Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Aralık 2017       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Avustralya


Güney Yarıküre’de, Büyük Okyanus ile Hint Okyanusu arasında; 10° - 44° güney enlemleri ile 112° - 154° doğu boylamları arasında yer alan dünyanın en küçük kıtası. Bütün kıtayı dünyanın altıncı büyük ülkesi olan Avustralya (Avustralya Uluslar Topluluğu) kaplar. Yüzölçümü, Tasmanya ile birlikte 7.682.300 km2 olan Avustralya’nın kuzey-güney doğrultusunda en uzun yeri 3.940 km; doğu-batı doğrultusunda en geniş yeri 4.350 km’dir. Kıta, kuzeybatısındaki Timor ve Arafura denizleriyle Endonezya’dan; kuzeydoğuda Torres Boğazı ile Papua Yeni Gine’den ve Büyük Set Resifleri ile Mercan Denizi Adalarından; güneydoğuda Tasman Denizi ile Yeni Zelanda’dan ve güneyde de Hint Okyanusu ile Antarktika’dan ayrılır.

Avustralya, büyük bölümü Prekambriyen Zaman (y. 4 milyar-570 milyon yıl önce) kayaçlardan oluştuğu için Antarktika dışında en yaşlı kıta; AvrupalIlar tarafından keşfedilen en son kıta olduğu için de son kara olarak bilinir. Oysa James Cook ve Abel Tasman gibi kâşiflerden binlerce yıl önce, Malakka Takımadalarını aşarak Asya’dan gelen Yerliler hem anakaraya, hem de Tasmanya’ya yerleşmişlerdi. 18. yüzyıl sonlarında Ingiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri Avustralya’ya ayak bastığında burada dağınık göçebe topluluklar halinde yaşayan yaklaşık 300 bin Yerli vardı.

Kıtanın en belirgin özellikleri, öteki kara parçalarıyla bağlantısının olmaması, alçak yüzey şekilleri ve kuraklığıdır. Avustralya’nın oldukça kendine özgü bitki örtüsü ve hayvan varlığı kıtanın başka yerlerle bağlantısı olmamasından kaynaklanır. Alçak yüzey şekilleri ise, kıtanın, uzun jeolojik zamanlar boyunca rüzgâr, yağmur ve ısı gibi etkilerle aşınmaya uğramasının sonucudur. İngiliz Uluslar Topluluğu üyesi olan Avustralya’nın en yakın komşuları kuzeyde Papua Yeni Gine ve Endonezya, doğuda Polinezyalılar ile Melanezyalıların yaşadığı Pasifik Adaları, güneydoğuda ise gene İngiliz Uluslar Topluluğu’na bağlı olan Yeni Zelanda’dır. Başlıca iki müttefikinden Büyük Britanya’ya Hint Okyanusu ve Süveyş Kanalı üzerinden 19 bin km, ABD’nin batı kıyısına ise 11 bin km uzaklıktadır.

Günümüzde Avustralya, merkezî bir hükümete bağlı altı eyaletten oluşan bir federasyondur. Yeni Güney Galler, Victoria, Oueensland, Güney Avustralya, Batı Avustralya ve Tasmanya adlı eyaletlerin dışında, ülkede Kuzey Toprakları ve Federal Başkent Toprakları adlı iki özerk bölge bulunur. Kuzey Toprakları 1978’de kurulmuştur; federal başkent Canberra’yı barındıran Federal Başkent Toprakları ise doğrudan Uluslar Topluluğu tarafından yönetilir. Ayrıca, denizaşırı topraklar olan Norfolk Adası, Cocos (Keeling) Adaları, Yılbaşı Adası, Ashmore and Cartier adaları, Mercan Denizi Adaları ve Heard and McDonald Adalarını da yöneten Uluslar Topluluğu, Avustralya Antarktika Toprakları üzerinde de uluslararası antlaşmayla belirlenmiş haklara sahiptir. Cocos Adalarında 1979’dan bu yana, seçimle gelen bir konsey bulunur; önceden Avustralya’nın denizaşırı toprağı olan Papua Yeni Gine ise 1975’ten beri bağımsız bir devlettir.

JEOLOJİK YAPI


Avustralya’nın, kıtaların en yaşlısı olduğu doğrulanmamış bir görüştür. Aslında tüm kıtaların çekirdeği aşağı yukarı aynı yaştadır ve Avustralya’da tüm jeolojik zamanları temsil eden kayaçlar bulunur. Yüzey şekillerinin alçak oluşu, kayaç dokusunun yaşlı olmasından değil, kıtanın kabuğunu biçimlendiren ve yakın jeolojik zamanlarda Hi- malayalar, Alpler, And Dağları ve Kuzey Amerika’daki Kayalık Dağlar gibi genç sıradağların oluşmasına yol açan güçlü hareketlerden etkilenmemiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Ad:  avustralya8.JPG
Gösterim: 633
Boyut:  23.0 KB

Avustralya, yaşlı bir çekirdeğin genç dağ kuşaklarıyla çevrelendiği Kuzey Amerika kıtasından çok, Avrasya ve Afrika’ya benzer. Ancak, doğu kıyısı boyunca uzanan
kıvrımlı kayalıklar kıtaya bakışımsız bir görünüm kazandırır.
Öteki kıtalar gibi Avustralya da üç tür yapısal birimden oluşur. Batıda, Batı Avustralya Kalkanı (Batı kratonu) olarak bilinen ve son bir milyar yıl içinde kıvrılmaya uğramamış yaşlı kayaçlardan oluşmuş yapı yer alır. Doğuda, büyük ölçüde aşındıktan sonra yeniden yükselmiş kıvrımlı bir dağ kuşağı; orta kesimde ise kıvrımlı kayaçların üstünü örten ince tortul katmanların oluşturduğu, platform benzeri düzlükler bulunur.

Kıtanın görünümü, Güney Amerika, Afrika ve Hindistan Yarımadasında olduğu gibi, sivri ucu güneye bakan bir üçgen biçiminde değildir. Ancak Tasmanya’nın konumu ve biçimi bu kıtaları çağrıştırmaktadır. Avustralya’yı çevreleyen kıta sahanlığı dış sınır olarak kabul edilirse, Tasmanya da kıtanın bir parçası sayılabilir. Avustralya’yı okyanusun derinliklerinden ayıran kıta sahanlığı özellikle kuzeybatıda Timor Denizine doğru epeyce genişler (470 km); 200 m’yi bulan derinlikler ise kıyıdan 400 km kadar açıkta başlar. Avustralya’nın kuzeyinde Yeni Gine’ye kadar uzanan kıta sahanlığı doğu kıyılarında daralarak, Büyük Set Resiflerinde son bulur. 900 m derinlikteki bir tektonik vadi Büyük Set Resiflerini, büyük bölümü su altında olan Queensland Platosundan ayırır. Brisbane ve Sidney açıklarında 48 km’ye kadar daralan kıta sahanlığı Tasman Denizinin tabanına sarp yamaçlar halinde iner.

Avustralya’da bol miktarda değişik mineral çökellerinin bulunması kıtanın jeolojik tarihine ve yapısına ilgiyi artırmıştır. Ancak kıtaların kayması ve deniz dibi yayılması gibi kavramları içeren yeni kuramlar, Avustralya’nın eskiden öteki kıtalarla, özellikle Antarktika’yla bağlantısı olduğu biçimindeki soruları da gündeme getirmektedir. Bu nedenle Avustralya kıtasının değil, onu çevreleyen denizlerin de jeolojik tarihini incelemek gerekir.

PREKAMBRİYEN KAYAÇLAR


Kıtanın güneybatısında bulunan en yaşlı kay açlar, Prekambriyen Zamandan bu yana kıvrılma geçirmemiş olan Batı Avustralya Kalkanının bir bölümünü oluşturur. Batı Avustralya Kalkanının, yaklaşık 3 milyar yaşındaki bu kayaçlardan oluşmuş çekirdeği Yilgarn, 6OO.CH0O km2’lik bir alana yayılmıştır. Çoğunlukla granitten oluşan çekirdekte, erimiş kayaçlar ve mineral çökelleri içeren yeşim türlerinin yanı sıra, başkalaşmış tortul kayaç kuşakları da bulunur.

Batı Avustralya eyaletinin batı ve güney kıyılarında daha genç Prekambriyen kayaçlar vardır. Bunlar batıda Perth Havzası ve Darling kırık (fay) oluşumu ile Batı Avustralya kalkanından ayrılırlar. Fraser kırığı ise kalkanın 2,5 milyar yıl önce başkalaşmış olan bölümündeki kayaçları, 2 milyar yıl önce başkalaşım geçirmiş olanlardan ayırır. Kuzeybatıdaki Pilbara çekirdeğinin çevresinde ise 3 milyar yıl ve daha öncesine ait granitler ile başkalaşmış korkayaçlar, bir tür yeşim ve tortul kayaçlar bulunmaktadır. Batı Avustralya Kalkanının çekirdekleri Yilgarn ve Pilbara, kıtanın öteki kesimlerindeki yaşlı birimlerden geniş platform ve havzalarla ayrılır. Ancak, öteki bölgelerde rastlanan kayaçların, batıda bulunanlarla aynı yaşta olup olmadığı bilinmediğinden, kıtanın başlangıçtaki coğrafi görünümünü kesin oıarak saptamak olanaklı değildir.

Prekambriyen sonrası çağlar konusunda daha kesin veriler vardır; bu dönem, Alt, Orta ve Üst Proterozoyik, ya da bölgesel adlarıyla Nullagine, Carpentaria ve Adelai- de sistemleri adlı zaman dilimlerine bölünür.

Nullagine Sistemi


Pilbara çekirdeğinin güneyinde bulunan ve büyük demir cevheri çökellerine sahip Hamersley Sıradağlarını da içeren geniş platformdan ve Kimberley’nin doğusundaki kayaçlardan oluşur. Carpentaria Sistemi, Carpentaria Körfezinin güneybatısında bulunan, 1,5-1,8 milyar yaşlarındaki tortul kayaçları, Katherine-Darwin bölgesindeki genç granitleri ve Isa Tepesi-Cloncurry bölgesindeki tortullarla, derinlik granitlerini içine alır. Bu kayaçlar zengin mineral çökelleri içerir.

Adelaide Sistemi ise Geç Prekambriyen kayaçlardan oluşmuştur. Kıtanın orta kesimindeki Musgrave bloğunun, bundan 1,4-1 milyar yıl önce sıkışıp pekişmesi ve çeşitli erimiş kayaçların katmanlar arasına girmesi sonucu Batı Avustralya Kalkanının bir uzantısı oluşmuştur. Adelaide Jeosenklinali tortul kayaçlarla dolmuş ve bu tortullaşma Adelaide’ın güney kıyısından başlayıp, Lofty Tepesi ve Flinders sıradağları ile Torrens Gölü üzerinden Broken Hill’in ötesine uzanan, 1.025 km uzunluğundaki sığ bir tektonik vadinin içinde, Kambriyen Dönem (y. 570-500 milyon yıl önce) ortalarında da sürmüştür. Adelaide tortul silsilesinin Yer’in jeolojik tarihi içinde özel bir yeri vardır; tortulların çoğu, büyük bir buzul dönemine ilişkin belirgin kanıtlar ve zengin bir fosil hayvan topluluğu içerir. Benzer oluşumlara rastlanan Peake ve Denison sıradağları ile Amadeus Havzası ve Kimberley Blokunda da Prekambriyen buzullaşmaya ilişkin açık kanıtlar vardır. Yaklaşık 740-660 milyon yıl öncesini kapsayan ve öteki kıtalarda da kanıtlarına rastlanan bu buzul dönemi, yeryüzü tarihinin en uzun sürmüş soğuk dönemidir. Daha yaşlı Prekambriyen katmanlarda ilkel su bitkilerinin fosilleri bulunmakla birlikte, bu buzul çağı öncesine ait kayaçlarda hiçbir canlı kalıntısına rastlanmamıştır.

PALEOZOYİK ZAMANDA DOĞU AVUSTRALYA


Avustralya’nın doğusundaki kıvrım kuşaklarının, Adelaide Jeosenklinalinden sonra oluştuğu genellikle kabul edilir. Daha geniş bir alana yayılmış olan bu kıvrımlar da Tasman Jeosenklinalini oluşturmaktadır. Adelaide Jeosenklinalindeki kayaçlar Üst Kambriyen Dönemde kıvrılarak yükselmiş; Tasman Jeosenklinali ise, Paleozoyik (Birinci) Zamanın (y. 570-225 milyon yıl önce) ilk çağlarını oluşturan Kambriyen Dönemde daha yeni oluşmaya başlamıştır.

Kambriyen katmanlar


Avustralya’nın doğusundaki Tasmanya, Victoria’nın orta kesimleri ve Yeni Güney Galler’in batısındaki Broken Hill’de bulunan Kambriyen katmanların yaşı, kıtanın doğusundaki tortullaşmanın farklı koşullarda gerçekleştiğini gösterir. Doğudaki kayaçlar, derin jeosenklinallerde çökelmiş olanlara benzerken, kıtanın güney, kuzey ve orta kesimlerindeki Kambriyen kayaçlar çoğunlukla sığ sularda oluşmuştur. Paleozoyik dönemlerde doğunun jeolojik yapısı hızla değişirken, batı görece kararlı bir yapı kazanmıştır. Tasman Jeosenklinalinin sınırları kabaca batıda Queensland’in kuzey kıyılarından, güneyde Willcannia’ya, oradan da güney-güneybatı yönünde Kanguru Adasına uzanır. Bu jeosenklinal kuşağının, güneydoğuda Lachlan Jeosenklinali, batıda ise New England Jeosenklinali olarak iki ayrı birim halinde ele alınması gerekebilir, çünkü bu kuşaklardaki kayaç türleri benzer olmakla birlikte, yaş ve coğrafi konum olarak farklıdırlar.
Ad:  avustralya7.JPG
Gösterim: 710
Boyut:  42.1 KB

Ordovisiyen kayaçlar


Avustralya’nın doğusunda, Ordovisiyen Döneme (y. 500-430 milyon yıl önce) ait bilgiler, Kambriyen’e göre daha fazladır. Lachlan Jeosenklinali, sarp sırtlarla birbirinden ayrılan bir dizi tektonik vadide gerçekleşen tortullaşmaya sahne olmuştur. Jeosenklinalin batıda nereye kadar uzandığı bilinmemekle birlikte, Broken Hill bölgesindeki Ordovisiyen kayaçların niteliği ve Güney Avustralya eyaletinin kuzeydoğusundaki çukurlar, bu bölgelerin jeosenklinal kuşağının dışında kaldığını göstermektedir. Snowy Dağlarındaki (Karlı Dağlar) kayaçların bileşim ve dokusunun da, Ordovisiyen Dönemin sonlan ile Silüriyen başlanna rastlayan Benambran dağ oluşumu sırasında değiştiği sanılmaktadır.

Silüriyen kayaçlar


Benambran dağoluşumu Silüriyen Dönemde (y. 430-395 milyon yıl önce) gerçekleşen tortullaşmanın coğrafi görünümünü değiştirmiştir. Lachlan Jeosenklinalinin doğu sınırı Melbourne bölgesinden, kuzeydeki Adavale Tektonik Vadisine kadar uzanmıştır. Melbourne Tektonik Vadisinde, graptolit ve başka fosiller içeren, Silüriyen Dönemden kalma kaim çamurtaşları ve grovaklar bulunur. Tortullaşma alanının güneyde Tasmanya’ya doğru uzamasıyla, buradaki sığ sularda kayaçlar çökelmiş; daha doğudaki Yeni Güney Galler’de ise şeyi ve kireçtaşı gibi volkanik ve tortul kayaçlardan oluşmuş ve bugün fosilleriyle ünlü Yass sahanlığı ortaya çıkmıştır. New England Jeosenklinali ve Oueensland’ in güneyindeki Silüriyen kayaçlarla ilgili fazla bilgi bulunmamakla birlikte, bu dönemde daha kuzeyde başka bir sahanlık oluşumu görülür. Tasman jeosenklinal kuşağının batı sınırı ile Chillagoe sahanlığı ve güneydeki uzantısında Silüriyen kireçtaşları bulunmaktadır.

Devoniyen kayaçlar


Alt ve Orta Devoniyen dönemlerde de (y. 395-345 milyon yıl önce) Lachlan Jeosenklinalinin içinde kayaçlarm çökelmesi sürmüş; Silüriyen Dönem sonlarında başlayan Bowning dağoluşumu da, gene Devoniyen Dönemin ilk çağlarında devam etmiştir. Canberra-Yass bölgesindeki tortul kayaç katmanlarındaki düzensizlikler bu olayın kanıtlarıdır. Bu dönemde, Victoria’nın doğusundaki Buc- han mağaralarından, Yass-Taemas yöresine kadar kireçtaşı çökeli içeren bir sığ su platformu oluşmuştur.

Orta Devoniyen Dönemin sonlarında ortaya çıkan yerkabuğu hareketleri Avustralya’nın doğusundaki coğrafi gelişimi derinden etkilenmiştir. Aynca Lachlan Jeosenklinalindeki deniz tortullaşması sona ererek, Kuzey Avrupa’da benzerlerine rastlanan kırmızı kumtaşları çökelmiştir. Yeni Güney Galler’in batısında, başta Bothriolepis cinsi olmak üzere bu dönemden kalma zırhlı balık fosillerine bolca rastlanır. Leptophlo- eum cinsinden ağaç kalıntıları da yaygındır. Yükselmiş bölgelerdeki kayaçların aşınmaya uğraması da, Victoria’nın batısındaki Grampian Dağlarında bulunan kumtaşları gibi malzemelerin oluşmasına yol açmıştır.

Karbonifer ve Permiyen kayaçlar


Doğudaki tektonik vadilerdeki jeosenklinal çökelme, yanardağ etkinliklerinin de etkisiyle sürmüş ve New England’ın orta kesimi yükselmiştir. Karbonifer Dönemde (y. 345- 280 milyon yıl önce) güney ve batı bölgelerinde karasal kayaçlar çökelirken; doğuda deniz kökenli tortullar birikmiştir. New England Jeosenklinalindeki en genç kayaçlar Permiyen Dönemde (y. 280-225 milyon yıl önce) çökelmiş olup, deniz kökenlidir. Güneyde, Hunter Irmağının ağzından, Bowen Havzasının doğu sınırına uzanan hat Tasman jeosenklinal kuşağında görülen son önemli dağoluşum evresi olan Hunter-Bowen dağoluşumunun batı sınırını çizer.

TORTUL HAVZALAR VE MEZOZOYİK (İKİNCİ) ZAMAN (y. 225-65 milyon yıl önce)

.
Avustralya kıtasındaki tortul havzalar, jeolojik anlamda oldukça hareketli olan tektonik vadilerin oluşmasından bağımsız bir gelişme göstermiştir. Bunların bir bölümü çeşitli zamanlarda, kıtanın batı ve orta kesimini kaplayan Prekambriyen taban üzerinde oluşmuş, bir bölümü ise, kıvrımlı Paleozoyik kayaç kuşaklarının pekişmesinin ardından ve bu kuşakların sürekliliğini bozarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca, farklı biçimlerde, önceden var olan havzaların üzerinde gelişmiş olanları da vardır.

Batı Avustralya eyaletindeki Carnarvon Havzası ile onu güneye bağlayan Perth Havzasındaki Geç Paleozoyik Zamana ait buzul çökellerinin yerini, Üst Kretase (Tebeşir) Döneminde (Kretase Dönemi y. 136- 65 milyon yıl önce) kireçtaşı ve tebeşirin almış olması suların ısınmaya başladığını gösterir. Kıtanın batı kıyısı son 400 milyon yıl içinde jeolojik açıdan oldukça hareketli bir kıta sahanlığı bölgesi olmuştur; kıyıda, denizin art arda ilerleyip çekilmesini gösteren deniz ve kara çökelleri bulunur.
Avustralya’nın kuzeybatısındaki sığ Canning Havzası ile bitişiğindeki derin Fitzroy Tektonik Vadisi, Batı Avustralya Kalkanı ile Kimberley Bloku arasında geniş bir çöküntü alanı oluşturur. Avustralya’daki havzalarda bulunan fosil kalıntılarının birbirinden çok farklı oluşu, havzaların da birbirinden bağımsız geliştiğini göstermektedir.

Amadeus Havzası.


Kıtanın orta kesimindeki Amadeus Havzası, güneydeki Musgrave Bloku ile kuzeydeki Arunta oluşumu arasında yer alır; doğu-batı doğrultusunda 720, kuzey-güney doğrultusunda 260 km uzunluğundadır. Alice Springs yakınlarındaki Macdonnell Sıradağlarının kıvrılması sırasında çökelen tortulların sonradan aşınmaya uğramasıyla bugünkü etkileyici görüntü ortaya çıkmıştır.

Eucla ve Officer havzaları


Batı Avustralya kalkanı ile Eyre Yarımadasının taban kayaçları arasında yer alan Eucla Havzası geniş, ama sığ bir çöküntüdür. Üst katmanı oluşturan ve Tersiyer (Üçüncü) Dönemden (y. 65-2,5 milyon yıl önce)kalma kireçtaşlarının düz yüzeyi kıraç Nullarbor Ovası olarak bilinir. Musgrave Blokunun güneyinde yer alan Officer Havzası ise, Prekambriyen Zaman sonları ile Kambriyen ve Ordovisiyen dönemlerden kalma kayaçlarla dolu bir çöküntüdür.

Büyük Artezyen Havzası


1.735.000 km2 genişliğindeki bu havza Jura Döneminde (y. 190-136 milyon yıl önce) çeşitli bağımsız havzaların birleşmesiyle oluşmuş bir çöküntüdür. Jura Döneminden kalma kara kökenli kumlar havzanın su kaynağını oluşturur. Kretase Dönemi ortalarında havza, kuzeydoğu ve güneybatıdan gelen deniz sularıyla dolmuştur. Çoğunlukla Tersiyer Dönemden kalma kayaçlardan oluşmuş olan güneydeki düzlükler ayrı bir birim olarak ele alınan Murray ile Otway havzalarını birbirinden ayırır. Otway Havzası Victoria’nın batısına doğru uzanır, kıta sahanlığında da devam eder ve Kretase-Tersiyer kayaçlar içerir. Buradaki petrol aramaları 20. yüzyıl sonlarına değin sonuç vermemişse de, bitişik Bass Havzası, Gippsland Havzası açıklarında bulunan ve Alt Tersiyer Dönemden kalmış olan kayaçlarla birlikte Avustralya’nın en önemli petrol bölgesini oluşturur.

Sidney Havzası


Tasman jeosenklinal kuşağındaki kıvrımlı kayaçlar üzerinde oluşan Sidney Havzası, kuzeybatıdaki Büyük Artezyen Havzasıyla örtüşür ve kıta sahanlığının altından güneydoğu yönünde uzanır. Burada yanardağ etkinlikleri, deniz ilerlemesi ve kömür çökelmesi birbirini izlemiştir. Triyas Döneminden (y. 225-190 milyon yıl önce) kalmış olan ve Sidney limanının çevresinde sarp kayalıklar oluşturan kireç- taşları inşaat işlerinde kullanılır.

Clarence-Moreton ve Maryborough havzaları


Yeni Güney Galler ile Queensland arasındaki sınırda yer alan Clarence-Moreton Havzası, Büyük Artezyen Havzasının uzantısıdır ve çeşitli zamanlarda çökelmiş bazik volkanik kayaçlar ile kömür yatakları içerir. Avustralya’daki tortul havzaların en doğuda yer alanı olan Maryborough Havzası da benzer bir yapıya sahiptir. Burada kara kökenli Triyas kayaçları ve kömür içeren Jura katmanları bulunur. Kömür yatakları, Avustralya’nın doğusundaki Paleozoyik sonrası katmanlar içinde en çok kıvrılma geçirmiş olanlardır.

Tasmanya


Mezozoyik Zamanda Tasman- ya’da gerçekleşen en önemli olay çok büyük hacimlerde (yaklaşık 8.000 km3) volkanik kayacın katmanlar arasına girmesidir. Bu süreç bölgede Güney Afrika, Brezilya, Antarktika ve New York çevresindekilere benzer kayaçlann ortaya çıkmasına yol açmıştır.

SENOZOYİK ZAMAN


Jeolojik tarihin son 65 milyon yılını kaplayan Senezoyik (Yakın) Zamanda dağoluşum hareketleri yalnızca kuzey ve doğudaki ada yaylarında gerçekleşmiştir. Güneydoğu ve doğu bölgelerindeki kırılmalar Victoria’da geniş çapta bazalt taşmalarına neden olmuş ve aynı dönemde doğu kıyılarında önemli yanardağ etkinlikleri gerçekleşmiştir. Yeni Güney Galler ve Queensland’deki Miyosen Bölüm (y. 26-7 milyon yıl önce) ortalarından kalma yanardağlar bu etkinliklerin en önemli kanıtlandır. Gene Yeni Güney Galler’in kimi yörelerinde ve Victoria’da, eski vadilerden akan bazaltlı lavlar, buradaki akarsularda çökelmiş çakılların üstünü kaplamıştır. Bu bölgelerde yer yer altın bulunur.

Geç Senozoyik Zamanda doğudaki dağlık bölgenin ve Güney Avustralya eyaletindeki Flinders Sıradağlarının yükseldiği ve aynı sıralarda deniz sularının Murray Havzasından çekildiği bilinmektedir. Tersiyer Dönem boyunca süren bu olaya kıtadaki en yüksek dağın adından esinlenerek Kosciusko Bölümü adı verilmiştir. Pleyistosen Bölümde (y. 2,5 milyon - 10 bin yıl önce) bu dağ ve çevresindeki vadilerle, Tasmanya’daki dağlık alanların büyük bölümü buzlarla kaplanmıştır. Fosillerden elde edilen bilgilere dayanarak, Tersiyer Dönem başlarındaki Eosen Bölümde (y. 54-38 milyon yıl önce) iklimin güneyde ılıman, kuzeyde tropik, güney yönünde akan ırmaklar sayesinde nem oranının yüksek olduğu; güneyde denize dökülen ırmakların ve Eyre Yarımadası ile Gippsland’in güneyinde kömür oluşumuna elverişli bataklıkların bulunduğu öne sürülebilir. Miyosen Bölümde günümüzdekilerden daha sıcak olan akıntıların güney kıyılarına ulaştığı, ancak Geç Miyosen ve Pliyosen bölümlerde (y. 7-2,5 milyon yıl önce) sıcaklığın düşmesiyle birlikte bitki örtüsünün de değişikliğe uğradığı anlaşılmaktadır. Böylece yalancıkayın (Nothofagus) yerini okaliptüs ve akasyaya bırakmıştır. İklim değişikliğinin bir başka kanıtı da yağışlı ve kurak mevsimlerin dönüşümlü olarak birbirini izlemesi sonucu oluşan, kırmızı renkli ve bol demir içeren kalıntıların birikmesidir. Kıtanın iç kesimlerinin ne kadar sürede bugünkü kurak durumunu aldığı ise henüz bilinmemektedir. Ama ülkenin orta bölgelerindeki Eyre ve Callabonna gibi büyük göllerin tuzlalara dönüşmesiyle birlikte, suaygırına benzeyen keseli otçulların son temsilcilerinin (Diprotodon, Nothotherium) ve uçmayan dev kuşların (Genyornis) yok olmaları birkaç bin yıllık bir olgudur.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 8 Aralık 2017 20:07
SİLENTİUM EST AURUM