Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Şubat 2007       Mesaj #313
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Stres

kendinizi endişeli, gergin ve sinirli hissediyorsunuz. küçük sorunlar keyfinizi kaçırıyor ve yapmanız gereken işler başınızı aşıyor. kafanız eskisi gibi yerinde değil ve zihniniz kolayca karışıyor. unutkansınız ve kazalar hep gelip sizi buluyor.
genellikle kendinizi yorgun ve tükenmiş hissediyorsunuz. her zamanki enerjinizden eser yok. yapmanız gereken bütün işleri düşünmekten hiçbir zaman gerçekten dinlenemiyorsunuz. bu yüzden bazen gözünüze uyku girmiyor. hayattan ne fazla zevk alıyorsunuz ne de gelecekten herhangi bir beklediğiniz var.


bu saydıklarımız yaygın bir sorun olan stres belirtileridir. hepimiz zaman zaman stresten şikayetçi olmuşuzdur. stres hayatın çetin sorunlarıyla başetmeye çalışırken duyduğumuz endişe hissidir. bazen stres belirtileri baş ağrısı, mide ağrısı, kalp çarpıntısı ve midenin çalkantı içinde olması gibi fiziksel belirtiler gösterir. stresin nedenleri çeşitlidir. hayatınızı etkileyen önemli bir olay kadar para sıkıntısı, iş sorunları, insanlararası ilişkiler veya çocuklarımızın davranışları gibi günlük sorunlar da stres yaratabilir.

kişinin bir miktar stres altında olması normal sayılmakla birlikte fazla stres kalp hastalığı, akıl ve ruh hastalıkları, alkol, uyuşturucu ve keyif verici maddelerin aşırı bir biçimde kullanılması gibi sağlık sorunlarına da neden olabilir. bu nedenle herkesin stres hakkında bilgili ve uyanık olması ve stresle başa çıkmakta yararlı olabilecek çareleri bulabilmesi gereklidir. stresle başa çıkmak için başvurulacak uygun çareler kişiden kişiye değişmekle birlikte önerilerden bazıları sizin için de yararlı olabilir:

bazen stresin nedeni hayatımızı etkileyen herhangi bir olay değil fakat, o olay karşısında takındığınız tavırdır. genellikle, hayatın güçlüklerini cesaret kırıcı olaylar olarak değil de aşılması gereken birer engel olarak gören kişiler stresle daha kolayca başa çıkabilirler.

pireyi deve yapmayın. İşler ters gittiği zaman kendi kendinize şu soruyu sorun: "başıma gelen bu olay bundan on yıl sonra da benim için böylesine önemli olacak mı ?"

İşlerinizi daha iyi planlayarak stres yaratacak durumları önleyebilirsiniz. herhangi bir işi yapmak için ona daha fazla zaman ayırın ki son dakikada oradan oraya koşuşturmayın. canınızı sıkan kişilerden ve işlerden uzak durmaya çalışın.

dinlenmek için hergün kendinize zaman ayırın. dinlenecek zaman bulamıyorsanız yapmanız gereken işleri dinlendikten sonra ve daha az stres altındayken daha kolayca ve daha etkili biçimde yapabileceğinizi hatırlayın. dinlenme yolları arasında sakin bir yerde tek başınıza biraz oturmak, dikkatinizi insanın ruhuna ferahlık veren bir müzik parçasını dinlemeye vermek, güzel bir kitap veya dergi okumak, evcil hayvanlarla ilgilenmek ve hatta banyo küvetinin içinde boylu boyunca uzanarak uzun bir banyo yapmak sayılabilir. kendinize zaman ayırdığınız için sakın suçluluk duygusuna kapılmayın.

düzenli olarak yürüyüş veya hoşlandığınız bir egzersiz yapın. stresi azaltmanın en iyi yollarından biri egzersiz yapmaktır.

sağlığa uygun gıdalardan yiyin. stres altında olduğunuz zaman yemek saatlerini kaçırmak ve fazla yağlı abur cubur şeylerle, tatlılarla ve fast-food türü çabuk servis yapılan yiyeceklerle mideyi doldurmak insana kolay gelir. gıdalarınız arasında bol bol ekmek, pilav, makarna ve diğer tahıllar sebze ve meyve olursa stresle başa çıkmak daha kolay olur.

geçmişteki sorunlarınızın ve başarısızlıklarınızın üzerinde fazla durmayın. gelecekte başınıza gelebilecek kötü şeyleri de kendinize dert edinmeyin. bugünü yaşamaya bakın, birisine derdinizi dökün. sorunlar hakkında konuşmak bazen çözüm bulmanıza yardımcı olabilir; hiç değilse içiniz ferahlar. bazen konuştuğunuz kişiler sorunlara değişik bir açıdan bakmanıza yardım ederler veya sorunlarla başa çıkmakta size yol gösterirler.

başvurduğunuz çarelerden hiçbiri işe yaramıyorsa bir uzmanla görüşün.


Su ve sağlık

bugün akşam yatıncaya kadar ne kadar su içtiniz ?
yanıtınız birbuçukla ikibuçuk litre arasındaysa tebrikler. demek ki vücut sağlığınızı koruyorsunuz ve vücuttan su eksilmesi, kabızlık ve böbrek taşı gibi sorunları önlüyorsunuz. su, çok önemlidir çünkü vücut, işlevlerinden bir çoğunu yapmak için su kullanır. su vücut ısısını ayarlar, vücuttan atılacak maddelerin çıkmasını sağlar, eklemleri korur, kan, ter, gözyaşı ve tükrük üretiminde kullanılır. musluk suyu; diş sağlığına yararlıdır çünkü, içinde diş çürümesini önleyen flor maddesi vardır.


musluk suyu güvenle içilebilir mi?
evet. sağlık bakanlığı halka herhangi bir nedenle suyu kaynatmayı önermedikçe musluk suyunu içebiirsiniz. sağlık bakanlığı içme sularını bütün illerde denetlemektedir. ancak bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkları olan kişilerin musluk suyunu içmeden önce doktorlarıyla görüşmeleri iyi olur. bu kişiler hiv/aids hastaları, kanser tedavisi gören hastalar ve organ nakli yapılmış hastalardır. hastalar, doktora suyu kaynattıktan sonra mı içmeleri gerektiğini sormalıdırlar.

bebeklere musluk suyu verilebilir mi ?
anne babalara bir yaşından küçük bebeklere her zaman kaynatılmış su vermeleri önerilir. su, en az iki dakika kaynatılmalıdır.

su ile bulaşabilecek mikroplar hangi hastalıklara neden olur?
bu mikroplar genellikle ishal ve karın ağrısı yapar. bu mikroplardan geçen hastalıklar her yıl görülür. mikroplu suyu içmek mikroplar nedeniyle hastalanmanın ancak bir yoludur. bu mikroplar insan ve hayvan pisliğinde de bulunur. İnsanın ağzına önemsiz bir miktarda da olsa mikrop girmesi hastalık yapar. bu nedenle tuvaletten çıktıktan, evcil hayvanlara dokunduktan ve bebeklerin bezini değiştirdikten sonra ellerin sıcak sabunlu suyla iyice yıkanması önemlidir. dere, nehir ve baraj suları da içilmemelidir. İshal olan bir kimse suyu kirletmemek için yüzme havuzuna girmemelidir.

su filtresi kullanmak gerekli midir ?
bu size bağlıdır. kullanacaksanız kullanma kılavuzunu dikkatle okuyunuz. bazı kimseler su filtresini sudaki klor tadını gidermek için kullanır. klor tadını suyu sürahiye koyup bir gece buzdolabında bekleterek de giderebilirsiniz. ancak içme suyunu oda ısısında birkaç saatten fazla bekletmek iyi değildir; İçinde mikrop üreyebilir. bazı kimseler musluk suyunu gazlı bez ve pamukla filtre ederek zararlı mikroplardan arıttıklarını sanırlar ama gazlı bez ve pamuk üzerinde bakteri ürer ve suyu kirletir.

sıcak su musluğundan su içilebilir mi ?
sıcak musluk suyunun içinde ısıtma aygıtından suya geçmiş olan madeni maddeler olabileceği için içmemek daha iyidir.

musluk suyu bulanıksa ?
bulanık suya su tesisatındaki bir arıza neden olabilir. musluğu bir süre açık tutarak suyu akıtınız. temiz su akmaya başlayınca içebilirsiniz.


Kanserle İlgili Yanlış İnanışlar

kanser ciddi bir hastalık olmakla birlikte bazılarımız bu
hastalığın iyileşmediği inancıyla gereksiz yere korkuya kapılırız. ancak
gerçekler böyle değildir. kanser hakkında daha çok bilgi edinerek korkunun bir
kısmını atlatmak mümkündür. ayrıca, edindiğimiz bilgiler bize kanserden nasıl
korunabileceğimizi de öğretir. kanser hakkındaki yanlış inançlardan bazıları ;

bu doğru değildir. kanser vakalarının %50'den fazlası başarıyla
tedavi edilmektedir. bazı kanser türlerinin tedavisinde başarı oranı çok
yüksektir. Çocukların yakalandıkları kanser hastalıklarının iyileştirilme oranı
giderek yükselmektedir. halen kanserli çocukların %80'i başarıyla tedavi
edilmektedir. tedavinin başarılı olabilmesi için kanserin erkenden belirlenmesi
gerektiği de unutulmamalıdır.bu nedenle kuşku duyduğunuz belirtilerin hemen
aile hekiminize bildirilmesi ve mümkün olduğu kadar düzenli aralıklarla sağlık
kontrolü yapılması da önemlidir. Örneğin, soygeçmişinde kalınbarsak kanseri
görülen ve 40 yaşını geçmiş kişiler erken belirtilerinin tanısının yapılması
için test yaptırmalıdırlar. 18-70 yaşları arasındaki kadınların ise her iki
yılda bir rahim ağzı kanserinin erken belirtilerinin bulunması için pap testi ve
50 yaşını geçmiş kadınların ise her iki yılda bir mamogram denilen göğüs
röntgeni çektirmeleri gerekmektedir. kadınlar göğüslerinde beliren bir
şişkinliği aylar hatta yıllar geçtikten sonra farkederler; oysa mamogram bir
pirinç tanesi kadar bile olsa göğüs kanserini yakalayabilmektedir.

bazı sağlık kontrollerini kendiniz yapabilirsiniz. Örneğin, kadınlar her ay
göğüslerini kendileri muayene ederek herhangi bir değişiklik olup olmadığını
belirleyebilirler. aynca herkes kendi derisi üzerindeki eski ve yeni lekeleri,
benleri arada bir kontrol ederek renklerinde, büyüklüklerinde ve biçimlerinde
bir değişiklik olduğunda bunu doktora gösterebilirler. erken tanı yapılan deri
kanserlerinin çoğu başarıyla tedavi edilebilmektedir.

kanser bulaşıcıdır !

bazı kişiler özellikle cinsel organlarla ilgili ve rahim ağzı veya
prostat kanseri gibi kanser hastalıklarının kendilerine de bulaşabileceğinden
korkarlar. bu doğru değildir. kanser bulaşıcı bir hastalık değildir.

pap testi İçin alınan gözelerde anormallik görülmesi
kanser hastalığının belirtisidir !

bu da doğru değildir. anormal gözeler tedavi edilerek ileride kansere
dönüşmeleri önlenir.

kanser vücutta oluşan yaralanma ve darbeler sonucu olur
!

bazen kadınlar göğüslerine isabet eden bir darbenin kansere neden
olacağından korkarlar. bunun doğru olduğuna dair bir bulgu mevcut değildir.
ancak bazen vücudun herhangi bir yerine vurulması sonucu kişinin dikkati o bölge
üzerinde yoğunlaştığından daha önceden mevcut olan anormal bir leke veya şişlik
meydana çıkarılabilir.

kanser yanlış bir hareketimizin cezasıdır !

bu da doğru değildir. kanser hakkında düşünmek, yazılan yazıları
okumak veya konuşmakla da kişi kansere tutulmaz.

kanseri Önleyecek Özel yemek rejimleri vardır !

ne yazık ki kanseri önleyecek belirli bir yemek rejiminin olduğu
kanıtlanmamıştır. ancak bazı besinlerin kanser hastalığı riskini azalttığı
görülmektedir. bu konuyla ilgili olarak az yağlı, bol posalı, meyvesi, sebzesi
bol bir yemek rejimi önerilmektedir. alkol ölçülü içilmeli, tuzlu, salamura ve
tütsülenmiş yiyeceklerin miktarı azaltılmalıdır. kilonun da sağlıklı bir düzeyde
tutulması önemlidir. araştırmalar aşırı kilolu kişilerde kansere daha çok
rastlandığını göstermektedir.


Kilolar

gerek erkekler gerekse kadınlar gitgide şişmanlamakta ve buna
da aşırı miktarda yenilen yağlı gıdalar ve daha az egzersiz yapmak neden
olmaktadır. bazı kişiler ; "kendimi iyi hissediyorsam şişmanolmam neden sorun olsun? " diyebilirler. ancak şişmanlık kalp hastalığı, felç,
şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinde riski arttırdığı için önem verilmesi
gereken bir konudur. kiloyu sağlıklı bir düzeyde tutmak ise tansiyonunuzu
düşürmenize, kendinizi daha iyi hissetmenize ve daha çok enerjiye sahip olmanıza
yardım eder.
Yemek alışkanlıklarınızı yavaş yavaş değiştirin...

hepimizin bildiği gibi, kilo kaybetmenin bir yolu aşırı yağlı
gıdaları kesmektir. ancak, bu yemek rejiminizi bir gece içinde değiştirmeniz
anlamına gelmez. yemek rejiminizde değişikliklerin kalıcı olmasını istiyorsanız
bu değişiklikleri yavaş yavaş yapınız. Örneğin, iki hafta süreyle çay veya kahve
içerken bisküvi yemeyin. bu değişiklikten memnun kalırsanız bu kez ekmeğinizin
üzerine sürdüğünüz tereyağ veya margarini azaltın veya az yağlı süt içmeye
başlayın.

yorulana kadar egzersiz yapmanıza gerek yoktur...

başarılı kilo kontrolünün sırrı, mantıklı bir yemek rejimi uygulamak
ve düzenli egzersiz yapmaktır. haftada en az dört kez 30'ar dakika egzersiz
yapmaya çalışın. 30 dakikanın tümünü birden yapmanıza gerek yoktur. günde üç kez
10'ar dakika egzersiz yapılabilir. egzersiz olarak yürüyüş yapabilir, yüzebilir
veya bisiklete binebilirsiniz.

hemen kilo kaybetmeyi beklemeyin...

bir hafta kilo kaybedip ondan sonraki hafta hiç kilo verememek
normaldir. egzersiz yapıyorsanız; hiç kilo kaybetmediğinizi de görebilirsiniz.
bu, vücutta yağ yerine kas ağırlığının artması demektir.

terazi kilo kaybını göstermese bile vücut yağ kaybetmeye devam eder ve
zindeleşir. kilo kaybında giysilerinizin vücudunuza nasıl oturduğunu izlemek
kendinizi devamlı teraziye vurmaktan daha iyi bir göstergedir.

düzenli egzersiz yapmaya ve yağlı gıdaları azaltmaya devam ederseniz hiç kilo
kaybetmediğiniz günlerin genellikle iki haftadan daha fazla sürmediğini
görürsünüz.

ne yemeli ?

ekmek, kahvaltılık tahıllar, pirinç, makarna, meyve, sebzeler, kuru
bezelye ve fasulye ve mercimek her gün bol bol yenmesi gereken gıdalardır.
midenizi bu sağlığa uygun ve doyurucu gıdalarla doldurursanız, yemek aralarında
yağlı, abur cubur atıştırma isteği azalır.

et, tavuk, balık, fındık, fıstık, tohumlar ve süt ürünleri normal miktarlarda
gereklidir. normal porsiyondaki et, tavuk ve balık tabağınızın ancak dörtte
birini kaplamalıdır. süt ürünlerinin yağı alınmış veya az yağlı olan türlerini
seçiniz. margarin, yağı azaltılmış ezme, tereyağ ve yemek yağlarını az miktarda
kullanınız. olabildiğince az alkol kullanınız.

yağ yemeyin !...

eti pişirmeden önce etrafındaki yağları kesip atın, tavuğu pişirmeden
önce yağlarını ve derisini çıkartıp atın. yemek pişirirken az yağ kullanmak için
ızgara, buğulama, fırınlama, az yağla sote, mikrodalga fırını veya teflon tava
kullanımı gibi pişirme yollarını deneyin. kızartma veya bol yağda yapılan
kızartmalardan uzak durun. yemekleri soğuttuktan sonra tekrar ısıtmadan önce
üzerlerinde donmuş olan yağı alıp atın. yemek aralarında açlığınızı bastırmak
için taze meyve ve ekmek yiyin. yemek aralarında yenilen kek, bisküvi, börek,
çikolata ve paketlenmiş gıdaları sınırlayın.