Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Şubat 2018       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  kurba1.jpg
Gösterim: 4052
Boyut:  74.7 KB

İKİ YAŞAMLILAR (AMPHİBİA)


Hem suda hem de karada yaşadıklarından iki yaşamlılar anlamına Amphibia adı verilmiştir. Gerek anatomi ve gerekse fizyolojik açıdan balıklarla sürüngenler arasında bir özellik gösteren Amphibia sınıfi, omurgalıların su dışında yaşayan ilk grubunu oluşturmaktadır. Devonien'in sonlarına doğru meydana gelen kuraklık nedeniyle, akciğerli balıkların bazı populasyonları yaşadıkları ortamlardan çıkarak karadan diğer sulara geçmişlerdir. Daha sonra da tüm suların kurumasıyla zamanlarının büyük bir bölümünü karalarda geçirmeye başlamışlardır. Omurgalılar su yaşamından kara yaşamına geçerken, birçok değişiklikler meydana gelmiştir.

KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ


Derileri çok sayıda salgı bezi içerir ve her zaman nemli ve yumuşak bir şekildedir. Günümüzde yaşayan üyelerinde dış pullar ve yüzgeç ışınları yoktur. Bazılarında zehir bezleri bulunmaktadır. Pigment hücreleri (kromotoforlar) renk değişiminde ve ortamın rengine uymada önemli görevler yapar.Yüzme ve yürümeye yarayan iki çift üyeleri (Tetrapod), 4-5 veya daha az sayıda parmakları vardır. Bazılarında üyeler körelmiştir. Parmakları arasında genellikle bir zar bulunmaktadır.Ağızları oldukça geniş, yalnız üst çenede veya her iki çenede küçük dişler mevcuttur. İki tane olan burun delikleri ağız boşluğu ile bağlantılıdır. Göz kapakları hareketlidir. Bazı üyelerinde orta kulak zarı dışarıda yer almıştır.hareketli olan dillerini aniden dışarı fırlatarak avlarını yakalarlar.İskeletin büyük bir bölümü kemik yapıdadır. Kalpleri iki kulakçfk ve bir karıncık olmak üzere üç gözlüdür. Vücut ve akciğer olmak üzere iki ayrı dolaşıma sahiptirler. Derileri kılcal damarlar açısından oldukça zengindir. Alyuvarları oval şekilde ve çekirdeklidir.Solunum akciğer, solungaç, deri ve ağız boşluğu astarıyla yapılır. Bazılarında bir tek tip solunum görülmesine karşın diğerlerinde bu dört tip solunumu da aynı anda görmek olasıdır. Genellikle larva evresinde bulunan dış solungaçlar, bazılarında yaşam boyu varlığını sürdürmektedir. Özellikle kurbağalarda ses çıkarma telleri çok iyi bir şekilde gelişmiştir. Vücut sıcaklığı çevreye bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu tip hayvanlara ektöcterm hayvanlarda denir. Çünkü bu hayvanlar gerek duyduğu sıcaklığı bulundukları ortamdan sağlarlar.
Ayrı eşeylidirler. Döllenme iç veya dış döllenme şeklinde olur. Yumurtaları jelatin bir zar içerisinde olup yedek besin maddesi tarafından fakirdir. Genellikle suda geçen bir larva evresi ve metamorfozdan sonrası ergin hale gelirler.

KURBAĞALAR VE BAŞKALAŞIMLARI


Yeryüzünde yaklaşık 1800 tür kurba var. Bunların hepsi amfibyumlar denen hayvanlar sınıfının üyesidir. İlkbaharda dişi kurbağalar suya yüzlerce yumurta bırakır. Bu yumurtalardan balığa benzer çok küçük kurbağa yavruları çıkar. Kurbağa yavrularına iribaş adı verilir. İribaşlar büyüdükçe erişkin kurbağaya dönüşür. Kurbağalar dilleriyle yakaladıkları böcekleri ve solucanları yer. Bir tehlike sezince kendilerini havayla şişirirler. Bunu yapmalarının nedeni ise saldırganın .ştlöh, bir kurbağayı yutması daha zor olduğu için kendilerini şişirirler. Dişi kurbağalara göre erkek kurbağaların daha çok sesi çıkar.

YUMURTA HALİNDEYKEN


Kurbağa yumurta paketi birçok yumurtalardan oluşmuştur, her biri jelatin bir zarla çevrilidir. Bu zarın içindeki yumurtadan embriyo gelişir. Jelatin embriyoyu soğuktan korur.

TETAR HALİNDEYKEN


Embriyo yumurtadan çıktıktan birkaç gün sonra yavru tetar haline gelir.Balık gibi yüzer ve dış solungaçlarıyla solunur.Bunlar başın her iki yanında üçer tane tüy gibi solungaçtır.Daha sonra ağız gelişir ve yavru tetar su bitkileriyle beslenmeye başlar.Gelişmenin daha ileri evrelerinde,dış solungaçların üzerinde bir deri kıvrımı oluşur ve artık erişkin tetar oluşmuştur. Artık iç solungaçlarıyla solunmaya başlar.Ön bacaklar gelişmeye başlar,ancak bunlar solungaçları örten derinin altında gizlenmişlerdir. Daha sonra kuyruğun başlama noktasında bir çift arka bacak büyümeye başlar.Tetar bitki yemeyi bırakıp hayvansal besinler almaya başlar.
Ad:  kurbağ.JPG
Gösterim: 2921
Boyut:  46.3 KB

KURBAĞAYA DÖNÜŞMEYE BAŞLARKEN


Sonunda tetar küçük bir kurbağaya dönüşür. Bunun dört bacağı vardır ve kuyruğu yoktur. Artık karaya çıkıp yaşayabilir. Bir çift akciğeri gelişmiştir ve bunlarla solunur.
Başkalaşma, hayvanı larva evresinden erişkin biçimine dönüştüren tüm değişiklikleri kapsar. Ender de olsa, aksolot gibi bazı hayvanlar tüm yaşamlarını larva evresinde sürdürebilir ve hatta bu evrede çoğalabilir;buna neoteni denir.

NEOTENİ


Aztekler tarafından bilinen ama geçen yüzyılda AvrupalIların 3.Napolyon’un Meksika seferi sırasında keşfettiği aksolot, Meksika’nın dağ göllerinde yaşayan kuyruklu bir amfibyumdur. Aslında siyahımsı renkte olmasına rağmen,daha çok renksiz türlerine rastlanır. Uzunluğu 25 santimetre olan bu hayvanda larva evresine özgü tipik bir özellik olan dış solungaçlar bulunur.
Gerçekten de aksolot larva halindeyken çoğalabilir ya da erişkin biçim yani tetarisi olduğu ambystoma’ya dönüşebilir. Bu özelliğe isteğe bağlı neoteni adı verilir. Neoteniye Slovanya,Sırbistan ve Hırvatistan’ın yer altı sularında yaşayan bazı mağara semenderlerinde veya Kuzey Amerika göllerinde yaşayan başka bazı kuyruklularda da rastlanır. Ancak bu hayvanlarda neoteni kalıcıdır,çünkü larvaya ait özellikler ömür boyu korunur.
SİLENTİUM EST AURUM