ıslığın ıslak sesi lâl
düştozu bahçelerden geçip giderken sen
ağustos yangını akşamlara kal demeyi de bilirdim
unutkan bir eylül eskicisine verip yorgunluğumu
ıslıklarını durdurur evhamlı sözardı fırtınalarının
gözyaşlarını silerdim merdivende yeminlenmiş
deprem sonrası sardunyalarının alaca bakışlarıyla
haraç mezat geriye dönük kırılganlıklar pazarında
peşin alırdım çiğnediğin gururumu ezilmemişçesine
apak sayfa gibi öncesinin incinmişliğini yok sayarak
yüzüne yakışan nergis gülüşüne ömrümü verirdim
emektar bahçevan inceliğinde özenip üstüne titreyerek
o zor ayaz mevsimlere direnemeyeceğinden haberdar
baktım seyirlik ayrılıklara aşinaydı ezberindeki aşk
yalnızlığıma yalnızlık ilikleyecek türden dilindeki lâl
kalbimi 'hoşçakal' la kilitleyip siyah güller yetiştirdim
Sinem Sevinç YILDIZ