Arama


perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
26 Nisan 2017       Mesaj #3
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Maturidiye,

Maturidi’nin kurduğu itikadi İslam mezhebi. Sünniler arasındaki üç temel itikadi mezhepten biridir (öbürleri Eş’ariye ve Selefiye).

8. yüzyıldan sonra ortaya çıkan kelam okullarına, özellikle Mutezileye karşı tepki olarak gelişmiştir. İnanç alanında Ebu Hanife’nin görüşleri doğrultusunda dinin anlaşılması için Kuran ve sünnetin yanı sıra aklı da zorunlu sayan Maturidiye, Selefiye, Eş’ariye ve Mutezilenin bazı görüşlerini uzlaştırmaya çalışır.
Akla önem vermesiyle Mutezileye yaklaşmakla birlikte Sünni inancın temel ilkelerinde Eş’ariyeyle aynı görüşleri paylaşır.

Eş’ariyeden ayrıldığı bazı görüşler şunlardır:
  • Maturidiyeye göre peygamber gelmese de insan akılla Tanrı’yı bulabilir.
  • İyi ve kötü, güzel ve çirkin akılla bilinebilir.
  • Tanrı bazı eylemleri güzel ve iyi olduğu için buyurmuş, bazılarını ise kötü ve çirkin olduğu için yasaklamıştır.
  • Öbür sıfatları gibi yaratma da (Tekvin) Tanrı’rın ezeli bir sıfatıdır.
  • Tanrı fiillerinin mutlaka bir nedeni vardır, ama insan bu nedeni her zaman bilemeyebilir.

Maturidiyeye göre amel, imanın parçası sayılmaz. Öte yandan imanın artması ya da eksilmesi söz konusu değildir; iman, kulun Tanrı’ya verdiği kesin sözdür, tam bir ahittir. Maturidiye, insanın eylemlerinde irade özgürlüğünü vurgulaması bakımından da Eş’ariyeden ayrılır. Maturidiyeye göre insanın bir eyleme karar vermesi, külli (herhangi bir işe yönlendirilmemiş) iradesini cüzi (belli bir işe yönelmiş) iradeye dönüştürür; bu nedenle Eş’ariyenin savının tersine, cüzi irade Tanrı tarafından yaratılmaz. Ama insanın seçiminin eylem üzerindeki etkisi, külli iradeyi cüzi iradeye dönüştürmekle sınırlıdır; eylemi yaratan gene de Tanrı’dır; insan eylemi yalnızca kazanır (kesb).

Bununla bilikte, Eş’ariyeye göre kesb de Tanrı tarafından yaratıldığı halde, Maturidiye kesbin, kişinin kendisinde yaratılmış olan kudretle bir işe azmetmesi üzerine o işin gerçekleşmesi olduğunu savunur. Aynca Tanrı, kulun gücünün yetmeyeceği şeyleri buyurmaz.

Maturidiyeye göre, insanın, bir işi işlediği zaman sevap ya da cezaya layık olması azme ya da kasta bağlıdır. Büyük günah işlemek kişiyi imandan çıkarmaz; büyük günah işlemiş bir kimse tövbe ettiği takdirde affa uğrar. Müslüman olmayanlar ibadetle yükümlü değildir; ibadetten uzaklaştıkları için ayrıca ceza görmeyeceklerdir. Maturidi’den sonra Maturidiyeyi geliştiren birçok kelam bilgini yetişmiştir. Bunlar arasında Hakim Semerkandi (ö. 953), Sad- rü’l İslam Muhammed Pezdevi (ö. 1100), Ebu’lMuin Nesefi (ö. 1115), Burhanüddin Nesefi (ö. 1289), Ömer Nesefi (ö. 1142), Ebu’l-Berekat Hafızüddin Nesefi (ö. 1310), Nureddin Sabuni (ö. 1184), Ferganalı Ali bin Osman el-Uşi (ö. 1179), İbnü’l-Hümam (ö. 1457), Hızır Bey (ö. 1458) ve Kemalüddin Beyazi (ö. 1687) sayılabilir.

Dünyada Sünni Müslümanların önemli bir bölümünü oluşturan Hanefilerin büyük çoğunluğu itikadi açıdan Maturidiyeye bağlıdır. Maturidiye Türkiye, Balkanlar, Orta Asya, Çin, Hindistan, Pakistan ve Eritre’de yaygındır.

Kaynak: Ana Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.