Beş Bin Yıllık Bir Tarih
İzmir turizm merkezi olmasının yanı sıra, üniversiteleri, müzeleri, konser salonları, kültür-sanat dernekleri, ulusal ve uluslararası festivalleriyle ülkenin en önemli kültür kavşağıdır İzmir. Victor Hugo’nun dizelerinde; “Boynunda güzel kolyesiyle / Bir prensestir İzmir...”
Anadolu Yarımadası’nın batısında; Balıkesir, Manisa, Aydın illeri ve Ege Denizi ile çevrili beş bin yıllık bir kent İzmir. Yüzölçümü, 11.973 km2. 28 ilçe ve 629 köyden oluşuyor.
İzmir adının kökeni
İzmir kelimesi eski İon lehçesinde Smurne, Attika (Atina) lehçesinde ise Smryna diye yazılırdı. Bugün Yunanca'da bu kentin adı Smirni biçiminde telaffuz edilmektedir.Gerçi son yıllarda Antik Efes kenti civarında da bu adla anılan bir köy yerleşimi izlerine rastlanmıştır. Olasılıkla İzmir'den Efes'e giden bir kısım Amazon kraliçelerinin adını yerleştikleri köye de koydukları düşünülmektedir ki bununla ilgili bilgilere eski Yunanistan'daki kaynaklarda da rastlanmaktadır.
Ancak
Smyrna sözcüğü Yunanca değildir. Ege Bölgesindeki bir çok yerleşim adı gibi Anadolu kökenlidir. MÖ 2. binin başlarına ait Kayseri Kültece yerleşiminde ele geçen bazı tablet metinlerinde Tismurna adına rastlanmaktadır. Tismurna'daki `ti' bir ön ek olup büyük olasılıkla bir kişi ya da bir yer adını belirtmektedir. Bundan da Hellenler ya da Bayraklı höyüğünü mesken tutanların bu ön eki atıp kente 'Smurna' demişlerdir. Kentin adı olasılıkla MÖ 3000 ile MÖ 1800 yılları arasında Smurnu olarak anılıyordu
İlçeleri
Aliağa, Balçova, Bayındır, Bergama, Beydağ, Bornova, Buca, Çeşme, Çiğli, Dikili, Foça, Gaziemir, Güzelbahçe, Karaburun, Karşıyaka, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Konak, Menderes, Menemen, Narlıdere, Ödemiş, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ve Urla.
Nüfus
Nüfus yoğunluğu bakımından İstanbul ve Ankara’dan sonra Türkiye’nin üçüncü büyük kenti... 2000 yılı sayımına göre 3.387.908 nüfusa sahip.
Yemek Kültüründen
İzmir ve yöresinin yemekleri çeşit açısından son derece zengin olup, yörenin bitki örtüsünün yanı sıra, çok kültürlü toplumsal yapısı da bu oluşumda etkendir.
Belli başlı yemekleri
Bulamaç çorbası, tarhana çorbası, tere çorbası, kirde, sakız yahnisi, mücver, İzmir köftesi, papaz yahnisi, enginar dolması, domates bastısı, yer elması, revani, ıspanak boranisi, razı kavurması, arapsaçı, şevketi bostan, ebegümeci, radika salatası. Çipura İzmir'in dillere destan balığı. Akdeniz ve Ege'de yaygın biçimde yaşayan, sırtı koyu mavi, yanları gümüş renginde, eti çok lezzetli bu balık artık çiftliklerde bol miktarda üretilmektedir.
Lokma
İzmir'in lokması ünlüdür... Mayalı hamurun kızgın yağa atılıp, çıkarıldığında üzerine şekerli şurup dökülen bu tatlıyı iyi yapan yerlerin önünde kuyruklar oluşur.
Otlar
Taze ot yemekleri Ege Mutfağı'nda ayrı bir yere sahiptir. Bahar gelince, İzmir ve çevre ilçelerinin pazar yerleri yeşillenir. Radika, turpotu, hardalotu, cibes ve daha niceleri.
Tarihsel Doku
Bayraklı (Smyrna)
İzmir’in İ.Ö. 3. binyıla uzanan ilk yerleşim yeri olan Tepekule Höyüğü ve Tantalos’un mezar kalıntıları. Bayraklı’da süregelen kazı çalışmaları, yeraltındaki daha da eski yerleşimlere ulaşılabileceğini gösteriyor.
Kadifekale (Pagos)
İzmir'in İ.Ö. 4. yüzyılda yeniden kurulduğu alan. Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemleri'ne ait yapı kalıntıları bulunuyor.
Kızılçullu Su Kemerleri
Eski adı Kızılçullu olan ve Şirinyer'de bulunan su kemerleri Meles Çayı üzerindedir ve Kadifekale'de kurulan kente su getirmek için yapılmıştır.
Agora (Konak-Namazgah-Tilkilik)
Bazilikası, mahkeme salonu, yeraltı galerileri ve Küçük Faustina’nın büstüyle bezenmiş kemeriyle Roma Dönemi’ne ait devlet agorası. İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Pesoidon, Demeter ve Artemis kabartmaları önemli.
Diyana Hamamları
Bugün Halkapınar ile Bayraklı arasına yayılmış eski İzmir kentinin büyük anıtlarından birini oluşturan Diyana Hamamları Roma döneminde ününü sürdürmüştür. Eski İzmirliler çağıldayan su kaynağına Tanrıça Artemis’in saflığını temsil etmesi sebebiyle Diyana Hamamları adını takmışlardır. Mermer kanallarında Su Perileri'nin yıkandığı Diyana Hamamları'ndan günümüze çok az kalıntı kalmıştır.
Kemeraltı
Osmanlı Dönemi yapılarının yoğun olduğu ticaret bölgesi. Sokakları, meydanları, tarihi ve dini yapılarıyla kentin kültürel birikim değeri yüksek bölgelerinden.
Alsancak
Çok sayıda Levanten ve Rum Evi'nin de bulunduğu, kentin en canlı eğlence ve ticaret merkezi
Tarihsel Yapılar
Hisar Camisi (1592), St. Polycarp Kilisesi (1625), Şadırvan Camisi (1636), Başdurak Camisi (1652), Kestane Pazarı Camisi (1663), Kemeraltı Camisi (1671), Kızlarağası Hanı (1741), Hatuniye Camisi (17. yy. başı), Konak Yalı Camisi (1754), Bikur Holim Sinagogu (1800), Çakaloğlu Hanı (1805), Dönertaş Sebili (1814), Etnografya Müzesi (1831), Alsancak Garı (1858), Pasaport İskelesi (1876), Mithaşpaşa Sanat Enstitüsü (1881), Atatürk Lisesi (1888), Borsa Sarayı (1891), İl Turizm Müdürlüğü (1891), Saat Kulesi (1901), Beth İsrael Sinagogu (1905), Salepçioğlu Camisi (1906), Asansör (1907), Atatürk Heykeli (1933) diğer hanlar, bedestenler, hamamlar, sebiller, şadırvanlar, kuş köşkleri ve çarşılar, kenti yüzyıllardır süsleyen ve çok kültürlülüğün seçkin örnekleri.
Müzeler
Kent merkezinde yer alan Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi, Atatürk Müzesi, Tarih ve Sanat Müzesi, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi, Resim ve Heykel Müzesi, E.Ü. Tabiat Tarihi Müzesi’nin yanı sıra Efes Müzesi, Çeşme Müzesi, Bergama Müzesi, Birgi Çakırağa Konağı, Ödemiş Müzesi, Tire Müzesi ve Selçuk’taki Çamlık Lokomotif Müzesi gezilebilir.
Hamamlar
Lüks Hamam (Kadı Hamamı)
Kemeraltı Anafartalar Caddesi’nde bulunan hamam ilk Osmanlı eserleri arasında sayılır.İnşa tarihi 16 yy. olduğu sanılan hamam çifte hamamdır.Sekizgen tonozlu yüksek kubbesi olan hamamın kadın dar kısmında her şey aynıdır ancak halvetleri yanında bulunur.
Basmane Hamamı
17. yüzyıl Osmanlı eseri olan hamam halen bakımlı ve işler durumdadır.
Camiler
Hisarönü Camii
16. yüzyılın sonlarında yapılan camii kayıtlara 1592 ve 1598 olarak iki farklı şekilde geçirilmiştir. Ortasında merkezi büyük bir kubbe ile iki yanda uzunlamasına üçer büyük kubbesi vardır. Daha geride de üç küçük kubbesi bulunmaktadır. Son cemaat yeri yedi kubbeli bir revaktan oluşmaktadır. Meydana bakan şadırvanı bulunan camii 1813, 1881, 1927 ve 1980 yıllarında onarım görmüştür. Güneyden ve batıdan payanda kemerleri ve duvarla desteklenmiştir. Osmanlı süsleme sanatının güzel örneklerine sahip olup, kentin en büyük ve merkez camiidir.
Kestane Pazarı Camii
Kemeratı'nın en ilgi çekici yerlerinden birisidir. Kare planlı ana kubbeyi destekleyen dört kubbeli Kestane Camii 1677 yılında yapılmıştır. Güzel mihrabının Selçuk'taki İsa Bey Cami'nden getirildiği sanılmaktadır. Kitabesi giriş kapısının üzerindedir.
Salepçioğlu Camii
Son derece zarif bir yapı tarzına sahip olan camii, Salepçioğlu sokağında bulunmaktadır. 1906 yılında Salepçizade Hacı Ahmet Efendi tarafından İzmir'in en büyük kubbeli camisi olarak yaptırılan camii, ince yapılı, zarif bir minareye sahiptir. Caminin dış duvarları mermer ve yeşil taşlarla kaplanmıştır. Büyük kubbesi altın varakla işlenmiş olan caminin son cemaat yerinde üç kubbesi bulunmaktadır. İzmir'in en nadide camileri arasında yer almaktadır.
Şadırvan Camii
Ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi'ye göre caminin yapılış tarihi 1636'dır. Camii 1815 yılında onarım görmüştür. Adı yan tarafında ve altında bulunan şadırvandan gelmektedir. Doğu yönünde tek şerefeli minaresi, batı yönünde de kütüphanesi vardır.
Başdurak Camii
Anafartalar Caddesi'ndeki camii 1652 yılında yapılmış, 1894 yılında onarım görmüş, yakın zamanlarda da restore edilmiştir. Son cemaat yeri camekanlı olan caminin minberi mermerdendir.
Kemeraltı Camii
Anafartalar Caddesi kenarında zamanın iç limanında yer alan caminin 18. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. 1774 ve 1892 yıllarında onarım görmüştür. Medrese, kütüphane ve sebili ile bir külliye oluşturan camii tek kubbelidir.
Yalı (Konak) Camii
Konak Meydanında, çinileri ve sekizgen planıyla dikkatleri çeken, İzmir'in en zarif camilerinden Yalı (Konak) Camii, Mehmet Paşa kızı Ayşe Hanım tarafından 1755 yılında yaptırılmış, I.Dünya Savaşı'nda onarılmıştır. Dışı Kütahya çinileri ile kaplı olan caminin 1964'de geçirdiği onarımdan sonra yalnız kapı ve pencere kenarlarında çiniler bırakılmıştır. Klasik Osmanlı mimarisi tarzında tek kubbeli ve tek minareli şirin bir yapıdır. Sekizgen planlı caminin mimarisinde kesme taş kullanılmıştır.
Kurşunlu Camii
Namazgah Meydanı'ndaki camii, kentin en eski camilerinden olup, Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Önünde küçük avluda ezan okunması için yapılan 3m. yükseklikte bir platform vardır. Ana mekanın üzerindeki ahşap çatısı, kiremitle örtülüdür.
Faikpaşa Camii
16. yüzyıl başlarında yapılmış olan camii 1842 yılında onarım görmüştür. 965 ve 967. sokaklardaki caminin kagir kubbesi kurşunla kaplıdır.
Şeyh Camii
964-961 sokaklar arasında olup, adını yanındaki türbede yatan Aziz Mahmud Hüdai Efendinin halifelerinden ve Halvetiye tarikatından Şeyh Mustafa Efendi'den almaktadır. Evliya Çelebi bu camiden bahsetmekte ve bu zatın o zaman sağ olduğunu söylemektedir. Camiinin 17. yüzyılın ortalarında yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Evliya Çelebi zamanında kiremitli olan camii 1809 yılında tamir edilmiştir.
Fettah Camii
1297 ve 1298. sokakların köşesinde olup 17. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Evliya Çelebi "Abdülfettah Çavuş" dediği bu camiden "Kiremitli Amma Mamur" olarak bahseder. 1843 ve 1861 yıllarında tamir görmüştür. Son şeklini yakın zamanlarda almıştır.
Hatuniye Camii
Anafartalar Caddesi'nde 17. yüzyıla ait yapıyı Yusuf Çavuş oğlu Ahmet Ağa'nın annesi Tayyibe Hatun'un yaptırdığı bilinmektedir. Caminin ilk bölümünde ana mekânı örten kubbe 12 köşeli kasnağa oturmaktadır. Sonradan camiye bir bölüm daha eklenmiş, kemerlerle ana mekâna bağlanmıştır.
Aliağa Camii
1672'de Gediz Ali Ağa tarafından yaptırılmış olan camii, kare planlı ve sekiz köşeli ahşap sütunların üzerinde tek kubbelidir. Sütun başlıklarının altın yaldız süslemeleri ve kubbenin kalem işleri 19. yüzyıldandır.
İki Çeşmelik Camii
İkiçeşmelik semtinde, 1893 yılında yapılan caminin ana mekânı, iki ayak ve dört sütuna dayanan kubbe ile örtülüdür. Kubbe, kalem işiyle bezelidir. Doğusunda küçük bir avlu bulunmaktadır.
Çorakkapı Camii
Basmahane Garı karşısında yer alan camii, 1747 yılında yaptırılmıştır. Ana mekân, sekizgen kasnağa oturan tek kubbe ile örtülüdür. Yanlarda üçer kubbeli mekânlarla genişletilmiştir. Minberi mermer, minaresi kesme taştandır.
Doğa ve hayvan türleri
İzmir Kuş Cenneti’nde 250 Çeşit Kuş Uçuyor.
Kentin 25 km. kuzeybatısı’nda, Gediz Deltası’na yayılmış Türkiye’nin en önemli kuş yaşam alanı 250 ayrı tür kuş, 17 çeşit sürüngen ve 308 ayrı cins bitki barındırıyor.
Palmiyelerin Kültürpark’ı...
İzmir’in “akciğerleri” sayılan Kültürpark, İzmir Uluslararası Fuarı, Paraşüt Kulesi, Hayvanat Bahçesi, Tarih ve Sanat Müzesi, Atatürk ve İnönü ile Nâzım Hikmet heykelleri, Açıkhava Tiyatrosu, Lunapark’ı ve kültür merkezleriyle 421 bin metrekarelik önemli bir rekreasyon alanı.
Balçova (Agamemnon) Kaplıcaları
Antik Çağda, Mykene ülkesi Kralı Agamemnon döneminden bu yana, kaynayan suyu ve çamuru, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleriyle bugünün çağdaş tesislerinde dünyanın dört bir yanına şifa dağıtmayı sürdürüyor Balçova Kaplıcaları.
Teleferik’ten Kuşbakışı İzmir
.
Gökyüzünde üç-beş dakika süren bir yolculuktan ulaşılan dinlence tesislerinde, doğa ve temiz havayla baş başa İzmir’i kuşbakışı seyredebileceğiniz mükemmel bir seyir yeri...
Pınarbaşı
Ayva ve nar bahçeleri arasında uzanan Pınarbaşı, bahçeleri, yaylası, suyu, havası ve görünümü ile önemli bir mesire yeri.
Kemalpaşa’da Kımız Çiftliği
İzmir-Kemalpaşa 29 km uzaklıktaki Alaş Kımız Üretme Çiftliği’nin Kazak otağında kımız içip, Türk yemeklerinden yenilebilir ve at gezintisi yapılabilir. Çiftlik, Geleneksel Türk Mutfağı ve içkisiyle (Kımız) otantik bir merkez.
Alaçatı’da Rüzgar Sörfü
Rüzgar sörfünün dünyadaki en önemli üç merkezinden biri olan Alaçatı, hızlı rüzgarı ve dalgasız deniziyle her yıl düzenlenen uluslararası şampiyonaya da ev sahipliği yapıyor.
Ilıca ve Şifne Kaplıcaları
Çeşme’ye 5 km. uzaklıkta bulunan Ilıca ve Şifne kaplıcaları, önemli bir termal merkez olarak yoğun ilgi görüyor. Özellikle Ilıca’da denizden kaynayan ve sıcaklığı 50-60 dereceyi bulan şifalı sular, romatizma, sinir sistemi, deri ve böbrek rahatsızlıkları gibi pek çok hastalığın tedavisinde öneriliyor.
Foça Adaları ve Siren Kayalıkları
Foça açıklarındaki adalar, fok balıkları ve Siren Kayalıkları’nda bin bir renge dönüşerek yansıyan günbatımı ile dünya turizminde önemli bir yere sahip. Dünyada sayıları 400 kadar olan ve “monachus-monachus” olarak bilinen Akdeniz Foklarının yurdu olan adalar, pilot bölge olarak koruma altında.
Tire Pazarı
Yöre sakinleri ve yerli-yabancı turistlerin rağbet ettiği pazaryeri, Anadolu’nun unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatları ve işlemelerinin de bulunabildiği; vazgeçilmez bir durak...
İzmir’in Çevresi
Selçuk-Efes
İzmir’in 74 km. güneyinde, Panayır ve Bülbül Dağı yamaçları ile Kale’nin yer aldığı Ayasuluk Tepesi... 12 İon kenti içinde Efes, günümüze kalan en önemlisi. Helen, Roma ve Bizans uygarlıklarının paha biçilmez mirası... Dünyanın 7 Harikası’ndan biri olan ve döneminin en önemli mermer yapısından günümüze bir sütununun kaldığı Artemis Tapınağı... Hıristiyan dünyası için kutsallığını hala koruyan St. Jean Kilisesi... Yine Hıristiyan inanışına göre burada uyuyanların Kıyamet Günü’nde yeniden dirilecekleri Yedi Uyurlar Mağarası... Trajan Çeşmesi, Hadrian Tapınağı, Celsus Kütüphanesi, 24 bin kişilik Büyük Tiyatro... Ve İ.Ö. 5. yüzyılda konsül toplantılarının yapıldığı, Meryem Ana’ya adanmış kilise: Çifte Kiliseler... Bülbül Dağı eteklerindeki Yamaç Evleri... Ve Selçuklu Mimari'sinin en önemli yapılarından 1375 tarihli İsa Bey Camisi. Hıristiyanlar'ın kutsal hac yeri sayılan Bülbül Dağı’ndaki Meryem Ana Evi, ziyarete açık.
Şirince Köyü
Selçuk’ta, Rum ve sonra Osmanlı yerleşimi. Özgün kent dokusunun ve 200’e yakın sivil mimari yapının büyük ölçüde korunabildiği az sayıdaki örneklerden biri.
Pergamon (Bergama)
İskenderiye’den gelen papirüslere ambargo konulması üzerine, keçi derisini işleyerek “Pergamon derileri” denilen kağıdı bulan Bergamalılar... Yani, Parşömen’i... İon, Helen, Roma ve Bizans dönemlerine ait yapılara sahip. Helenistik Dönem'in kültür, bilim ve sanat merkezi. Tiyatrosu, Athena kutsal alanı, Traian ve Dionysos tapınakları görülmeye değer. İnsanoğlunun yarattığı en görkemli eserlerden biri sayılan Zeus Sunağı ise, Berlin Müzesi’nde sergileniyor.
Asklepion
Aşağı Bergama bölümünde, Helenistik Dönem'de, Sağlık ve Hekimlik Tanrısı Asklepion için kurulmuş büyük bir tıp merkezi ve kutsal alan. Fiziksel tedavinin yanı sıra ruhsal tedaviye de önem verilen merkez, psikoterapinin beşiği olarak kabul edilir.
Erythari (Ildırı)
Çeşme'nin 15 km. kuzeyinde, Ildırı Köyü’nde 12 İon kentinden biri. Eski Yunanca'da “kırmızı” anlamına gelen adını, bu rengi taşıyan topraklarından aldığı düşünülür. İon, Helen ve Roma Dönemleri'ne ait kalıntılar bulunuyor.
Klazomenai (Urla)
İzmir'in 38 km. batısında, İ.Ö. 4000'lere uzanan antik kent. İ.Ö. 2000'lerde önemli bir seramik merkezi ve 12 İon kentinden biri. Yapılan kazılar dünyanın en eski limanına sahip olduğuna işaret ediyor.
Panaztepe
Menemen’de, İ.Ö. 2000'lere ait mezar kalıntıları ve antik kent. Arkaik ve Helen dönemi kalıntıları, Roma ve İslami döneme ait mezarlar bulunuyor. 12 İon kentinden birisi.
Pitane (Çandarlı)
Dikili-Çandarlı Yarımadası'nda, tarihi İ.Ö. 3000'lere uzanan 12 Aiol kentinden biri. 13. yy.’dan sonra Cenevizliler tarafından yapılan kale korunuyor.
Kyme (Nemrut)
Pitane ile aynı kıyıları paylaşan Kyme, Aiol kentleri arasında en büyüğü. Helenistik dönemde güçlü bir liman ve ticaret kenti, Hıristiyanlık döneminde piskopos merkezi.
Phokaia (Foça)
İzmir'in 70 km. kuzeybatısında Foça Yarımadası'nda Hemeros Destanı'nda adı geçen mitolojik kent. 12 İon kenti arasında denizcilikte gelişmiş bir liman kenti. Dış Kale, Ceneviz ya da Osmanlı Kalesi ile Beşkapılar olarak adlandırılan Osmanlı Kayıkhanesi, Foça Burnu'ndan Ege Denizi’ni selamlamayı günümüzde de sürdürüyor. 200’ün üzerinde mezar taşının ayakta olduğu Osmanlı Mezarlığı ve Persler'den kalan Taş Kule mezar anıtı önemli.
Teos
Seferihisar-Sığacık Köyü’nde, 12 İon kentinin en önemlilerinden biri. İki limanı olan kentte deniz ticareti gelişmiş. Helenistik ve Roma dönemi kalıntılarının yanı sıra Anadolu’da Dionysos adına yapılan tapınakların en büyüğü burada.
Lebedos
Seferihisar-Ürkmez Köyü’nün güneydoğusunda 12 İon kentinden birisi. Helen ve Roma Dönemi kalıntıları bulunuyor. Lebedos’a 4 km. uzaklıkta ise, tapınak ve hamamın yer aldığı Karaköse Harabeleri dikkat çekiyor.
Kolophon
Menderes-Değirmendere'nin güneydoğusunda 12 İon kentinden birisi. Limanı, Notion ve tapınak kenti Klaros ile üçlü bir birlik oluşturuyor. Kentin, Stoa ile tapınak kalıntıları önemli.
Claros (Gümüldür)
Dünyanın en önemli cinsi sayılan “Satsuma” mandalinasının anayurdu. Menderes-Ahmetbeyli Köyü yakınında İ.Ö.7-6 yy.’da kurulmuş Kolophan kentinin tapınak alanı. İon, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılar içinde en önemlisi Apollon Tapınağı.
Nymphaion (Kemalpaşa)
Kemalpaşa’da, İ.Ö.1300'lere uzanan yerleşim yeri. Bizans Dönemi’nden kalan kale, bugün Kız Kulesi olarak anılan saray kalıntıları ile Hititler'den kalma tek örnek olan Karabel Geçidi’ndeki kayalara oyulmuş savaşçı kabartmalar ayakta kalmış durumda.
Metropolis
Ana Tanrıça Kenti. Torbalı'nın batısında İon kenti. Tarım-ticaret kenti ve Piskoposluk Merkezi. Helen, Roma ve Bizans Dönemler'ine ait kalıntılar bulunuyor. Tiyatrosu ve Uyuzdere Mağarası’nda bulunan ana tanrıça heykeli önemli.
Çeşme
İzmir’in Ege Denizi’ne uzanan en batı ucu... Tarihsel yapılar ile Ege mimarisine özgü sivil mimari yapılar bulunuyor. Kentsel sit dokusu, 16. Yüzyıl başında yaptırılan kalesi ve kervansarayı ile geniş bir turizm potansiyeli oluşturuyor.
Birgi
Ödemiş’te, özgün kent dokusu büyük ölçüde korunan yerleşmede, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi'ne ait tarihsel yapılarla 18 ve 19. yy. sivil mimari yapıları yer alıyor. Ulu Cami, Birgivi Mehmet Efendi Türbesi ve Çakırağa Konağı önemli.