BAĞLANTI
1. İki ya da daha çok kimse, şey arasındaki bağ, ilgi, ilişki: Bu iki olay arasında hiçbir bağlantı göremiyorum. Söylediklerinizin konuyla hiçbir bağlantısı yok. Değişik hizmet birimleri arasında bağlantı sağlamak.
2. Bir iletişim aracı yoluyla kişiler arasında kurulan bağ: Telefon bağlantısı. Pilotla telsiz bağlantısı kurmak. Kar dolayısıyla, Uludağ'la bağlantı sağlanamıyor
3. Ulaşım araçları ya da taşımacılık yoluyla iki nokta arasında sağlanan ilişki; hat: Türk hava yollandın İstanbul-Paris bağlantısı Münih 'ten aktarmalı olarak yapılıyor. Havayolu, denizyolu, demiryolu bağlantısı.
4. iki şeyi, iki yeri birleştiren bağ, birleşme parçası, bölümü: Bir köprü aracılığıyla iki kıyının bağlantısını sağlamak. Bağlantı borusu. Bağlantı kablosu. Boru lar bağlantı yerinden açıldı.
5. Olguların, düşüncelerin birbirini izleyişi, aralarındaki bağ, ilişki: Bir olayın nedeniyle sonucu arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koymak. Düşünceler arasındaki bağlantı yokluğu.
6. iş bağlamında, genellikle bir alım satım için kurulan ilişki: Brezilya ile yüz tonluk kahve bağlantısı yapıldı. Bu iş için üç firmayla bağlantı kuruldu.ancak hiçbiriyle anlaşmaya varılamadı, iş çevreleriyle bağlantıları olmak.
Kaynak: Büyük Larousse