Arama


Kılıç Bey - avatarı
Kılıç Bey
Kayıtlı Üye
24 Ocak 2021       Mesaj #2
Kılıç Bey - avatarı
Kayıtlı Üye
KARAGÖZ İLE HACİVAT: AYAKLI KÜTÜPHANE Msn Happy
Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır.
Karagöz: "Hacivat, evi taşımışsın? "
Hacivat: " Doğru taşıdım. "
Karagöz: " Nereye taşıdın? "
Hacivat: " Şu kilisenin beş ev yukarısına. "
Karagöz: " Kilis'e mi taşındın? "
Hacivat: " Kilis demedim Karagözüm. Kilise dedim. "
Karagöz: " Kilis'e taşındığına göre Konya'yı görmüşsündür. "
Hacivat: " Konya da nereden çıktı? "
Karagöz: " Kilis'e giderken kervan Konya'dan geçer. "
Hacivat: " Ne Konya'sı, ne kervanı? "
Karagöz: " Mervan dayım Konya'da otururdu. Çocukken gitmiştik. "
Hacivat: " Dayının adı Mervan mıydı? "
Karagöz: " Van daha ileride Acem sınırında. "
Hacivat: " Eee? "
Karagöz: " Orada bir göl varmış. Deniz kadar büyükmüş. "
Hacivat: " Göl deniz kadar büyük olur mu? Deniz gölden büyüktür. "
Karagöz: " Marmara Denizi, Ege Denizi. "
Hacivat: " .... "
Karagöz: " Karadeniz, Akdeniz. "
Hacivat: " Bunları niye sayıyorsun? "
Karagöz: " Saymayı bilirim, bir, iki, üç. "
Hacivat: " Sonra. "
Karagöz: " Üç, iki, bir. "
Hacivat: " Sonrası yok mu? Sen kaça kadar okudun? "
Karagöz: " Üçe kadar. Matematikte birinciydim. "
Hacivat: " Belli, sondan birinci. "
Karagöz: " Okumam da iyidir. "
Hacivat: " Şu dükkanın levhasını oku bakalım. "
Karagöz: " Kem küm. "
Hacivat: " Sonra. "
Karagöz: " Ham hum. "
Hacivat: " Senin neden üçe gidemediğin belli. "
Karagöz: " Üçe gidecektim ama evden göndermediler. "
Hacivat: " Neden? "
Karagöz: " Çok şey öğrenmiştim, beynim dolmuştu. "
Hacivat: " Yapma ya? "
Karagöz: " Bana ayaklı kütüphane diyorlardı. "
Hacivat: " Ayaklı kütüphane ha? "
Karagöz: " Sen de bir şey bilmiyorsun Hacivat? Sen kaça kadar okudun? "
Hacivat: " Beşi bitirdim. "
Karagöz: " Beşi mi? Ben senden çok okumuşum. "
Hacivat: " Vay vay! Üç mü büyük, beş mi? "
Karagöz: " Sen de amma cahilsin be Hacivat. Tabi ki üç büyük. "

----------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: KOCA KAFALI BİR KELEŞ
Hacivat: " Gökyüzünde yıldız var, ay var. "
Karagöz: " Yeryüzünde baldızımın yaptığı çay var. "
Hacivat: " Gökyüzünde bulut var, güneş var. "
Karagöz: " Yeryüzünde unutma keleş var. "
Hacivat: " Karagözüm, keleş mi var? "
Karagöz: " Var tabi, koca kafalı bir keleş var. "
Hacivat: " Acaba kim bu keleş? "
Karagöz: " Kim olacak tabi ki sen. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, kafan benimkinden büyüktür. "
Karagöz: " Çaresiz kaldığın için, şu attığın çığlıktır. "
Hacivat: " Senin denizin bitmiş, çırpındığın sığlıktır. "
Karagöz: " Sığır sana derler, benden fışkıran sağlıktır. "
Hacivat: " Sığır bana mı derler? Ben sığır falan değilim. "
Karagöz: " Sağır değilsin ama sığır olduğun muhakkak. "
Bana nasıl sığır dersin diyen Hacivat, Karagöz'ün yüzüne sert bir tokat vurur. Karagöz yere yuvarlanır, ayağa kalkar. Sol eli sol yanağının üstündedir.
Karagöz: " Aman Hacivat, bana vurdun. "
Hacivat: " Sen de dayak istedin durdun. "
Karagöz: " Zalim Hacivat, bana vurma. "
Hacivat: " Senin uçarken gördüğün telli turna. "
Karagöz: " Hamama gittim, yoktu boş kurna. "
Hacivat: " Ben seni bilirim, çalar durursun zurna. "
Karagöz: " De git Hacivat, alırım seni ayağımın altına. "
Hacivat: " O biraz zor, bugün üzüm şerbeti içtim. "
Karagöz: " Tarlada buğday, başak mı biçtin? "
Hacivat: " Karagözüm, bugün çok saçmaladın. "
Karagöz: " Hacivatım, seçmeyi bilemedin. "
Hacivat: " Yanlışta olan ben değilim, sensin Karagözüm. "
Karagöz: " Tepeni delerim, budur son sözüm. "
Hacivat: " Karagözüm, barış yapalım, sun bana bir salkım üzüm. "
Karagöz: " İki karış uzakta dur, bir bardak zıkkım çözüm. "
Hacivat: " Nasıl olur, bir bardak zıkkım çözüm? "
Karagöz: " İç zıkkımın kökünü, titrerken gör çözümü. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, zıkkım zehir olmasın? "
Karagöz: " Zehir, tehir olmasın, bardağa dolsun. "
Hacivat: " Dur Karagözüm, zehir bardağa dolmasın. "
Karagöz: " O zaman Hacivat sessiz kalsın. "
Hacivat: " Ağzıma fermuarı çektim, işte bak sustum. "

---------------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: GÜBRE
Hacivat Karagöz'ün evinin önünden geçerken, Karagöz pencereden Hacivat'ın üstüne atlar, boğuşmaya başlarlar. Yoldan geçen adamlar ikiliyi ayırırlar, bunlar sakinleşince adamlar gider. Yalnız kalınca Hacivat sorar: " Aman Karagözüm, bana neden saldırdın? Ben sana ne yaptım? "
Karagöz: " Şuna bak, bir de ne yaptım diye soruyor. "
Hacivat: " Söyle canım efendim, bir suçum varsa bileyim. "
Karagöz: " Cenabettin Bey yalıya bahçıvan arıyormuş. Zoti'yi göndermişsin. "
Hacivat: " Doğrudur. Zoti iyi bahçıvandır "
Karagöz: " Ben kötü bahçıvan mıyım? "
Hacivat: " Hayır, kötü bahçıvan değilsin. "
Karagöz: " O zaman beni gönderseydin. "
Hacivat: " Geçen defa seni gönderdiydim. Bahçedeki güllerin altına insan gübresi dökmüşsün. O kadar gül soldu. "
Karagöz: " Eee Cenabettin Bey geldi, Karagöz gülleri gübrele dedi. "
Hacivat: " Ama olmaz ki, insan gübresi dökülmez ki. "
Karagöz: " Ne gübresi dökülür? "
Hacivat: " Hayvan gübresi dökülür. "
Karagöz: " Kedi, köpek gübresi. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Kuş, fare gübresi. "
Hacivat: " Olmaz Karagözüm, olmaz. "
Karagöz: " Bunlar hayvan değil mi? "
Hacivat: " Hayvan ama gübreleri bahçede kullanılmaz. "
Karagöz: " Kullanılırsa ne olur? "
Hacivat: " Topraktaki bitkiyi öldürür. Tarla, bahçe bozulur. "
Karagöz: " .... "
Hacivat: " Bir de Cenabettin Bey'i sokakta kovalamışsın. "
Karagöz: " Kovalarım tabi. Bana kızdı, bağırdı. "
Hacivat: " Kızar, bağırır. Yalının bahçesini tümden bitirdin. Bahçeyi temizletti, yeniden gül ektiriyor. "
Karagöz: " Keşke ben ekseydim gülleri. "
Hacivat: " Artık sana orası yasak. "
Karagöz: " Gülleri eksinler de sonra ben bakımını yaparım. "
Hacivat: " Karagözüm, söyle bakalım ne gübresi kullanırsın? "
Karagöz: " Sen söyle. "
Hacivat: " Ahır hayvanlarının gübresi. Say bakalım. "
Karagöz: " İnek, öküz gübresi. "
Hacivat: " Başka. "
Karagöz: " Boğa, tosun gübresi. "
Hacivat: " Başka. "
Karagöz: " At, eşek gübresi. "
Hacivat: " Başka, başka. "
Karagöz: " Koyun, keçi gübresi. "
Hacivat: " Değil mi ya? İşte bunları kullanmalısın? "
Karagöz: " Bak hepsini bildim. Zoti'yi kov, beni işe al. "
Hacivat: " Zoti'yi kovmam ama seni işe alırım. Yeni bir iş. "
Karagöz: " Yeni bir iş mi? Ne işi bu? "
Hacivat: " Yük taşıyacaksın. Sandık sandık domates. "
Karagöz: " Gündelik ne kadar? "
Hacivat: " Gündelikler hep aynı. Bu işin bir de ayrıcalığı var."
Karagöz: " Ayrıcalık mı? Neymiş o çabuk söyle. "
Hacivat: " İstediğin kadar domates yiyebilirsin. "
Karagöz: " İstediğim kadar mı? Desene yaşadım. Midem bayram edecek. "


Yazan: Serdar Yıldırım