EBRU
Ebru, kâğıt üzerine, özel yöntemlerle yapılan geleneksel bir süsleme sanatıdır. Ebru sözcüğüne köken olarak, bulut anlamına gelen Farsça “ebr” sözcüğü gösterilmektedir. Bu sözcükten türetilen ve “bulut gibi” ya da “bulutumsu” anlamına gelen “ebri” sözcüğü Türkçe'de değişerek “ebru” biçimini almıştır. Gerçekten de ebru bulut izlenimi uyandıran bir görünümdedir. Ebru sözcüğü bir başka görüşe göre “yüz suyu” anlamına gelen Farsça “âb-rûy” tamlamasından gelmektedir.
Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu kesindir. Bazı İran kaynaklarında ilk kez Hindistan'da ortaya çıktığı yazılıdır. Hindistan'dan İran'a, oradan da Osmanlılar'a geçmiştir. Gene bazı kaynaklara göre de ebru Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılar'a geçmiştir. Batıda ebru “Türk Kâğıdı” diye adlandırılır.
Ebrunun Yapılması
Ebrunun yapılışı oldukça zevkli ve sabır isteyen bir iştir. Önce uygun bir kâğıt seçmek gerekir. Çünkü her kâğıda ebru yapılmaz. Kâğıt, boyayı iyice emecek nitelikte ve dayanıklı olmalıdır. Eskiden hattatlar (güzel yazı ustaları) yazı yazmak için yüzeyine “ahar” denen özel karışımlı (nişasta ve yumurta akı) bir sıvı sürülen ve bu yüzden “aharlı” denilen kâğıt türünü yeğlerlerdi. Ebrucular ise bu tür kâğıtlar boyayı iyi emmediği için “aharsız” da denen ham kâğıt kullanırlardı.
Ebru yapmak için genellikle dikdörtgen biçiminde, büyükçe ve yayvan bir tekne gerekir. Geven denilen otun gövdesinden elde edilen ve beyaz renkli bir tür zamk olan kitre, belli bir oranda, suyla bir kabın içinde karıştırılır. Kitre yerine salep, keten tohumu, ayva çekirdeği, gazyağı gibi birçok değişik madde de kullanılmaktadır. Kitre ile yapılan bu karışım 12 saat kadar bekletilir ve zaman zaman karıştırılır. Kitre bu süre sonunda erir ve karışım boza kıvamını alır.
Daha sonra küçük fincanlarda ebru için boya hazırlanır. Bu amaçla kullanılacak boya çok ince toz haline getirilmeli ve suda eriyip dağılmayan bitkisel ve kimyasal boyalardan olmamalıdır. Fincanda su ile iyice karıştırılarak sıvılaştırılan boyalara ayrıca iki kahve kaşığı taze sığır ödü katılır. Bu işlemin amacı iyice ezilmiş boyanın dibe çökmeden yüzeyde kalmasını sağlamaktır. Bu biçimde hazırlanan değişik renkteki boyalar özel tekneye boşaltılmış olan boza kıvamındaki sıvının yüzüne serpilir. Yüzeyde birikintiler halinde kalan bu boyalar daha sonra tahta bir çubukla karıştırıldığında ya da yayıldığında şaşırtıcı ve ilginç desenler ortaya çıkar. Ayrıca hazırlayanın isteğine göre belli desenler de elde edilebilir. Bu desenlerin üzerine yatırılan özel kâğıt, 5-10 saniye sonra, iki ucundan tutularak kaydırmadan ve oynatmadan, kitap sayfası açar gibi bir yana doğru kaldırılır. Kâğıt, boyalı tarafı üste gelmek üzere uygun bir yere serilerek kurutulur. Böylece ortaya binlerce ayrıntı ve renk taşıyan desenler çıkar. Eğer, bu desenlerin arasına bir yazı ya da herhangi bir çiçek motifi yerleştirilmek istenirse, başka bir yöntem uygulanır. Yazı ya da motif, bir kâğıda yazılır ya da çizilir. Keskin bir araçla kenarları kesilip kalıp çıkartılır ve ebru kâğıdına zayıf bir yapıştırıcı ile yapıştırılır. Kâğıdın, yapıştırılan desenin bulunduğu yüzeyi yukarıda anlatıldığı gibi teknenin içine yatırılır. Elde edilen ebru kuruduktan sonra, hafifçe yapıştırılmış olan bölüm sökülünce yazı ya da motiflerin yerleri boş kalır. Bu yöntem hattat ve ebru ustası Necmeddin Okyay (1883-1976) tarafından bulunduğu için bu yöntemle yapılan ebrulara “Necmettin Ebrusu” denir. Ebrunun “battal ebru”, “taraklı ebru”, “çiçekli ebru” gibi daha birçok türü vardır.
Ebru ciltçilikte ve hattatlıkta çok kullanılırdı. Bazen elde edilen ilginç ve güzel desenler bir tablo görünümünde olduğu için bu amaçla da kullanıldığı oldu. Türkler'den Hatip Mehmed Efendi (18.yüzyıl), Şeyh Sadık Efendi (19.yüzyıl), Bekir Efendi (20.yüzyıl başları) gibi çok usta ebru sanatçıları yetişmiştir. Bu sanatın Necmeddin Okyay'dan sonra yetişen son ustaları arasında Mustafa Düzgünman (doğumu 1920) ve Niyazi Sayın (doğumu 1927) özellikle anılabilir.
Ebru Çeşitleri
Yazılı Akkase
Genellikle arap zamkı ile yazılan yazılar daha sonra ebrulandığında yazı olan kısım kağıt renginde kalmasından veya bunun tersi; yani harflerin içi boş, geri kalan kısım arap zamkı ile kapatılarak elde edilen ebru türüdür. Arap zamkı (şeffaf mürekkep) ile yazı yazmak oldukça maharet isteyen bir iştir. Ustalık isteyen bu tür ebrular, kolleksiyoncular tarafından tercih edilir.
Yazılar genellikle daha önce ebrulanmış kağıda arap zamkı ile yazılır ve kağıt tekrar ebrulandığında yazı olan kısım ilk ebrunun renginde kalır.
Zemin Ebrular
Ebrunun, 15. yüzyıldan beri bilinen tarihi içinde hep yapılarak günümüze gelmiş desen türlerine verilen genel isimdir. Yapım teknikleri ve görüntüleri birbirlerine benzerlik gösterir. Battal, gelgit, taraklı, bülbül yuvası, neftli, hafif gibi adlarla anılırlar. Ebru'nun bir sanat olarak kabul görülmesinin özü, bu zeminlerin kendilerinden kaynaklanır.
- Battal Ebru - Somaki Ebru
- Taraklı Ebru
- Çift Baskı Ebru
- Neftli Ebru
- Bülbül Yuvası Ebru
- Gelgit Ebru
- Hafif Ebru
Çiçekli Ebrular
Merhum üstâd Necmeddin Okyay'ın geliştirdiği ve kendi adı ile anılan ebru türüdür. Bu tür ebrular ebru sanatının plastik sanatlar içinde yer almasında önemli bir yer tutar.
Ebrunun bilinen tarihi içinde yetişmiş ustalar tarafından sıkça kullanılan çiçek çeşitlerinden başlıcaları Lâle, Karanfil, Sümbül ve Papatya çiçekleridir.
Çiçekli Ebru Türk Ebru sanatının en geleneksel türlerinden biridir. Sanatçının seçtiği bir zemin üzerine hazırlanan değişik çiçek desenleri huzur ve zerafeti bir çerçevede birleştirir.
Barut Ebrular
Hikmet Barutcugil'in dünya çapında tanınan ebru tarzına verilen isimdir. Görüntüler tamamen tabii olup, boyarmaddeler içindeki yüzey gerilimlerinden elde edilir. Bu oluşum tabiatta var olan yeryüzü katmanlarını, bazı mikroskobik görüntüleri hatta diğer gezegenlerin görüntülerini andırır. Değişik boya türleri ve malzemeler kullanan Barutcugil, alışılmış boyutların dışında da çalışarak geleneklerin sınırlarını aşıp Ebru'ya yeni bir boyut kazandırmıştır.
Simetri Ebrular
Barut ebru kesitlerinin digital ortamda simetrilendirilmesi ile meydana gelen görüntülerdir. Bu görüntüler tabiatta var olan yeryüzü katmanları, bazı mikroskobik görüntüleri, hatta uzaydan gelen diğer gezegen fotoğraflarını andırır. Siyah Beyaz Ebrular
Ebru, genellikle çok renklidir. Türkçemizde, Ebrulî sözcüğü rengârenk anlamında kullanılan bir kelimedir. Ama bu sayfadaki eserler renkli ebruların siyah - beyaz baskıları değildir. Sadece bir tek renk, siyah boya (is) kullanılarak yapılan ebrular, beyaz kağıtlara alınarak oluşturulmuştur. Işınların görünür hali olan beyaz, kendini oluşturan tüm renklerin birleştiği bir renk; siyah ise yansıtılmış ışınların görünmeyen rengidir. Bu ebrular, sadece siyah boya kullanılarak, çokluktan kurtulup tekliğe ulaşmak; ilahi güzelliğe giden yolculuğu ebru sanatı ile hatırlatmak amacıyla hazırlanmıştır.
Minyatür ve Kaatı
Bu eserlerde kıyafetler, orijinal ebru kağıtları üzerine itina ile kesilerek kolaj tekniği ile yapıştırılır. Daha sonra başka bir minyatür ustası hassas bir işçilikle yüz, el ve zemindeki görüntüleri yapar. Tekrarı mümkün olmayan, her yönü ile 'tek' olan eserler ortaya çıkar. 17.yüzyılda Hindistan'da yapıldığı bilinen ve Christopher Waimann'ın güncelleştirdiği bir yöntemin uygulamasıdır.