Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ocak 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Ergenekon Destanı


Türklerin türeyişlerini ve çoğalmalarını anlatan destan. Ergene (sarp) ve kon (dağ beli, yamaç) sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan “ergenekon” sözcüğü sarp dağ beli anlamına gelir ve ilk kez Moğollarca kullanılmıştır.
Ad:  Ergenekon-Cikis.jpg
Gösterim: 4478
Boyut:  85.4 KB
Değişik dönem ve kaynaklarda farklı biçimler almış olan destanın en yaygın biçimi şöyledir: Oğuz Han’ın ölümünden sonra Göktürklere sırasıyla Gök Han, Ay Han, Yıldız .Han, Deniz Han ve İl Han başbuğ olur. İl Han döneminde Türk illerinde Göktürk egemenliğine boyun eğmeyen yurt kalmaz. Bunu kıskanan yabancı kavimler ve özellikle Tatarlar birleşip İl Han’a saldırır. Çarpışma sonunda Tatarlar Göktürkleri kılıçtan geçirir. Bu arada İl Han’ın oğlu Kayı ile yeğeni Dokuz Oğuz ve eşleri tutsak edilir. Bunlar bir süre sonra kaçarak Göktürk yurduna giderler. Burada dağınık halde ve ürkmüş birçok deve, at, öküz vb hayvan bulurlar. Bunları da yanlarına alıp kendilerine güvenli bir yurt ararlar. Bir kurdun ayak izlerinin peşinden giderek dağlar arasında, geldikleri yoldan başka geçidi olmayan yemyeşil bir yer bulurlar ve buraya Ergenekon adını verirler. Bu iki Göktürkün çocukları birbirleriyle evlenerek çoğalırlar. Yıllar sonra Ergenekon’a sığmaz olurlar. Sonunda 400 yıl kaldıkları bu yurttan çıkmaya karar verirler, ama çıkış yolunu bulamazlar. Bir demirci dağda bir demir madeni olduğunu, dağın ateşe verilmesiyle yolun açılabileceğini söyler. Göktürkler, bütün dağın çevresine odun ve kömür yığarak yetmiş büyük körükle dağın tutuşmasını sağlarlar. Böylece dağ erir ve Göktürkler Ergenekon’dan çıkar. Bayram ilan edilen bu çıkış günü, daha sonraları her yıl bir parça demir eritilerek kutlanır. Kayı Han soyundan gelen başbuğ Börteçene, bütün illere elçiler gönderip Göktürklerin Ergenekon’dan çıktığını bildirir. Bütün iller Göktürklere boyun eğer ve Kore’den Kuzey Karadeniz’e kadar her yer Türk buyruğuna girer.

Destanın Çin kaynaklarındaki farklı biçimine göre Türkler Hazar Denizi kıyılarında yerleşmiştir. Komşu bir ülkeyle yapılan savaşta bir tek tutsak dışında bütün Türkler ölür. Düşmanlar henüz 10 yaşında olan bu tutsağa acıyarak öldürmezler, ama ellerini ve ayaklarını keserek onu bir bataklığa atarlar. Bataklıkta bir dişi kurt onu besler ve düşmanlarından kaçırarak Ergenekon’a götürür. Oğlan ile dişi kurt birleşir ve kurt 10 oğul doğurur. Bu 10 erkek çocuk büyüyünce dışardan kızlar getirip evlenirler. Çoğaldıktan sonra Ergenekon’dan çıkıp Avarlara bağlı olmak üzere Altay Dağlarının güney eteklerine yerleşirler.

İslam döneminde ilk kez tarihçi Reşideddin (1248-1313) destandan söz eder. Reşideddin Camiü’t-Tevarih adlı yapıtında 1Ö 8. yüzyılda Moğollar ile Türkler arasındaki savaşta bütün Moğolların öldüğünü ve Negüs ile Kıyan adlı Moğol prenslerinin Ergenekon’a giderek orada çoğaldıklarını yazar. Ebu’l-Gazi Bahadır Han’ın (1603-63) Şecere-i Türk’te verdiği bilgiler de büyük olasılıkla buradan aktarılmıştır. Orhun Yazıtları’nda Ergenekon’da çoğalan kabilenin, Batı Göktürklerin temelini oluşturan 10 kabile (10 ok) olduğu söylenir. Ergenekon’un Aral Gölü çevresinde ya da Ötüken’e yakın bir yer olduğu sanılmaktadır.

Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen perlina; 8 Nisan 2017 10:51