Arama


Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
24 Aralık 2016       Mesaj #3
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

Baharat Ticareti

, uluslararası düzeyde baharat ve kokulu ot dolaşımı.
Büyük kültürel ve ekonomik önemi olan baharat ticaretinin kökleri çok eskilere uzanır. Tarçın, kakule, zencefil ve zerdeçal, Doğulu halklarca daha binlerce yıl önce biliniyordu. Bunlar, ticaretin yeni doğduğu dönemlerde önemli kalemler haline gelmişti. Tarçın, İsa’dan en az 2.000 yıl önce Ortadoğu’ya girmişti. Güney Arabistan (ilkçağdaki Arabia Felix), çok eskiden beri günlük ve mürrüsafinin yanı sıra, öteki güzel kokulu reçine ve sakızların da ticaret merkeziydi. Arap tüccarlar, bu baharat çeşitlerinin gerçek kaynağını ustaca gizliyorlardı. Merakları yatıştırmak, pazarlarını koruyabilmek ve rakiplerinin cesaretini kırmak için tarçının kanatlı hayvanlarca korunan sığ göllerde ve zehirli yılanlarla dolu derin vadilerde yetiştiği yolunda masallar bile yayıyorlardı. Yaşlı Plinius ise bütün bu öykülerle alay ediyor, “bu masalların tümünün fiyat yükseltmek için uydurulduğunu” çekinmeden ilan ediyordu.
Alıntıdaki Ek 57887
Asya kıtasını karadan geçen ticaret yolları ne kadar önemli olursa olsun, baharat ticareti ağırlıklı olarak denizyoluyla gelişti. İsa’dan önceki tarihlerde Araplar doğrudan deniz yolculukları düzenliyorlardı. Uzakdoğu’da ise Çinliler, Malay Takımadalarını çevreleyen sularda dolaşıyor, Maluku Adalarında (Baharat Adaları) ticaret yapıyorlardı. Seylan, merkezî bir ticaret noktasıydı.
Mısır’da İskenderiye’nin liman gelirleri, İÖ 80’de XI. Ptolemaios bu kenti Romalılara bıraktığı sırada büyük miktarlara ulaşmıştı. İskenderiye, Romalılar Döneminde dünyanın en büyük ticaret merkezi, Hindistan’ın güzel kokulu ve acılı baharat çeşitlerinin alışveriş yeri haline geldi. Bunlar Yunanistan ve Roma İmparatorluğu pazarlarına da girdi.

DEVAMI >>>> Baharat Yolu

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.