Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #118

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ocak 2007       Mesaj #118
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Râm

Bendim dedi dilimdeki yara,RuhU eski bir kanla kirLenmiş kenDi soyuNun Kabil'i...


Nicedir pencere pervazlarından uzak durmaya çalışıyorum hele ki kaldırımları gören pervazlardan daha bir uzak duruyorum.Mihmandarım rüzgardan öğrenmiştim,kaldırımların ölmek için değil, mekanik bir ölümden sakınan yürüngeçlerin ömürlerini biraz daha uzatmak için sığındıkları bir yol kamburu olduğunu.

Nerdedir bilmiyorum ama trenlerin içinden geçerken yavaşlamadığı bir kasaba düşlüyorum bir kaç gündür. Belki diyorum hani oraya yerleşsem şu balkondaki asmada migren ağrılarından kurtulur bende köklerini gıdıklasın diye toprağına solucan taşımaktan kurtulurum. Görsen nasıl bir müstevli az biraz kendimi uyandığım yerde bulmasam hemen cumhuriyetini ilan edecek balkonda hele bu ay verdiği salkıma baksan sanırsın ki bir kökü taa munzurda...

Hani diyorum belki oraya yerleşsem gözlerindeki o münasebetsiz çocuğun uzağı gösteren işaret parmağı biraz daha kısalacak sanki.Ama biliyorum işte parmaklarını beyaz bir tavşana benzettiğim vakitler anlamıştım alnına bir serüven yazıldığını.

Belki yine bozulur tren ve ben bağdan topladığı üzümleri, çukurovaya çalışmaya giden Kürt işçilere ikram eden o cılız çocuk olurum yine...Sonra yol alır tren son vagonun penceresindeki o ilk günahım bir çift kara göz yıllar sonra çıkar bulur beni, içinde okyanus öpmemiş teknelerle dolu vebalı bir denizin öykülerini anlatır, yeni bir kıta olurum...

"yakınıyorum
uzak ülkeleri çünkü
gözlerinden biliyorum
gideceğin yerleri"

Bildim, Elçinin, Ebu Turab'a verdiği sırrın bir kamışta gizli olduğunu ve üflemesini bilenin değil susmasını bilenin bu sırrı duyacağını...Taşların susmayı bilen sabrıyla emzirdim dilimi, sustum sustum da kar etmedi. Asma kurudu, artık kaldırımlar da bir iltihap gibi duruyor yollarda
senden sonra
senden sonra...