Arama

İskan Nedir? - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
8 Kasım 2018       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
İSKAN
—ANSİKL. Huk. Türkiye’de iskân, Cumhuriyet'n ilk yıllarından itibaren güncelliğini ve önemini yitirmemiştir. Balkan savaşı sonrası hızlanıp, Kurtuluş savaşı bitimine kadar süregelen, hatta sonrasında da devam eden dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya çok önemli sayılabilecek çapta göç hareketleri gerçekleşmiştir. Bu hareketler sonrasında ülkeye giren ve o tarihte "muhacir" olarak adlandırılan bu kitlelerin yerleştirilmesi sorunları, devleti uzun süre uğraştıran önemli işlerden biri olmuştur.

iskân sorunlarının o tarihlerde ulaştığı boyut ve taşıdığı özel önem nedeniyle devlet, üzerine düşen yükümlülüklerini gerçekleştirmeye yönelik özel bir örgütlenme yoluna gitmiş ve bu doğrultuda uzmanlaşmış birimleri oluşturmuştur. Bu konuda kurulun ilk örgüt. Sağlık ve sosyal yardım bakanltğı’na bağlı, “İskânı aşair ve muhacirin müdüriyeti umumiyesi"dir. Sonra Lozan antlaşması’yla hüküm altına alınan, Yunanistan'la Türkiye arasında karşılıklı nüfus aktarımı gerçekleştirilmiş, bunu sağlayan anlaşma gereği 100 bin kadar ortodoks rum Türkiye'den ayrılmış ve karşılığında 400 bin türk göçmen olarak Türkiye'ye gelmiştir. Aslında iki ülke arasındaki nüfus aktarımı, 1911’de başlayan Balkan savaşı ile oldukça hızlanan, büyük rakamlara ulaşan bir tablo sergilemektedir. Kaynaklara göre, Kurtuluş savaşı'nın bitimini izleyen günlerde, Türkiye’den 800 bini aşkın rum ayrılmış ve 600 bini aşkın türk göçmen gelmiştir.

Göçmen hareketlerinin en önemli sorunları, parçalanmış ailelerin bir araya getirilmesi ile ülkelerde kalan malların tasfiyesidir. Lozan’da yapılan nüfus aktarımı anlaşması, bu sorunların çözümüne ilişkin birtakım düzenlemeleri öngörmüştür. Bu düzenlemelerin gereğini yerine getirmek doğrultusunda atılan ilk adım, Cumhuriyet’in ilanından önce çıkarılan 368 sayılı yasa'yla Mübadele, imar ve iskân bakanlığı kurulmuştur. Yeni bakanlığın görevleri arasında
— Lozan Mübadele anlaşması gereğince göç edecek olanların taşınması, barınması;
— tahrip edilmiş olan yerlerde konutları yanmış, yıkılmış olanların yerleştirilmesi ve refaha kavuşturulması;
— bundan sonra göçmen olarak kabul edilecek olanların yerleştirilmesi;
— göçebe aşiretlerin yerleştirilmesi;
— ülkenin harap olan, yıkılan yerlerinin imarı gibi konular bulunmaktadır.

Yeni kurulan bu bakanlığın ömrü 14 ay sürmüş, bu görev, 1924’te çıkarılan 529 sayılı yasa'yla, içişleri bakanlığı'na bağlı olarak kurulan iskân genel müdürlüğü' ne verilmiştir. Toprak-iskân işleri 1950 yılında Bulgaristan’dan gelmeye başlayan 150 bin göçmenin yerleştirilmesi sorunları da eklenerek, Toprak ve iskân genel müdürlüğü adıyla, 1958 yılında yeni kurulan imar ve iskân bakanlığı’na bağlanmıştır. Daha sonraki yasal düzenlemeler bu sorunla ilgili birimin bağlı olduğu örgütleri sürekli değiştirmiştir. Bu da göstermektedir ki, ülkemiz bu konuda kalıcı ve sağlıklı işleyen bir organizasyonu oluşturmuş bir görüntüden oldukça uzaktadır.

14 haziran 1934'te kabul edilen iskân kanunu (2510 sayılı), iskân edilecekler arasında
— muhacirleri (göçmenler);
— mültecileri (sığınanlar);
— göçebeleri;
— gezgin Çingeneler'i saymıştır.

Bu yasaya göre, Türkiye'de yerleşmek amacıyla dışarıdan gelen ve türk soyundan olanlar muhacir (göçmen) olarak, Türkiye’de yerleşmek amacıyla olmayıp, bir zorunluluk nedeniyle geçici olarak kalmak amacıyla sığınanlar "mülteci" olarak nitelendirilmektedir.

iskân alanlarının belirlenmesi ve iskân edileceklerin saptanması, Bakanlar kurulu tarafından yapılacak program doğrultusunda içişleri ile Sağlık ve sosyal yardım bakanlıklarınca gerçekleştirilir.
Göçmen olarak kabul edileceklerde aranan “türk kültürüne bağlılık” ölçütünün uygulanması ve kimlerin, hangi ülke halkının türk kültürüne bağlı sayılacağı, Bakanlar kurulu’nea saptanır.

iskânda bir aileye, nüfus ve ihtiyacına göre, oturacak ev ya da evlik yer; sanatkârlara ve tüccarlara ayrıca geçim getirecek dükkân ya da mağaza ve yeterli sermaye; çiftçilere de, konutun yanı sıra toprak ve çift hayvanı, alet ve edevatı, tohumluk, ahır ve samanlık ya da samanlık yeri sağlamak sözkonusudur.
Hükümetçe iskân edilenlere borçlu veya borçsuz olarak iskân yoluyla verilen taşınmazlar on yıl süreyle hiçbir suretle satılamaz, bağışlanamaz ve haciz olunamaz.
Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM