Arama


virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
28 Ocak 2007       Mesaj #2
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi

NÜFUS

Ad:  brezilya2 (2).JPG
Gösterim: 1522
Boyut:  41.8 KB

Brezilya, Güney Amerika’nın en kalabalık ülkesidir. Nüfusu Meksika, Arjantin ve Kolombiya’nın toplam nüfusuna eşit, bütün Güney Amerika nüfusunun yarısı kadardır. Etnik kökenleri farklı topluluklardan oluşan Brezilya nüfusu zamanla ortak bir dili ve dini paylaşan türdeş bir toplum niteliği kazanmıştır. Çoğunlukla Tupi-Guarani grubundan olan Yerli nüfus, Portekiz sömürge yönetimi süresince büyük ölçüde azalarak günümüzde birkaç yüz bine inmiştir. Ülkedeki Siyah nüfus, Portekizli sömürgecilerin 16. yüzyıldan sonra Afrika’dan getirdiği kölelerin torunlarıdır. Beyaz nüfusun büyük bölümü Portekizli göçmenlerin soyundan gelir. Sömürge dönemi boyunca Brezilya’ya yalnızca Portekizliler gelmiş, ancak 1822’de bağımsızlık ilan edildikten sonra başka ülkelerden de göç başlamıştır. 19. yüzyıl sonuna değin, ülkeye 5 milyon göçmem geldiği sanılmaktadır. Portekizlilerin dışındaki AvrupalIlar arasında Almanlar, İspanyollar, İtalyanlar, Suriyeliler ve Lübnanlılar sayılabilir. Ülkeye Doğu AvrupalIların yanı sıra, özellikle 1928-35 döneminde Japonlar da yerleşmiştir.

Brezilya nüfusunun yüzde 90’ı Atlas Okyanusuna kıyısı olan eyaletlerde yaşar. Ülke topraklarının yüzde 65’ini içine alan Amazon ve Ortabatı bölgelerinde ise nüfusun yüzde 10’u yerleşmiştir. Siyah nüfus Bahia, Rio de Janeiro, Maranhâo ve Minas Gera- is’te daha yoğundur. Buna karşılık beyazlar, güney eyaletlerinde çoğunluktadır. Yerli nüfus ise Amazon bölgesinin en ücra kesimlerinde vafhğım sürdürmektedir. Beyazların toplam nüfus içindeki oranı gitgide artmaktadır. 1980 verilerine göre beyazlar toplam nüfusun yüzde 53’ünü, Mulattolar yüzde 22’sini, Mestizolar yüzde 12’sini, Siyahlar yüzde ll’ini, Yerliler ise yüzde 0,1’ini oluşturur.

1940’ta Brezilya nüfusunun yüzde 30’u kentlerde yaşarken 1990’da bu oran yüzde 75’e ulaşmıştır. Yıllık nüfus artış hızı (1985- 90) yüzde 20,7’dir; nüfus yoğunluğu (1991) km2’de 18 kişidir. Doğum oranı (1985-90) binde 28,6, ölüm oranı binde 7,9’dur. Ortalama ömür erkeklerde 62,3, kadınlarda ise 67,6 yıldır. Doğum oranı ve çocuk ölümlerinin sayısı yoksul kesimlerde daha yüksektir.

Resmî dil, Afrika dillerinin etkisi altında kısmen dönüşüme uğramış ve zenginleşmiş olan Portekizcedir. Bazı Yerli kabileler ile az sayıda göçmen toplulukları dışında Brezilyalılar bu dili konuşur.

1889’dan bu yana ülkede resmî din olmamasına karşın, Brezilya halkının hemen tümü Katoliktir. Brezilya halkı, dünyada Katolikliğe bağlı en büyük nüfus grubunu oluşturur. Bununla birlikte Yerliler ve Afrikalılar eski tapınma biçimlerini ve inançlarını tümüyle bırakmamışlardır. Beyaz göçmen toplulukları arasında da Protestan ve Ortodoks kiliselerine bağlı olanlar bulunduğu gibi, Japon kökenliler Budacılığa ve Şinto dinine bağlılıklarını sürdürürler.

EKONOMİ


Brezilya’da tarım, ticaret ve sanayiye dayanan gelişmekte olan bir piyasa ekonomisi yürürlüktedir. 1989 verilerine göre 375.146.000.000 ABD Doları olan gayri safi milli hasıla (GSMH) nüfustan daha hızlı artmaktadır. Gene aynı yılın verilerine göre 2.550 ABD Doları olan kişi başına milli gelir ise Güney Amerika ülkeleri ortalamasının üstündedir. GSYİH’de imalat sanayisinin payı (1989) yüzde 27, tarımın payı yüzde 7,8, ticaretin payı yüzde 7,1, mali kuruluşlar, kamu yönetimi ve savunmanın payı yüzde 40,9, ulaşım ve iletişimin payı yüzde 5,1, madenciliğin payı yüzde 1,4’tür. Toplam istihdamda (1989) tarımın payı yüzde 24,2, hizmetlerin payı yüzde 29,4, imalat sanayisi ve madenciliğin payı yüzde 15,3, ticaretin payı yüzde 11,6, inşaatın payı yüzde 6,3’tür. Kahve, şeker, kakao, soyafa-sulyesi gibi tarım ürünlerinin üretim ve ihracatında dünya ölçeğinde ilk sıralarda yer alan Brezilya, otomotiv, çelik ve gemi yapımı gibi sanayi kollarında da dünyanın önde gelen ülkelerindendir. Bu nedenle Brezilya, sanayileşmiş bir azgelişmiş ülke olarak tanımlanabilir.

II. Dünya Savaşı sonundan 1980’lere değin Brezilya ekonomisinin belirgin özellikleri oldukça yüksek enflasyon ve hızlı büyüme olmuştur. Hızlı büyüme ve sanayileşmede ağırlıklı rol oynayan kamu kesiminin yanı sıra, yerli ve yabancı özel yatırımlar da önem kazanmıştır. Özellikle 1960’lardan bu yana üç sektör arasında ortak yatırımlara gitme eğilimi artmıştır. 1970’lerden sonra önemli bir sanayi ürünleri ihracatçısı durumuna gelen Brezilya, hızlı büyümeyi finanse etmek amacıyla gitgide artan oranda dış krediye başvurduğu için, 1980’lerde dünyanın en borçlu azgelişmiş ülkesi olmuştur. Yüksek enflasyon, Brezilya para biriminin değerinin 1967’den sonra birkaç kez değiştirilmesine yol açmıştır. Mart 1990’da yapılan son değişiklikle bir yeni cruzado'nun yerini yeniden bir cruzeiro almıştır.

DOĞAL KAYNAKLAR.


Brezilya mineral kaynakları bakımından çok zengin olmakla birlikte bunların büyük bölümü henüz işletmeye açılmamıştır. Minas Gerais ve Para’da geniş demir yatakları vardır; Para boksit yatakları bakımından da zengindir. Çıkarılan öteki mineraller arasında fosfat, petrol, doğal gaz, kireçtaşı, tuz, asbest, manganez, kaolin, krom cevheri, barit, uranyum, çinko, altın, elmas ve kuvars kristali sayılabilir.

Ülke topraklarının yaklaşık üçte ikisi ormanlarla kaplıdır. Amazon Havzasında ve Atlas Okyanusu kıyılarında daha çok sert- odunlu ağaçlara rastlanır. Çevrecilerin tepkileri nedeniyle Amazon Havzasındaki yağmur ormanlarının kesimine sınırlamalar getirilmesi beklenmektedir. Uzun kıyı çizgisine ve sayısız ırmağa karşın Brezilya’da balıkçılık gelişmemiştir.
Brezilya’da petrol ve doğal gaz üretimi kamu kuruluşlarınca yapılır. Brezilya dünyanın en büyük hidroelektrik enerji potansiyeline sahip ülkelerinden biridir. 1989’da 229,8 milyar kW/saat olan elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı hidroelektrik santrallardan sağlanır. Brezilya’da çıkarılan kömürün düşük nitelikli olmasından dolayı hükümet hidroelektrik enerji üretimine ağırlık vermiştir. Yapımı 1985’te tamamlanan, Parana Irmağı üzerindeki Itaipü Barajı dünyanın en büyük hidroelektrik barajıdır. Brezilya’daki ilk nükleer santral 1982’de işletmeye açılmıştır. Petrol gereksinmesini azaltmak amacıyla, şekerkamışından elde
edilen alkolün üretimine de ağırlık verilmiştir. Brezilya’da üretilen taşıt araçlarının büyük çoğunluğu, alkolle ya da benzin- alkol karışımı bir sıvı yakıtla çalışacak biçimde imal edilmektedir.
Ad:  brezilya3.jpg
Gösterim: 1420
Boyut:  43.6 KB

TARIM.


GSMH’nin yaklaşık onda birini oluşturan tarım sektöründe çalışanların oranı toplam işgücünün üçte birinden daha azdır. Brezilya dünyanın önde gelen kahve, şekerkamışı ve manyok üreticisidir. Soyafa- sulyesi, muz, kavunağacı meyvesi, turunçgiller ve avokado üretiminde de dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alır. Ekili alanların yaklaşık üçte biri mısır, pirinç ve buğday tarımına ayrılmıştır. İhracata yönelik tarımsal üretim genellikle büyük çiftliklerde, ürüne göre emek ya da sermaye yoğun tekniklerle sürdürülür. Buğday, fasulye, mısır ve pirinç üretimi ise aile emeğine dayalı küçük işletmelerde iç tüketime yönelik olarak yapılır. Tarımda verimlilik genel olarak düşüktür. Toprak mülkiyetinin dağılımındaki büyük eşitsizlikler nedeniyle, yeni alanların tarıma açılması girişimlerine karşın toprak reformu önemli ve güncel bir sorundur.

Tarımsal gelirlerinin yaklaşık üçte birini sağlayan hayvancılıkta, büyükbaş hayvan ve domuz stoku bakımından Brezilya’nın dünyada önemli yeri vardır. Ekilebilir toprakların iki katını aşan bir alan otlaklara (yaklaşık yüzde 20) ayrılmıştır. Sığır ve domuz dışında, koyun ve at da yetiştirilir. Süt üretiminde de önemli artışlar sağlanmıştır.

SANAYİ.


Brezilya’da iç pazar için üretim yapan, ithal ikamesine dayalı sanayinin kökenleri 20. yüzyıl başlarına değin uzanır. Özellikle 1929 Büyük Bunalımı’ndan sonra ivme kazanan bu sanayileşme sürecinde, dayanıklı tüketim mallarında olduğu kadar ara ve yatırım malları üretiminde de önemli gelişmeler sağlanmıştır. Demir, çelik, taşıt araçları, yedek parça, gemi, selüloz, ferro- krom alaşımlar, işlenmiş petrol ürünleri, kimyasal madde, gübre, savunma sanayisi ürünleri, dokuma, ayakkabı, şeker, tütün, çimento ülkenin başlıca sanayi ürünleridir. 1960’lardan sonra Brezilya’nın sanayi ürünleri ihracatı öncelikle Latin Amerika, daha sonra da dünya pazarlarında giderek önem kazandı. Brezilya, başta otomotiv olmak üzere birçok sanayi dalında, çokuluslu şirketlerin yalnızca bölge pazarlarına değil, gelişmiş ülke pazarlarına dönük üretimde de gitgide daha çok önem verdiği bir merkez oldu. Günümüzde Brezilya, ileri teknoloji gerektiren bilgisayar üretimi gibi dallara da girme çabasındadır. Ülkede sanayileşme sürecinin bir özelliği de sanayileşmenin bölgeler arasındaki dengesizlikleri artırmasıdır. Sanayi kuruluşlarının büyük çoğunluğu Sâo Paulo Bölgesinde yoğunlaşmıştır.

Brezilya’da sendikal yaşamın kendine özgü bazı özellikleri vardır. Başkan Vargas döneminde (193(L45) yürürlüğe giren ve çalışanların ancak devlet güdümünde örgütlenmesine olanak tanıyan yasal düzenlemeler bugün de yürürlüktedir. Sendikalar ancak işkolu düzeyinde örgütlenebilmekte, her işkolunda birden çok sendikanın kurulmasına ve ülke çapında konfederasyon tipi örgütlenmelere izin verilmemektedir. 1964 askeri darbesinden sonra çalışma yaşamına getirilen yeni yasaklamalarla, sendikaların gücü iyice zayıflatılmak istenmiştir. Ama 1970’lerin sonlarından başlayarak özellikle Sâo Paulo Bölgesinde gelişen sendikal hareket, bu yasakları uygulamada bir ölçüde geçersiz kılmıştır. Bugün, yasal statüye henüz kavuşmamış olmakla birlikte, etkinliğine olanak tanınan konfederasyon tipi iki örgütlenme, Emekçi Sınıflar Ulusal Konferansı (CONCLAT) ve Merkezî Emekçiler Birliği (CUT) oluşmuştur.

BANKACILIK VE TİCARET.


1965’te gerçekleştirilen düzenlemelerle Brezilya’da bankacılık sistemi yeni bir yapı kazanmıştır. 1965’te kurulan Merkez Bankası’nın para basma ve bankalar sistemini denetleme yetkisi vardır. 1965’e değin merkez bankası işlevi gören, ülkenin en büyük bankası Brezilya Bankası ise, kredi politikalarının düzenlenmesinde önemli rol oynamayı sürdürmektedir. Daha çok hisse senedi piyasası olarak işlev gören sermaye piyasası ise sanayinin finansman gereksinmelerini karşılamakta yetersizdir. 1964’ten sonra uygulanmaya başlayan indeksleme yöntemi, enflasyon nedeniyle değer yitiren menkul değerlerin yeniden değerlendirilmesini sağlamıştır.

Brezilya’da GSMH içinde dış ticaretin payı düşüktür. Dış borç ödemelerini gerçekleştirebilmek için ithalatın kısıtlanması ve ihracatın özendirilmesi sonucunda, Brezilya’nın dış ticareti 1981’den bu yana sürekli fazla vermektedir; dış ticaret fazlası 1986’da 10 milyar dolara ulaşmıştır. 1965’te toplam ihracatta yüzde 44 olan kahvenin payı 1990’da yüzde 4’e düşmüş, sanayi ürünlerinin payı ise gitgide artarak toplamın üçte ikisi düzeyine ulaşmıştır. Brezilya’nın en önemli dış pazarları, toplam ihracatın yarısını aralarında paylaşan ABD ile AET ülkeleridir. Brezilya’nın ithalatının yarısından çoğunu ham petrol ile makine ve elektrikli aletler oluşturur. 1980’lerde Nijerya, Peru ve Irak gibi petrol ihracatçısı ülkelerle karşılıklı ticaret anlaşmaları imzalamıştır.

1980’de kurulan Latin Amerika Entegrasyon Birliği’nin (LAIA) üyesi olan Brezilya’nın 1986’da Arjantin’le imzaladığı antlaşma iki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesini ve sanayileşmenin yeni teknolojilere dayalı biçimde sürdürülmesini amaçlamaktadır. Brezilya-Arjantin işbirliğinin, gelecekte bir Latin Amerika gümrük birliğinin çekirdeğini oluşturması hedeflenmiştir.

ULAŞTIRMA.


Brezilya’da kara ve demir yolu ulaşımı oldukça yetersizdir. 1987 verilerine göre toplam 1.663.987 km uzunluğundaki karayollarının ancak yüzde 8’i asfalt kaplıdır. Demiryollarının uzunluğu ise 30.000 km’yi bulur. Kıyı boyunca yapılan ülke içi deniz taşımacılığı, karayollarının gelişmesi ile birlikte 1960 öncesine göre önemini yitirmiştir. Brezilya’nın ırmakları yaklaşık 40.000 km2’lik bir ulaşım ağı oluşturur. Özellikle Amazon, Sâo Francisco ve Jacui ırmakları ulaşım açısından önemlidir. Ülkenin deniz ticaret filosu, 1990 verilerine göre her biri 100 gros tonun üzerinde 691 gemiden oluşur. Ülkede 21 uluslararası havalimanı ile birlikte 100’ün üzerinde havalimanı vardır. Hava ulaşımı, karadan ulaşılamayan bölgelerle bağlantı sağlamakta önem taşır.

YÖNETSEL VE TOPLUMSAL KOŞULLAR


Brezilya 26 eyalet ve bir federal bölgeden oluşan federal bir cumhuriyettir. Eyaletler ve bölgeler siyasal ve yönetsel bakımdan özerk belediyelere bölünmüştür. 1822’de bağımsızlığını kazandıktan bu yana yedi anayasanın yürürlüğe girdiği Brezilya’da sekizinci anayasa 5 Ekim 1988’de kabul edilmiştir. Yeni anayasayla başkanın kararnamelerle ülkeyi yönetme yetkisine son verilmiş, seçmen yaşı 18’den 16’ya indirilmiştir.

Anayasaya göre yasama yetkisi LJlusal Kongre’nin elindedir. Ulusal Kongre 487 üyeli Temsilciler Meclisi ve 72 üyeli Federal Senato’dan oluşur. Temsilciler Meclisi üyeleri dört, Federal Senato üyeleri ise sekiz yıllık bir dönem için işbaşına gelir. Eyaletler Temsilciler Meclisi’nde nüfuslarıyla doğru orantılı olarak temsil edilir. Yürütme yetkisine sahip olan başkan 1988 Anayasasına göre beş yıllık bir dönem için doğrudan halk tarafından seçilir. En yüksek yargı organı, üyeleri Federal Senato tarafından atanan Federal Yüksek Mahkeme’dir.

Brezilya’da köklü ve ülke çapında örgütlenme geleneği olan siyasal partiler yoktur. Bazı siyasal partiler yalnızca belirli eyaletlerde güçlüdür. 1964 askeri darbesinden sonra kapatılan siyasal partilerin yerine, mecliste oluşturulan iktidar ve muhalefet grupları 1982 seçimleri öncesinde siyasal partiler olarak örgütlenmiştir. Askeri yönetim döneminin iktidar grubu Sosyal Demokratik Parti (PDS), muhalefet grubu ise Brezilya Demokratik Hareket Partisi (PMDB) adını almıştır. Her iki parti de değişik toplumsal kesimlerin siyasal temsilcilerinin koalisyonları niteliğinde örgütlenmelerdir. Daha çok yerel düzeyde etkin olan başka siyasal partiler de vardır. Bunlar arasında Rio de Janeiro’da etkin olan Demokratik İşçi Partisi (PDT) ile Sâo Paulo çevresindeki sanayi işçilerinin desteği ile kurulan İşçi Partisi (PT) önemlidir. Yaklaşık 40 yıllık bir aradan sonra Brezilya Komünist Partisi de yeniden yasal statü kazanmıştır.

Ordu, Brezilya’da birkaç kez siyasal yaşama müdahale etmiş olmakla birlikte, ilk kez 1964’te uzun süreli bir askeri yönetim oluşturmuştur. 1964-85 arasında süren askeri yönetim, sivil yönetime geçişin koşullarını belirlemek amacıyla 1970’lerin ortasından başlayarak kademeli bir siyasal açılma (abertura) süreci başlatmıştı. Bu süreçteki tüm gelişmeler askeri yönetimin önceden tasarladığı biçimde gerçekleşmemişse de, Arjantin’den farklı olarak, sivil yönetime geçildikten sonra askeri yönetimin sorumluları aleyhine hukuki girişimlerde bulunulmamıştır. Muvazzaf personel sayısı (1991) 296.700’dür. GSMH içinde askeri harcamaların oranı (1988) binde 3’tür.

EĞİTİM VE SOSYAL GÜVENLİK.


Brezilya’ da zorunlu ilk ve ortaöğretim, devlet okullarında parasızdır. 1980’lerin başında okul çağındaki çocukların hemen tümü okuma yazma biliyordu. On beş yaşın üzerinde okuma yazma oranı (1988) ise yüzde 74’tü. Ülkedeki 65 üniversite ile 700 yükseköğretim kurumunun önemli bölümü federal devlete bağlı kuruluşlardır.

Brezilya’da yaygın bir sosyal güvenlik sistemi yoktur. Vargas döneminde çalışanlara sosyal ve ekonomik haklar sağlayan düzenlemeler daha çok sendikalı işçilerle sınırlı kalmıştır. Sendikalar, üyelerine ve emeklilere sağlık hizmetlerini ve öteki sosyal hizmetleri götürmekle yükümlüdür. 1960’larda tarım kesiminin de sendikalaşması yönünde başlayan çabalar 1964 darbesi ile yarıda kalmış, askeri yönetim döneminde genel olarak çalışanların yaşam koşulları gitgide bozulmuştur. İndeksleme yönteminin ücretlere uyarlanması ise enflasyon karşısında gerçek ücretlerin gerilemesini engellememiştir.
Gelir dağılımındaki eşitsizliklerin çok keskin olduğu Brezilya’da, sağlık hizmetleri gelir düzeyi ve bölgelere göre değişiklik gösterir. Beslenme bozuklukları ve bulaşıcı hastalıklar bugün de önemli sorunlardır. Çocuk ölüm oranı (1985-90) binde 63’tür. Kişi başına kalori tüketimi (1984-86) 2.644’tür. 1987 verilerine göre 685 kişiye bir hekim düşen Brezilya’da doktor sayısı ve genel olarak sağlık hizmetleri bakımından kırsal kesim en kötü durumdadır.

1940’lardan bu yana Brezilya’da kırsal alanlardan kentlere büyük çaplı bir iç göç yaşanmaktadır ve konut açığı ciddi boyutlara ulaşmıştır. Özellikle sanayileşmiş bölgelerdeki kentlerin çevresinde görülen favelas ya da mocambo adlı derme çatma konutlar ve cabecas de gorco denen toplu barınaklar, konut açığının olduğu kadar, gelir dağılımındaki dengesizliklerin de somut göstergeleridir.

KÜLTÜR YAŞAMI.


Brezilya’nın değişik ırk ve kültürlerin bileşimini yansıtan toplumsal yapısı ve bölgesel farklılıklar müzik, edebiyat ve öteki güzel sanat dallarında etkisini gösterir. Ülkede Portekiz kültür geleneği ağır basmakla birlikte, Afrika ve Yerli geleneklerinin de izlerine rastlanır. Afrika kültürünün izlerinin en çok görüldüğü bölge, Rio de Janeiro’dan kuzeye doğru uzanan kıyı kesimidir. Kozmopolit bir kültür yapısı olan Rio de Janeiro her yıl düzenlenen şenlikleriyle ünlüdür.
Ülkenin ünlü sanatçıları arasında, 18. yüzyılda yaşamış sakat bir melez olan mimar ve heykelci Aleijadinho (Antonio Francisco Lisboa), çağdaş ressamlardan Candido Portinari, Afrika ve Yerli müziklerinden esinlenmiş besteleriyle ünlü Heitor Villa-Lobos,
19. yüzyılın tanınmış romancısı Joaquim Maria Machado de Assis ile 20. yüzyıl yazarları Gilberto Freyre ve Jorge Amado sayılabilir.

Askeri yönetim döneminde basın ve yayın kuruluşları baskı altında tutulmuştur. Siyasal açılma süreciyle birlikte basın ve yayın yaşamına da göreli bir özgürlük gelmiştir.
Güney Amerika’nın en büyük televizyon piyasasına sahip Brezilya’daki Rede Globo yayın kuruluşu, dünyadaki özel televizyon kuruluşları içinde, ABD’nin üç büyük kuruluşunun ardından dördüncü sırada yer alır.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 7 Eylül 2016 03:00