Arama

Köşe Yazısı ve Makaleler - Tek Mesaj #181

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ocak 2007       Mesaj #181
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Benim vesikalıklarım

Vesikalık hepimizin derdi. Üstelik durup dururken “hadi gideyim de şöyle ağız tadıyla vesikalık çektireyim...” diyen kimseye rastlamadım. Genellikle yumurta kapıya gelince, panik içinde yaptığımız bir faaliyet.

Bu yüzden çoğunda bir “bitse de gitsek” ifadesi oluyor vesikalık fotoğrafların. Hele bir de gülümsemeye kalkmışsak daha da acıklı hale geliyor iş; ürkek bakışlarımız, dudaklarımızdaki sahte gülüşü ele veriyor.

***
Bu konuda üç parçadan oluşan bir “best of” listesine sahibim. Hepsi de birbirinden değerli çalışmalar.

İlk sırada, askerlik işlemleri için Fındıklı civarındaki bir fotoğrafçıda çektirdiğim vesikalık var. Amerika’nın yerel gazetelerinden birinde “gözlüklü seri katil” haberinin yanında rahatlıkla yayınlanabilir. Hani komşuların sonradan “çok sessiz, içe kapalı bir insandı. Otuz dört kişiyi nasıl doğramış, hayret...” dedikleri türden, cana yakın bir vatandaşa benziyorum orada.

***
İkinci sıradakini, nüfus kâğıdımı yenilemek amacıyla çektirmişim. Levent Çarşı’da fotoğrafçı ararken yağmur bastırmış, sucuk gibi ıslanmış bir halde geçmişim objektifin karşısına. Saçımdan damlayan sular, kafa kâğıdıma dikkatle bakınca bugün bile görülebiliyor. Üstelik o kadar zavallı, öyle masum bir gülümseyişim var ki, görseniz içiniz parçalanır.

***
Galerimizdeki üç numaralı eser, benim “Hırvat damat” diye adlandırdığım çalışma.

Üniversite yıllarımda, Bahariye’de “fotocu” dükkânı olan yaşlı bir amcayla ortak projemiz. Her baktığımda, evlenmek üzere olan, taşralı bir Hırvat genci geliyor nedense aklıma. İşlemleri halletmek ve kayınvalideye lokum almak için şehre gitmiş, bu arada babadan kalma ceketle uğramış fotoğrafçıya... Ön tarafı yatmayan kumral saçlar, bir çift kırmızı yanak ve çıkık elmacık kemiklerinden oluşan kompozisyonu, damadın yüzündeki şaşkın tebessüm tamamlıyor.

***
Beni gerçekten hüzünlendirmeyi başaran tek vesikalığım, ortaokuldan kalma yatılı öğrenci kartımın üzerindeki siyah-beyaz fotoğraftır da... Onu sözcüklerle anlatmama maalesef imkân yok. İsterseniz bir ara web siteme uğrayıp görebilirsiniz. Ağlamak yok ama.