Arama

Denizcilik - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Eylül 2018       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Ortaçağda ve Yeniçağ başlarında denizcilik


Kraliçe Matilda’nın duvar halılarına göre, Kuzey’de doğrudan viking gemilerinin devamı olan, daha ağır ve daha şişkin bordalı gemilerin yapıldığı sanılmaktadır. Başlıca kıyı kentlerinin, özellikle de Sandwich (1238), Dover (1284) ve Poole'un (1325) mühürlerinde de aynı tür gemiler yer alır. Bu gemiler, uçlarına geçici üstyapılar eklenmiş drakarlardır; bu eklentiler o dönem savaşçılarının sahip olduğu güllelerle iyi atış yapabilmek amacıyla düşrhana daha egemen olmayı sağlardı. Sonradan bu üstyapılar tekneyle birleştirildi; önde ve arkada, kasara adıyla barınak olarak kullanıldı. Her zaman dümen işlevi gören kıç küreğinin yerim, XIII. yy.'da gemi eksenine takılan dümen aldı. Gemiler boyut bakımından büyüdü; ama her zamanki gibi tek yelken direği vardı. Bu direğe çekilen kare biçimli dev yelken nedeniyle manevra yapmak güçtü. 1418’de, İngiltere kralı Henry V, Bayonne’da net uzunluğu 55 m olan, Harry Grâce Dieu XVI. yy.'da su üstü bölümü çok yüksek olan, yüksek bordalı gemiler yapıldı. Denizde top kullanımı yaygınlaştı ve kasaralar en çok sayıda topu yerleştirebilecek biçimde adlı iki direkli gemiyi yaptırdı. Hansa birliğinin cogghe denilen yuvarlak bordalı, kısa gemileri belli yüklere göre inşa edilmişti. Bunlar bordası tam şişkin, hız kaygısıyla yapılmamış, rüzgârı arkadan aldığı sürece iyi giden gemilerdi.

Akdeniz’de gemilere genellikle nave adı verilirdi. Bunlar, bordası tam şişkin, uzunluğu genişliğinin 2,5-3 katı, kimi zaman da daha fazla olan gemilerdi. Deniz arkeologu Jal, Saint Louis tarafından yedinci haçlı seferi için kiralanmış bir venedik gemisinin kira sözleşmesini buldu. Roccalorte adlı bu geminin net uzunluğu 36, genişliği 13 metreydi. Eksiksiz iki güvertesi vardı; iki katlı kasaralar baş ve kıç bodoslamasının üstünde pek çok çıkıntı taşıyordu. iki kıç küreği dümen işlevi görüyor, donanımı her biri latin biçimi arteneli birer yelken taşıyan iki direkten oluşuyordu. Yazar Joinville, Saint Louis'yi Filistin'den getiren ve bordasında 800 kişi bulunan bir nave'den söz eder. Ancak o dönemde, hiç kuşkusuz Aslan Yürekli Richard'ı haçlı seferine götüren üç direkli nave gibi daha büyük gemiler de vardı.

Rönesans döneminde, denizciler ve gemi yapımcıları, çoğu kez kendi zararlarına da olsa denge kurallarını öğrendiler yükseltildi. Dönemin tüm gravürlerinde bu tür üç ve dört direkli gemilere rastlanabilir. Kerreke, büyük bir yük gemisiydi; ilk kez XV. yy.'da İtalya'da yapıldı, Portekizliler Hindistan ticaretinde bu gemilerden büyük ölçüde yararlandılar. Kalyon, adını ispanyadan ve altın filolarından aldı; aynı zamanda bordası en büyük tekne tipiydi. Hulke'ler hollanda yük gemileriydi; aynı işlevi Akdeniz'de marsillane'ler yerine getirdi. Portekizlilerin yaptığı karavelalar ise keşif yolculuklarında kullanıldı. Bunlar, yalnızca arteneli latin yelkenleri taşıyan latina karavelaları ve mizana direğinde kare biçiminde yelken bulunan redonda karavelaları olmak üzere iki çeşitti. Orta büyüklükte gemiler için genellikle otuz metrelik bir uzunluk benimsenmişti. Ama, kuşkusuz çok daha büyük gemiler de vardı. Yazar P Fournier, le Havre limanında yapılmış dört güverteli Carracon'u anlatırken mürettebatı 1 500 kişiyi geçen Portekiz kerrekelerinden söz eder. Ingiliz J. Charnock bunlardan birinin yedi güverteli, 32 toplu ve 1 600 ton yük taşıyabilir olduğunu söyler. Ancak taşınabilen yük tutarları ve tonilatolar konusunda yine de kuşku vardır; çünkü o dönemde gemilerin yük tutarlarını ölçmede kullanılan yöntemler bugünkülerden çok değişikti. Ingiliz gemilerinin tonilatoları genellikle ton burden olarak verilmişti; bu ölçü birimi aşağı yukarı 500 kiloluk şarap fıçısına karşılıktı. Ama "ton burden” giderek üçte bir ya da dörtte bir oranında artırılırdı ve ticari eşya sözkonusu olduğunda tun and tunnage biçimini aldı. Bu durumda, istif sırasındaki yitim, fıçı yitiminden daha az olmaktaydı. Oysa dönemin İngiliz yazarları, hâlâ karışıklığa yol açan bu ayrıma pek değinmeden iki deyimden birini kayıtsızca kullandılar.

Bu büyük gemilerden başka, çok sayıda küçük savaş gemileri, kabotaj gemileri ve her tipte balıkçı tekneleri vardı. Bunun yanı sıra kadırgalar Akdeniz'de yalnızca savaş gemisi değil, ticaret gemisi olarak, özellikle de Venedikliler tarafından kullanılmaya devam edildi. Venedikliler ingiltere'ye dek uzanan düzenli hatlarında bunlardan yararlandılar. Southampton'da 1532'ye dek kadırgalara rastlandı.

Kadırga denizciliği


Antik çağların kürekli gemilerinden başlayarak, Akdeniz'de küreğin itici güç olarak kullanılması devam etti. Venedikliler, Akdeniz ve Atlantik’te ticaret hatlarının düzenliliğini rüzgârlara bağlı kalmadan sağlamak için, boyu 50 metreyi geçen 150 kürekçi tarafından yüzdürülen kadırgalar, ya da her kürek oturağında üç kürekçinin oturduğu ve birer Mahmudiye kalyonu kürek çektiği küçük kadırgalar yaptı. Bu Deniz zenzile biçimi kürek çekmeydi. Ama portekiz kerrekesi (XVI. yy.) ha sonra bunun yerini scaloccio tipi kürek çekme aldı; bu yöntemde birçok kürekçi bir tek küreğe asılıyordu. Büyük yük kadırgalarının yanı sıra, Venedik, sotile ya da subtile denilen savaş kadırgalarını denize indirdi; onu diğer Akdeniz ülkeleri izledi. Barras de La Penne'in elyazmasına (1697) göre, Fransa kralının kadırgaları net uzunluğu 51 m ve genişliği 8 m idi.

12 metrelik 51 küreği vardı (kadırgaların iskele tarafındaki bir kürek mutfağa yer açmak için kaldırılmıştı); her biri 5 kişi tarafından çekilirdi. Kadırgalar, her birinde birer arteneli yelken bulunan iki direkli gemilerdi. Geminin baş bölümünde, omurga üzerinde toplanmış topların sırası şöyleydi: ortada 36'lık bir top (coursier), onun iki yanında 8'lik birer bâtarde ve 6'lık birer moyenne yer alırdı. Bu beş topun atabileceği toplam güllenin ağırlığı 25 kg'dı. Kadırgalar çoğu zaman rampa çarpışmalarına da giriyordu; ama gemi boyutlarının büyümesi bunu gitgide güçleştirdi. Çektin tipi kadırgaların borda silah donanımı güçlendirilmeye çalışıldı. Bunların yan bölümlerine konan toplar inebahtı deniz savaşı'nda önemli bir işlev gördü. Ancak çektiri kadırgalar, küreklerle hızlı biçimde yol alabilmek için çok ağır kalınca, kısa sürede bir yana bırakıldı. Fransa'da Krallık Kadırga birliği 1748’de ortadan kaldırıldı. Brigantirt, küçük kadırga, firkateyn, şebek (sonuncular özellikle korsanlar tarafından kullanıldı) gibi pek çok küçük gemide temel ya da yardımcı yüzdürme aracı olarak kürekten yararlanıldı.

Modern denizcilik (XVII. ve XVIII. yy.)


XVII. yy.’ın başlarında, yelkenli savaş gemileri çağının sonuna dek en yetkin savaş gemisi olan ağır savaş gemileri ortaya çıktı. Kerreke ve kalyon kullanım dışı kaldı. Gemi gövdesi yüzmeye daha elverişli duruma getirildi; ön ve arka kasaraların yüksekliği indirilerek tekne daha dengeli bir yapıya kavuşturuldu. Üst üste sıralanan birçok güverte, topların daha iyi dağılmasını sağladı. Geminin baş bölümündeki uzun talimarlar kısaltıldı. Parçalara ayrılan yelken takımı, geminin manevra yeteneğini artırdı. Donanım da akılcı biçimde düzenlendi. Tüm XVII. yy. boyunca, cıvadranın ucunda "cıvadra babafingosu” denilen küçük bir direk yer aldı; bu direk aynı adlı dört köşe bir yelken taşıyordu. Pek kullanışlı olmayan bu yelken, 1720'ye doğru ortadan kalktı ve yerini flok yelkenlerine bıraktı. Öte yandan kalyonun arkasında yer alan ve mizana denilen latin yelkeni de randa yelkeni haline dönüştürüldü.

Dönemin en dikkate değer transız ağır savaş gemileri arasında Couronne'u anmak gerekir. 1638'de La Roche-Bernard'da yapılan bu geminin uzunluğunun omurgada 41 m, su kesiminde 53 m, genişliğinin ise 14 m olduğu kabul edilir. Top sayısı (72) tartışma konusudur. Öte yandan ispanya kralının Yenilmez Armada: sini alteden İngiltere, 1637'de ünlü Sovereign of the Seas’i hizmete soktu. Fransa'da Louis XIV döneminde. 1670 ve 1689 emirleriyle bu tür gemiler beş sınıf ya da kademede ayrıldı. Buna göre kalyon uzunluğu 56-35 metre, genişliği 15-8 metre, top sayısı 100-30 top arasında değişti. Soleil-Royal ve Royal-Louis, döneminin en güzel ağır savaş gemilerindendi. XVIII. yy., yelkenli ağır savaş gemilerinin doruğa ulaştığı dönemdi. Ollivier, Forfait ve özellikle Sanö’nin planlarıyla yaratılan bu gemilerin bir benzeri daha yapılamadı. Son yelkenli transız savaş gemilerinden olan Villede-Paris, 63 m net uzunluğa, 17 m genişliğe sahipti. Ağırlığı yüklü olarak 5 095 tonu geçiyordu ve 120 topla donatılmıştı.
SİLENTİUM EST AURUM