Arama

Denizaltı - Tek Mesaj #5

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Eylül 2018       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

denizaltı göçüğü


bir denizaltı kanyonundaki ya da kıta yamacı üzerindeki tortul ve organik malzemelerin zamanla gevşeyerek aşağı doğru kayarak göçmesi.

Belgelenen en büyük denizaltı göçüğü California’da La Jolla açıklarındaki Scripps Kanyonunda gerçekleşmiş ve burada göçük, tortullan 120 m uzağa sürüklemiştir. Belirli bir kanyonda bir göçük oluştuktan sonra, buradaki malzemeler ardı ardına göçmeye başlar ve tortullar daha hafif eğimli ve kararlı bir yapı kazanana değin bu hareketlilik sürer. Bir göçük, kanyonun daha alt bölümlerinde başka göçüklere yol açabileceği gibi, yamaçtan aşağıya doğru yoğun çamur topakları ile tortullardan oluşan bulanık akıntılara da yol açabilir.

denizaltı kanyonu


kıta yamaçlarını kesen, dar ve dik yamaçlı vadi.

Karalardaki akarsu kanyonlarına benzemelerinden ötürü kanyon olarak adlandırılmıştır.
Denizaltı kanyonlarına, çoğunlukla kıta kenarlarının yamaçları boyunca rastlanır. Ayrıca, Hawaii Adaları ve bazı öteki okyanus adaları boyunca da görülür. V biçimindeki bu çöküntülerin büyük çoğunluğunun binlerce metre yüksekliğe ulaşan dik kayaç duvarları vardır. En büyük denizaltı kanyonu olduğu sanılan Büyük Bahama Kanyo- nu’nun tabandan yüksekliği yaklaşık 5 km’yi bulur. Colorado Irmağı Büyük Kanyonu duvarlarının, karşılaştırma yöntemiyle 1,6 km yükseklikte olduğu saptanmıştır. Denizaltı kanyonlarının uzunluğu çoğunlukla 48 km dolayında ya da daha azdır ve yalnızca birkaçı 320 km’den daha uzundur. Genellikle kilometrelerce genişlikleri vardır. Örneğin, Büyük Bahama Kanyonu en geniş noktasında 37 km olarak ölçülmüştür.

Birçok denizaltı kanyonun yeri, bölgenin hemen yakınındaki kara parçasında yer alan akarsu kanyonlarından saptanmıştır. Denizaltı kanyonları ile akarsu kanyonlarının, eski çağlarda, bağlantılı oldukları sanılmaktadır. Bununla birlikte, çoğu durumda, denizaltı ve yakın kara kanyonlarının özellikleri oldukça farklıdır. Örneğin, denizaltı kanyonlarının, yamaçları daha dik, eğimleri çok daha yüksek ve tabanları oldukça dardır. Ayrıca, denizaltı kanyonlarının akaçlama sistemi de karasal benzerlerinkinden farklıdır. Denizaltı kanyonları, üst bölümlerinde çok sayıda kol içerir, ama genel olarak aşağı bölümlerinde kara kanyonlarındaki kadar kol bulunmaz.

Çoğu denizaltı kanyonunun ağzında, akarsu kanyonlarında görülen alüvyon yelpazelerine benzeyen geniş yelpaze biçimindeki tortul birikintileri vardır. Bu tür bir deniz yelpazesindeki tortulların, büyük ölçekli bulanık akıntılarla (asıltı halde malzemeler içeren yoğun su akıntıları) kanyondan aşağıya sürüklenmiş olduğu sanılmaktadır.

Denizaltı kanyonlarının kökeni, yıllardır araştırmacılar arasında çok tartışılan bir konu olmuştur. Buna ilişkin olarak çeşitli varsayımlar ileri sürülmüş olmakla birlikte, en yaygın kabul gören görüş, birçok denizaltı kanyonunun, henüz Yer yüzeyindeyken aşınmayla oluşmaya başladıkları doğrultusundadır. Bu tür bir aşımmın, Pleyistosen Bölümde (y. 2,5 milyon-10 bin yıl önce) oluşan buzullaşma sırasında deniz düzeyinin alçalmasıyla başladığı sanılmaktadır. Bununla birlikte, yeryüzeyindeki aşımmın tek başına deniz tabanından aşağıya uzanan derin denizaltı kanyonlarını kazmasının çok güç olacağı anlaşılmıştır. Kanıtlar, denizaltı kanyonlarının oluşumundan sorumlu temel etkenlerin denizle ilgili süreçler olduğunu ve en önemlilerinin, kanyonların baş bölümlerine yakın yerlerdeki pekişmemiş kayaç maddelerinin çökmesiyle harekete geçen bulanık akıntılar tarafından tortulların aşınması ve taşınması olduğunu göstermektedir.
kaynak: Ana Britannica
SİLENTİUM EST AURUM