Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
19:04, 4 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazar, 07 Aralık 2025 - 19:08
Arama
MaviKaranlık Forum
Mardin
-
Tek Mesaj #2
Misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2007
Mesaj
#2
Ziyaretçi
Mardin şehri iki bölümden meydana gelmiştir. Bunlardan biri kale içerisinde, diğeri de kalenin eteklerinde bulunan yerleşim alanlarıdır. Kale dışındaki yerleşim alanı Dış Mahalle olarak isimlendirilmiş ve bugünkü şehir de burada kurulmuştur.
Kaleleri
Mardin Kalesi
Mardin Kalesi doğuda 1.200 m., batıda da 1.180 m. yüksekliğindeki bir tepenin üzerindeki düzlükte kurulmuştur. Kale içerisindeki yerleşim de doğudan batıya doğru 800 m, kuzeyden güneye 30 m. ile 150 m. arasında değişen düzlükte yer almıştır. Bu yerleşim alanı kale yamacının bittiği noktalarda sarp kayalıklarla ayrılmıştır. Bu yüzden Kartal Yuvası ismi verilen kalenin duvarları ile burçları kayalıkları da kapsayacak biçimde yapılmıştır. Bundan ötürü de kale, doğal bir görünümdedir.
Kalenin girişi güneyde olup, bu giriş rampa şeklinde yükselir ve bir merdivene ulaşır. Tarih boyunca ele geçirilemez olarak ün yapan Mardin Kalesi’nden ilk defa IV.yüzyılda Bizans tarihçisi Ammianus Marcellinus söz etmiştir. Ardından İmparator İustinianus dönemi tarihçilerinden Prokopios’tan başka uzun süre bu kaleden söz edilmemiştir. VII.yüzyılda Arap akınları sırasında Arap tarihçileri arasında bu kaleden söz edenler olmuştur. XIX.yüzyılda Fransız Dupré bu kalenin çok eski tarihlere indiğini, Bizans imparatorları tarafından da onarıldığını belirtmiştir.
Mardin Kalesi X.yüzyılda Al-Bâz (Şahin Kalesi), XIV.yüzyılda Kal’at al Şahba, Kal’at-ı Kuh, Kal’at Gurâb (Karga Kalesi) olarak isimlendirilmiştir. 1471 yılında Mardin’e gelen Barbaro şehirden yüksekte bulunan ve merdivenlerle çıkılan kale içerisinde yoğun bir nüfusun ve 300 evin bulunduğunu belirtmiştir. Evliya Çelebi’ye göre de, kalenin altındaki mağara ve mahzenlerde hububatın saklandığı ve sarnıçlarında su biriktirilmiştir. XVIII.yüzyılda Niebuhur bu kalenin oldukça sağlam ancak, tahrip gördüğünü belirtmiş, içerisinde 80’i oturulabilir 200 kadar ev olduğunu belirtmiştir. XIX.yüzyılın başlarında Olivier Bağdat paşasının kaleyi tamir ettirdiğinden söz etmiştir. Bundan sonra Mardin Kalesi’nden 1891’de Cuinet, 1930 yılında Gabriel değinmiştir.
Mardin Kalesi’nin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber bazı kaynaklarda bu kalede Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi ve Abbasilerin de hâkim olduğu yazılıdır. Bazı kaynaklarda ise; kalenin X.yüzyılda Hamdaniler tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Kalede bulunan kitabe ve kabartma parçaları ise kesin bir tarihleme vermekten çok uzaktır. Söylentiye göre; MS.330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin kalesinde kalır. Rahatsız olan kral, kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca, kendisine bir kasır yaptırıp, 12 yıl burada yaşar. Daha sonra kendi memleketi Pers ve Babil’den birçok asker ve sivil getirip, onları Mardin’e yerleştirmiştir. M5.442’da veba salgınından dolayı kaledeki halkın birçoğu ölmüş ve Mardin Kalesi MS. 542’e kadar boş kalmıştır. M.S.975-976’da Hamdaniler’den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham binlerce yıldır hâkim bir konumda bulunan bu doğal kaleyi bir takım eklemelerle, daha korunaklı bir hale getirmiştir. Sonraki yıllarda Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler ve Osmanlılar da bu kaleyi savunma amaçlı olarak kullanmışlardır.
Kalenin ovadan yüksekliği 1.000 m. kadardır. Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuştur. Meyilin fazla olduğu yerlerde ise surlar eklenmiştir. Kalenin güney kesiminde bir kule günümüze sağlam bir şekilde gelebilmiştir. Kalede daha önceleri mesken olarak kullanılmaya yarayan kalıntılar bulunmaktadır. IX.yüzyılın ilk yarısında mevcut olan surların, bugün bazı yerlerde yalnız temellerine rastlanmaktadır. Birçok kez kuşatılan kale, saldırılara karşı direnişini, bünyesinde barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki bolluk ile sağlamıştır.
Kalenin altı kapısı bulunuyordu. Bunlar; İlin batısında Diyarbakır Kapı, Doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, Kuzeybatıda Bab-ı Hamara, Güneybatıda, Bab-ı Zeytun, Güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı) dir. Bu kapıların ve sur duvarlarının sağlamlığı ve topoğrafik konumu kalenin uzun yıllar ele geçirilemeyişinde önemli bir etkendir.
Güney yönündeki basit ve yuvarlak kemerli ana kapıdan içerisine girilen kalenin duvarları yer yer kayalarla desteklenmiş olup, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Güney yönünde kesme taş ve yuğla örgülü bir burç dikkati çekmektedir. Beşgen planlı olan bu burç dışa doğru çıkıntılıdır.
Kız Kalesi (Kal’at ül al Mara-Lorna-Jurekm) (Merkez)
Mardin il merkezinin 5 km. doğusunda bulunan Kız Kalesi gözetleme ve karakol kalesi niteliğinde bir yapıdır. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Kale, yöreye özgü kesme taştan yapılmıştır. Kale içerisinde Kral kızına ait olduğu söylenen bir taht, su sarnıçları, kuyular, çeşitli yapı kalıntılarının temelleri ile mağaralar bulunmaktadır. Günümüze harap bir durumda gelebilmiştir.
Dara Kalesi (Daras Anastasiupolis) (Merkez)
Mardin il merkezinin 30 km. doğusunda, Dara Harabelerinin bulunduğu yerdeki yığma bir tepede bulunan bu kalenin yapım tarihi kesinlik kazanmamıştır. Bazı kaynaklara göre de Pers Hükümdarı Darius tarafından yaptırılmıştır. Tarih boyunca Perslerle Romalılar arasında sürekli el değiştirmiştir.
Kalenin bulunduğu yerleşim alanı Yukarı Mezopotamya bölgesinin en önemli merkezlerinden birisi idi. Çağının önemli bir eğitim merkezi de burada kurulmuştur. Günümüze kale dışında tiyatro kalıntıları, su sarnıçları gelebilmiştir. Kale yöresel kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapılmıştır.
Anır Kalesi (Merkez)
Mardin il merkezine 5 km. uzaklıkta, Deyrulzaferan Manastırı’nın arkasındaki tepe üzerinde bulunan kalenin kitabesi günümüze gelememiştir. Ayrıca kaynaklarda da yeterli bilgiye rastlanmamıştır. Bu bakımdan yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır.
Savunma ve gözetleme amaçlı yapılan kale, yöresel kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Oldukça harap durumda olduğundan planı çıkarılamamıştır.
Zarzavan Kalesi (Merkez)
Mardin-Diyarbakır Karayolu üzerinde bulunan bu kalenin yapım tarihi bilinmemektedir. Yapımı ile ilgili bir kitabesi günümüze gelemediği gibi kaynaklarda da yeterli bilgiye rastlanmamıştır.
Tarihi İpek Yolunu koruma amaçlı olarak 50 m. yüksekliğindeki bir tepe üzerindeki kaleyi Timur ele geçirmiş, yakıp, yıkmıştır. Günümüze kalenin kesme taştan yapılan kalıntıları gelebilmiştir.
Rabat Kalesi (Derik)
Mardin Derik ilçesinin 15 km. batısında Hisaraltı Köyü’nde bulunan Rabat Kalesi’nin kitabesi günümüze ulaşamamış olup, kaynaklarda da yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu bakımdan kalenin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır.
Kale Artuklular döneminde onarılmış, bu dönemde de bir takım ilavelerle genişletilmiştir. Artuklu dönemi öncesi hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Günümüze gelebilen kalıntılarından kalenin yöresel kesme taştan ve yer yer de moloz taştan yapıldığı anlaşılmaktadır. Oldukça büyük ölçüde olan kale 15 burcu olup, dikdörtgen planlıdır. Köşelerinde dört gözetleme kulesi bulunmaktadır. Buradaki burçlar ve kuleler 15 m. yüksekliğe kadar ulaşmaktadır. Kalenin doğu ve batısında iki kapısı vardır. Kale içerisinde, yeraltında depolar ve birtakım barınaklar olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kale içerisindeki kalıntılardan bir bölümünün kale komutanına ait bir köşke ait olduğu da iddia edilmiştir.
Dermetinan Kalesi (Mazıdağı)
Mardin Mazıdağı ilçesinin 20 km. kuzeybatısında Gümüşyuva Köyü’nde bulunan bu kalenin de yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kaynaklardan öğrenildiğine göre Anadolu’yu istila eden Timur Mezopotamya’yı ve Karadağ’a hâkim olmak, Mardin ile Diyarbakır’ın yolunu kesmek amacı ile bu kaleyi ele geçirmekte zorlanmıştır.
Dermetinan Kalesi 150 m. yüksekliğinde bir tepe üzerindeki düzlükte kurulmuştur. Yöresel kesme taş ve moloz taştan yapılmış olan kalenin 8 burcu ve gözetleme kuleleri bulunmaktadır. Kalenin giriş kapısı kuzey yönündedir. İçerisinde su sarnıçları ve yapı temel kalıntıları bulunmaktadır. Burada yapılan yüzey araştırmalarında Bizans dönemine ait mezarlar ve küçük buluntular ele geçirilmiştir. Ayrıca duvarlarında kabartmalar bulunmaktadır.
Savur (Sauras) Kalesi (Savur)
Mardin Savur ilçesinde, yüksek bir tepe üzerindeki düzlükte bulunan bu kaleyi MS.II.yüzyılda Romalılar yaptırmıştır. Stratejik yönden yöreye hâkim bir yerde olan kale, Romalılar ile Araplar arasında sürekli el değiştirmiştir. İpek Yolunun korunması yönünden de önemli bir konumdadır.
Bu kale üzerinde yeterli bir araştırma yapılmamıştır. Günümüze gelebilen kalıntılarından yöresel kesme taş ve moloz taştan yapıldığı anlaşılmaktadır. Mimari yönden planını çıkarmak mümkün olamamıştır.
Aznavur Kalesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesinin 14 km. kuzeydoğusunda, geniş bir vadi üzerindeki bu kale Hamdan Bin A1 Hasan Hasır Al-davla Bin Abdullah Bin Hamdan tarafından 970 yılında yaptırılmıştır.
Kale yöresel kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, doğudan batıya 400 m. uzunluğundadır. Genişliği ise 30-60 m. arasında değişmektedir. Üzerinde kurulduğu düzlük alan doğuda 800 m., batıda da 300 m. yüksekliğindedir. Kalenin güneydeki kapısı dışında başka bir girişi bulunmamaktadır. Kalenin 14 burcu ile 2 gözetleme kulesi bulunmaktadır. Bunlardan Suriye Ovası’na hâkim olan kule iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir.
Rahabdium (Hafemtay) Kalesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesinin 20 km. kuzeydoğusunda, bugünkü Suriye sınırına yakın bir tepe üzerinde bulunan kale, MS.II.yüzyılda Romalılar tarafından yaptırılmıştır. Doğusundaki Nusaybin-Midyat kervan yolunu kontrol altında tutmak amacıyla yapılmıştır. Ayrıca Suriye’den gelecek Arap akınlarına karşı karakol görevini de üstlenmiştir. Tarihi kaynaklardan öğrenildiğine göre Araplar ile Romalılar arasında sürekli savaşlar bu kale için yapılmıştır.
Kale yöresel kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, güneyden kuzeye kadar uzanan sur duvarları 14 burç ve 2 gözetleme kulesi ile desteklenmiştir. Uzunluğu 1.500 m.yi bulan surların yüksekliği 10 m., burç ile gözetleme kulelerinin yüksekliği de 20 m. yi bulmaktadır. Kalenin güney yönünden tek bir girişi vardır. Kale içerisinde su sarnıçları, erzak depoları, mahzenleri ve ne oldukları anlaşılamayan yapı temel kalıntıları bulunmaktadır.
Merdis (Marin) Kalesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesinin 15 km. kuzeydoğusunda bulunan bu kale, eski Merdis kentinin üzerindeki kayalık alanda yapılmıştır. Kalenin yapım tarihi kesinlik kazanamamakla beraber, duvar işçiliğinden Bizans döneminde yapıldığı veya onarıldığı anlaşılmaktadır.
Kalenin çevresi 1.500 m. genişliğinde olup, 12 kule ve burçla desteklenmiştir. Güneyde demir bir kapısı bulunmaktadır. Kalenin sur ve burçları iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir. Kalenin doğusunda Merdis Kralının şatosu yer almaktadır. Kayalar üzerindeki bu şato 5.00x18.00 m. ölçüsünde olup, derinliği de 5.00 m.dir. Şatonun altında ayrıca kayalara oyulmuş mahzenler ve bir sarnıç vardır.
Haytam Kalesi (Turabdin-Dimitriyus) (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesinde Günyurdu ve Dibek köyleri arasındaki deniz seviyesinden 1.254 m. yükseklikteki İzlo Dağı’nın doğusunda bulunan bu kale, MS.351 yılında Büyük Constantinius’un oğlu Custas tarafından yaptırılmıştır.
Kalenin yakınında Deyrul Umur Manastırı bulunmaktadır. Kale Akkoyunlular ile Bizanslılar arasında birkaç kez el değiştirmiş, 1462’de de Uzun Hasan tarafından ele geçirilmiştir. Yöresel kesme taş ve moloz taştan yapılan kale günümüze harap bir durumda gelebilmiştir. Planı ve duvar işçiliği günümüze gelen kalıntılarından tam olarak anlaşılamamaktadır.
Yeni Kale (Saçlı Ali) (Nusaybin)
Mardin, Midyat-Nusaybin kervan yolu üzerindeki boğazın dar geçidinde, dağın bittiği yerde, derin vadide, tek parça bir kayalık düzlükte kurulan bu kaleyi Bizans İmparatoru II.Constantinius’un emri ile Dimitrios yaptırmıştır. Kaleye halk arasında yakıştırılan Saçlı Ali isminin nereden kaynaklandığı bilinmemektedir.
Kale Midyat-Nusaybin kervan yolunu kontrol amacıyla kayalık bir alanda yapılmıştır. Kale oldukça geniş bir alana yayılmış olup, çevresi 1.000 m.yi bulmaktadır. Surlarının yüksekliği de 10 m. den fazla olduğu duvar kalıntılarından anlaşılmaktadır. Moloz taş ve kayalardan yapılan kalenin kalıntılarından bazı mekânlar, su sarnıçları ve duvarları destekleyen burç kalıntıları günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Sirvan Kalesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesi, Günyurdu Köyü’nün kuzeydoğusunda, Turgutlu ile Değirmencik köyleri arasında bulunan bu kale V.yüzyılda Sasaniler tarafından Bizanslılara karşı korunmak amacı ile yapılmıştır.
Kale kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Günümüzde harap bir durumda olduğundan ve kalede yeterince bir araştırma yapılmadığından planı ve yapı şekli hakkında bilgiler yetersizdir.
Erdemeşt Kalesi (Yeşilli)
Mardin Yeşilli ilçesi, Bülbül Köyü ile Arur Kalesi arasındaki bir tepe üzerinde bulunan kalenin yapım tarihi bilinmemektedir. Tarihi kaynaklarda da ismine rastlanmamıştır.
Kalenin yöresel kesme taş ve moloz taştan yapıldığı temel kalıntılarından anlaşılmaktadır.
Kilise ve Manastırlar
Mardin’in 3 km. doğusunda bulunan Daru’z-Zaferan Manastırı Yukarı Mezopotamya’ya bakan yamaçlarda bulunmaktadır. Manastırın güney kısmı dışında çevresi dağlarla çevrilmiştir.
Manastır IV. Yüzyılda kurulmuş Süryani cemaatinin önemli bir dini merkezi olmuştur.IX-X. Yüzyıllarda en parlak dönemini yaşamış, 1293-1932 yılları arasında da patriklikmerkezi olmuştur.
Bizans’ın baskısına karşılık Antakya merkez kilisesinde bulunan temel taşı da Dayr’uz-Zaferan’a taşınmıştır. Süryani havarilerinden Petrus adına dikilen bu taşın Hz. İsa’dan kaynaklanan bir de kutsal önemi vardır. Hz. İsa’nın Petrus’a “Temel kaya sensin, senin üzerinde kilisem inşa olunacaktır” dediği ve bu taşın da dikildiği kilisenin merkez olduğu kabul edilmiştir. Yapımındaki harçta yörede yetişen zaferan çiçeği kullanıldığı için de bu temel taşından ötürü kiliseye Deyru’z-Zaferan Kürsüsü Kilisesi denilmiştir. Bu olaydan sonra da kilise Süryanilerin haç merkezi konumuna gelmiştir.
Her yıl dünyanın çeşitli yörelerinden Süryaniler, 700 yıla yakın bir süre bu manastırı görmek için Mardin’e gelmektedir.
Manastırın ne zaman kurulduğu konusunda kesin bir tarihlendirme yapılamamaktadır. Bununla beraber manastırın Mardin ili ile birlikte kurulduğu sanılmaktadır. Bu manastır ilk defa XIX.yüzyılda dikkati çekmiştir. Manastırın en büyük özelliklerinden birisi de süryani patriklerinden elli ikisinin burada gömülü ve özel şekilde korunmakta oluşudur.
Çevresi yüksek duvarla çevrili olan manastırın çevresinde çok eski tarihlere inen mahzenler, kemerler ve burçlar bulunmaktadır.
Manastır iki katlı büyük bir bina olup, duvarlarının alt kısmında 1.00x3.00 m. boyunda blok taşların harçsız olarak birbiri üzerine oturtulduğu görülmektedir. Bunun üzerine yöresel taşlardan manastırın duvarları örülmüştür. Manastırın mimari yönden en büyük özelliği tavanlarıdır. Manastırın mozaikli mihrabı orijinal halini korumuştur. Ayrıca mabedin her iki tarafında kurban sunulan kemerli bölümler bulunmaktadır. Yapının içerisindeki kubbe ve sütunlar ile ahşap el işlemeli kapıları da orijinalliğini korumaktadır.
Manastır çeşitli dönemlerde yapılan eklerle genişletilmiş, ayrıca farklı dönemlere ait Mor Hanonya, Meryem Ana, Mor Petros kiliseleri ile bir şapel burada yapılmıştır. Ayrıca kuzeyindeki dağda kayalara doyulmuş olarak, belirli aralıklarla Meryem Ana, Thedoros, Mor Yakub, Mor İzozoli, Mor Behnam manastırlarıyla Mor Yusuf Savmaası yapılmıştır.
Mar Barbara Manastırı (Merkez)
Mardin il merkezinde bulunan Mar Barbara Manastırı, XVII.yüzyılda yapılmıştır. Kaynaklarda bu manastır ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Kesme taştan dikdörtgen planlı kilisenin yanında manastırın müştemilat yapıları bulunuyordu. Günümüzde bu manastır harabe halindedir.
Mor Efram Manastırı (Merkez)
Mardin’de bulunan bu manastırı Patrik Cercis Şelhet 1884 yılında yaptırmıştır. Kesme taştan yapılan kilise, çevresinde papaz odaları ve çeşitli yapılardan oluşmuştur. Günümüzde harap bir durumdadır.
Meryem Ana Manastırı (Midyat)
Mardin Midyat ilçesi Anıtlı Köyü’nde bulunan bu manastır, Süryanilere aittir. Süryani inancına göre üç aziz gelerek bu manastırı kurmuştur.
Mor Dimet Manastırı (Savur)
Mardin Savur ilçesi Dereiçi Köyü’nde bulunan bu manastırın ne zaman yapıldığı konusunda kaynaklarda bir bilgiye rastlanılmamıştır.
Manastır, kilise ve onun çevresindeki yapılardan meydana gelmiştir. Kesme ve moloz taştan yapılmıştır. İnanışa göre bu manastıra gelen romatizma hastaları burada şifa buluyorlarmış. Bu nedenle de manastıra Romatizma Manastırı ismi de verilmiştir.
Mor Cırcıs Manastır (Derik)
Mardin, Derik ilçe merkezinde bulunan Mor Cırcıs Manastırı’nın yapım tarihi ile ilgili bir bilgiye kaynaklarda rastlanmamaktadır.
Manastır, kesme taştan yapılmış bir kilise ile çevresindeki müştemilattan meydana gelmiştir. Dikdörtgen planlı kilise kesme taştan yapılmıştır. Kilisenin özellikle yüksek tavanı ve apsisine yönelik U şeklindeki koro balkonunun oluşturduğu, kendisine özgü bir mimarisi vardır.
Deyrulumur Manastırı (Midyat)
Mardin, Midyat ilçesinin 18 km. doğusunda bulunan Deyrulumur Manastırı, Savurlu Mor Samuel ile Kartminli Mor Şemun tarafından 397 yılında yaptırılmıştır. VII. Yüzyılda, metropolitlik merkezi olmuş ve bu durum 1049 yılına kadar sürmüştür.
Manastıra Mor Şemun tarafından barınma ve dua yerleri, İmparator Theodosius zamanında içerisine lahitlerin konacağı anıtsal bir yapı, Meryem Ana Kilisesi, Resuller Kilisesi, Kırk Şehit Kilisesi, Mor Şamuel kilisesi yapılmıştır. Söylentiye göre İmparatorun kızı Theodora’nın Mor Şamuel tarafından iyileştirilmesinden ötürü de manastıra Theodara Kubbesi eklenmiştir.
Mor Yakup Manastırı (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesinde bulunan bu manastır Yukarı Mezopotamya bölgesindeki kiliselerin en eskisi sayılmaktadır. Mor Şabo ve on bir öğrencisinin öldürülmesinden ötürü yaptırılmıştır. Manastır Mor Yakup’un 328 yılında öldürülmesi üzerine aynı yerde bulunan bir mecusi mabedi üzerine yaptırılmıştır.
Manastır kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. İbadet mekânının üzeri ana kubbeyi destekleyen yarım kubbelerle örtülmüştür. Manastır kilisesinin batı cephesinin duvarları sonradan yıkılmış ve 872 yılında yenilenmiştir. Manastır içerisinde Mor Yakup’un Türbesi bulunmaktadır.
Episkopos Mor Yakup ile öğrencisi Mor Efram Nikeia’da Hıristiyanlığın konsil toplantılarına katıldıktan sonra Nusaybin’e döndüklerinde burada Nusaybin Okulunun yapımına başlamışlardır. Bu okulu 326’da açmışlar ve Mor Efram 38 yıl boyunca bu okulu yönetmiştir. Bu okul putperestlik döneminden kalan bir yapı üzerine kurulmuştur. Bu okulda felsefe, mantık, edebiyat, geometri, astronomi, tıp, hukuk eğitimi verilmiştir. Aynı zamanda bu okuldaki çalışmalar sonunda Grekçe’den birçok yazma eser Süryanice’ye çevrilmiştir.
Bu okulun en büyük özelliği o dönemde Nusaybin’in ileri düzeyde bir eğitim merkezi oluşunu göstermesidir. Mor Yakup’un 338’de ölümünden sonra kilisenin bodrum katına gömülmüştür. Ondan sonra Episkoposluğa Mor Babo (338-343), Mor Logos (343-361), Mor Abraham (361-?) getirilmiştir. Bu dini merkezin son Episkoposu Rahip Hanna olmuştur. Nusaybin okulu Sasanilerin 363’de Nusaybin’i almasına kadar öğretime devam etmiştir. Bundan sonra okulun öğretim kadroları dağılmış ve Suriye’de öğretime devam edilmiştir. Sonraki yıllarda Bizanslılar Nasturilere karşı baskı kurunca Urfadaki (Edessa) okul Nusaybin’e nakledilmiş ve burası Nasturilerin dini merkezi olmuştur. Okulun yönetimindeki Narsay ve Episkopos Barsavmo’nun yerine geçen II. Mor Huşoh döneminde okul büyük ün yapmıştır. Bu nedenle de Nusaybin “İlimlerin beşiği, eğitim şehri ve öğretmenlerin annesi” olarak isimlendirilmiştir.
Manastır XIX yüzyıla kadar işlevini sürdürmüştür. Mor Yakup Kilisesinin restorasyonunu Nusaybin Belediyesi ÇEKÜL Vakfı ve Mor Yakup Kilisesi Süryanı Kadim Cemaati Midyat Metropolitliği, Deydülzaferin Kilisesi Vakfı tarafından restore edilmiştir.
Mor Evgin Manastırı (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesi, Girmeli Bucağının 7 km. kuzeyinde, Tûr Abidin Dağı yamacında ovadan yaklaşık 500 m. yüksekliğinde kurulmuştur. Manastırın çevresinde bazı mabet ve yapı kalıntıları bulunmaktadır. Mor Evgin’in Hıristiyan azizlerinden olduğu bilinmektedir.
Manastırın kurulduğu dönem kesinlik kazanamamıştır. Halk arasında bu manastır “Deyr-Marog” ismiyle de tanınmıştır.
Mor Abraham Manastırı (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesinde Bagok Dağı’nda kayalar arasında kurulmuş olan bu manastırın yapım tarihi bilinmemekle beraber geçmişinin çok eskiye indiği bilinmektedir. Buradaki yapı topluluğu Hıristiyanlığın ilanından sonra manastıra çevrilmiştir. Yapı olarak yüksek duvarları ile manastırdan çok bir kaleyi andırmaktadır.
Mar Petrus ve Paulus Kilisesi (Merkez)
Mardin Gül Mahallesi’nde bulunan bu kilise, Patrik II. Abdullah döneminde Papaz Abdülmesih’in çabaları ile Aziz Petrus ve Paulus adına 1914 yılında yapılmıştır.
Kesme taştan yapılmış olan kilise dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülüdür. Taş işçiliğinde dikkati çeken bir bezemeye rastlanmamaktadır. Kilisenin en büyük özelliği kök boyalarla el işinden yapılmış olan baskı perdeleridir.
Mor İliyo Kilisesi (Merkez)
Mardin Kalesi’nde bulunan bu kilise III.yüzyılda yapılmıştır. Kesme taştan yapılan kalenin mimari yapısını tam olarak tespit edebilmek mümkün olamamıştır.
Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi (Merkez)
Mardin Şar Mahallesi’nde bulunan bu kilisenin V.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
Kırk din şehitlerine ait kemiklerin 1170’de bu kiliseye getirilmiş olmasından ötürü aynı zamanda Kırk Şehitler Kilisesi ismiyle tanınmıştır. Günümüzde Mardin Metropolitlik Kilisesi’dir.
Kilise yöresel kesme taştan, geniş bir avlu içerisinde yapılmıştır. Duvar işçiliğinde son derece ince bir işçilik uygulanmıştır. Üç ayrı girişi olan kilisenin cephelerinde dantel gibi işlenmiş taş örgüler dikkati çekmektedir. Apsisi, çan kulesi ve 1500 yıllık kök boya perdeleri ile dikkat çekici bir yapıdır.
Surp Kevork (Kırmızı) Kilisesi (Merkez)
Mardin Ermeni cemaatinin kullandığı bu kilise, kayıtlarından öğrenildiğine göre 420 yılında yapılmıştır. Ancak değişik zamanlarda yapılan onarımlar sonucunda özelliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
Kesme taştan yapılmış olan kilisenin ibadet mekânı 10 payenin taşıdığı bir çatı ile örtülmüştür. Apsisindeki geometrik taş süslemeleri ile dikkati çekmektedir.
Protestan Kilisesi (Merkez)
Mardin il merkezinde bulunan bu kilise oldukça geniş bir alan üzerine 569 yılında yapılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan kilisede geometrik ve çeşitli bitkisel motiflere yer verilmiştir.
Mor Hırmıs Kilisesi (Merkez)
Mardin il merkezinde bulunan bu kilise 430 yılında yapılmıştır. Başlangıçta Hıristiyanların kullandığı kiliseyi 1552 yılından sonra Nasturiler kullanmıştır.
Kesme taştan yapılmış olan ve yer yer geometrik taş bezemelerin bulunduğu kilise de iki metropolitin mezarının bulunması daha da önem kazanmasına neden olmuştur.
Mor Yusuf Kilisesi (Merkez)
Mardin il merkezinde bulunan bu kilise Ermeni Meclis-i Mebusan üyesi Hovsep Kazasyan’ın önderliğinde ve Ermeni Katolik cemaatinin katkılarıyla Patrik VIII.Grigoryus tarafından Mardin Metropolitliğine getirilen Melkun Nazaryan tarafından yaptırılmıştır. Mimari Lole’dir. Kilisenin yapımına 1864 yılında başlanmış ve 1894 yılında da ibadete açılmıştır. Ayrıca kilisenin yanına ruhbanların ikametine ayrılan bir bina ile ruhban okulu da eklemiştir.
Kilisenin yapımı sırasında temellere rutubeti önlemek için tuzlar dökülmüş ve bundan sonra da temeller atılmıştır. Kilise kesme taştan bazilika planında olup, üzeri düz bir dam ile örtülüdür. İbadet mekânının içerisinde 21 sütun bulunmaktadır. Ayrıca altı apsisi ve koro balkonuna yer verilmiştir.
Meryem Ana Kilise ve Manastırı (Merkez)
Mardin il merkezinde bulunan bu kilisenin cemaati yeterli olmadığından uzun süre kendi halinde kalmış, l958 yılında ana caddenin genişletilmesi sırasında yıkılmıştır. Kilise, Patrik Antuan Semheri tarafından 1860 yılında yaptırılmıştır.
Kesme yöresel taştan yapılan kilise dikdörtgen planlı olup, ibadet mekanı 21 sütun ile üst örtüyü taşımaktadır. Kilise, patriğin oturduğu yer ve İncil okunan bölümlerdeki üzüm salkımı motifleri ile dikkati çeken bir yapı görünümündeydi.
Kilisenin yanında bulunan ve Antakya Patrigi İğnatios Benham Banni tarafından 1895 yılında yapılan patrikhane günümüzde Mardin Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Meryem Ana Kilisesi (Merkez)
Mardin Savur Kapı Mahallesi’nde bulunan kilisenin kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. 1857’de ibadete açılmıştır.
Kesme taştan yapılmış, üzeri dam ile örtülü kilise uzun süre terkedilmiş ve günümüze yıkık bir durumda gelmiştir.
Mor İvennis Kilisesi (Merkez)
Mardin, Eski Kale Köyü’nün güney doğusunda bulunan bu kilise 793 yılında Mor Circis Kilisesi ile birlikte yaptırılmıştır.
Kilise kesme taştan olup üzeri düz bir dam ile örtülmüştür.
Mor Circis Kilisesi (Merkez)
Mardin Eski Kale Köyü’nün kuzeybatısında bulunan bu kilise Mor İvennis Kilisesi ile birlikte 793 yılında yaptırılmıştır.
Kilise kesme taştan olup üzeri düz damla örtülmüştür.
Mor İliye Kilisesi (Merkez)
Mardin Çiftlik Köyü’nde bulunan bu kilisenin yapım tarihini belirten bir kitabe veya belgeye rastlanılmamıştır.
Kesme taştan, dikdörtgen planlı olarak yapılan kilisenin yanında ayrı bir bölüm halinde, alçak tavanlı iki oda bulunmaktadır. Bu bölümün ruh ve sinir hastalıkları tedavisinde yararlanıldığına inanılmıştır. Kilisenin Taka diye isimlendirilen bu bölümü ziyaret edilmektedir.
Mor Yakup (Mor Kuryakus) Kilisesi (Merkez)
Mardin Bülbül Köyü’nde bulunan bu kilisenin kitabesi bulunmadığı gibi kaynaklarda da yapım tarihini gösteren bir bilgiye rastlanılamamıştır. Bununla beraber III.yüzyılda manastır kilisesi olarak yapıldığı söylenmektedir.
Kesme taştan düz damlı olarak yapılan kilisede bezeme elemanlarına rastlanılmamıştır.
Meryem Ana Kilisesi (Merkez)
Mardin Göllü Köyü’nde bulunan bu kilisenin yapım tarihi bilinmemektedir. Kesme taştan yapılmış olan kilise yıkık durumdadır.
Mor Yuhanna Kilisesi (Merkez)
Mardin Dereiçi (Kıllıt) Köyü’nde bulunan bu kilise 370 yılında yapılmıştır. Kesme taş ve moloz taştan yapılan kilise dikdörtgen planlıdır. Üzeri düz bir dam ile örtülüdür.
Mor Babi Kilisesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesi Günyurdu Köyü’nün kuzeybatısında bir tepede bulunan bu kilisenin yapım tarihi bilinmemektedir.
Kilise, kayaların yontulmasıyla yapılmıştır. Bu nedenle de Mağara veya Yeraltı Kilisesi olarak da tanınmaktadır.
Mor Aho Kilisesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin İlçesi Günyurdu Köyü’nün kuzeyinde bir tepe üzerinde bulunan kilisenin yapım tarihi bilinmemektedir. Patrik III.Yakup döneminde kiliseye bazı ilaveler yapılmıştır.
Kilise moloz taştan ve dikdörtgen planlı olarak yapılmış, üzeri düz bir dam ile örtülmüştür.
Mor Şemun Kilisesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin İlçesi Günyurdu Köyü’nün kuzeyinde bulunan bu kilisenin yapım tarihi bilinmemektedir. Kitabesi günümüze gelememiştir. Kaynaklarda da onunla ilgili yeterli bir bilgiye rastlanamamıştır. Bununla beraber yapı üslubundan IIIV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
Kesme taştan yapılmış olan kilise dikdörtgen planlıdır ve üzeri de düz bir damla örtülmüştür.
Mor Yuhanna Kilisesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesinde Turabdin Dağı’nın kayalık yamacında yer alan kilisenin yanında müştemilat yapıları bulunmaktadır. Halk arasında “Deyr-Gazel” diye bilinmektedir. Mar Evgin Manastırı'na 5 km uzaklıktadır.
Kilisenin yapımında kesme taş ve kayalardan yararlanılmış olup, dikdörtgen planlıdır. Üzeri düz bir damla örtülmüştür. Kilise içerisinde bezeme elemanlarına rastlanılmamıştır.
Mor Sumuni Kilisesi (Nusaybin)
Mardin Nusaybin ilçesi Eski kale Köyü’nün güneyinde bulunan bu kilise kaynaklardaki bilgilerden öğrenildiğine göre, 793 yılında yapılmıştır.
Yapımında kesme taş kullanmıştır. Dikdörtgen planlı olup, üzeri düz bir damla örtülmüştür.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar,
Untitled Document
adresinden alınmıştır.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 19:08
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...