Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Nisan 2017       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM

OĞUZLAR

Ad:  Oğuzlar3.JPG
Gösterim: 8408
Boyut:  38.0 KB

Batı Türkleri'nin (Türkmenistan, İran, Azerbaycan, Irak, Suriye, Anadolu ve Rumeli) ataları olan ve daha sonra “Türkmenler" adıyla anılan türk topluluğu.

Oğuzlar’ın ilk anayurdu ormanlık Ötüken bölgesiydi. Oğuz destanına göre Oğuz Han’ın Günhan, Ayhan, Yıldızhan, Gökhan, Dağhan ve Denizhan adlı 6 çocuğu vardı. Bunlardan her birinin dörder çocuğu oldu. Oğuz boylarını oluşturan bu 24 çocuğun adları şudur:
  • Günhanoğulları: Kayı, Bayat, Alkaevli, Karaevli (totemleri şahin);
  • Ayhanoğulları: Yazır, Döger, Dodurga, Yapariı (totemleri kartal);
  • Yıldızhanoğulları: Avşar, Kızık, Begdili, Kargın (totemleri tilki);
  • Gökhanoğulları: Bayındır, Peçenek, Çavuldur, Çepni (totemleri kurt);
  • Dağhanoğulları: Salur, Eymür, Alayuntlu, Yüregir (totemleri kılıç);
  • Denizhanoğulları: iğdir, Büğdüz, Ytva, Kınık (totemleri çakırdoğan).
Oğuz Han'ın ölümünden sonra bu 24 oğuz boyu Gökhanoğulları, Ayhanoğulları ve Yıldızhanoğulları'nın oluşturduğu Bozoklar ve Günhanoğulları, Dağhanoğulları, Denizhanoğulları'nın meydana getirdiği Üçoklar adıyla 12’şerli olarak ikiye bölündü. Daha sonra Bozoklar’la Üçoklar aralarında anlaşmazlığa düşüp üstünlük savaşına girişince, bunların bir bölümü Onoguriar adıyla Kafkasya taraflarına göçüp orada Sabirler'le birleşerek Uturgur topluluğunu oluşturdular (550-557). Ote yandan, Ötüken yeni kurulan Göktürk devletinin istilasına uğrayınca (552), oğuz boylarının bir bölümü yine anayurtlarından göçerken, geriye kalanlar da bölgenin çeşitli yerlerine dağılarak aralarındaki birliği bozdular.

Doğu Göktürk devletinin yıkılıp da (630) Çin egemenliği altında tutsaklık döneminin başlaması üzerine bölgede bulunan oğuz boyları (oklar) yeniden birleşmeye başladılar. Bu arada, Batı Göktürk imparatorluğu'nun topraklarında yaşayan Oğuzlar da bu devletin bağımsızlığı sona erince (659), "Onoklar" adı altında bir araya geldiler. Doğuda 630-650 arasında ilk kez 6 boy birleşti. Kutluğ Kağan Doğu Göktürk devletini yeniden canlandırdığında (682) boy sayısının 9'a yükselmesiyle bunlar "Dokuz Oğuzlar” adını aldılar. Göktürk devletinin yeniden kuruluşunu hoş karşılamayan ve Ötüken'e girmesini engellemek için Orhon ırmağı boylarında Kutluğ Kağan'a karşı savaşan Dokuz Oğuzlar, şu boylardan oluşmuştu: Kutluğ Kağan’ın ardılı Kapağan'ı tuzağa düşürerek öldüren (716) Bayırkurlar, Hunlar, Tongralar, Sekiyeler, Husiyeler, Kipiler, Atiyeler, Pesiler ve Pukular.

Aynı topraklarda yaşayan öteki oğuz boylarından Topalar birliğe katılmazken, Telenkutlar'la Hikiyeler Göktürkler’ in buyruğunda kendi soydaşlarına karşı savaştılar. Göktürk imparatorluğu yıkıldıktan (745) sonra Oğuzlar yerlerinden ayrılmadıkları gibi, Bilge Kağan döneminde (716-734) Çin'e göçen boylardan Tölösler, İarduşlar ve Türkeşler de geri dönerek Uygur devletinin kurucusu Kutluk Bilge Kağan'ın yönetimi altına girdiler. Ancak, Uygur devleti Kırgızlar tarafından ortadan kaldırılınca (840), oğuz boylarının batiya, güneye ve kuzeye doğru büyük göçleri başladı. Kuzeye göçen ürünkay, kıyat, kangurat, iğreç, usun, bayavut, nukuz, öngüz, sulduz ve kingüt boyları zamanla başka türk boyları ve çeşitli yabancı ka- vimlerle birleşerek "Otuz Tatar” ve “Dokuz Tatar" denen toplulukları oluşturdular.

Cengiz imparatorluğu kurulduktan sonra Moğollarla kaynaşan bu topluluklar, Moğol İmparatorluğu dağıldıktan sonra bağımsız benliklerine kavuşup yeniden ortaya çıkarak bugünkü Kırım ve Kazan halkının ataları oldular. Batıya ve güneye göçen oğuz boyları, eski Batı Göktürk devletinin topraklarında yaşayan öteki Oğuzlar (Onoklar) ve başka türk boylarıyla birleşerek karluk ülkesiyle Hazar denizi arasında uzanan bölgede Oğuz Yabgu adını verdikleri bir devlet kurdular. Bu devletin kuzey sınırları dışına birliğe katılmayan oğuz boylarından Kimekler, kuzey - batı sınırları dışına da yine onlardan biri olan Peçenekler yerleşti. Merkezi Sir Derya (Seyhun) ırmağı ağzındaki Yenikent olan bu devletin başında “Yabgu" denen bir hükümdar vardı. Yabgu naibi “külerkin", ordu komutanı da "subaşı” unvanıyla anılırdı. Devletin sınırları içinde yaşayan oğuz boylarının bir bölümü konargöçer yaşam biçimlerini sürdürürken, geriye kalanlar da yerleşik bir yaşam düzenini benimsemişlerdi. Komşuları Kartuklar ile sürekli savaş durumunda bulunan Yabgu Oğuzlar, öteki komşuları Peçenekler'i de yurtlarından söküp Karadeniz'in kuzeyine göçmek zorunda bıraktılar.

Kıpçaklar'ın sürekli saldırıları karşısında Oğuz Yabgu devleti sonunda yıkıldı (1000). Devletin dağılması üzerine yurdundan ayrılan subaşı Selçuk’un kinik boyu, İslam ülkelerinin bulunduğu güney-batı’ya inerek müslümanlığı kabul etti ve onların hizmetine girdi. Daha sonra Selçuklular diye anılan bu oğuz boyu, başbuğları Tuğrul Bey’in önderliğinde Irak ve İran'da Büyük Selçukiu imparatorluğu'nu kurdu (1038). Oğuzlar'ın bir başka kolu olan Uzlar da devlet dağıldıktan sonra kuzeye yönelip Kıpçaklar’la birleşerek Peçenekler’i Kuzey Karadeniz kıyılarından batıya kovdular. Ardından, Dokuz Ogurlar ve Otuz Ogurlar'la bir araya gelen Uzlar, itil (Volga) bulgar devletini kurdular.

Göç etmeyerek eski yurtlarında kalan Oğuzlar'ın önemli bir bölümü de Karaçuk dağlarıyla Mangışlak yarımadası arasında uzanan bölgeye çekildi. Kuzeyden gelen bir baskı sonucu güneye göçen ve Karahanlılar’ın izniyle Maveraünnehir’e yerleşen Karaçuk Oğuzları (1140), aynı bölgede yaşayan Karluklar'la birlikte bu devletin hizmetine girdiler. Ancak, Maveraünnehir'i istila eden Karahıtaylar'la güçbirliği yapan Kartuklar tarafından bölgeden kovulmaları üzerine Horasan’a geçip Belh yöresine yerleşerek Selçuklu hükümdarı Sencer'e bağlandılar. Bir süre sonra Sencer, yönetime karşı ayaklanan bu Oğuzlar'ın üzerine yürüdü (1153). Yapılan savaşta büyük bir zafer kazanan Oğuzlar, Sencer’i tutsak aldılar, başkent Merv başta olmak üzere Horasan’ın önemli bir bölümüne egemen duruma gelerek kinik boyundan inen Oğuzlar’ın kurduğu Selçuklu devletinin parçalanmasına yol açtılar. Ancak, başlarında yetenekli bir hükümdar bulunmadığı için devlet kuramayarak birbirlerine düştüler ve kısa sürede birkaç kola ayrılıp dağıldılar. Aralarında sadece yazır boyu Yağmur Han başkanlığında Nasa’nın batısında yurt tutarak Harizmşahlar’a bağlandı (1160).

Öte yandan, Dinar adlı başbuğlarının yönetiminde Sarahs bölgesinde yaşayan ve yaklaşık 20 boydan oluşan kalabalık bir oğuz topluluğu, sonuna kadar savaşımlarını sürdürmelerine karşın, Harizmliler bölgeyi ele geçirince parçalanıp dağıldı (1173). Bunlardan 5’i salur boyunun önderliğinde Fars bölgesine (Basra körfezi çevresi) göçtü. On boydan oluşan 10 000 kişilik bir grup da bayat, kargın, Yaparlı Oğuzları'nın yönetiminde Kirman’ı istila etti. Dinar'ın buyruğunda kalan öteki 5 boy, Cürcan'da tutunmaya çalıştıysa da Harizmşahlar'ın sürekli baskısı karşısında bunlar da Horasan'dan çekilip Kirman'a gitmek zorunda kaldılar (1185). Ülkeye tam anlamıyla egemen olan Dinar, kendisine başkaldıran Oğuzlar’ı ezip denetim altına aldı. Ona bağlanmak istemeyen oğuz boylarının bir bölümü Fars'a göçtü. Dinar’ın ölümünden (1195) sonra yönetimi ele geçiren Oğuzlar'ın salur boyu, Fars ve Kirman'da "Irak Oğuzları” diye de anılan Salgurlu atabeyliğini kurdu. Beylik, Hulagu tarafından ortadan kaldırıldı (1265).

Batı Asya'ya gelip müslümanlaştıktan sonra Türkmenler adıyla anılmaya başlayan oğuz boylarının yayılışı Anadolu’ya da yöneldi. Moğol istilası nedeniyle Türkistan'ın büyük ölçüde yıkıma uğraması üzerine türkmen adı verildikten sonra oğuz adı unutulan bu boyların batı doğrultusunda göçleri sürekli olarak iki yüzyılı aşkın bir zaman sürdü. Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nu kuran boyların önemli bölümü Anadolu'ya gelip yerleşti. Türkmen adını alan bu Oğuzlar, burada Anadolu Selçuklu devletini, Anadolu beyliklerini, Karakoyunlu ve Akkoyunlu devletlerini, Osmanlı İmparatorluğu'nu; Suriye, Irak, Eicezire ve Azerbaycan'da ArtuLzenoi. ildenizll Salourlu atabeyliklerini; İran'da Ismailliler ya da Haşşaşinler devletini, Safevi, Avşar, Kaçar hanedanlarını kurdular.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 6 Nisan 2017 19:09
SİLENTİUM EST AURUM