Masumiyet
hasıraltı ettik ya geceyi,
suçlu bir çocuk gibi ağladı dün
hiç sevişmemişçesine tenlerimiz
geceye asılı kaldı öfke
ve çığlıkların
tırnak izinde yaralandı hüzün..
kuşatılan bedende,
arsız yığılmalar ezik
gözlerinde iğreti bir şehvet
dimağında gölgelenen arzu
cüzdanında sakladığın resmiyet
ah masumiyet !
kırılan aynalarda..yüzün..
sabra yamanmış,
en azın,
bir olmazın düş’ü..
kire boyanan gece
vakitsiz sorgu, kuytu işkence
dudağımda
gözyaşımın mahzun gülüşü…
git artık
adını sevgi koyduğun
beni düşlerinden kovduğun yere..
git artık
ismimi andığın suç
günaha boyandığın iç
ellerimi boşluğa saldığın yere…
git artık sevgili..git…
mıh gibi saplandı acı
yarınsız öykülere…
anlamaksa eğer gidişin
yitirmekse maviyi pervasız
bilmekse, yenilmekse gülüşün
sevdim seni yar..
menzili uçsuz bucaksız!
şimdi sus
sonra ses
yitik, yorgun an’sız!
belki zamansız
kirlendi aşk, korlandı yürek
suçtu yalan..yalandı sevişmek..
basit...sıradan...gerçek...
anlamsız…
Her uzattığımızda elimizi tutamıyoruz istediklerimizi, rüyalara kurulmuyor salıncak.Yürekler kordan bir beşik, hâlâ sallanmadan uyutuluyor umutlar.
'Ladesim lades olsun mu?' derken gözlerine bakıyordum, sahi biz ne için iddiaya girmiştik?
MeHTaP...