Arama

Doğal Afetler - Deprem - Tek Mesaj #19

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Ağustos 2017       Mesaj #19
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Deprem Sözlüğü


A
Aktif fay: Gelecekte deprem oluşturmaya riski çok yüksek olan fay.
Alüvyon: Suyun biriktirdiği kil, silt, kum, çakıl, taş ve jeolojik aşınma sonucu ortaya çıkmış diğer malzemeler.
Astenosfer: Litosferin(taşküre) altında bulunan mantonun yumuşak üst bölümü.
Aktif Sismik Kuşak (Seismic Belt): Uzunlamasına uzanan deprem kuşağı. Dünya depremlerinin %60'ı Pasifik Çevrimi Kuşağı'nda ortaya çıkar.
Asimistik (Aseismic): Sismik olmayan, depremle ilgisiz.
B
Benioff Zonu: Derin deniz hendeklerinden manto içine sarkan eğimli deprem zonu (Hugo Benioff, Amerikalı jeofizikçi).
Büyük Deprem (Great Earhquake): Richter ölçeğinde 8 ve üstünde büyüklüğü olan deprem.
Büyüklük (Magnitude): Bir depremin kuvvetinin ya da ortaya çıkardığı gerilim enerjisinin sismografik gözlemlere dayanılarak ölçümü. 1935'te Charles Richter tarafından geliştirilen logaritmik bir ölçeği temel alır.
C
Cisim Dalgası (Body Wave): Dünya'nın içme özelliğine sahip olan sismik dalga. "P" ve "S" dalgaları cisim dalgalarıdır.
Çekirdek (Core): Dünya'nın en içteki katmanı, iç çekirdek katıdır ve 1300 kilometrelik bir yarı çapa sahiptir. Dünya'nın yarı çapı 6 bin 371 kilometredir. Dış çekirdek sıvıdır ve yaklaşık olarak 2 bin 300 kilometre kalınlığındadır. "S" dalgaları dış çekirdekten geçmez.
D
Deprem: Yerküre içerisindeki kırık (fay) düzlemleri üzerinde biriken biçim değiştirme enerjisinin aniden boşalması sonucunda meydana gelen yerdeğiştirme hareketinden kaynaklanan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü sarsması olayına deprem denir.
Deprem dalgası: Deprem anında, blokların ani olarak kayması ile deprem dalgaları üretilir ve bunlar kayaçlar içerisinde odaktan çevreye doğru yayılırlar. Deprem dalgaları P, S ve Yüzey Dalgaları (Love, Rayleigh) olarak üç gruba ayrılır.
Deniz Dalgaları (Tsunami): Okyanus tabanında meydana gelen büyük çaplı hareketlenme sonucu ortaya çıkan dev deniz dalgaları.
Deprem (Earthquake): Yer'in, yüzeyin altındaki kayaların ani hareketi sonucunda silkinmesi.
Deprem Fırtınası (Earthquake Swarm): Sınırlı bir alanda ve sürede gerçekleşen, ana şoktan ayrı, bir dizi küçük deprem.
E - F
Episantr (Dış Merkez): Odak noktasına en yakın olan yeryüzündeki noktadır. Burası aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en kuvvetli olarak hissedildiği alandır.
Elastik Dalga (Elastic Wave): Bir tür elastik deformasyon (etki eden güçler, ortadan kalktığında yok olan bir şekil değişikliği) sonucu ilerleyen dalga. Sismik dalgalar buna örnektir.
Episantır-Merkezüstü (Epicenter): Yerkabuğu içinde bulunan odak noktasının, Yeryüzü'ndeki iz düşümü.
Episantır Uzaklığı: Yeryüzü'ndeki bir noktadan episantıra olan uzaklık.
Fay 'Kırık' (Fault): Yerkabuğu ve üst mantoda, kaya tabakalarının, koptuğu ve kaynadığı yerdeki zayıf nokta. Başka bir deyişle, Yerkabuğu'ndaki deformasyon enerjisinin artması sonucu, kayaç kütlelelerinin, bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kaymasıyla ortaya çıkan kırık faylar, depremler sonucunda ortaya çıkar. Depremlerde, daha önceden varolan faylar boyunca ortaya çıkar.
Faz (Phase): Farklı bir tür sismik dalganın gelişini belirleyen ve sismogramda görülen bir hareket ya da osilasyon.
G - H
Hiposantr (İç Merkez):
Yer içerisinde deprem enerjisinin ortaya çıktığı noktadır. Aynı zamanda iç merkez olarak ta isimlendirilir. Aslında odak noktası, bir nokta değil bir alandır ancak uygulamalarda nokta olarak edilmektedir.
I - İ - J
Jeofizik: Yerkürenin ve onu çevreleyen atmosferi ile uzay ortamındaki gezegenlerin, uyduların ve güneşin fiziksel ve yapısal özelliklerini fizik ve matematik yöntem ve yaklaşımlar kullanarak inceleyen bilim dalına Jeofizik denir (İTÜ Jeofizik Müh. Böl.). Jeofizik bilim dalında kullanılan yöntemler: Gravite, manyetik, sismoloji, sismik, elektrik, elektromanyetik, palemonyetizma, radyometrik, jeotermik yöntemler ve kuyu loglarıdır.
Jeololoji: Yerbilimi, jeoloji Yunanca geo (yer) ve logos (bilim) kelimelerinin birleşiminden meydana gelir ve Yerbilimi anlamına gelir. Jeoloji yerküresinin güneş sistemi içerisindeki durumundan onun fiziksel ve kimyasal özelliklerine, oluşumundan bu yana geçirdiği değişikliklere, üzerinde yaşayan canlıların evrimine kadar geniş bir kapsama sahiptir (Jeoloji Müh. Odası).
İlk Varış (First Arrival): Bir kaynaktan gelen sismik dalgaya atfedilen ilk kayıtlı sinyal.
İzoseist (İsoseimal): Yeryüzü'nde deprem şiddetinin aynı olduğu noktaları birbirine bağlayan eğri.
K - L
Litosfer(taşküre): Yerkürenin dış kısmında yaklaşık 70-100 km kalınlığındaki katman. Kıtalar ve okyanuslar Litosfer içerisinde yer alırlar.
Kırılma (Refract): Bükülme ya da yön değiştirme.
Kıtasal Kayma (Continental Drift): İlk kez Alfred Wegener tarafından öne sürülen ve Dünya kıtalarının başta tek bir parça olduğunu söyleyen kuram. Kara parçaları, buradan koparak, uzaklaştı ve kıtaları oluşturdu.
M - N
Magnitüd: Depremde açığa çıkan enerjinin bir ülçüsüdür.Prof.Richter, episantrdan 100 km. uzaklıkta ve sert zemine yerleştirilmiş özel bir sismografla (2800 büyütmeli, özel periyodu 0.8 saniye ve %80 sönümü olan bir Wood-Anderson torsiyon Sismografı ile) kaydedilmiş zemin hareketinin mikron cinsinden (1 mikron 1/1000 mm) ölçülen maksimum genliğinin 10 tabanına göre logaritmasını bir depremin "magnitüdü" olarak tanımlamıştır.
Manto: Dünyaızın iç kısmında yer alan ve Litosfer ile Çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2900 km olan katmana Manto adı verilir.
Merkezi Varış Açısı (Central Angle): Merkez üssü, yerin merkezi ve kayıt istasyonu arasındaki açı.
Mikro Deprem (Microearthquake): Richter ölçeğinde büyüklüğü 2 ya da daha düşük olan deprem.
O - Ö
Odak Derinliği: Deprem enerjisinin açığa çıktığı noktanın yeryüzüne olan en kısa uzaklığı.
Odak (Focus, Hypocenter): Depremin Yerkabuğu içinde başladığı ve enerjinin açığa çıktığı nokta.
Odak (Focus): Bir depremin ilk hareketinin ve elastik dalgalarının kaynağı olan yerin içindeki nokta.
Odak uzaklığı: Yeryüzü'ndeki bir noktadan, odağa olan uzaklık.
Öncü Deprem (Foreshock): Daha büyük bir depremden ya da ana şoktan birkaç saniye ya da birkaç hafta önce gelen ve büyük depremin kırılma alanının içinde ya da yakınında ortaya çıkan küçük titreme.
P-R
Periyod (Period): İki dalga tepesi arasındaki zaman.
Richter Ölçeği (Richter Scale): Bir depremin kuvvetini ölçmeye yarayan sistem. 1935'te Charles Richter tarafından geliştirilmiştir. Matematiksel formüllerden oluşur, fiziksel bir araç değildir.
S - Ş
Sismoloji: Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının nasıl yayıldığını, depremlerin ölçülmesi ve depremle ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalıdır.
Sıvılaşma: Suya doygun ince taneli kum ve siltli katmanların; sarsıntının(depremin) etkisi ile boşluk suyu basıncının artmasıyla etkin yatay gerilmenin sıfır olması ve sonuç olarak bu katmanın taşıma gücünü tamamen yitirmesi ve sıvı gibi davranması olayıdır (ERCAN Ahmet, Yer Araştırma Yöntemleri, 2001).
Şiddet: Herhangibir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır. Depremin şiddeti, yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılık dahi değişik olabilmektedir. Şiddet; ölçümlere dayalı değildir, tamamen gözlemsel verilere dayanır.
Sismik (Seismic): Depremle ilgili olan.
Sismik Deniz Dalgası (Seismic Sea Wave): Denizaltı depremi sonucu ortaya çıkan tsunami.
Sismik Kaynak (Seismic Source): Deprem tehlikesi yaratabilecek bölgeler. Bu bölgeler, uygulamada nokta, çizgi ve alan biçiminde dönüştürülmüşlerdir.
Sismik Sabit (Seismic Contstrant): Deprem riskleriyle ilgili yapı kodlarında, bir binanın dayanması gereken hızlanma değeri
Sismik Zon (Seismic Zone): Depremlerin olduğunun bilindiği bölge.
Sismograf (seismograph): Yer'in hareketlerini, özellikle de depremleri kaydeden cihaz.
Sismogram (Seismogram): Depremin bir sismograf tarafından kaydedilen, yazılı kaydı.
Sismolog (Seismologist): Deprem bilimci.
Sismometri (Seismometry): Depremle ilgili ölçümleri konu alan dal.
Şiddet (Intensity): Herhangi bir derinlikte olan bir depremin, Yeryüzü'nde hissedildiği bir noktadaki gücünün ölçüsü. Deprem şiddetini belirlemek için yapılan ve depremin insan, eşya, yapı ve yere yaptığı etkilerin derecesine dayanan ölçek.
Şiddet (Intensity). Belirli bir yerdeki depremin insanlar, yapılar ve toprak üzerindeki etkisinin ölçüsü. Şiddet yalnızca depremin büyüklüğüne değil merkez üssünden uzaklığına ve o yerin yapısına bağlıdır.
T - U
Tsunami: Japonca'da "liman dalgası" anlamına gelen tsunami sözcüğü; okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgasını temsil eder.
Teknonik (Tectonic): Yerkabuğu'nun biçim değiştirmesi sonucunda ortaya çıkan yapıya ilişkin. (Yapı:Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları sonucu birbirleriyle ilgili durumları)
Tekrarlama Aralığı (Recurrence Interval): Sismik olarak aktif bir bölgede depremler arasındaki ortama süre.
Y-Z
Yansıma (Reflect): Bir %n sekme.
Yırtılma Zonu (Repture Zone): Bir deprem sırasında faylanmanın meydana geldiği Yeryüzü alanı. Toplu iğne başından, yüzlerce kilometrelik bir alana kadar değişebilir.
Zemin İvmesi (Ground Acceleration): Zemin üzerindeki bir birim kütlenin üzerine deprem nedeniyle gelen kuvvetin ölçüsü olan zemin hareket parametresi. Deprem sırasında yapıyı etkileyen yanal yükler, zemin ivmesinin sonucu olarak ortaya çıktığından, yapı mühendisliğinde en yaygın kullanılan parametre, en büyük zemin ivmesidir.
SİLENTİUM EST AURUM