Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Tek Mesaj #774

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ocak 2007       Mesaj #774
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sert rüzgar


Üzerimden geçen sert rüzgarsın,
Yağan yamurun ardına bakan
sert bir ıslaklıksın,
Yok gülüm açmıyor güneş.

Yağan yamurun altında
sırıl sıklam olmuş ıslanırım
bakan gözlerin ardında,
bir kere gel özledim


Yanar yüreğim erircesine,
Gurbette kaldın bitircesine ,
Anıyorum senin kızgın vicdanı,
Yolsun esen rüzgarın sertliginde.
YaZaN:....

Kuru Dalda Çiçekler…


Uyuturum seni her ana gibi koynumda
Savurur zaman saçlarımı
Sıvazla beyazıyla.
Bilme ardında değilim “kaç günüm var daha? ”
Bir gün uyanır sarsarsın usumu çocuksu sorularla

“Kim taşlıyor bu kadınları meydanda? ”

“Çamurda ekmek kapışanlar kim? ”

“Kim patlatmış o kadının karnındaki balonu? ”

“Kırmızıya boyayan kim kundaktaki çocuğu? ”
...

Konuşamam… susarım
Anlatamam… susarım
İnsan aşkına susarım!
Allah aşkına susarım!

Sonuna varırım bir gün susmanın…

“Kopartıp imanın kollarını
daha da çoğalttığımız yaratıklar! ”
derim belki usulca…

Anlamaz
dinlersin bir şarkı gibi yabancı…

Aktarırım sloganları;
“Ergenekon! ” derim
“Fatih Sultan! ” derim
“Atam! ” derim
Buğulanır gözlerim
“Çanakkale! ” diye eklerim…

Çevirip başını
“Ya sen? ” dersin
Dillendirip tüm soruları
Yer yarılsa içine girerim.

Sorarsın sonra
“Bu kurumuş ağaçta niye sallanır çiçekler? ”
……

Bir buzul kadar donarım
Süner kollarım
Birer yumru olur gözlerim boğazımda
Yutkundukça düşer ayaklarıma…

O an doğurgan çığlıklar sarar gökleri
Korkuyla büyür gözbebeklerin
Dayanamam
Patlar, saçılırım konfeti gibi…

“Urganlara çengeldeki et gibi asılan
umutları boğulan
kalemleri kırılan
günün kızgın alnında
ince bir gülüş tutunmuş suratlarıyla
serin şelale kuytusunu düşleyen bu çiçekler
gözü toprak sulayan anaların koynundan koparılan
sen gibi fidan! ”
diye patlarım…

Durur, bir neden, bir yol sorarsın
Usundan her dem on yol geçen
Durak bilmez anana.
Bir durak sorarsın…

Boğulurum bu defa yanıtlar ortasında…

“Yorgunum” derim
Sen susmaz konuşursun çocuk aklınla
“Bir andan daha mı fazla yaşamın yorgunluğu? ”

Olgun bir meyvanın tadını doldurursun damaklarıma
Uçurtmalara takarsın göğsümü
Sudan nedenlerle büyüttüğüm acılardan
Mutluluğu çıkarıp uzatırsın bana
Umutlu bir türkü olurum
Sığmam ufuklarıma…

“Dur’u var oğul” derim
“kan kusan bu çılgınlığın!
Usumuzu parçalayan kurnazlığın
Cahilliğin sonu var!
Bu zulmün bir sonu var, savaşların, düşmanlığın
Bu kuru dallar
Senin gibi çiçekler açtıkça! ”

Yazan : FİLİZ BEDÜK
Son düzenleyen Blue Blood; 26 Ocak 2007 01:10 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi