NASA’nın Yeni Ötegezegen Keşfi Neden Önemli?
Ötegezegenler
Güneş sistemi dışındaki gezegenlerdir. Bilim insanları uzun yıllardır Güneş sisteminin dışında yaşama elverişli başka gezegenlerin olup olmadığını araştırıyor. Bu araştırmalar sırasında
yıldızının etrafındaki yaşama elverişli bölgede
hareket eden gezegenlere odaklanılıyor. Yaşama elverişli bölge, yıldızların etrafındaki bir
yörünge aralığıdır. Bu bölgede hareket eden gezegenlerin yüzey sıcaklığı, suyun sıvı halde kalması için uygundur.
Keşfin Hikayesi!
Gökbilimciler 2016 yılında Şili ve Fas’ta kurulu TRAPPIST teleskoplarıyla yaptıkları gözlemlere dayanarak, Dünya’dan
39 ışık yılı uzaklıktaki
TRAPPIST-1 yıldızının etrafında hareket eden
3 gezegen keşfettiklerini açıklamışlardı. Bilim insanları daha sonra bu gök cisimlerini başka teleskoplarla izlemeye devam etti. NASA’nın
Spitzer Uzay Teleskobu ile yapılan gözlemler şaşırtıcı başka bir sonucu açığa çıkardı. Bilim insanlarının tek bir gezegene ait olduğunu düşündüğü sinyaller, aslında birbirlerine çok yakın hareket eden
4 farklı gezegene aitti.
Spitzer ile yapılan gözlemler sonucu ayrıca yörüngesi TRAPPIST-1 yıldızına daha uzak olan
7. gezegene ait izlere rastlandı. TRAPPIST-1 gezegenleri yıldıza olan uzaklıklarına göre sırasıyla
TRAPPIST-1 b, c, d, e, f, g, h olarak isimlendirildi.Bilim insanları gözlemlerini, gezegenler yıldızın önünden geçerken TRAPPIST-1 yıldızının
parlaklığında ortaya çıkan
değişimleri ölçerek yaptı.
TRAPPIST-1 Sistemi, Güneş Sistemine Ne Kadar Benziyor?
TRAPPIST-1 yıldızı,
kütlesi Güneş’inkinin
%8’i kadar olan
ultrasoğuk sınıf bir yıldız. Ultrasoğuk yıldızların sıcaklığı, kütlesi ve parlaklığı çok düşüktür. Bu tür yıldızların yaşama elverişli bölgesi yıldıza çok
yakındır. TRAPPIST-1 b, c, d, e, f ve g gezegenlerinin yörüngelerini tamamlama süreleri yani bir yılları
1,5 ile 12,3 gün arasında değişiyor. TRAPPIST-1 h’nin yörünge periyodunun ise
20 günden fazla olduğu öngörülüyor. Gezegenlerin kütleleri ise Dünya’nınkiyle benzer.
TRAPPIST-1 gezegenlerinden bazılarının
yıldız etrafındaki yörüngesini tamamlama
süresi ile
kendi etrafındaki dönüşünü tamamlama
süresi yaklaşık olarak
aynı olabilir. Bu durumda Dünya’dan bakıldığında Ay’ın hep aynı yüzünün görülmesi gibi, bu gezegenlerin de hep aynı yüzü TRAPPIST-1 yıldızına dönük olacaktır. Spitzer Uzay Teleskobu’ndan elde edilen verilere göre yapılan
yoğunluk hesaplamaları dikkate alındığında, TRAPPIST-1 gezegenlerinin
kayaç yapısında olabileceği düşünülüyor. Bu özellikleriyle yeni keşfedilen ötegezegenler Dünya’yla benzerlik gösteriyor.
Bu yedi gezegenin tamamı uygun atmosfer koşullarında sıvı halde suya sahip olabilir. Ancak gezegenlerden üçü tam olarak yaşama elverişli bölgede bulunuyor. Dünya’ya 39 ışık yılı uzaklıktaki TRAPPIST-1 sisteminin, astronomik ölçekte düşünüldüğünde, görece yakın olduğu söylenebilir. Bundan sonra cevap bekleyen soru ise bu gezegenlerde
su bulunup bulunmadığı. 2018 yılında göreve başlaması planlanan
James Webb Uzay Teleskobu’nun bu gezegenlerin atmosfer özelliklerinin (örneğin atmosfer sıcaklığı ve basıncı) ve atmosferlerinde bulunan moleküllerin
(su, karbondioksit, metan, ozon) belirlenmesini sağlayabileceği düşünülüyor.
Kaynak: Nature / Görseller Telif Hakkı: NASA/JPL-Caltech (13 Mart 2017)