münhasır ekonomik bölge
karasularının ölçülmeye başladığı çizgiden başlayarak açık denize doğru en fazla 200 deniz mili kadar uzanan deniz alanındaki canlı ve cansız doğal kaynaklar üzerinde kıyı devletine bazı hakların tanınmasını içeren uluslararası hukuk kavramı.
Münhasır ekonomik bölge ilan eden devlet, bu bölgedeki sularda, deniz yatağında ve deniz yatağı altında bulunan canlı ya da cansız doğal kaynakların aranması, işletilmesi, korunması ve yönetimi konusunda egemen haklar elde eder. Bu haklar sudan, akıntılardan ve rüzgârdan enerji üretme gibi ekonomik'etkinHkleri de kapsar.
Kıyı devletinin ayrıca münhasır ekonomik bölgede yapay adalar, tesisler ve yapılar kurma ve kullanma, denize ilişkin bilimsel araştırmalar yapma, deniz çevresini koruma ve gözetme, gümrük, maliye, sağlık ve göçle ilgili düzenlemeler yapma hakkı vardır. Denize kıyısı olsun ya da olmasın bütün devletler, açık denizlerde olduğu gibi münhasır ekonomik bölgelerde de ulaştırma, uçma, sualtı kablo ve boru döşeme gibi amaçlarla denizden yararlanabilir.
Münhasır ekonomik bölge kavramının uygulanması, resmen kabul edildiği Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı’ndan (1982) çok önceye dayanır. Türkiye, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi için aleyhte oy kullanmış olmakla birlikte, 5 Aralık 1986’da Bakanlar Kurulu kararıyla Karadeniz’de münhasır ekonomik bölge ilan etmiştir. Türkiye ve eski SSCB arasında, Karadeniz’deki münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması sorunu ise, daha önceki kıta sahanlığının sınırlandırılması koşulları göz önünde bulundurularak çözülmüştür.
kaynak: Ana Britannica