hadi ağlayın
ne zaman bir düşüm yanar
közünde zamanın
hayatın dilime doladığı
âhı susarım
elde sığınacak ne var
yollanırım aklımın çocukluğuna
ortalık dede seccadesi kokar...
ağlamayacağım
gözüm bu mevsimde eksik
eylül ekime
ekim kasıma satılık
varsın dursun boğazımda
kusamadığım çığlık...
ağlamayacağım
ben terk edildikçe açan
yaban bir papatyayım
Tanrı’nın bahçesinde toprağım
gururlu güllerinizden yitince kırmızı
beni siz ağlayın...
Esra Güzelipek