Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #47

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Aralık 2006       Mesaj #47
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÖLÜ BİR DOSTA MEKTUPLAR

Bedevi çöllerinde sarkaç ağır.
Koşarak vardığımız mavinin ayakuçlarımıza uzanışı bir umut.
Uzun pencereden göğe varamayan kırlangıç silueti
Bir sokağı boydan boya kesen çocuk gülüşlerimiz

Kapıyı iştahla açan eski bakır kapların köfte kokusu yok artık.

Kan
Her rengin üstüne kapanan Venedik rahlesi
Geceye açık uçurtmaların kesik ipuçları
Şakağıma dayanan silah bile naylon
Sokakları beyaz kireçle boyadılar şairler uyuyordu.

Ölürken yüzünde geniş bir tebessüm varmış.
Ne çok aradım o gülüşü yaşayanların ellerinde.

Şöyleydi sanıyorum:
Senlebenkırgınama umutluyarındanbirgüngelecekmavitulumuylahürriyetdiyerek
Sonraölümdahagerçeksatılmışdünyadanvesengülerekgittinben niyekaldımdiyerek

Nasıl Olmalıydı?
Geçzorugeçgüldürmebenihemkendimehemkendimesarıgülkokusufarklıdeğilkaragülde nrenkleavutmakendiniyarıngelmeyecek

Yarım kaldı üstteki satır hep sürmesini isteyerek

Eski mektuplarımızı çıkardım sandıktan eski şiirlerini
Ağlamak bazen engellenemiyor anladım.
Gözyaşının cinsiyeti olmadığını neden öğretmezler erkek çocuklara.
Bunu bilseydin çakmak gözlerini her yakışında
Yumruklarını bir aziz gibi vurup göğsüne, kaskatı olmazdın.
Hiç ağlayamadın sen hiç.

Dostum, hiçbir cenaze ya da düğün fotoğrafını çekmiyor yüreğim
Sokaklarda “eski kırık bardaklar” yine
Kasımpaşa meyhaneleri tersane işçilerine kapalı

Geceden bile mor menekşe

Galata’dan çıktım yokuş yukarı
Cenevizliler uluyordu kapı önüne yığılmış eski poturlara karşı
Naylon da tükendi biliyorum: İnancın yerine ne koyacaklar?
İstanbul ölüm gibi soğuk

Sıcaklığını nasıl özledim.