Arama

Angola ve Angola Tarihi - Tek Mesaj #3

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Ocak 2017       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ANGOLA

Ad:  Angola ve Angola Tarihi5.jpg
Gösterim: 580
Boyut:  129.8 KB

Afrika’da devlet, Atlas okyanusu kıyısında, Zaire'nin G.’inde; 1 246 700 knr. 9 747 000 nüf. (1989). Başkenti Luanda.

COĞRAFYA


Doğal çevre


1 000 m’yi aşan yükseltide inselberglerle kaplı bir plato biçimini alan eski prekambrıyen taban, B.'da en yüksek noktası Moro Moco (2 620 m) olan dağlık bir kesim oluşturur. Bu taban, K.-D ’ya (Kasai ırmağının havzası) ve G.-D.’ya (Zambezi ve Okavango ırmaklarının havzaları) doğru alçalarak, kumtaşlı katmanlar altına gömülür. B.'da, genişliği yer yer değişen (en çok 200 km) bir kıyı ovasına sarp yamaçlarla iner. Ülkenin, haziran-eylül arasında dört aylık kurak bir mevsim (cacimbo) içeren tropikal bir iklimi vardır. Ovada düşük (Luanda’da 374 mm, G.’de 50 mm) olan yağışlar, ortalama sıcaklıkların düştüğü (18°-19°C) yüksek topraklarda boldur (1-1,8 m).

Ülkede fazla yer kaplamayan sık orman örtüsüne yalnızca K.’de rastlanır; iç platolarda seyrek orman yaygındır; öbür kesimlerse, güneyde yerini verimsiz bozkırlara, hatta Namibya'ya doğru çölümsü bir bozkıra bırakan ağaçlı ya da otlu savanla örtülüdür.

Nüfus ve etkinlikler


Beyazların topluca ülkeden ayrılmalarından bu yana, halkın aşağı yukarı tümünü (güneydeki 15 000 boşiman dışında) Bantular oluşturur. Kongolar, Lundalar, Çokveler, Mbundular ve Ovimbundular ise başlıca topluluklardır. Huambo, Lobito ve Luanda bölgelerinde nispeten yoğun olan nüfus, D.'ya ve G.'e doğru seyrekleşir. Savaş, kentleşmeyi hızlandırmıştır.

Orman yakılarak açılan tarlalarda, geleneksel tarım ürünlerinden manyok, sinirotu, yerfıstığı kuzeyde, mısır ve sorgum ise güneyde yetiştirilir. Ticarete yönelik tarım, 1975’ten bu yana çok gerilemiştir. Köylülerin tarım işletmelerinde kahve ve pamuk; kıyı ovasındaki sulama uygulanan büyük tarım işletmelerinde de şekerkamışı ve sisal yetiştirilir. Angola’da ayrıca, palmiye yağı, hurma, pirinç, muz ve tütün üretilir. 1975’ten önce, yaklaşık yarısı Huila ilinde toplanan 2 milyol. beş sığır ve 700 000 küçükbaş hayvan, savaşta aşağı yukarı tümüyle telef oldu. Eskiden çok canlı olan kıyı balıkçılığı (300 000 t), 1977'de imzalanan bir antlaşma uyarınca bir sovyet balıkçı filosuna bırakıldı.

Angola’da dört büyük yeraltı kaynağı vardır: SONANGOL ile ortak yabancı şirketlerin Cabında'da ve Luanda çevresinde çıkardığı ve ülkenin başlıca gelir kaynağı haline gelen petrol (8 Mt'den çok); Kuzey-Doğu'da çıkarılan ve mücevhercilikte kullanılan elmas (700 000 kırat); güneyde üretilen demir; kıyıda buharlaştırma yöntemiyle üretilen tuz. Elektrik, özellikle akarsulardan elde edilir (Cambambe barajı). Besin (bira, un, konserve fabrikaları) , kimya (petrol arıtma), dokuma (iplik ve kumaş fabrikaları) ve yapı gereçleri (çimento) sanayilerinin hemen hemen tümü, 1975 öncesi düzeylerine oranla gerilemiştir. Ulaşım ağı, 70 000 km'lik karayoluyla 3 000 km'lik demiryolu hattından oluşur. Cabinda, Luanda ve Lobito ülkenin başlıca limanlarıdır.

TARİH


Kongo ırmağının ağzına ulaştı ve buraları ele geçirdiğini belirtmek için bir padrâo (anı sütunu) dikti. 1485-86'da Angola'nın bütün kıyılarını dolaştı ve burada birkaç misyoner bıraktıktan sonra yanına kongolu dört soylu alarak Portekiz'e döndü. Kongo kralı vaftiz edildi ve Portekiz kralına bağımlılığı kabul etti. Ama ilişkiler çok geçmeden bozuldu ( KONGO) ve Portekizliler (1574’ten başlayarak Sâo Paolo Luanda’ya yerleşmişlerdi), etkinliklerinin büyük bölümünü giderek Luanda’nın iç kesimine yönelttiler ve bu bölgeye yerel önder Ngola'nın adından esinlenerek Angola dediler.

1630’a doğru HollandalIlar portekiz kalelerini ele geçirdiği sırada Ngola’nın kız kardeşi Jinga bir ayaklanma başlattı. Portekiz, bu kaleleri geri alabilmek için, Brezilya’daki birliklerini getirmek zorunda kaldı. Kıyıdaki birkaç limandan ibaret olan portekiz sömürgeleri daha çok Brezilyaya zenci köle göndermekle uğraşıyorlardı; 1836’da yasaklanmasına karşın köle ticareti XIX. yy.’ın sonuna kadar sürdürüldü.

1850'den sonra Portekiz hükümeti ülkenin iç kesimlerini ele geçirmeye karar verdi: 1855’te Ambriz, 1856’da Bembe alındı. Sınırlar, öbür Avrupa devletleriyle yapılan çeşitli antlaşmalarla belirlendi (Fransa ve Almanya ile 1886’da, İngiltere ile 1891'de, Belçika Kongosu ile 1927'de, Kuzey Rodezya ile 1891'deki ingiliz-portekiz antlaşması ve İtalya kralının hakemliğiyle [1905]). Ama Angola tarihi 1920’lere kadar, birbirini izleyen savaşlara sahne oldu. Lundalar'a 1894 -1926 arasında, Ovimbundu krallığı'na 1890-1904 arasında boyun eğdirildi; 1885-1915 arasında Angola'nın güneyi, Ambolar’ın ve Humbeler'in direnmesine karşın ele geçirildi; 1913-1915 arasında kuzeyde, Sâo Salvador çevresinde büyük bir ayaklanma patlak verdi. Kuvaleler’in (Herero topluluğundan) son direnişleri ancak 1940-1941’de kırıldı. Ama ülkede uzun bir süre, örgütlü bir toplu direnme gerçekleşmedi, her etni kendini tek başına savundu. Portekiz egemenliği, afrikalı halkın eylemlerini ve çalışmasını denetim altında tutmayı sağlayan yerli yöneticilere dayanılarak güçlendirildi. Yönetimin yetkileri artırıldı ve 1955'te Angola Portekiz'in bir "eyaleti” oldu.

ilk ulusal hareket, 1954 te, Kuzey Angola halkları birliği'nin kurulmasıyla ortaya çıktı. Sözkonusu birlik, 1958'de Angola Halkları birliği’ne (UPA) dönüştü. UPA, 1961 'de ülkenin kuzey kesiminde, Luanda’da kanlı bir ayaklanma başlattı. 1956’da, Mario de Andrade ile Agostinho Neto'nun yönetiminde UPA'ya rakip olarak Angola halk kurtuluş hareketi (MPLA) kuruldu. 1961 'deki kanlı olaylardan sonra, MPLA Kongo-Brazzaville’e çekilirken, Roberto Holden’ın yönettiği UPA Löopoldville’e (Kinşasa) yerleşti ve Angola ulusal kurtuluş cephesi'ne (FNLA) dönüştü. 1965'te FNLA’dan bir kanat ayrılarak, Jonas Savimbi'nin yönetiminde Angola’nın tam bağımsızlığı için ulusal birlik’i (UNİTA) kurdu.

işçilerin, öğrencilerin, ülkenin orta-batı kesimindeki Mbundular'ın desteklediği, melezlerin güçlendirdiği ve SSCB’nin yardım ettiği marxçı eğilimli MPLA, Kongolar'dan ve UNİTA'dan destek görerek ülkenin özellikle kuzeyinde etkin olan FNLA'nın karşısında yer aldı. Öte yandan Portekiz hükümeti hem ülkedeki askeri gücünü hem de yatırımları artırdı.

Nisan 1974'te, Lizbon’da gerçekleştirilen hükümet darbesiyle, sömürge savaşına siyasal bir çözüm bulmak isteyen general Spinola iktidara geldi. Generalin önerdiği federal çözümden hoşnut olmayan ulusçu hareketler çarpışmaları sürdürürken, aralarındaki rekabet de arttı. Bununla birlikte, 11 kasım 1975’te, Portekiz hükümeti ile üç ulusçu hareket arasında, aynı yılın kasım ayında Angola'ya tam bağımsızlık tanınmasını öngören bir antlaşma imzalandı. Temmuz ayında MPLA, Lizbon yetkililerinin bir bölümünün de desteğiyle, FNLA ve UNİTA’yı Luanda’ dan sınır dışı etti. Bu arada Portekiz hükümeti bağımsızlık tarihini onayladı.
Ad:  Angola ve Angola Tarihi3.jpg
Gösterim: 517
Boyut:  76.1 KB
Bağımsızlıktan hemen sonra, birbirine rakip iki hükümet kuruldu. Bunun üzerine MPLA kübalı birliklerin ve sovyet maddi yardımının desteğiyle saldırıya geçerken, ABD de Zaire aracılığıyla işe karıştı ve Afrika Birliği örgütü’nde izlenecek siyaset konusunda görüş ayrılıkları ortaya çıktı. 1976 martında MPLA savaşı kazandı ve Agostinho Neto, Angola cumhurbaşkanı oldu. 400 000’e yakın Portekizlinin birkaç ay içinde ülkelerine dönmeleri, ülkeyi iktisadı açıdan güç durumda bıraktı. Gerillalar, özellikle de Güney Afrika Cumhuriyeti’nin desteklediği UNİTA gerillaları, mücadeleyi sürdürdüler. 1978 temmuzunda Zaire ile Angola arasında diplomatik ilişkiler yeniden kuruldu. 1979 da Agostinho Neto ölünce yerine Jose Eduardo dos Santos geçti. Ülkenin güneyinde, Namibya’nın SWAPO’suna bağlı kuvvetler bulunması, özellikle 1981 ağustosunda, Güney Afrika Cumhuriyeti birliklerinin Angola'ya baskınlar düzenlemesine yol açtı.

Birleşmiş milletler güvenlik konseyi, Güney Afrika birliklerinin Angola’yı işgalini kınayan ve ülkeden çekilmelerini isteyen bir karar suretini kabul etti (20 aralık 1983). iki taraf yetkilileri, ABD’nin arabuluculuğunda, Lusaka'da (Zambiya) ateşkes kararı aldılar. Güney Afrika Cumhuriyeti, birliklerini geri çekmeyi, UNİTA gerillalarını desteklememeyi kabul etti (16 şubat 1984). Ancak Güney Afrika anlaşmaya uymadı. Cabinda'daki petrol tesislerine sabotaj girişiminde bulunan Güney Afrika askerleri yakalandı. Güney Afrika devlet başkam Bötha, UNlTA’ya yardımı sürdüreceklerini açıkladı, UNİTA başkanı J. Savvimbi dört haftada Güney Afrika, arap ülkeleri ve Avrupa'dan sağladıkları silahların, SSCB’den on yılda aldıklarından fazla olduğunu iddia etti. ABD kongresi de, UNİTA’ya silah yardımı yapılmasını engelleyen yasayı yürürlükten kaldırdı. Angola bu karar nödeniyle ABD ile ilişkilerini kesti. 1988’de, Angola, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Küba arasında Kuzey Namibya ve Güney Angola'daki çatışmalara son verecek bir ateşkes anlaşması yapıldı. Küba ve Güney Afrika birlikleri bölgeden çekildi (1989-1991). 1991’de çokpartili düzene geçildi. Dos Santos UNlTA’yla barış anlaşması imzaladı. Büyük bir ekonomik bunalımın yaşandığı ülkede, J, Savvimbi, 1992 ekiminde yapılan ve eski başkan Dos Santos'un kazandığı seçimleri kabul etmediğini açıkladı.

EDEBİYAT


AngolalI belli başlı yazarların çoğu, 1940'larda doruğa ulaşan Portekiz yem gerçekçiliğinin etkisinde kalmışlarsa da, Senghor’cu zencilik akımının önemi azım- sanamaz. Bu akımın etkisi, 1950'lerde Lizbon'da toplanan "Casa dos estudentes do Emperıo”lu (imparatorluk öğrenci yurdu) çok sayıda öğrenci üzerinde ve 1948 den başlayarak şair Viriato da Cruz'un çevresinde toplanan aydınlar arasında çok belirgindir. Brezilya yenilik çıliği gibi bir hareketin daha sonraki angolalı yazarlar üzerindeki katkısı da bunlara eklenir.

Angola'da edebiyat.
Batı modellerini sıkı sıkıya kopya etmeye dayanan bir biçimden, sözlü geleneğin kurallarına bağlı kalan bir biçime doğru gelişmiştir. Çeşitli kurtuluş hareketleri arasında bağlantı kurmaya yönelik ayrı bir militan edebiyat da vardır. Bütün olarak ele alındığında, Angola edebiyatının, birçok özellikleri bakımından, fransızca ya da İngilizce yazılmış Afrika yapıtlarıyla yakınlık taşıdığı gözlenir: Mario Antonio (Crönica de cidade estranha, 1964), Arnaldo Santos (Ouinaxixe, 1965), Santos Lima (As sementes da liberdade, 1965) gibi romancıların yapıtlarında, toplumsal gerçekliğin betimlenmesi ve sömürgeciliğe karşı çıkış teması ağır basar; öte yandan, gerçeküstücülük akımının etkisi altında bulunan Antonio Cardoso ya da Agostinho Neto (Colectânea de poemas, 1961) gibi şairler, huzursuzluklarını, “beyaz etkisinden" arındığına inandıkları bir portekizceyle dile getirmeye çalışırlar.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 14 Ocak 2017 20:08
SİLENTİUM EST AURUM