Arama

Ok Nedir? - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Aralık 2018       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
OK
—Tarım mak. Bir arabanın, bir tarım aygıtının öntakımına tespit edilmiş olan ve her iki yanına çeki hayvanı koşulan ağaçtan ya da demirden yapılmış uzun parça. || Bir tarım arabasının (römork) önüne tespit edilmiş olan ve ucunda bağlama kancasının takılacağı bir halka bulunan demir parça. (Yarı römorklarda ok yüksekliğini vida ya da hicrrolik kriko ile ayarlamaya yarayan bir destek bulunur.) || Pulluk oku, pullukta gövdeyi (uçdemiri ve kulak), keskiyi, öngövdeciği taşıyan ve koşum başlığı aracılığıyla çekme gücünü pulluğa aktarmaya yarayan uzun ana parça.

—ANSİKL. Antropol. Okun boyu 20 santim ve 2 m (Amerika) arasında değişir. Özellikleri dengesinden kaynaklanır. Ağırlık merkezi genellikle silahın ilk üçte birinde yer alır. Bazı oklarda yönlendirici yoktur (Zenci Afrika); genellikle tüylerden oluşan yönlendirici, okun düz gitmesini sağlar. Küçük hayvanları yaralamadan vurmakta kullanılan okların başı küttür (Sibirya).

—Ed. Divan şiirinde kaza, kader, sevgilinin gamzesi, kirpiği, çevri, cefası, âşıkta uyandırdığı dert, âşığın ahi oka benzetilir: "Dert okların ol kaşı keman canıma attı / Bir gün demedi bunu dahi Tanrı yarattı'' (Hayali). Âşığın oklara hedef olan sinesi de "ok meydanı"dır: "Sinemi benzettiler uşak ok meydanına'' (Hayali). Okla eşanlamlı olarak farsça tır, hadeng, navek, arapça sehm sözcüklerine yer verilir. Okla ilgili yay, kiriş, kubur, sadak, toz. keman, tirkeş, peykân, şast gibi terimler kullanılarak tenasüp sanatı uygulanır.
Ad:  ok2.JPG
Gösterim: 2575
Boyut:  20.4 KB

—Esk. sil. Bir ok iki ucu arasında, baştan Sdnra doğru gez, baş, boğaz, göğüs, göbek, baldır ya da şalvar, ayak ve soya diye adlandırılan bölümlerden meydana gelir Ok ucu ya da temren önceleri çakmaktaşından yapılırdı, daha sonra çakmaktaşının yerini tunç, demir ve çelik uçlar aldı. Demirin çıkmasını önlemek amacıyla ok ucu dişli yapılırdı, Ok gövdesi çam, dişbudak ve gürgen gibi hafif ve sert ağaçlardan yapılır ve bu bölüm atışta dengeyi sağlamak için yay uzunluğunun yarısı kadardır. Gövdenin alt ucunda, oku yay ipine iyice or- turtmayı sağlayan bir kertik bulunur. Gövdenin alt bölümü, kuyruk takımını oluşturan ve okun yörünge üzerinde dengesini sağlayan tüyler ya da kanatçıklarla (yelek) donatılmıştır. OsmanlI ordusunda okun savaş aracı olarak uzun süre kullanıldığı ve askerler arasında tirendazlar (okçu) bulunduğu bilinmektedir. Daha sonra ok bir talim ve yarışma aracı haline geldi. Avrupada da XVII. yy.’da değin kullanıldı.

OsmanlIlarda uzunluk ve kalınlığı farklı üç tür ok vardı: tarzı has denilen okların boğazı ince, göğüs kısmı kalıncaydı ve baldıra doğru gittikçe inceliyordu. Boğaz, göğüs ve baldırı aynı olan oklaraysa kiriş endam deniyordu. Şem endam denilen okların boğazı inceydi, uzunluğunun üçte biri kalınca olan bu oklar ucuna doğru gittikçe inceliyordu. Okların ayrıca hadeng, peşrev ve puta gibi türleri de vardır Arbaletlerle atılan oklara da dönerok vb. adlar verilir.

—Havc. Başlangıçta tüm kanatlar, hücum kenarları hareket eksenine dik ya da yaklaşık olarak dik olacak biçimde yerleştiriliyordu. Daha sonra, özellikle sesyakını hız bölgesine erişildiğinde, bir ok açısının varlığının yerel şok dalgalarının oluşumunu geciktirdiği ve kanadın havanın içine daha kolay girmesini sağladığı saptandı. Geriye doğru ok açılı kanatlar en çok kullanılan kanatlardır.

Ancak Almanlar, ikinci Dünya savaşı'nda ileriye doğru ok açılı (ya da ters ok açılı) kanatları da kullanmışlardır. Bugün bazı amerikan projelerinde de ters ok açılı kanatların kullanılması tasarlanmaktadır. Günümüzde, ok açıları her yarıkanadın düşey bir eksen çevresinde dönmesiyle (değişken ok açısı) ya da kanadın bütününün döndürülmesiyle (eğik kanat) uçuş sırasında değiştirilebilen uçaklar yapılmaktadır.

—Tar. TCırklerde. Ok, türk boyları arasında çok eski çağlardan beri kullanılırdı Oğuz Han destanından bu yana başka destan ve masallarda da oka, ok atıcılığına, yapımcılığına, ünlü okçulara yer verilmesi, Oğuzlar’ın Bozok ve Üçok adı altında iki büyük kola ayrılması, Göktürk devletinin on boy anlamında on oktan oluşması vb. okun, Türkler'de yalnızca bir silah değil, bir simge olarak da kullanıldığını gösterir. Tula, Orhon, Altay dağlarında yapılan kazılarda bulunan ilk türk oklarının temrenleri, kaymaktaşı ya da kemikten yapılmıştır ve üç kanatlıdır. Savaşlarda düşman askerinin moralini bozmak için kullanılan ıslıklı okun Mete'nin buluşu olduğunu çin kaynakları bildirir.

İslamlıktan önce şamanlar, omuzlarında dokuz ok (yebe) taşırlar, böylece bir çeşit kutsallığı simgelerlerdi. Moğollar'da ok başlıca silahlardan biriydi. At üstünde düşman önünden kaçar gibi yaparak geriye dönüp ok atan nökerler usta okçulardan seçilirdi. İslamlıktan sonra kurulan türk devletlerinden Büyük Selçuklular’da ok ve yay. adaletle hükümranlığın bir simgesi olduğundan, Selçuklu sultanları yazdıkları mektupların kâğıtlarına ok ve yay işaretleri koyarlardı. Ayrıca, sultanın oturduğu tahtın yanı başında güçlülük simgesi olarak bir okla sadağı ve yay bulunurdu. Anadolu Selçuklularında, Anadolu beyliklerinde ve Osmanlılar'da, ateşli silahlar yerleşene kadar, ok önemli bir savaş aracı olarak yerini korudu. (OKÇULUK.)

OsmanlI devletinde ok yapımcıları İstanbul, Bursa. Edirne gibi büyük şehirlerde çarşılar oluşturdular. İstanbul’da Beyazıt semtindeki bir çarşı, Okçularbaşı olarak bugün bile adını korumaktadır. Türk ordusunun ok gereksinimini Cebeci ocağı karşılardı. Okları sandıklar içinde savaş alanlarına ulaştıran cebeciler, bunları orata ok yapımcılarının çatal, üç kanatlı, delikli, dilimli, yassı adıyla ürettikleri çeşitli oklar, çok ünlü tatar (Kırım) oklarını bile geride bıraktı. XVI. yy.'ın ikinci yarısından sonra ateşli silahların, özellikleri tüfeklerin gelişimi üzerine ok, yalnızca avlanmakta ve spor yapmakta kullanıldı.

—Tek. res. Oklar, bir yandan görünüş ve kesitlere hangi yönden bakıldığını göstermeye, bir yandan da kot çizgileri üzerinde aradoğrularla tatlandırmaya ilişkin eksen çizgilerini belirtmeye yarar.
Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM