Eşeğin Gölgesi Davası!..
Eşeğin Gölgesi Davası!..
Eski zamanların bir periyodiğinde vuku' bulan bir hâdiseyi size nakletmek istedim..Hadise bir dişçi, bir eşek ve eşeğin sahibi arasında meydana çıkar ve daha sonra zamanın tebaını da içine alarak, imparatorluğun senato huzuruna kadar yükselir.. Bu hikayeyi XVIII. yüzyılda yaşamış bir Alman şairi olan Christoph Martin Wieland, "Deliler Şehri Abdera'nın Hikayesi" adlı romanında bize nakleder..hadise şöyle oluyor...
Dişçi Struthion, ilaçlarını kiraladığı eşeğe yüklemiş, Abdera'dan Gerenia şehrine doğru yol almakta, eşeğin sahibi de peşinden gelmektedir. Bir süre sonra yorulan dişçi biraz dinlenmek ister; gölgelik bir yer bulamayınca eşeğin gölgesine sığınır. Bunun üzerine eşeğin sahibi ona sadece eşeği kiraladığını, gölgesi için de ayrıca para vermesi gerektiğini söyler. Buna razı olmayan dişçi ve eşeğin sahibi arasında tartışma başlar. Anlaşamayınca, Abdera'ya dönüp olayı hakime götürmeye karar verirler.
Hakim bu tuhaf olayı bir karara bağlayamaz; zaman kazanmak için eşeğin şahit olarak mahkemeye celbedilmesini ister. Tek şahit eşektir, ama dilsiz ve akılsız bir şahit... Mesele büyüdükçe büyür ve bütün Abdela halkının meselesi olur. Halk dişçiyi destekleyen "Eşek partisi" ve eşekçiyi destekleyen "Gölge Partisi" olmak üzere iki gruba ayrılır. İki partinin taraftarları dâvâyı kazanmak için bütün güçleriyle çalışmaya başlarlar. Mahkeme günü gelir, duruşma esnasında eşeğin gölgesinin alınıp-satılır bir obje olup-olmadığından, miras kalıp-kalmayacağına kadar bir çok konu detayınca ele alınır ve tartışılır. Ve karar: "Eşeğin gölgesi eşekten başka bir şey değildir."
Ne var ki bu karar işe yaramamış, partiler arasındaki çekişme büyük boyutlara ulaşmıştır. Artık önüne geçilemez bir hâl almıştır. Kısa zamanda şehri de aşarak bir devlet meselesi haline gelen dâvâ, senato başkanı tarafından çözülecektir. Avukatlar tezlerini hararetli bir biçimde savunurlar. Dişçinin avukatına göre, Struthion, eşeği kiralamakla tabii olarak eşeğin gölgesini de kiralamıştır. Alınan bir müzik âletinin çıkardığı sese ayrıca para verilemeyeceğine göre, eşeğin gölgesine para vermek de aynı şekilde saçmadır.
Sıra eşek sahibinin avukatına gelir. Tezini coşkulu bir üslûpla savunan avukat, özetle şunları söyler:
"Beyler, biz bir eşek kiralarken, gölgesini de kiralayıp kiralamadığımızı düşünmeyiz. Ama dişçi gibi, kavurucu güneşin altında tutup eşekten iner, zavallı hayvanı sıcakta beklemeye mecbur bırakırsak, iş değişir. Eşeğin sahibinin bu duruma ilgisiz kalması düşünülemez. Şunu da itiraf etmeliyim ki, müvekkilim eşeğin gölgesi için dişçiden para isterken şaka etmiştir. Bu bir eşek şakasıdır, çünkü adamın ataları eşekçiydi. Yani hayatı eşekler arasında geçmiştir. Ondan insanî bir davranış beklemek yanlıştır. Peki, okumuş dişçi Struthion, bu cahil adamı ikna edip, "Biraz dinlenelim, sonra yola devam ederiz, hakkın neyse onu da veririz!" diyemez miydi? Böylece bu kargaşa doğmazdı."
Avukat sözlerini tamamlar tamamlamaz büyük bir gürültü kopar ve taraftarlar birbirine girerler.
Sonunda kabak eşeğin başında patlar. Abderalılar, çiçeklerle süsleyip şehirde dolaştırdıkları eşeği acımadan paramparça ederler. Ve kavga biter.
Kıssa bizden, hisse sizden...