Bir ayrılıkta kaldı gözlerimizin rengi
Aklımda o akşam
Gece soluğunda koyu bir renk…
Ve kızıldan öncesi saçlarının, nasıl güzel olduğunu
Kızıl değilken -hatırlıyorum- Şubat tonlarında…
Her ayın bir hatrı kalmış
Tat mı koku mu aşk mı? Kalmış işte her ne kaldıysa hep aklımda…
Mesela bir kış gecesi, bir parkta hatırlarım ellinin sıcağını
Ve temmuz rengi saçlarının, kızıldan öncesini…
Tütün tatlısı dudakların mesela,
Dudakların, belki Mayıs rengi
İlk öpüş gibi mahcup kırmızı…
Ankara da
Sensiz-bensiz her bir dakika
Yalınayak olsam
Ayazında dokunacağım toprağına
Etim yapışıp kalsın buzuna; kök salacakmışım… hiç ayrılmayacakmışız…
Gece soluğunda bir hasret ki… çekmek boynumun borcu
Ahh…
Bu benim sevdam; kızıldan öncesini hatırlamak saçlarının...
Hâlbuki Ankara Bakışlım,
Hatırlamaz kimse o serin/koyu kestane renklerini, güzelim saçlarının…
Bilmez kimse aslını bizim gibi
Hangi ayın kaç rengi olduğunu,
Hangi ay, yaramaz bir çocuktu,
Hangisi bizim değil…
Hem, kim nerden bilsin!
Ayrılık yollarında her bahar /sen ve ben…
Niye ağlayıp, niye güldüğümüzü…
ERKAN GÜÇAVLI