Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #46

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Aralık 2006       Mesaj #46
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
gülümse,aşka..

o da üşüyordur senin gibi..
bir ağustos gecesinde zangır zangır..
kilitlenmiştir çenesi.
bir şey söyleyecektir..
seni görse..
duyacağını bilse..
bişey..
kalbinin Yedinci odasında yıllardır sakladığı..
bir umut cümlesi..
yıllardır o sözle tutunmuş,
onunla avutmuş,
aşk aşk diye durmadan çarpıp duran..
durmadan onu sarsan kalbini..
görsen nasıl içlidir..
nasıl sevgiliye dairdir sözleri..
bazı zamanlar küçük bir çocuğa,
yavru bir balığa anlatır sensizliğin içine saldığı sisleri..
ama neden o sisler hiç dağılmaz.
ve neden o çocuklar uyku nedir bilmezler hiç..
buğulanmış gözlerin ardından baktığı o çelişkiler yumağı hayat
senin adını andığı anlarda
nasıl ansızın berrak ve ümit ışıklarıyla dolu görkemli bir hayata dönüşüverir..
söyle nasıl..
seni düşlerinde gördüğü bazı gecelerden sonra
susmuş bir rahip gibi,
sessizce okuduğu dualardan başka hiç bi söz duyulmamış bi derviş gibi.
açlık grevinde müebbete mahkum
susmaya yemin etmiş bi komunist gibi..
-günlerce sus-pus..günlerce sessiz dolaşıp durmuştur..yeryüzünde.
sensizliğin derin yokluğunda boğulmak bu olsa gerektir....
boğulmak..
binaların..insanların..kamyonların
üstüne üstüne geldiğini hissetmek..
o nun olmadığı bi dünyada yaşamın anlaşılabilir bi nedeninin kalmadığını..
aldığın her oksijen zerresinin ciğerlerine bir iğne olup saplandığını..
ve saplanan her iğneyle beraber dilinden dökülen tüm feryatların adınla başladığını..
ve adınla bittiğini yaşamaktır,boğulmak..
biliyor musun..
ciğerlerim böyle milyonlarca iğneciklerle dolu BENİM..
ve her nefes alışımda daha derinime gömüldüklerini hissetmekteyim; sensiz bir dünya düşündüğüm anlarda..
hani demişsin ya..
o özlediğim seslerin sessizliiği.
o suskun zamanlarım..
gelir mi diyorsun..
bu ihtimaldir bizi aşkın o gotik gölgelerinde
umutlu bekleyişlere muntazır kılan..
bu ihtimal..
bizi her gün eritip tüketen
bu azalmak bilmez sancıyla yaşamaya alışkın kılan..
yoksa ne kalır ki geriye
pörsümüş düşlerden,
ne beklediğini bilmeden bekleyen kör bekleyişlerden,
sarı izmiritlerden başka..
ne kalır..
oysa uzaklara gitmeyi isterdim ben,seninle..
herkesin varılmaz sandığı o eşsiz doruklara..
zamanın olmadığı..
çığlıkların sustuğu
kuşların hiç ölmediği yurtlara...
böyle bi yurt var mı diye sorma bana..
bunun cevabını biliyorsun sen de..
şimdi çevir gözlerini ve bak içine..
henüz açmış bir papatya
bulacaksın; içindeki o güzel bahçede..
tebessüm et şimdi; aşka
ve ilk kez gülümsüyormuş gibi gülümse...