Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
23:25, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazar, 07 Aralık 2025 - 23:25
Arama
MaviKaranlık Forum
Tengricilik - Göktanrı Dini
-
Tek Mesaj #3
Misafir
Ziyaretçi
30 Ocak 2007
Mesaj
#3
Ziyaretçi
Ongun
eski Türklerin Tengricilik inancında, içinde bir ruh'u barındıran bir cisime verilen isimdir. Diğer eski inanç sistemlerinde de bulunan Totem ile karsılaştırılabilir. Aynı amerika yerlilerin Totemleri gibi, eski Türk boylarınında her birisinin kendine özel bir Ongun'u vardır. Bu genellikle kendi Boylarını koruduğuna inandıkları kutsal bir havyan türü ya da büyük bir atalarının ruhunu barındırdığına inandıkları bir cisimdir.
Azerbaycan'da, Ongun-geleneliğinin islamdada uzun zaman devam sürdürüldüğünü kanıtlıyan eski Türk mezarları bulunmaktadır (en yenileri 16'ncı yy.). Her haliyle müslümanca inşa edilmiş bu mezarların taşlarında, ölen kişinin hangi boya ait olduğunu gösteren Ongun'ları kazılıdır.
Ongun'un anlamı
Eski Türklerde Tanrı'nın yeryüzündeki varoluş biçimi. Tanrı sadece ongunlarla varlığını gösterirdi. Eski Türkler de (Kök Türkler, Oğuzlar...) ongunlara tapardı. Ama bu tapma sanıldığı gibi putlara tapma gibi değildir. Bu tapma ongunlardan ilham alma ve öldükten sonra ongunların hizmet etmesinden ibarettir.
Ongunlar cogu zaman hayvanlardan oluşurdu. Oğuzların 24 boyunun 6 tane ongunu vardır. Bunların hepsi yırtıcı kuşlardan seçilmiştir. Bilinenlerin dışında başka ongunlar da vardır:
"
Kotuz
: İlk Türklerin yaşadığı İç Asya dünyası, boğayı, bilhassa doğuda yüksek zirvelerde yaşayan tüylü cinsi kotuz’u, bir kuvvet simgesi olarak görmekte ve bu simgeye çeşitli anlamlar atfetmekteydi."
“
Her avcının vurduğu hayvan, onun ongunu sayılıyordu ve bayrağına resmediliyordu. Böylece vurulan ve eti yenen hayvanın ruhuna hulûl etmiş kabul ediliyordu. Hükümdarın ongunu ve ruhunun makamı ise kotuz (yak diye de bilinir) kuyruğundan tuğdu.”
Sıgun Geyik
: R. Arat da,
Kutadgu Bilig
’in 5111. beytindeki sıgun’a “dağ keçisi” demiştir. G. Clauson ise sıgun kelimesini “maral geyiği” olarak tercüme etmiş ve Arapçasını el-ayyil olarak göstermiş. Araştırmamızın neticesinde, Türk metinlerinde sıgun’a verilen önem sonucunda, sıgun’un asıl hükümdar ongunu olduğu kanaatine varacağımızı şimdiden belirtelim. Yine de Türk metinlerinde genel anlamda kullanılan sıgun geyik tabirini tercih edeceğiz. Böylece geyik ve dağ keçisi cinslerini bir arada anmak istemekteyiz.”
“Dağ tekesi ve geyik motifleri, milattan önceki binyılda, Avrasya’da yaşayan bütün göçebe boyların başlıca ongunlarındandı.”
“…
sıgun geyik cinsi, Türklerde ölümsüzlüğün simgesiydi.”
Kıyand
ve
Sungur
:
“
Chou
devrinde, av merasimde vurulan hayvanın onu vuranın ongunu olması geleneğini,
Oğuz Kağan Destanı
da hatırlatır.
Oğuz Kağan
, her biri hükümdarlık ongunu olan iki hayvan vurmuştu; bunlar su aygırı cinsinden bir kıyand ile sungurdu.”
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 23:25
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...