dava
isim, hukuk (da:va Arapça dava)
1 . Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma.
2 . Sav:
"Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir."- H. C. Yalçın.
3 . mecaz Sorun:
"O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz."- Y. K. Beyatlı.
4 . mecaz Ülkü:
"Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı."- T. Buğra.
dava arkadaşı
isim
- Aynı ülküyü benimseyenlerden her biri.
dava vekili
isim, hukuk
- Avukat sayısı beşten az olan yerlerde avukat yetkisini taşıyan meslek adamı:
"Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir."- R. N. Güntekin.
dava adamı
isim
- Bir ülkü uğrunda sürekli çalışan kimse.