her sürgün
bir intikam yemini gibi
çarparken yüzüne
üşümeye korktuğun rüzgarlarda
fırtınalar kopuyor şimdi.
kenarında durup seyrediyorsun geçmişini
avuçlarında bin yıllık bir masalın
geç kalmış telaşı...
neyine güveniyor
diye soruyorsun kendine bu zaman
akıp giden şu tek parça anda
kimin umrundasın sanıyorsun?
var gel 'özlem'lerin yorgun kalsın,
yırtıp attığın mektuplardan eline bulaşmış mürekkep kokuları
gözyaşlarına karışmasın.
sen varsan dünya dönüyor,
sen yoksan hayat yok.
kimse anlamasa da
fikrin bunu anlamaya alışsın!
turan demir