Arama

Adana - Tek Mesaj #8

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Ocak 2017       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ADANA


Nüfus çokluğu bakımından 4. sırada yer alan Adana ilinin merkezi. Türkiye’nin 4. kalabalık kenti. Ankara’nın 484 km G.-D.'sunda; 916 150 nüf. (1990).

COĞRAFYA
Adana kenti, Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının oluşturduğu Çukurova deltasından kuzeydeki dağlara doğru hafif bir eğimle yükselen alüvyal dolgu taraçalardan biri üzerinde, denizden yaklaşık 40 km içeride kurulmuştur. Denizden yüksekliği merkezde 23 m’dir. Seyhan ırmağı, bu düzlükte birkaç metre gömülmüş geniş bir yatak içinde akar. Irmakla kentin kurulduğu düzlük arasındaki düzey farkının azlığından doğan sel baskınları, Seyhan barajının yapımından sonra hemen hemen ortadan kalkmıştır.

Adana kentinin çekirdeğini, sırtını doğuda Seyhan ırmağına dayamış olan Tepebağ yükseltisinin çevresindeki dairesel yerleşim oluşturur. Roma döneminden kalma Taşköprü, burayı Seyhan’ın sol kıyısına bağlar. Uzun süre orta halli bir taşra kenti özelliğini koruyan, nüfusu 20-30 bini aşmayan Adana; XIX. yy.’ın ikinci yarısında gelişmeye başladı. Bu gelişme, özellikle 1950’den sonra hızlanarak Adana’ya bugünkü büyük kent özelliğini kazandırdı.
Ad:  Adana8.jpg
Gösterim: 797
Boyut:  70.0 KB
1886’da, kent, demiryoluyla Mersin limanına bağlandı. Hicaz demiryolu Birinci Dünya savaşı yıllarında Toroslar’ı aşarak Adana’ya ulaştı. Bu gelişmeler sonucu kent, özellikle 1950’den sonra eski çekirdeğin çevresinde daha çok K.-B.’daki istasyona ve batıya doğru olmak üzere hızla yayıldı, çekirdek bölümde kimi düzenlemeler yapıldı, planlı yeni mahalleler kuruldu, geniş caddeler ve parklar, açıldı. Bu gelişmeler sırasında büyüme Seyhan’ın sol yakasına da taştı.

Türkiye’de kentleşme sürecinin en hızlı olduğu yerleşmelerden biri olan Adana, Akdeniz bölgesinin ticaret, sanayi ve sermaye piyasası bakımlarından en önemli merkezidir. (ADANA ili.) Gelişmiş bir yol şebekesinin kavşak noktası olan Adana’da, havaalanı, çeşitli düzeyde eğitim kurumlan, Çukurova üniversitesi ve Devlet Güzel sanatlar galerisi vardır.

TARİH
ilkçağda Adana, Anadolu’yu baştan başa geçerek Külek boğazından Tarsus’a inen yol üzerinde bir konak yeriydi. Hitit tabletlerinden Hititler döneminde kent ve çevresinde Kizzuvatna krallığının egemen olduğu anlaşılmaktadır. Yöre, İ.O. XVI. yy.’da Hitit federasyonuna, Hitit devleti yıkıldıktan sonra Çukurova’da kurulan Kue krallığına bağlandı; İ.Ö. IX. yy.’ın sonlarına doğru Asur, İ.Ö. VI. yy.’da Pers, İ.Ö. 333’te Büyük İskender’in egemenliğine girdi; İskender'in ölümünden (İ.Ö. 323) sonra da Selefkıler’e bağlandı; İ.Ö. 66'da romalı konsül Pompeius tarafından ele geçirildi. Roma ve Bizans dönemlerinde, elverişli konumu nedeniyle önemli bir ticaret merkezi durumuna gelen kent 704'te Halife Abdülmelik tarafından Emevi topraklarına katıldı. Abbasi halifesi Harunurreşit eski ilkçağ kalesini (Adana kalesi) yeniden yaptırdı. IX. yy.'da Adana, Çukurova'nın önemli bir kültür ve ticaret merkezi durumundaydı. Aynı yüzyılda Yazman adlı bir Türk komutan bölgeyi yarı bağımsız yönetti. Bölge daha sonra Mısır'daki Tolunoğulları'nın eline geçti. BizanslIlar,Abbasiler'in zayıf düşmesinden yararlanarak X. yy. Tanrı başlarında kenti yeniden topraklarına kattılar. Malazgirt zaferini (1071) izleyen yıllarda Adana, Selçukluların egemenliğine girdi (1083-1097).

Bu dönemde Çukurova'ya Doğu'dan gelen birçok Türk boyu yerleşti. 1097 Haçlı seferiyle Adana’da Selçuklu egemenliği sona erdi. XIV. yy.’ın ilk yarısında Memlukların eline geçen Çukurova'ya çok sayıda Türkmen oymağı yerleştirildi.1352'de yöreye Memluklar'a bağlı türkmen beylerinden Yüreğiroğlu Ramazan Bey egemen oldu. Ramazanoğulları adını alan beyliğin merkezi Adana'ydı. Ramazanoğulları'nın yönetiminde kent genişledi, camiler, hanlar, kamu binalarıyla süslendi. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi (1517) sırasında osmanlı topraklarına katılan Adana’yı 1608’e kadar yine Ramazanoğulları beyleri yönetti. 1672'de Adana'ya uğrayan Evliya Çelebi, kente ilişkin ayrıntılı bilgi verir. Adana, XIX. yy.'ın ortalarına doğru Osmanlı devletine karşı ayaklanan Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından ele geçirildi; Mısır ordusunun karargâhı olarak kullanıldı. Londra antlaşmasıyla (1840) Osmanlılar’a geri verildi. 1867’deki yönetsel düzenlemede vilayet oldu. 1886’da Mersin-Adana demiryolunun açılması, pamuk tarımının ve kentin ekonomisinin canlanmasına, nüfusunun artmasına neden oldu.

Ermeniler'in1909'daki ayaklanma girişimleri bastırıldı. (ADANA VAKASI). Birinci Dünya savaşı sırasında (1914- 1918) Toros ve Gâvurdağı tünelleri ve Bağdat demiryoluyla kent İstanbul ve Suriye’ye bağlandı. Birinci Dünya savaşı sonrasında 24 araiık 1918'de transız birlikleri, işbirlikçi ermeni çeteleriyle Adana’yı işgal etti. Türk milis kuvvetlerinin şiddetle direnmesi, işgalcilerin önemli kayba uğramalarına neden oldu. 20 ekim 1921 'de imzalanan Ankara itilafnamesi hükümleri uyarınca 5 ocak 1922'de Fransız işgal kuvvetleri kentten çekildi.

ARKEOLOJİ VE MİMARLIK
Adana’daki Tepebağ Höyüğü, Çukurova’nın ilk yerleşim yerlerindendir. Höyükte açığa çıkarılan surlarla çevrili yerleşme, yenitaş dönemine tarihlendirilir.
Adana ve çevresinde ilkçağ kalıntılarının en önemlisi, Adana yakınında, Seyhan ırmağı üzerindeki Taşköprü'dür. Roma imparatoru Hadrianus (117-138) zamanında yapıldığı sanılan köprü, bizans imparatoru iustinianos I tarafından yenilendi (VI. yy.). Daha sonra da birkaç kez onarılan yapı 317 m uzunluğunda ve 21 gözlüdür. Halen 14 gözü sağlamdır. Yine BizanslIlar döneminde kentin su kemerleri ve hisarı yapıldı. Abbasi halifesi Harunurreşit'in ilkçağ kalesinin yerine yaptırdığı Adana kalesi'ni (781), Mehmet Ali Paşa yıktırdı (1836). Adana ve çevresine damgasını vuranlar Ramazanoğulları'dır. Yöreye uzun yıllar egemen olan Ramazanoğulları (1378-1608), döneminde bayındırlık çalışmaları hızlandırılmış, kentte birçok cami, medrese, mescit, han, hamam yapılmıştır. Bunlar siyah-beyaz taş işçilikleriyle zengi ve memluklu; çini bezemeleriyle de osmanlı etkisini taşır. Dönemin ilk yapısı Akça (Ağca) mescit (1409), büyük kesme taştan, kare planlı gövdesi, yüksek kasnağa oturan kubbesiyle bir türbeyi andırır.

Taçkapıdaki taş bezemelerde, hatayi, rumi ve çiçek motifleri arasında görülen kuş ve aslan figürleri ilgi çekicidir. Kiliseden camiye dönüştürülen Yağ camisi (Eski cami, 1501), Selçuklu ulu camileri planındadır. Minaresi (1525) ve medresesi (1558) Piri Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kentin en büyük tarihsel yapısıysa selçuklu, memluklu, osmanlı üsluplarının bir bireşimi olan Ulu cami’üıt (1513). Ramazanöğlu Halil Bey’in başlattığı yapı, 1541'de oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından bitirilmiştir. Avlu ve taçkapı çevresindeki siyah-beyaz mermer kaplamalar, mihrap, minber ve sekizgen gövdeli minare zengi ve memluklu üşlubundadır. Mihrap, XVI.-XVII. yy.’ların İznik çinileriyle kaplıdır. Caminin doğusundaki medrese (1540), külliyenin en önemli yapılarındandır. Buradaki ağızları açık ejderha kabartmalı bezemeler, mukarnaslı külah biçimi kule, Mezopotamya-lrak etkisindeki selçuklu üşlubundadır. Caminin güneydoğulundaki Ramazanöğlu türbesi (1540/1541), XVIII.-XIX. yy.

Tekfur sarayı çinileriyle kaplıdır. Ulu cami ile Tuz hanı arasında Ramazanöğlu Halil Bey’in yaptırdığı sarayın harem dairesi (Vakıf sarayı) vardır (1495). Bunların dışında yine Ramazanöğlu Halil Bey'in yaptırdığı Küçük mescit (1492),TuZhanı (1497), roma hamamının temelleri üzerine yaptırılan İrmak (Yalı) hamamı (1494), Ramazanoğulları Halil Bey’in kölesi Abdullah bin Haşan Kethüda'nın yaptırdığı Haşan Ağa (Haşan Kethüda) camisi (1558, minaresi 1730), Cuma Fakih mescidi (1541), Savcıoğlu Mustafa'nın yaptırdığı Kemeraltı (Tarsuskapı) camisi (1548), Piri Mehmet Paşa’nın yaptırdığı Bedesten (Arasta), Gön hanı (1530), Çarşı hamamı (1529) dönemin özelliklerini yansıtan yapılardır. Osmanlı yapıları arasında Mestanzade camisi ve hamamı (1682), memluklu et kisi gösteren Yeni (Antaki) cami (1724, minaresi 1729), Yeşil mescit (İ75I), Alemdar mescidi (1748), Alidede mescidi (1704), Hasırpazarı mescidi (XVII. yy.), Şeyh zülha camisi (1844), Memişpâşa camisi (1825), Yeni hamam (1720) sayılabilir. Adana'da valilik yapan Ziya Paşa’nın, onun adını taşıyan parktaki mezarını vali Abidin Paşa yaptırmıştır (1881). Adana belediyesince yaptırılan (1881) Saat kulesi, bugün de kullanılmaktadır. Heykeltraş Ali Hadi Bara'nın Atatürk anıtı (1935) anılmaya değer önemli bir yapıttır.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 4 Ocak 2017 23:18
SİLENTİUM EST AURUM