Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Aralık 2017       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Avustralya Yerlileri
Ad:  avustralya13.JPG
Gösterim: 862
Boyut:  50.0 KB

Avustralya ve Tasmanya’nın yerlisi olan topluluklar. 18. yüzyıl sonlarında AvrupalIların Avustralya’ya yerleşmesi sırasında Yerli nüfusun 300 bini bulduğu ve 500 kabileye ayrılmış olduğu sanılmaktadır. Her biri kendisine ait topraklarda yaşayan bu kabileler, gene kendilerine özgü bir dil ya da lehçe konuşurlardı. Yerli nüfusu, 18. yüzyıldan sonra Avustralya’da büyük ölçüde azalmış, Tasmanya’da ise 1876’da tümüyle ortadan kalkmıştır.

Arkeolojik araştırmalar Avustralya’da 25- 40 bin yıldır insan yaşadığını göstermektedir. Avustralya Yerlileri büyük bir olasılıkla, bugün sular altında bulunan Sahul sahanlığından geçerek kıtaya ulaşmışlardır. Belli bir dönemde ya da aralıklarla gerçekleşen bu göç sırasında, karayla bağlantısı olmayan yerlerde sal ve kanolardan yararlanıldığı sanılmaktadır. Dingo denen köpek türü de göçle birlikte bu topraklara getirilmiştir. York Yarımadasında ve Arnhem Bölgesi’nin kuzeydoğusunda, ortak bir Avustralya dilinin konuşulduğu bölgelere bugün de rastlanır; ama bu dil özgün biçiminden uzaklaşmış olabilir. Avustralya’da elverişli hayvan türleri bulunmadığından çobanlık yapmayan, ayrıca ekimle de uğraşmayan Yerliler, avcılık ve toplayıcılıkla geçinirlerdi. Ama tatlı su kaynaklarının uzak olması bu yaşam biçimini kısıtladığı için, sayılan arttıkça daha küçük gruplar oluşturarak başka su kaynakları aramaya başladılar. Efsane kahramanlarının izlediği yollar ve ticaret yolları, bu göçlerin yönünü gösterir.

Yerli kabileleri, yiyecek durumu elverdiği ölçüde yılın büyük bölümünü bir arada geçiren çeşitli yerel gruplardan oluşurdu. Babayanlı örgütlenen bu grupların her biri, atalannm ilk yerleşme yeri olan bir su kaynağının çevresinde yaşar, ataların ruhla- nnm başka bir bedende yaşam bulmak ya da yeniden doğmak için sürekli orada beklediğine inanırlardı. İkinci yerleşmeyi kuranlar ve onların soyundan gelenler, ilk grubun ve o soydan gelenlerin sonsuza değin akrabası sayılırdı. Aradan geçen zaman, uzaklık ve geleneklerin geçirdiği değişim, bu kuralı değiştirmezdi. Karşılıklı davranış kuralları, her bireyi akrabalık ilişkilerine göre sınıflandıran bir sistemle belirlenirdi. Böylece izlenecek davranış kurallarını, bilinen dolaylı akrabalık bağlan, yaşayan son kuşak, bağlı olunan boy ve ayinler gösterirdi.

Avustralya’nın büyük bölümünde, akraba sayılan topluluklar iki, dört ya da sekiz gruba bölünmüştü. Aralarındaki soy ve evlilik ilişkileri belirli kurallara bağlanmış olan bu gruplar, genellikle dışardan eş alırlardı. Günümüzde de geleneksel topluluklar arasında bu tür bölünmeye rastlanır.

Avustralya Yerlileri, her kabilenin toprak sınırlannı ve nerede, ne zaman yiyecek bulunacağını ayrıntılı olarak bilirlerdi. Bu bilgileri yansıtan geleneksel zaman hesaplamasında, mevsim sayısı bölgelere göre beş ile sekiz arasında değişirdi. Her mevsim, olağan iklim koşulları ve o koşullarda bulunabilecek yiyeceklere göre belirlenirdi.

Sık sık kıtlık ve kuraklıkla karşılaşan Yerliler, doğadaki canlıları ve yağmuru, toplumsal ve ahlaksal düzenin bir parçası sayar, ayinler yoluyla bu güçlerle ilişki kurarlardı. Bugün de geleneksel bir kabile içindeki gruplar, kadın ve erkeklerin yanı sıra, akraba sayılan çeşitli canlı türlerini de barındırır. Grup (boy), türlerden birinin, yani toteminin adını taşır. Ayrıca erkekler, her biri bir ya da daha çok canlı türüyle ve geçmişteki kahramanlarla ilgili efsanelerin, ayinlerin, yerlerin ya da simgelerin koruyucusu olan daha küçük gruplara ayrılır. Ayinler yoluyla yaratıcı geçmiş, günümüzde yeniden canlandırılır ve insanlar ile hayvanların yaşamı güvenceye alınır. Efsane ve ayinler, yaşamın zaman ve mekânla sınırlı olmadığını gösteren Altjira’yı oluşturur. Altjira üzerinde tam bilgisi olanlar yalnızca yaşlılardır; dolayısıyla ayin ve toplumsal davranış kurallarında onlar söz sahibidir.

Ölümün (çocuklarla yaşlıların ölmesi ya da savaş dışında) büyüyle ilgili olduğuna inanılır ve yalnızca “akıllı adam”, yani kabilenin büyücüsü, “kötülüğü” kovarak güven ve yaşama isteğini geri getirebilir. İnsan ruhunu çok iyi anlayan büyücü, ölülerle, bazı totemlerin ruhlarıyla ve gökyüzündeki dünyayla ilişki kurar. Tedavi sonuç vermezse, ya büyücü çok geç çağırılmıştır, ya büyü çok güçlüdür (yağ ve kan çıkarmada olduğu gibi) ya da kurban, yazgısına layıktır.

Yerlilerin efsane ve ayinleri resim, şiir, müzik ve dansta anlatımını bulur. Efsaneler, karmaşık bir dil ve müzik yapısı olan ritmik ezgilerle korunmuştur. Kutsal eşyalar, hatta bumerang gibi kimi silahlar da üstlerine yapılan resim ve oymalarla efsaneleri canlandırır. Efsaneler, ezgiler halinde bu eşyaların “içine” de aktarılır. Ayine katılanların gövdeleri boyanır ve efsaneler taş, ağaç kabuğu ve toprak üstünde boya ya da oymalarla canlandırılır. Boyama ve oyma eyleminin kendisi de ayindir. Tıpkı şarkı söylemeye ve dans etmeye, ayinlerde olduğu kadar gece düzenlenen şenliklerde de rastlandığı gibi, resim de yalnızca zevk için yapılabilir. Yerlilerin, sanat ve müzik eğitimi veren bölgesel okulları vardır. Silahlarla aletlerin biçim ve süslemelerinde bölgesel farklılıklar görülür. Başlıca dinsel kültlerin içeriği bölgelere göre değişiklik gösterebilir.
Ad:  avustralya12.JPG
Gösterim: 859
Boyut:  30.3 KB

Yerli kültürü, 19. yüzyıl sömürgecilerinin kanlı “sindirme” politikalarından, bugünkü kentsel eritme uygulamasına kadar, AvrupalIlarla girdiği ilişki sonucunda köklü bir değişime uğradı. Yerlilerin sonunda yok olup gideceği inancıyla, 1920’lerin sonunda ve 1930’lann başında bazı kabileler koruma kamplarına yerleştirildi. Günümüzde modem Avustralya toplumuyla ilişkiye girmemiş hiçbir Yerli yoktur ve artık hepsi Avustralya yurttaşıdır. Son yıllarda ülkenin güneyinde, erimeye karşı çıkarak bütünleşmeyi yeğleyen yan Yerli gmplar ortaya çıkmıştır. İsteklerini daha yürekli biçimde dile getiren bu gmplar, kendilerini öbür AvustralyalIlardan ayıran bir statü olarak Yerli kimliğini kommaya çalışmaktadır. Kuzeyde ise sorun, toprak mülkiyeti ve denetimi üzerinde yoğunlaşmıştır. Buradaki Yerliler, yerleştirme bölgelerindeki yeraltı kaynaklannm işletilmesine katılmak ve bu kaynaklar karşılığında kendilerine tazminat ödenmesini istemektedirler.

Avustralya Yerli dilleri


Tasmanya dışındaki bütün Avustralya kıtası ile Batı Torres Boğazı Adalarında yaşayan Yerlilerin konuştuğu yaklaşık 260 akraba dilden oluşan dil öbeği. Bilindiği kadarıyla Avustralya dışındaki dillerle bir yakınlığı yoktur. Bu dillerin büyük bölümü 20. yüzyıl sonlarında yok olmuş ya da yok olmaya yüz tutmuştur. Hâlâ yaşayan dillerin çoğu da yalnızca birkaç yüz kişi tarafından konuşulur. En yaygın olanlar, Batı Torres Boğazı Adalarında konuşulan Mabuiag dili ile Batı Çölünde konuşulan dildir.

Yapılan son sınıflandırmaya göre, Avustralya Yerli dilleri 28 aileye ayrılır. Bunların 27’si, kıtanın sekizde birini kaplayan kuzey ve kuzeybatı bölgelerinde konuşulur. Pama-Nyungan adlı öbür dil ailesiyse, Avustralya’nın geriye kalan sekizde yedisini kapsar. Dağılımdaki bu eşitsizlik, yaklaşık 5-6 bin yıllık bir geçmişi olan ve Ortak Avustralya dili olarak nitelendirilen dilin, kuzeybatıdaki bir noktadan başlayıp kuzey ve kuzeybatı bölgeleri dışında kıtanın büyük bölümüne yayılmasına dayandırılır.
Avustralya dilleri dilbilgisi ve ses sistemi açısından büyük benzerlik göstermekle birlikte pek az ortak sözcüğe sahiptir. Gene de kıtadaki pek çok dilde, Ortak Avustralya dilinden kalma bazı ortak sözcükler vardır.

Avustralya dilleri, dilbilgisi açısından genellikle karmaşık bir yapı gösterir. Bükün, esas olarak eklerle yapılır. Önek ve soneklere kuzey ve kuzeybatı bölgelerinde rastlanır. Kıtanın öteki yerlerinde daha çok sonekler kullanılır. Birçok dilde görülen önemli bir özellik de, eylemin özne ve nesnesini belirtmek için tümcenin ilk sözcüğünün ya da eylemle bağlantısı olmayan özel ilgeçlerin sonek almasıdır. Geçişli bir eylemin öznesini göstermek için, ad ve adıllara iliştirilen, eylem ya da araç bildiren sonekler de yaygın olarak görülür. Başta kuzeydeki diller olmak üzere bazı Avustralya dillerinde cins vardır. Ayrıca ad sınıflarına dayanan sistemlere de rastlanır; sıfatlar, sayı adları, gösterme sıfat ve adılları, adların sınıfına göre, çoğu zaman da sayılarına göre özel biçimler alır.

Avustralya dillerinin ses sistemleri birbirine büyük ölçüde benzer. Çoğunda, dörtle altı arasında değişen eklemleme noktalarından oluşan, birbirine paralel kapantılı ve genizsil ünsüz dizileri vardır. Ayrıca çoğu dilde titreşimli ve titreşimsiz duraklar arasında ayrım bulunmadığı gibi, sürtüşmeli ünsüz de yoktur. Üç harften (a, i, u) oluşan ünlü sistemi yaygındır.

kaynak: Ana Britannica
SİLENTİUM EST AURUM