'likler bağışlanınca (Reşit ve Tevfik döndü) yurda dönmedi. Yalnız ve içine kapanık bir hayat geçirdi, 21 eylül 1948'de Amman'da öldü, Kabartay mezarlığına gömüldü. Çerkez Ethem'm hatıraları (1962) adıyla yayımlanmış anıların, Mevlanzade Rıfat tarafından, ağabeyi Tevfik'ten dinlenmiş anılar olduğu ileri sürülür Ethem Bey'in bizzat Hafız Reşat Efendi'ye yazdırdığı anılar, Cemal Kutay tarafından Çerkez Ethem dosyası (2 cilt, 1973) adıyla yayımlandı.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 27 Aralık 2016 00:32
SİLENTİUM EST AURUM